Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Mescid-i Dırar

Mescid-i Dırar
0
179

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Mescid-i Dırar

Mescid-i Dırar Münafıklarca Medine'de inşa edilen mescit.

Müslümanlara zarar verme amacıyla yapıldığı için Kur'an'da Mescid-i Dırar olarak nitelenmiş ve daha sonra bu adla anılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s), münafıkların amacını bildiren vahiy üzerine bu mesciti yaktırarak müslümanlar arasında fitne kaynağı olmasına izin vermemiştir.

Medine'de münafıklar, İslam aleyhindeki faaliyetlerini açıkça ve rahatça yapamadıkları için İslam devletinin takibinden kendilerini koruyacak, gizli çalışmalarını yürütmeye elverişli bir merkeze ihtiyaç duyuyorlardı. Aslen Medineli olduğu halde, Hz. Peygamber'in Medine'ye hicret etmesi üzerine

İslama ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'e düşmanlığı ve hışmı dolayısıyla önce Mekke'ye daha sonra da Bizans ülkesine giden Ebu Amir er-Rahib/el-Fasık (Hz. Peygamber, onun er-Rahib lakabını el-Fasık şeklinde değiştirmiştir) irtibatlı bulunduğu Medine'deki münafıklara mescit şeklinde bir merkez kurmaları tavsiye ve tahrikinde bulundu.

Bunun üzerine münafıklar, 9/630 senesinde Medine'de Salim b. Avf Oğullarının bölgesinde Kuba Mescidi'ne yakın bir yerde sözde bir mescit inşa ettiler. Bundan sonra Hz. Peygamber'e müracaatla içlerinden yaşlıların ve özür sahiplerinin devamlı merkezdeki Medine Mescidi'ne gelemediklerini, bazen yağmurlu ve soğuk günlerde kendilerinin de cemaata katılamadıklarını, bu sebeple kendi bölgelerinde namazı cemaatla kılabilmek üzere bir mescit inşa ettiklerini belirterek, mescitlerine gelip namaz kıldırmasını ve böylece bu mescitin açılışını yaparak resmen tanınmasını istediler.

Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.s), Tebuk Gazvesi'nin hazırlıkları ile son derece meşguldu ve sefere çıkmak üzere idi. Bu sebeple kendisine müracaat edenlere, ancak seferden döndükten sonra mescitlerine gelebileceğini belirtti.

Fakat Hz. Peygamber (s.a.s), Tebük Seferinden dönerken Medine yakınlarında Tevbe Suresinin 107-110. ayetleri nazil oldu. Bu ayetlerde sözkonusu mescitin zarar verme (dırar) inkar etme, Müslümanlar arasında ayrılık çıkarma, daha önce Allah ve Resulune karşı savaşanlara gözetleme yeri hazırlama amacıyla yapıldığı, münafıkların bu amaçlarını gizlemek için "Biz sadece iyilik yapmak istiyorduk" diye yemin ettikleri, buna rağmen yalancı oldukları belirtilerek şöyle buyuruluyordu:

"Ey Nebi! Bu mescitte asla namaza durma. Şüphesiz ki başlangıcından itibaren takva üzere kurulan mescitte namaz kılman daha hayırlıdır. O mescitte kendilerini maddi ve manevi kirlerden temizlemeyi seven adamlar vardır. Allah kendisini temizleyenleri sever. Binasının temelini Allah'tan korkma ve rızasını kazanma esası üzerine kuran mı, yoksa binasını bir uçurumun kenarına kurupta onunla Cehennemin ateşine göçen mi daha hayırlıdır! Allah zalimler güruhunu doğru yola sevketmez. Yürekleri paramparça oluncaya kadar yaptıkları o mescit daima bir şüphe kaynağı olarak kalblerinde kalacaktır. Allah Alim'dir, Hakim'dir" (et-Tevbe, 9/107-110.

Münafıklar Dırar Mescitini açmak için Hz. Peygamber (s.a.s)in seferden dönmesini bekliyorlardı. Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine'ye dönünce, gerçek mahiyeti konusunda bilgilendirildiği, yönlendirildiği Dırar mescitini görevlendirdiği birkaç sahabe vasıtasıyla yaktırarak ortadan kaldırdı.

Böylece münafıkların belli bir merkezde üslenerek faaliyette bulunmalarına fırsat vermedi. Dırar mescidinin yakılması, İslam tarihinde bir ibadet mahalline yönelik ilk ve son eylemdir. Bu eylem İslam toplumunun birliğini bozmaya yönelik faaliyetlere hiç bir şekilde izin verilmeyeceğinin bir kanıtıdır. Bu olay ayrıca İslam düşmanlarının haince amaçları için İslam'ın temel kurumlarını bile kullanmaktan çekinmeyecekleri konusunda Müslümanlara yapılan bir uyarı niteliği taşımaktadır.
 

Similar threads

Mescid-i Nebevi Resulullah (s.a.s)'ın Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabıyla birlikte bina ettiği mescit. Bu mescit, Mescid-i Resul, Mescid-i Şerif, Mescid-i Saadet ve Mescid-i Nebevi adlarıyla da anılmaktadır. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en...
Cevaplar
0
Görüntüleme
202
Mescid-i Aksa El-Mescidü'l-Aksa, Kudüs'te eski Süleyman mabedinin bulunduğu yerde inşa edilmiş olan camiin adı. "En uzak mescit" anlamına gelen bu tabire ilk olarak Kur'an-ı Kerim'in Mirac'la (bk. "rnirac" "İsra" ve "İsra Suresi" maddeleri) ilgili olarak şöyle yer verilir: "Kulu Muhammed'i...
Cevaplar
0
Görüntüleme
246
Mukaddes Yerler Nereler İslam'ın kutsal mekanlar olarak kabul ettiği Mekke , Medine ve Kudüs şehirleri. Mukaddes kelimesi Arapça Ka. de. se kökünden "temizlenmiş", "arınmış" anlamlarına gelmektedir. Üzerlerinde meydana gelen hadiseler, namaz ve hac gibi ibadetlere mekan oluşları bazı yerleri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
146
Peygamberimize Gelen Vahiy Arapça mıydı ? Peygamber Efendimizin (s.a.s) Allah Teala ile konuşması ve Allah Teala'dan gelen emirler vahiy ile olmuştur. Vahiy de Arapça olarak Peygamberimize (s.a.s) gelmekteydi. Vahyin gelişi değişik şekillerde olmuştur. Vahyin Geliş Şekilleri Vahyin geliş...
Cevaplar
0
Görüntüleme
238
Peygamberimiz (asm) Eşlerine Karşı Nasıl Davranırdı? O'nun hanesinde her zaman burcu burcu saadet kokardı. Alemde hiçbir kadın Hz. Peygamber (s.a.s.)'in, hanımlarını sevdiği gibi sevilmemiştir. Hiçbir erkek de Hz.Peygamber (s.a.s.) gibi sevilmiş değildir. Bu sevgi halesinin elbette bir sebebi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
215
858,500Konular
982,396Mesajlar
32,983Kullanıcılar
bkalkan68Son üye
Üst Alt