iltasyazilim
FD Üye
Milattan önceki hukuk kuralları, Hammurabi Kanunları, MÖ 2500 yılında hukuk kavramı
Her ne değin bu yaptırımlar günümüzde geçerli evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasa da, Hammurabi kanunlarında bulunan o kadar fazla ilke insan haklarına tartı vermesi açısından siklet taşımaktadır
*Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa verdiği hükmü yazılı olarak ibraz eder; sonra verdiği kararda bir kusur ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun göre kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve yeniden asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz
* Eğer tanık bulunamıyorsa yargıç en fazla sekiz ay olmak üzere bir zaman tanır Sekiz aylık süre içinde tanık ortaya çıkmamışsa suçludur ve az önce karara bağlanmamış davadaki para cezasını üstlenir
* Eğer bir birey açık alanda bayan ya da erkek bir firari esir bulursa ve onu efendisine getirirse kölenin sahibi ona iki şikel gümüş ödeyecektir
* Eğer köle efendisinin adını söylemezse onu bulan kişi saraya getirecektir; daha artı araştırma yapıldıktan sonra efendisine geri götürülecektir
* Eğer bir kabile reisi veya bir adam evini, bahçesini ya da arazisini terk eder ve ücret karşılığı kiraya verirse ve başkası onun evinin, bahçesinin ve arazisinin zilyedi olursa ve onları üç sene boyunca kullanırsa onların birincil sahibinin geri dönüp evini, bahçesini ve arazisini geri istemesi halinde ona geri verilmez ve onların zilyedi olan ve kullanan kişi onları kullanmaya devam eder
* Eğer onları bir yıllığına kiralar ve bir sene sonradan geri dönerse evi, bahçesi ve arazisi ona geri verilecek ve onlara her tarafta sahip olacaktır
* Eğer bir kabile reisi ya da bir adam savaşta ele geçirilir ve bir tüccar onların özgürlüğünü satın alırsa ve onları saraya geri getirirse kendi evinde özgürlüğünü satın almaya yetecek araçlarının olması halinde kendisinin özgürlüğünü satın alır; evinde kendi özgürlüğünü satın almaya yetecek hiçbir şey yoksa kendi topluluğunun mabedi tarafından özgürlüğü satın alınır; onun özgürlüğünü satın olmak için tapınakta bir şey yahut duruşma onun özgürlüğünü satın alır Arazisi, bahçesi ve evi özgürlüğünü satın elde etmek için verilemez
* Her hangi bir birey kralın kabile reislerine armağan ettiği sığırı ya da koyunu satın alırsa parasını kaybeder
* Bir kabile reisinin, bir adamın veya bir tebaanın kiraladığı arazisi, bahçesi ve evi satılamaz
* Her hangi bir kimse bir kabile reisinin, bir adamın veya bir tebaanın kiradaki arazisini, bahçesini veya evini satın alırsa onun satmak sözleşmesi tableti kırılır (geçersiz ilan edilir) ve parası yanar Arazi, bahçe ve konut sahibine geri verilir
* Bir mülkün kirasının ödeyerek diğer her türlü yükümlülükten muaf olma hakkına sahip olan bir kabile reisi, adam ya da tebaa tarlası, evi ve bahçesi üzerindeki bu imtiyazını karısına veya kızına devredemez; borcuna karşılık veremez
* Ama, satın aldığı bir tarlayı, bahçeyi veya evi karısına veya kızına devredebilir, onların mülkiyetine katabilir veya borcuna karşılık olarak verebilir
* Tarlasını, bahçesini ve evini bir tüccara ya da başka bir halk görevlisine satabilir, herif ise tarlayı, evi ve bahçeyi kullanma hakkı karşılığında elinde tutabilir
* Eğer bir birey işlemek üzere bir tarlayı teslim alır ve o tarladan hiçbir ürün elde edemezse bu onun tarlada çalışmadığını ispatlar ve komşusunun yetiştirdiği değin tahılı tarla sahibine teslim etmelidir
* Eğer tarlayı işlemeyip nadasa bırakmışsa komşularının fakat değin tahılı tarla sahibine verecektir ve nadasa bıraktığı tarlayı sabanla sürüp tohum ektikten daha sonra sahibine iade edecektir
* Bir kimse verimsiz bir araziyi ekilebilir bir ülkü getirmek için teslim almış; oysa, aylaklık yaparak o araziyi ekilebilir bir ışık halkası getirmemişse dördüncü yılda araziyi sabanla sürmeli, tırmıklamalı ve çift sürmeli ve ondan sonra sahibine geri vermeli ve keza on gan (bir arazi ölçüm birimi) ’lık bir arazi için on gur (bir ölçü birimi) tahılı arazi sahibine vermelidir
* Bir kimse tarlasını değişmez bir kira karşılığı ziraat için kiralıyor ve kira bedelini de alıyorsa; ama, havaların fena gitmesi nedeniyle mahsul yok oluyorsa hasar toprağı işleyene aittir
* Tarladan sabit bir kira almaz ve ürünün yarısı veya üçte biri karşılığı kiralarsa tarladan elde edilen mahsul mal sahibi ile araziyi işleyen arasında orantılı olarak taksim edilir
* Birincil sene mahsul almada başarılı olamadığı için başkalarınca işlenen bir tarlayı teslim alırsa birincil tarlanın sahibi itiraz edemez, tarla işlenir ve anlaşmaya kadar mahsulü toplanır
* bir kimse borçlanmışsa ve bir fırtına tahılları yere yatırmış veya hasat başarılı olamamışsa ya da susuzluktan tahıllar büyüyememişse o sene alacaklısına tahıl vermesi gerekmez; borç tabletini suda yıkar ve o yıl için hiçbir kira ödemez
*Bir kimse bir tüccardan para alır ve tüccara susam veya darı ekilebilen bir tarlayı verir ve tarlaya susam ya da darı ekilmesini sipariş ederse ve üretici tarlaya susam ve mısır ekerse hasat edilen susamlar tarla sahibine aittir ve tarla sahibi tüccardan aldığı para ve yetiştiricinin geçimini sağlamak için tüccara mısır ile ödemede bulunur
* Ekili bir darı ya da susam tarlası verilirse tarladaki mısır ve susamlar tarla sahibine aittir ve kira olarak tüccara para ile ödeme yapar
* Ödeme için hiç parası yoksa o zaman kraliyet tarifesine kadar tüccardan aldığına karşılık kira olarak para yerine susam veya mısır ile ideme yapar
*Bir kimse su bendini yerinde koşullarda tutmaz ve bakımını yapmaz ve böylece bend yıkılır ve tarlalar su aşağıda kalırsa, o zaman barajı yıkılan birey para karşılığı satılır ve elde edilen para harap olmasına yol açtığı mısırın karşılığı olarak verilir
* Eğer bu mısırların karşılığı olarak tatmin edici gelmiyorsa malları da mısırları sular aşağıda kalan çiftçiler aralarında paylaştırılır
* Bir kimse mısırlarını sulamak için ark açarsa; fakat, dikkatsizliği sebebiyle sular komşusunun tarlasını basarsa o süre komşusunun mısır kaybını öder
* Bir kimse suyun önünü açar ve komşusunun arazisinde su taşkınına yol açarsa her on gan ’lık arazi için on gur darı ödemelidir
* Eğer bir çoban, arazi sahibinin izni ve koyunların sahibinin bilgisi olmaksızın otlamaları için koyunların tarlalara girmesine izin verirse, o süre tarla sahibi mahsulünü hasat eder ve tarla sahibinin izni olmaksızın sürüsünü tarlada otlatan çoban her on gan ’lık arazi için 20 gur ’luk mısırı tarla sahibine öder
* Sürü otlamayı bıraktıktan ve şehrin kapısında iki taraflı sürüye katıldıktan sonra her hangi bir çoban onların tarlaya girmesine müsaade eder ve onları orada otlatırsa bu çoban otlatmaya müsaade ettiği tarlanın zilyedi olur ve hasatta her on gan ’lık arazi için 60 gur darı öder
* Bahçe sahibinin izni olmaksızın her hangi bir adam bir ağacı kesip bahçeye devirirse yarım mina para öder
* Her hangi bir kimse bir tarlayı bahçıvana bahçe haline getirmesi için bırakırsa ve o da bahçede çalışıp dört sene süre ile bahçeye bakarsa beşinci yılda bahçıvan ile bahçenin sahibi bu bahçeyi ikiye bölerler ve bahçe sahibi kendi payını alır
* Bahçıvan bahçenin bir kısmını hiç kullanılmamış bir vaziyette bırakarak tarlayı bahçe haline getirmeyi tamamlamamışsa işlenmemiş kısım onun payı olarak ödev edilir
* Bahçe olarak ona verilen tarlayı takım biçmiyorsa ve ekilebilir (darı ya da susam) bir arazi ise, komşu tarladaki ürünlere tarafından, nadasa bıraktığı yıllar süresince tarladan elde edilecek mahsulü arazi sahibine verir ve tarlayı ekilebilir konuma getirdikten sonradan sahibine iade eder
* Çorak arazileri ekilebilir ayla getirdikten sonradan sahibine geri verirse tarla sahibi ona bir yıl için on gan başına on gur öder
* Her hangi bir birey bahçesini bir bahçıvana işlemesi için devrederse bahçıvan bahçenin mülkiyetine sahip oluncaya kadar bahçe sahibine bahçede üretilen ürünlerin 23 ’ünü verir
*Eğer bahçıvan bahçeyi işlemezse ve bahçedeki mahsul acınacak halde olursa, bahçıvan komşu bahçelerdeki ürünle orantılı olarak ödemede bulunur (Burada paragrafın ¾ ’üne karşılık gelen bir kısım kayıptır
* Gittiği ülkelerle ticaret anlaşması yahut kazandığı bütün parayı tüccara devretmek nedeniyle simsara bırakacaktır
* Bir tüccar yatırım için bir miktar parayı simsara itimat ederse ve simsar gittiği yerde bir tedarik hasar ederse asıl parayı tüccara saptamak zorundadır
* Seyahatte iken düşmanlar sahip olduğu her şeyi ondan alırlarsa simsar Tanrı namına ant eder ve yükümlülükten kurtulur
*bir tüccar nakletmesi için simsara darı, yün, yağ ya da diğer bir mülk verirse arabulucu aldığı miktarı belirten bir makbuzu tüccara vermelidir Bundan daha sonra tüccara verdiği para için de ondan bir fiş alır
* Simsar düşüncesiz ise ve tüccara verdiği para için bir makbuz almamışsa faturalanmamış parayı kendi parası olarak sayamaz
*Simsar tüccardan parayı teslim alırsa; oysa, tüccarla aralarında bir anlaşmazlık varsa (makbuzu reddediyorsa) o zaman tüccar Tanrı ve parayı simsara verdiğine şahitlik eden şahitlerin huzurunda ant eder ve simsar toplam meblağın üç katını ona öder
* Eğer tüccar simsarı aldatırsa, yani simsar kendisine bahşedilen her şeyi geri getirdiği halde, tüccar kendisine geri verilen şeylere ilişkin makbuzu inkar ediyorsa o vakit simsar tüccarı yargıçlar ve Tanrı önünde suçlar ve simsarın kendisine verdiği şeyleri aldığını hala inkar ederse simsara toplam meblağın altı katını öder *
Her ne değin bu yaptırımlar günümüzde geçerli evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasa da, Hammurabi kanunlarında bulunan o kadar fazla ilke insan haklarına tartı vermesi açısından siklet taşımaktadır
*Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa verdiği hükmü yazılı olarak ibraz eder; sonra verdiği kararda bir kusur ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun göre kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve yeniden asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz
* Eğer tanık bulunamıyorsa yargıç en fazla sekiz ay olmak üzere bir zaman tanır Sekiz aylık süre içinde tanık ortaya çıkmamışsa suçludur ve az önce karara bağlanmamış davadaki para cezasını üstlenir
* Eğer bir birey açık alanda bayan ya da erkek bir firari esir bulursa ve onu efendisine getirirse kölenin sahibi ona iki şikel gümüş ödeyecektir
* Eğer köle efendisinin adını söylemezse onu bulan kişi saraya getirecektir; daha artı araştırma yapıldıktan sonra efendisine geri götürülecektir
* Eğer bir kabile reisi veya bir adam evini, bahçesini ya da arazisini terk eder ve ücret karşılığı kiraya verirse ve başkası onun evinin, bahçesinin ve arazisinin zilyedi olursa ve onları üç sene boyunca kullanırsa onların birincil sahibinin geri dönüp evini, bahçesini ve arazisini geri istemesi halinde ona geri verilmez ve onların zilyedi olan ve kullanan kişi onları kullanmaya devam eder
* Eğer onları bir yıllığına kiralar ve bir sene sonradan geri dönerse evi, bahçesi ve arazisi ona geri verilecek ve onlara her tarafta sahip olacaktır
* Eğer bir kabile reisi ya da bir adam savaşta ele geçirilir ve bir tüccar onların özgürlüğünü satın alırsa ve onları saraya geri getirirse kendi evinde özgürlüğünü satın almaya yetecek araçlarının olması halinde kendisinin özgürlüğünü satın alır; evinde kendi özgürlüğünü satın almaya yetecek hiçbir şey yoksa kendi topluluğunun mabedi tarafından özgürlüğü satın alınır; onun özgürlüğünü satın olmak için tapınakta bir şey yahut duruşma onun özgürlüğünü satın alır Arazisi, bahçesi ve evi özgürlüğünü satın elde etmek için verilemez
* Her hangi bir birey kralın kabile reislerine armağan ettiği sığırı ya da koyunu satın alırsa parasını kaybeder
* Bir kabile reisinin, bir adamın veya bir tebaanın kiraladığı arazisi, bahçesi ve evi satılamaz
* Her hangi bir kimse bir kabile reisinin, bir adamın veya bir tebaanın kiradaki arazisini, bahçesini veya evini satın alırsa onun satmak sözleşmesi tableti kırılır (geçersiz ilan edilir) ve parası yanar Arazi, bahçe ve konut sahibine geri verilir
* Bir mülkün kirasının ödeyerek diğer her türlü yükümlülükten muaf olma hakkına sahip olan bir kabile reisi, adam ya da tebaa tarlası, evi ve bahçesi üzerindeki bu imtiyazını karısına veya kızına devredemez; borcuna karşılık veremez
* Ama, satın aldığı bir tarlayı, bahçeyi veya evi karısına veya kızına devredebilir, onların mülkiyetine katabilir veya borcuna karşılık olarak verebilir
* Tarlasını, bahçesini ve evini bir tüccara ya da başka bir halk görevlisine satabilir, herif ise tarlayı, evi ve bahçeyi kullanma hakkı karşılığında elinde tutabilir
* Eğer bir birey işlemek üzere bir tarlayı teslim alır ve o tarladan hiçbir ürün elde edemezse bu onun tarlada çalışmadığını ispatlar ve komşusunun yetiştirdiği değin tahılı tarla sahibine teslim etmelidir
* Eğer tarlayı işlemeyip nadasa bırakmışsa komşularının fakat değin tahılı tarla sahibine verecektir ve nadasa bıraktığı tarlayı sabanla sürüp tohum ektikten daha sonra sahibine iade edecektir
* Bir kimse verimsiz bir araziyi ekilebilir bir ülkü getirmek için teslim almış; oysa, aylaklık yaparak o araziyi ekilebilir bir ışık halkası getirmemişse dördüncü yılda araziyi sabanla sürmeli, tırmıklamalı ve çift sürmeli ve ondan sonra sahibine geri vermeli ve keza on gan (bir arazi ölçüm birimi) ’lık bir arazi için on gur (bir ölçü birimi) tahılı arazi sahibine vermelidir
* Bir kimse tarlasını değişmez bir kira karşılığı ziraat için kiralıyor ve kira bedelini de alıyorsa; ama, havaların fena gitmesi nedeniyle mahsul yok oluyorsa hasar toprağı işleyene aittir
* Tarladan sabit bir kira almaz ve ürünün yarısı veya üçte biri karşılığı kiralarsa tarladan elde edilen mahsul mal sahibi ile araziyi işleyen arasında orantılı olarak taksim edilir
* Birincil sene mahsul almada başarılı olamadığı için başkalarınca işlenen bir tarlayı teslim alırsa birincil tarlanın sahibi itiraz edemez, tarla işlenir ve anlaşmaya kadar mahsulü toplanır
* bir kimse borçlanmışsa ve bir fırtına tahılları yere yatırmış veya hasat başarılı olamamışsa ya da susuzluktan tahıllar büyüyememişse o sene alacaklısına tahıl vermesi gerekmez; borç tabletini suda yıkar ve o yıl için hiçbir kira ödemez
*Bir kimse bir tüccardan para alır ve tüccara susam veya darı ekilebilen bir tarlayı verir ve tarlaya susam ya da darı ekilmesini sipariş ederse ve üretici tarlaya susam ve mısır ekerse hasat edilen susamlar tarla sahibine aittir ve tarla sahibi tüccardan aldığı para ve yetiştiricinin geçimini sağlamak için tüccara mısır ile ödemede bulunur
* Ekili bir darı ya da susam tarlası verilirse tarladaki mısır ve susamlar tarla sahibine aittir ve kira olarak tüccara para ile ödeme yapar
* Ödeme için hiç parası yoksa o zaman kraliyet tarifesine kadar tüccardan aldığına karşılık kira olarak para yerine susam veya mısır ile ideme yapar
*Bir kimse su bendini yerinde koşullarda tutmaz ve bakımını yapmaz ve böylece bend yıkılır ve tarlalar su aşağıda kalırsa, o zaman barajı yıkılan birey para karşılığı satılır ve elde edilen para harap olmasına yol açtığı mısırın karşılığı olarak verilir
* Eğer bu mısırların karşılığı olarak tatmin edici gelmiyorsa malları da mısırları sular aşağıda kalan çiftçiler aralarında paylaştırılır
* Bir kimse mısırlarını sulamak için ark açarsa; fakat, dikkatsizliği sebebiyle sular komşusunun tarlasını basarsa o süre komşusunun mısır kaybını öder
* Bir kimse suyun önünü açar ve komşusunun arazisinde su taşkınına yol açarsa her on gan ’lık arazi için on gur darı ödemelidir
* Eğer bir çoban, arazi sahibinin izni ve koyunların sahibinin bilgisi olmaksızın otlamaları için koyunların tarlalara girmesine izin verirse, o süre tarla sahibi mahsulünü hasat eder ve tarla sahibinin izni olmaksızın sürüsünü tarlada otlatan çoban her on gan ’lık arazi için 20 gur ’luk mısırı tarla sahibine öder
* Sürü otlamayı bıraktıktan ve şehrin kapısında iki taraflı sürüye katıldıktan sonra her hangi bir çoban onların tarlaya girmesine müsaade eder ve onları orada otlatırsa bu çoban otlatmaya müsaade ettiği tarlanın zilyedi olur ve hasatta her on gan ’lık arazi için 60 gur darı öder
* Bahçe sahibinin izni olmaksızın her hangi bir adam bir ağacı kesip bahçeye devirirse yarım mina para öder
* Her hangi bir kimse bir tarlayı bahçıvana bahçe haline getirmesi için bırakırsa ve o da bahçede çalışıp dört sene süre ile bahçeye bakarsa beşinci yılda bahçıvan ile bahçenin sahibi bu bahçeyi ikiye bölerler ve bahçe sahibi kendi payını alır
* Bahçıvan bahçenin bir kısmını hiç kullanılmamış bir vaziyette bırakarak tarlayı bahçe haline getirmeyi tamamlamamışsa işlenmemiş kısım onun payı olarak ödev edilir
* Bahçe olarak ona verilen tarlayı takım biçmiyorsa ve ekilebilir (darı ya da susam) bir arazi ise, komşu tarladaki ürünlere tarafından, nadasa bıraktığı yıllar süresince tarladan elde edilecek mahsulü arazi sahibine verir ve tarlayı ekilebilir konuma getirdikten sonradan sahibine iade eder
* Çorak arazileri ekilebilir ayla getirdikten sonradan sahibine geri verirse tarla sahibi ona bir yıl için on gan başına on gur öder
* Her hangi bir birey bahçesini bir bahçıvana işlemesi için devrederse bahçıvan bahçenin mülkiyetine sahip oluncaya kadar bahçe sahibine bahçede üretilen ürünlerin 23 ’ünü verir
*Eğer bahçıvan bahçeyi işlemezse ve bahçedeki mahsul acınacak halde olursa, bahçıvan komşu bahçelerdeki ürünle orantılı olarak ödemede bulunur (Burada paragrafın ¾ ’üne karşılık gelen bir kısım kayıptır
* Gittiği ülkelerle ticaret anlaşması yahut kazandığı bütün parayı tüccara devretmek nedeniyle simsara bırakacaktır
* Bir tüccar yatırım için bir miktar parayı simsara itimat ederse ve simsar gittiği yerde bir tedarik hasar ederse asıl parayı tüccara saptamak zorundadır
* Seyahatte iken düşmanlar sahip olduğu her şeyi ondan alırlarsa simsar Tanrı namına ant eder ve yükümlülükten kurtulur
*bir tüccar nakletmesi için simsara darı, yün, yağ ya da diğer bir mülk verirse arabulucu aldığı miktarı belirten bir makbuzu tüccara vermelidir Bundan daha sonra tüccara verdiği para için de ondan bir fiş alır
* Simsar düşüncesiz ise ve tüccara verdiği para için bir makbuz almamışsa faturalanmamış parayı kendi parası olarak sayamaz
*Simsar tüccardan parayı teslim alırsa; oysa, tüccarla aralarında bir anlaşmazlık varsa (makbuzu reddediyorsa) o zaman tüccar Tanrı ve parayı simsara verdiğine şahitlik eden şahitlerin huzurunda ant eder ve simsar toplam meblağın üç katını ona öder
* Eğer tüccar simsarı aldatırsa, yani simsar kendisine bahşedilen her şeyi geri getirdiği halde, tüccar kendisine geri verilen şeylere ilişkin makbuzu inkar ediyorsa o vakit simsar tüccarı yargıçlar ve Tanrı önünde suçlar ve simsarın kendisine verdiği şeyleri aldığını hala inkar ederse simsara toplam meblağın altı katını öder *