iltasyazilim
FD Üye
Miraç Kandilinde Neler Yaşandı
Miraç Kandilinde Gerçekleşen Olaylar Nelerdir
Miraç Kandili İslam dininde tanrısal farzedilen gecelerden biridir Recep ayının 27 gecesidir Müslümanlar bu gecede peygamberleri Muhammed'in, Mekke´deki Mescidi Haram´dan, Kudüs´teki Mescidi Aksa´ya götürüldüğüne, oradan da gökleri aşarak, Cebrail'in bile giremediği Sidretül Münteha'yı geçerek Allah´ın katına ulaştığına inanırlar Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir
Miraç Kandilinde Gerçekleşen Olaylar
Miraç Gecesi, Recep ayının 27 gecesidir Miraç mucizesi, hicretten bir buçuk sene önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur Olayın iki aşaması vardır Birinci aşamada Hz Peygamber (sav) MescidülHaram'dan Beytü'lMakdis'e (Kudüs) götürülür Kur'an'ın andığı bu safha, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır İkinci aşamayı ise Hz Peygamber (sav)'in Beytü'lMakdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur Miraç olarak anılan bu büyüme olayı Kur'an'da anılmaz, lakin fazla sayıdaki hadisi şerifde detaylı biçimde anlatılır
Hadis kitaplarında rivayet edildiği üzere:
Hz Peygamber (sav) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonradan oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler gördü Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidrei Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir fazla acaib şeyler gördü Nihayet beş süre namazın farz kılınması emri ile benzer gecede geri döndü
Sabahleyin Mescidi Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi şaşırmak ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular
Ebu Bekir;
Eğer o, bunu söylediyse kuşkusuz doğrudurdedi
Onlar:
Onu bu konuda da mı onaylama ediyorsun?dediler
O da:
Ben onu bundan daha ötesinde onaylama ediyorum, sabahtan akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini onay ediyorumdedi Bunun üzerine kendisine Sıddık unvanı verildi
Kureyşliler içinde Beytü'lMakdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler Anında Hz Peygambere Beytü'lMakdis gösterildi Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu
Gerçi BeytülMakdis'i tanımlamada isabet etti dediler
Sonradan:
Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?dediler
Peygamber (sav)
Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi Bir deve kaybetmişler arıyorlardı Yüklerinde bir su kadehi vardı Susadım onu alıp su içtim ve yine vaktiyle olduğu gibi yerine koydum Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?buyurdu
Bu da diğer bir alâmettir dediler Daha Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular
Bu kere da kervan olduğu gibi Hz Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine yanıt verdi ve buyurdu ama:
İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üstünde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler
Bunun üstüne:
Bu da öteki bir âyettirdediler ve o gün hızla Seniyye'ye içten çıktılar Güneş ne zaman doğacak da onu yalancı çıkaracağız diye bakıyorlardı Derken içlerinden birisi:
Güneş doğdu!diye haykırdı Öteki birisi de:
İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpkı (Hz Muhammed'in) dediği gibidedi Böyle olduğu halde yine iman etmediler de:
Bu apaçık bir büyüdürdediler Bazıları göğe yükselmenin de Burak üstünde meydana geldiğini söylemişler ise de reel olan şudur: Mescidi Aksâ'ya dek İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş Ondan daha sonra Miraç, asansör kurulmuştur
Ebu Sa'îdi Hudrî'den söylenti olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur fakat:
Beytü'lMakdis'te olanları bitirdiğim süre Miraç getirildi ama, ben ondan hoş bir şey görmedim Ve o, odur fakat, ölünüz can çekişme vaktinde gözlerini ona diker Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya kadar çıkardı ama, ona Koruyucu melekler kapısıdenir Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır
Nitekim bu konuda :
Ve onu, her kovulmuş şeytandan korudukbuyurulmuştu
(Hicr, 1517)
Ve Ebu Sa'îdi Hüdrî'nin diğer bir rivayetinde şu ayrıntılı açıklama vardır:
Sonra Miraç getirildi oysa insanların ruhu onda göğe yükselir Baktım oysa, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin ölmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına değin yükseltildik Cebrail kapının açılmasını istedi O kimdir?denildi
Cibrildedi
Yandaki kim?denildi
Muhammeddedi
Öyle mi?
O Peygamber olarak gönderildi mi?denildi
O, evetdedi
Derhal kapıyı açtılar ve beni selamladılar diğer taraftan ne bakayım görevli bir melek gördüm ki göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var
Burada Resulullah (sav) şu âyeti okudu:
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık Ve onların sayısını red edenler için sadece bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, belirlenmiş bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin:
Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıpsaptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez Bu ise, beşer (insan) için sadece bir öğüttür
(Müddessir, 7431)
ve buyurdu ancak:
Derken bir adam ile beraberim ama, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor: Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılındiyor Kâfir ruhu ise; fena ruh, kötü kokuludur Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılındiyor
Ey Cibril! bu kim?dedim
Baban Âdemdedi Ve o, bana selamlama verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti
Hoş geldin salih peygamber ve salih evladdedi
Daha Sonra baktım bir toplum gördüm ama, dudakları deve dudağı gibiydi Onlara bazı memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
O: Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdirdedi
Sonradan baktım bir toplum vardı ki, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ki, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlardedi
Daha Sonra baktım bir toplum var oysa, önlerine bir sofra resmileşmiş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var Onlar, o hoş etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar
Bunlar kim? Ey Cebrail!dedim
O:
Bunlar zinakarlardedi Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler
Sonra baktım bir toplum var ancak, karınları evler gibidir Bunlar Firavun ailesinin yolu üstünde bulunuyor Firavun ailesi sabah ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca herkes karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üstüne Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Dedi ancak:
Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir onların misali kendisini şeytan çarpmış olan kimse gibidir
Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağı ayaklarından asılmış
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim O:
Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardırdedi
Sonra ikinci göğe çıktık Orada Yusuf ile buluştum Ümmetinden kendine tabi olanlar da etrafında idi Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi Bana selamlama verdi, güzel geldin dedi
Sonradan üçüncü göğe geçtik Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu Bana selam verdiler Hoş geldin dediler
Sonradan dördüncü göğe geçtik İdris ile buluştum Bana selamlama verdi, hoşgeldin dedi Nitekim yüce Allah:
Biz onu ulu bir yere yükselttik (Meryem, 1957) buyurmuştur
Sonra beşinci göğe geçtik Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum Civarda ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi Sakalı adeta göbeğine değecekti Beni selamladı, hoşgeldin dedi
Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b İmran ile buluştum Fazla kıllı idi Üstünde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı Musa dedi oysa
Ahali beni Allah katında en şerefli olan yaratık diye iddia ederler Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim Ama her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir
Daha Sonra yedinci göğe geçtik Ben, orada İbrahim ile buluştum Sırtını Beyti Ma'mur'a dayamıştı Beni selamladı
Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldindedi Bunun üzerine bana denildi ancak:
İşte senin yerin ve ümmetinin yeri
Sonradan Resulullah,
Sahiden İbrahim'e insanların en yakını, zamanında ona yan olanlarla şu Peygamber (Hz Muhammed) ve ona iman edenlerdir Allah müminlerin yardımcısıdır
(Ali İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ancak:
Sonradan Beyti Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete değin geri de dönmezler Daha Sonra baktım bir ağaç var ama bir yaprağı bu ümmeti bürür Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu
Ey Cibril! Bu nedir?dedim O:
Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dirdedi Bunun üzerine rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı Daha Sonra Kevser'in akıntı istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim üstelik ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var
Namaz Emri
Daha Sonra ulu Allah bana emrini emretti ve elli namaz farz kıldı Ondan sonra Musa'ya uğradım
Rabbin ne emretti?dedi
Üzerime elli namaz farz kıldıdedim
O:
Dön, azaltması için Rabbine yalvar Çünkü ümmetin bunun altından kalkamazdedi
Rabbime döndüm, azaltması için yalvardım O benden on süre namaz indirdi Sonradan Musa'ya döndüm Bu şekilde Musa'ya uğradıkça Rabbime dönüyordum Sonunda beş süre namaz farz kıldı
Musa, yine
Rabbine dön, azaltmasını iste dedi
Ben:
Fazla müracaat ettim, bundan böyle utandımdedim
Bunun üstüne bana denildi oysa:
Sana bu beş zaman namaz, elli namazdır Bir iyilik on katı iledir Her kim iyilik yapmaya çaba eder de onu işlemezse, onu bir iyilik yazılır, işleyene de on iyilik yazılır Her kim de bir günah yapmaya teşebbüs eder de işlemezse bir şey yazılmaz, işlerse bir günah yazılır*
Miraç Kandilinde Gerçekleşen Olaylar Nelerdir
Miraç Kandili İslam dininde tanrısal farzedilen gecelerden biridir Recep ayının 27 gecesidir Müslümanlar bu gecede peygamberleri Muhammed'in, Mekke´deki Mescidi Haram´dan, Kudüs´teki Mescidi Aksa´ya götürüldüğüne, oradan da gökleri aşarak, Cebrail'in bile giremediği Sidretül Münteha'yı geçerek Allah´ın katına ulaştığına inanırlar Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir
Miraç Kandilinde Gerçekleşen Olaylar
Miraç Gecesi, Recep ayının 27 gecesidir Miraç mucizesi, hicretten bir buçuk sene önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur Olayın iki aşaması vardır Birinci aşamada Hz Peygamber (sav) MescidülHaram'dan Beytü'lMakdis'e (Kudüs) götürülür Kur'an'ın andığı bu safha, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır İkinci aşamayı ise Hz Peygamber (sav)'in Beytü'lMakdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur Miraç olarak anılan bu büyüme olayı Kur'an'da anılmaz, lakin fazla sayıdaki hadisi şerifde detaylı biçimde anlatılır
Hadis kitaplarında rivayet edildiği üzere:
Hz Peygamber (sav) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonradan oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler gördü Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidrei Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir fazla acaib şeyler gördü Nihayet beş süre namazın farz kılınması emri ile benzer gecede geri döndü
Sabahleyin Mescidi Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi şaşırmak ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular
Ebu Bekir;
Eğer o, bunu söylediyse kuşkusuz doğrudurdedi
Onlar:
Onu bu konuda da mı onaylama ediyorsun?dediler
O da:
Ben onu bundan daha ötesinde onaylama ediyorum, sabahtan akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini onay ediyorumdedi Bunun üzerine kendisine Sıddık unvanı verildi
Kureyşliler içinde Beytü'lMakdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler Anında Hz Peygambere Beytü'lMakdis gösterildi Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu
Gerçi BeytülMakdis'i tanımlamada isabet etti dediler
Sonradan:
Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?dediler
Peygamber (sav)
Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi Bir deve kaybetmişler arıyorlardı Yüklerinde bir su kadehi vardı Susadım onu alıp su içtim ve yine vaktiyle olduğu gibi yerine koydum Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?buyurdu
Bu da diğer bir alâmettir dediler Daha Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular
Bu kere da kervan olduğu gibi Hz Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine yanıt verdi ve buyurdu ama:
İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üstünde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler
Bunun üstüne:
Bu da öteki bir âyettirdediler ve o gün hızla Seniyye'ye içten çıktılar Güneş ne zaman doğacak da onu yalancı çıkaracağız diye bakıyorlardı Derken içlerinden birisi:
Güneş doğdu!diye haykırdı Öteki birisi de:
İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpkı (Hz Muhammed'in) dediği gibidedi Böyle olduğu halde yine iman etmediler de:
Bu apaçık bir büyüdürdediler Bazıları göğe yükselmenin de Burak üstünde meydana geldiğini söylemişler ise de reel olan şudur: Mescidi Aksâ'ya dek İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş Ondan daha sonra Miraç, asansör kurulmuştur
Ebu Sa'îdi Hudrî'den söylenti olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur fakat:
Beytü'lMakdis'te olanları bitirdiğim süre Miraç getirildi ama, ben ondan hoş bir şey görmedim Ve o, odur fakat, ölünüz can çekişme vaktinde gözlerini ona diker Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya kadar çıkardı ama, ona Koruyucu melekler kapısıdenir Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır
Nitekim bu konuda :
Ve onu, her kovulmuş şeytandan korudukbuyurulmuştu
(Hicr, 1517)
Ve Ebu Sa'îdi Hüdrî'nin diğer bir rivayetinde şu ayrıntılı açıklama vardır:
Sonra Miraç getirildi oysa insanların ruhu onda göğe yükselir Baktım oysa, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin ölmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına değin yükseltildik Cebrail kapının açılmasını istedi O kimdir?denildi
Cibrildedi
Yandaki kim?denildi
Muhammeddedi
Öyle mi?
O Peygamber olarak gönderildi mi?denildi
O, evetdedi
Derhal kapıyı açtılar ve beni selamladılar diğer taraftan ne bakayım görevli bir melek gördüm ki göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var
Burada Resulullah (sav) şu âyeti okudu:
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık Ve onların sayısını red edenler için sadece bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, belirlenmiş bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin:
Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıpsaptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez Bu ise, beşer (insan) için sadece bir öğüttür
(Müddessir, 7431)
ve buyurdu ancak:
Derken bir adam ile beraberim ama, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor: Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılındiyor Kâfir ruhu ise; fena ruh, kötü kokuludur Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılındiyor
Ey Cibril! bu kim?dedim
Baban Âdemdedi Ve o, bana selamlama verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti
Hoş geldin salih peygamber ve salih evladdedi
Daha Sonra baktım bir toplum gördüm ama, dudakları deve dudağı gibiydi Onlara bazı memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
O: Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdirdedi
Sonradan baktım bir toplum vardı ki, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ki, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlardedi
Daha Sonra baktım bir toplum var oysa, önlerine bir sofra resmileşmiş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var Onlar, o hoş etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar
Bunlar kim? Ey Cebrail!dedim
O:
Bunlar zinakarlardedi Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler
Sonra baktım bir toplum var ancak, karınları evler gibidir Bunlar Firavun ailesinin yolu üstünde bulunuyor Firavun ailesi sabah ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca herkes karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üstüne Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Dedi ancak:
Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir onların misali kendisini şeytan çarpmış olan kimse gibidir
Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağı ayaklarından asılmış
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim O:
Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardırdedi
Sonra ikinci göğe çıktık Orada Yusuf ile buluştum Ümmetinden kendine tabi olanlar da etrafında idi Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi Bana selamlama verdi, güzel geldin dedi
Sonradan üçüncü göğe geçtik Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu Bana selam verdiler Hoş geldin dediler
Sonradan dördüncü göğe geçtik İdris ile buluştum Bana selamlama verdi, hoşgeldin dedi Nitekim yüce Allah:
Biz onu ulu bir yere yükselttik (Meryem, 1957) buyurmuştur
Sonra beşinci göğe geçtik Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum Civarda ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi Sakalı adeta göbeğine değecekti Beni selamladı, hoşgeldin dedi
Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b İmran ile buluştum Fazla kıllı idi Üstünde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı Musa dedi oysa
Ahali beni Allah katında en şerefli olan yaratık diye iddia ederler Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim Ama her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir
Daha Sonra yedinci göğe geçtik Ben, orada İbrahim ile buluştum Sırtını Beyti Ma'mur'a dayamıştı Beni selamladı
Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldindedi Bunun üzerine bana denildi ancak:
İşte senin yerin ve ümmetinin yeri
Sonradan Resulullah,
Sahiden İbrahim'e insanların en yakını, zamanında ona yan olanlarla şu Peygamber (Hz Muhammed) ve ona iman edenlerdir Allah müminlerin yardımcısıdır
(Ali İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ancak:
Sonradan Beyti Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete değin geri de dönmezler Daha Sonra baktım bir ağaç var ama bir yaprağı bu ümmeti bürür Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu
Ey Cibril! Bu nedir?dedim O:
Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dirdedi Bunun üzerine rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı Daha Sonra Kevser'in akıntı istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim üstelik ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var
Namaz Emri
Daha Sonra ulu Allah bana emrini emretti ve elli namaz farz kıldı Ondan sonra Musa'ya uğradım
Rabbin ne emretti?dedi
Üzerime elli namaz farz kıldıdedim
O:
Dön, azaltması için Rabbine yalvar Çünkü ümmetin bunun altından kalkamazdedi
Rabbime döndüm, azaltması için yalvardım O benden on süre namaz indirdi Sonradan Musa'ya döndüm Bu şekilde Musa'ya uğradıkça Rabbime dönüyordum Sonunda beş süre namaz farz kıldı
Musa, yine
Rabbine dön, azaltmasını iste dedi
Ben:
Fazla müracaat ettim, bundan böyle utandımdedim
Bunun üstüne bana denildi oysa:
Sana bu beş zaman namaz, elli namazdır Bir iyilik on katı iledir Her kim iyilik yapmaya çaba eder de onu işlemezse, onu bir iyilik yazılır, işleyene de on iyilik yazılır Her kim de bir günah yapmaya teşebbüs eder de işlemezse bir şey yazılmaz, işlerse bir günah yazılır*