Meme kanseri vakalarının genetik faktörlerle ilgisi var mı?

Göğüs kanseri erkeklerde de görüldüğü üzere bayanlarda en yaygın olan kanser tiplerinden biridir. Her kanser çeşidinde olduğu üzere erken teşhisin hayat kurtardığı göğüs kanserinde birinci etaplarda başlanan tedavi değerli ölçüde muvaffakiyet oranını da artırıyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Onur Bora Aslan, 1-31 Ekim Göğüs Kanseri Farkındalık Ayı hasebiyle yaptığı açıklamada, göğüs kanserinde, hastalıkta bayanın birinci derece yakınında göğüs kanseri hikayesi olmasının çok değerli olduğunu söz ederek, bilhassa annenin yahut kardeşin menopoz devri öncesi göğüs kanserine yakalanması durumunun riski artırdığını söyledi. Yüksek riskli kümedeki bu bireyler kesinlikle uzman tabip takibinde olmasını vurgulayan Aslan, hadiselerin birçoklarında aile hikayesi bulunmadığını da akıldan çıkarılmaması gerektiği konusunda ihtarlarda bulundu.



Erken teşhis için 3 altın kural

Günümüzde göğüs kanseri hakkındaki şuur seviyesi her ne kadar artmış olsa da yeniden de istenen düzeyde olmadığını söz eden Dr. Aslan, "Birçok kişi göğüs kanserinin büsbütün ailesel geçişli olduğunu düşünse de göğüs kanseri tanısı alan hastaların değerli bir çoğunluğunda aile hikayesi olmadığını unutmamak gerekiyor. Ailevi ya da genetik geçişli göğüs kanserleri, tüm göğüs kanserlerinin yalnızca yüzde 15-20'sini oluşturuyor. Bu nedenle rutin denetimler ihmal edilmemelidir.” diye konuştu.

Erken teşhiste çok kıymetli bir rol oynayan mamografik tarama, doktor muayenesi ve kendi kendini muayene etmenin, ihmal edilmemesi gereken 3 altın kural olduğunu belirten Dr. Aslan, istatistiklere nazaran dünyada her yıl 1.7 milyon bayanın göğüs kanserine yakalandığını, tüm kanser tiplerinde olduğu üzere göğüs kanserinde de erken teşhisin hastalıkla gayrette hala en değerli faktör olduğunu vurguladı.



Bu belirtileri görmezden gelmeyin

Göğüste ele gelen kitle kanserinin en değerli belirtisi olduğunu kaydeden Dr. Onur Bora Aslan şöyle devam etti: "Meme başından kanlı akıntı, göğüs başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması, göğüs cildinde yahut göğüs başında çekinti de kanserin başka kıymetli belirtileri ortasında yer alır. Koltuk altında şişlik, göğüste ödem ya da yara bulunması ise hastalığın ilerlediğine işaret eder. Bu nedenle erken teşhis konusunda en büyük vazife bayanlarımıza düşmektedir. Hiçbir göğüs yakınması olmayan bayanların 20-40 yaş ortasında nizamlı olarak kendi kendini muayene ve yıllık tabip denetimlerini aksatmamaları gerekir. 40 yaşından sonra ise elle muayeneye, nizamlı tabip denetimlerinin yanı sıra yıllık mamografi taraması da eklenmelidir."

Risk kümesinde yer alan bayanların ise uzman bir tabibe başvurarak kesinlikle uygun takip periyodlarını belirlemesi gerektiğini söyleyen Dr. Aslan, kimi hastalarda göğüs kanseri belirtilerinin hiçbirinin görülmediğini ve kanserin sadece mamografi incelemesiyle tespit edilebildiğini vurguladı.

Dr. Onur Bora Aslan, bu kanser çeşidinde tedavideki muvaffakiyet bahtının erken teşhis ile günümüzde yüzde 90'lara ulaştığını hatırlattı.