iltasyazilim
FD Üye
Peygamberimiz Hz Muhammed (sav), Allah’ın kendisine öğrettiği İslam ahlakını hayatının sonuna kadar büyük bir gayretle tebliğ etmiştir Allah'ın izni ile Peygamber Efendimiz (sav)’in samimi bir çabayla tek başına başlattığı bu tebliğ, onun samimiyeti, kararlılığı ve güzel ahlakı vesilesi ile kısa zamanda geniş bir coğrafyaya yayılmıştır Peygamberimiz (sav)'den sonra da devam eden bu tebliğ milyonlarca kişinin imanına vesile olmuş; insanlar bu sayede Kuran ahlakına dayalı gerçek sevgiyi, barış ve adaleti öğrenmişlerdir
Yüce Allah'ın, Kuranı Kerim'de “Alemlere Rahmet olarak gönderdiğini bildirdiği Peygamberimiz Hz Muhammed (sav), Rabbimiz'in buyurduğu İslam ahlakını hayatının sonuna kadar büyük bir şevk ve heyecanla yaşamış ve bu yaşantısıyla insanlara da örnek olmuştur Peygamberimiz (sav)’in tek başına başlattığı bu tebliğ, Allah'ın izni ile kısa zamanda geniş bir coğrafyaya yayılmıştır Kendisinden sonra da, yine samimi müminlerin çabasıyla günümüzde de devam etmektedir Son araştırmalara göre, dünyanın en hızlı yayılan dini olarak kabul edilen İslamiyet'in bu coşkulu yükselişi, Allah’ın izni ile Hz İsa’nın ve Hz Mehdi’nin ahir zamanda ortaya çıkışıyla beraber tüm dünyaya hakim olacaktır
İslamiyet, indirildiği ilk dönemlerden itibaren Peygamberimiz (sav)’in gösterdiği kararlılık ve samimiyet vesilesi ile büyük bir hızla yayılmıştır Peygamberimiz (sav)’i örnek alan o dönemdeki Müslümanların kararlılığı ve adaleti de pek çok Arap kabilesinin İslamiyet'i seçmesinde çok etkili olmuş; Kuran ahlakı, bölge halkının hayatında olumlu yönde değişikliklere sebep olmuş, cahiliye dönemine ait karmaşa, haksızlık ve kan davaları ortadan kalkarak yerini huzur, güven ve barışa bırakmıştır Uzun süre sonra ilk defa bölge insanları arasında Kuran ahlakının bildirdiği, gerçek manada saygı, sevgi, merhamet ve adalete dayalı bir düzen kurulmuştur
Peygamberimiz (sav)’in Miladi 8 Haziran 632 tarihinde vefatının ardından ise İslamiyet hızla yükselmeye devam etmiş, birkaç on yıl içinde tüm kuzeyde Mezopotamya'ya, batıda Afrika'ya yayılmış, doğuda ise Hindistan'a kadar ilerlemiştir Kısa zaman önce din ahlakını tanımadan yaşayan bölge insanları, İslam ahlakının onlara kazandırdığı akıl, bilinç ve yüksek kültür sayesinde bir dünya imparatorluğunun yöneticileri haline gelmişlerdir Bu, tarihte eşine az rastlanan çok hızlı bir büyüme olmuş, İslam İmparatorluğu, 100 yıl gibi bir süre içerisinde, eski Roma İmparatorluğu'ndan daha geniş bir alana yayılarak benzerlerinden çok daha güçlü bir yönetim kurmuştur İslamiyet'in benzeri olmayan bu hızlı gelişmesinin temelinde, Rabbimiz'in, Hz Muhammed (sav)’in üstün ahlakı, aklı, feraseti, kararlılığı ve samimi çabasını vesile kılması bulunmaktadır
Peygamber Efendimiz (sav) yöntem olarak; Hicret'in hemen sonrasında tebliğ çalışmalarını başlatmış, çevre ülkelerin hükümdarlarını İslam ahlakına davet etmek üzere sahabeler görevlendirmiştir Rabbimiz'in bu konudaki emrini en güzel şekilde yerine getiren Peygamber Efendimiz (sav), bu elçiler aracılığı ile insanları hikmetle ve güzel öğütle İslam ahlakına davet etmiştir:
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir(Nahl Suresi, 125)
Sahabelerin Tebliğe Başlaması
Peygamberimiz (sav)’in seçtiği sahabeler yanlarında tebliğ için gidilen yerin hükümdarına verilmek üzere bir de mektup götürüyorlardı Gittikleri yerin lisanını çok iyi bilen sahabeler Peygamber Efendimiz (sav)’in öğütlerine göre hareket ediyor, göstedikleri güzel ahlak özellikleri, yaptıkları akılcı, hikmetli ve samimi anlatımlar ile kısa sürede insanların sevgisini ve saygısını kazanıyorlardı Bu konuda bütün Müslümanların titizlik göstermesi gereken, Peygamber Efendimiz (sav)'in bir öğüdü şöyledir:
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın Müjdeleyin, nefret ettirmeyin Uyuşun, ihtilafa düşmeyin insanlara yumuşak davranın, şiddet göstermeyin(Müslim, 3263)
Hükümdarların İslam Ahlakına Davet Edilmesi ve İslamiyet'in Yayılması
Habeş Meliki Necaşi’nin İslam’a Davet Edilmesi
Hicret'in 7 yılında Peygamber Efendimiz (sav) ilk önce Habeş Meliki Necaşi Ashame’ye, sahabe Amr b Ümeyye’yi bir mektupla birlikte göndermiştir Mektup şöyleydi:
Allah Resulü Muhammed’den, Habeş Meliki Necaşiye!
Ey Melik! Müslüman olmanı dilerim
Ben, senin namına, La İlahe İlla Hü, Melik, Kuddüs, Selam, Muheymin (sıfatlarına haiz) olan Allah’a hamd ü sena ederim
Ve şehadet ederim ki, Meryem oğlu İsa, Allah’ın kulu ve Kelimesidir Allah, O Kelime’yi (ki İsa’ya vucüd veren ‘’Kün’’ hitabıdır) ve o ruhu çok temiz ve afif olan ve dünya hayatından tamamıyla çekilmiş bulunan Meryem’e nefhetti (ruhundan üfledi) Bu suretle Meryem, İsa’ya hamile kaldı Böylece Allah, İsa’yı yarattı
Nasıl ki, Adem’i de Allah, kudret eliyle (ve bir mucize olarak) yaratmıştır
Ey Melik!
Seni; eşi, ortağı olmayan bir tek Allah’a imana ve O’na ibadete, bana uymaya ve Allah tarafından bana gönderilenlere inanmaya davet ediyorum Çünkü, ben, Allah’ın bunları tebliğe me’mur elçisiyim
Seni ve halkını Aziz ve Celil olan Allah’a (imana) davet ediyorum
Şimdi ben size (İslam esaslarını) tebliğ ettim ve nasihatta bulundum Siz de nasihatımı kabul ediniz!
Selam hidayete tabi olanlara olsun’’
Mektup kendisine okunduktan sonra Müslüman olduğunu çekinmeden açıklayan Habeş Meliki Necaşi, elçi Amr b Ümeyye’ye bir mektup verdi Mektupta Peygamberimiz (sav)’in isteklerini yerine getirdiğinden bahsediyordu Ayrıca kendisine kıymetli hediyeler de gönderdiğini haber veriyor, arzu ettikleri takdirde kendisinin de yanına gelebileceğini açıkça ifade ediyordu İlk olarak Hicret sırasında Habeşistan’a gelen muhacirler sayesinde İslam’dan haberdar olan bu ülke, günümüzde Eritre, Somali olarak bildiğimiz çevre halkların da etkilenerek İslam’ı seçmelerine vesile olmuştur
Rum Kayseri Heraklius’un İslam’a Davet Edilmesi
Tarihi kaynaklara göre, Hicret'in 7 yılında, Peygamber Efendimiz (sav), Rum Kayseri Heraklius’u İslam’a davet etmek için sahabelerinden Dihye b Halife elKelbi’yi göndermiştir
Peygamber Efendimiz (sav), Rum Kayseri Heraklius’a da bir mektup göndermiş, mektubunda Ali İmran Suresinin 64 ayetini tebliğ etmiştir:
“Bismillahirrahmanirrahim,
Allah'ın Elçisi Muhammed'den, Bizanslıların Reisi Heraklius'a:
Selam hakikat yolunu izleyene (olsun)! İlave edeyim ki, seni bütün olarak İslam'a davet ediyorum İslam'ı kabul et ki felah bulasın İslam'ı kabul et ki Allah değerini iki kat artırsın Ama eğer kaçınırsan, tebeanın günahı da senin üzerine yüklenecektir Ve siz, ey Kitabı Mukaddes'in insanları (Ey Ehli Kitab!) sizinle bizim aramızda aynı olan bir söze doğru geliniz; ki biz ancak Allah'a taparız, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayız ve aramızda kimse kimseyi, Allah'ın dışında sahib (Rab) edinmez Şimdi, eğer kaçınırlarsa, şöyle deyiniz: Şahit olun biz Müslümanlardanız (Allah'a teslim olanlarız)
Peygamberimiz (sav)’in seçtiği sahabeler, yanlarında, tebliğ için gidilen yerin hükümdarına verilmek üzere bir de mektup götürüyorlardı Sahabeler Peygamber Efendimiz (sav)’in öğütlerine göre hareket ediyor, göstedikleri güzel ahlak özellikleri ile kısa sürede insanların sevgisini ve saygısını kazanıyorlardı
Yemen Valisi Bazan’ın İman Etmesi
Peygamberimiz (sav), dönemin Yemen valisi Bazan’a hitaben yazdırdığı mektupta, İran’ın yıkılacağını, Kisra’nın oğlu tarafından öldürüleceğini haber vermiştir Bundan bir süre sonra Bazan, Kisra’nın oğlu Şireveyh’ten, babasını öldürdüğüne dair bir mektup almıştır
Kisra’nın öldürülmesi, Peygamberimiz (sav)’in Bazan’a haber verdiği günün gecesinde ve gecenin de aynı saatinde gerçekleşmişti Bunun üzerine Bazan iman etti ve Müslüman olduğunu Peygamberimiz (sav)’e bildirdi
Yemame Emiri'nin İslam’a Davet Edilmesi
Yemame hükümdarı Hevze b Ali bir Hristiyandı Tarihi kaynaklara göre Peygamber Efendimiz (sav), bu hükümdarı da İslamiyet’e davet etmek üzere Salit bin Amr’ı görevlendirmişti
Peygamber Efendimiz (sav)’in gönderdiği mektupta şöyle yazıyordu:
‘’Bismillahirrahmanirrahim’
Allah’ın Resulü Muhammed’den, Hevze b Ali’ye!
Doğru yolda gidenlere selam olsun!
Şunu iyi bilmelisin ki: Benim dinim yakında dünyanın en uzak ufuklarına kadar parlayacaktır!
Binaenaleyh, ey Hevze!
Sen de Müslüman ol ki, selamete eresin!
Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana bırakayım!’’
Böylece, Peygamber Efendimiz (sav), gönderdiği elçiler ve tebliğ mektuplarıyla İslamiyet'i o zamanın bütün ileri gelen devlet adamlarına bildirmiş, bir çoğu daha sonra İslam dünyasına dahil olacak bu ülkelere ilk olarak İslamiyet'in sesini duyurmuştur
Hz Muhammed (sav)’in vefatından sonra, sırasıyla halife olan Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali, Peygamber Efendimiz (sav)'in yolunu izlemiş, Kuran ahlakının hakim olduğu adil düzeni, daha geniş bir coğrafyaya yayarak devam ettirmişlerdir Bu dönemde yapılan fetihlerle İslam Devleti, Arap Yarımadası’nın sınırlarını aşmaya başlamış, Batı’da Trablusgarp, Doğu’da Horasan ve Kuzey’de Kafkasya'ya kadar genişletilmiştir Fethedilen yerlerdeki insanlar kısa sürede İslam ahlakını benimsemişlerdir Kurulacak olan yeni devletlerin pek çoğunun temelleri de yine bu dönemde atılmıştır
Dört Halife döneminden sonra Emevîler (661750) ve Abbâsiler (7501258) İslam ahlakının yayılmasına öncülük etmişlerdir Abbâsiler döneminde bilhassa merkeze uzak bölgelerde yeni devletler kurulmuştur Doğu'da; Gazneliler, Selçuklular, Delhi Sultanlığı, Timurlar, Altınordu ve Özbek hanlıkları ve Babürler Batı’da, Endülüs Emevîleri, Murabitlar, Eyyubîler, Memlûkiler ve Osmanlı İmparatorluğu, kurdukları devletler ve yaptıkları çalışmalarla İslam ahlakının yayılmasına hizmet etmişlerdir
Yüce Allah'ın, Kuranı Kerim'de “Alemlere Rahmet olarak gönderdiğini bildirdiği Peygamberimiz Hz Muhammed (sav), Rabbimiz'in buyurduğu İslam ahlakını hayatının sonuna kadar büyük bir şevk ve heyecanla yaşamış ve bu yaşantısıyla insanlara da örnek olmuştur Peygamberimiz (sav)’in tek başına başlattığı bu tebliğ, Allah'ın izni ile kısa zamanda geniş bir coğrafyaya yayılmıştır Kendisinden sonra da, yine samimi müminlerin çabasıyla günümüzde de devam etmektedir Son araştırmalara göre, dünyanın en hızlı yayılan dini olarak kabul edilen İslamiyet'in bu coşkulu yükselişi, Allah’ın izni ile Hz İsa’nın ve Hz Mehdi’nin ahir zamanda ortaya çıkışıyla beraber tüm dünyaya hakim olacaktır
İslamiyet, indirildiği ilk dönemlerden itibaren Peygamberimiz (sav)’in gösterdiği kararlılık ve samimiyet vesilesi ile büyük bir hızla yayılmıştır Peygamberimiz (sav)’i örnek alan o dönemdeki Müslümanların kararlılığı ve adaleti de pek çok Arap kabilesinin İslamiyet'i seçmesinde çok etkili olmuş; Kuran ahlakı, bölge halkının hayatında olumlu yönde değişikliklere sebep olmuş, cahiliye dönemine ait karmaşa, haksızlık ve kan davaları ortadan kalkarak yerini huzur, güven ve barışa bırakmıştır Uzun süre sonra ilk defa bölge insanları arasında Kuran ahlakının bildirdiği, gerçek manada saygı, sevgi, merhamet ve adalete dayalı bir düzen kurulmuştur
Peygamberimiz (sav)’in Miladi 8 Haziran 632 tarihinde vefatının ardından ise İslamiyet hızla yükselmeye devam etmiş, birkaç on yıl içinde tüm kuzeyde Mezopotamya'ya, batıda Afrika'ya yayılmış, doğuda ise Hindistan'a kadar ilerlemiştir Kısa zaman önce din ahlakını tanımadan yaşayan bölge insanları, İslam ahlakının onlara kazandırdığı akıl, bilinç ve yüksek kültür sayesinde bir dünya imparatorluğunun yöneticileri haline gelmişlerdir Bu, tarihte eşine az rastlanan çok hızlı bir büyüme olmuş, İslam İmparatorluğu, 100 yıl gibi bir süre içerisinde, eski Roma İmparatorluğu'ndan daha geniş bir alana yayılarak benzerlerinden çok daha güçlü bir yönetim kurmuştur İslamiyet'in benzeri olmayan bu hızlı gelişmesinin temelinde, Rabbimiz'in, Hz Muhammed (sav)’in üstün ahlakı, aklı, feraseti, kararlılığı ve samimi çabasını vesile kılması bulunmaktadır
Peygamber Efendimiz (sav) yöntem olarak; Hicret'in hemen sonrasında tebliğ çalışmalarını başlatmış, çevre ülkelerin hükümdarlarını İslam ahlakına davet etmek üzere sahabeler görevlendirmiştir Rabbimiz'in bu konudaki emrini en güzel şekilde yerine getiren Peygamber Efendimiz (sav), bu elçiler aracılığı ile insanları hikmetle ve güzel öğütle İslam ahlakına davet etmiştir:
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir(Nahl Suresi, 125)
Sahabelerin Tebliğe Başlaması
Peygamberimiz (sav)’in seçtiği sahabeler yanlarında tebliğ için gidilen yerin hükümdarına verilmek üzere bir de mektup götürüyorlardı Gittikleri yerin lisanını çok iyi bilen sahabeler Peygamber Efendimiz (sav)’in öğütlerine göre hareket ediyor, göstedikleri güzel ahlak özellikleri, yaptıkları akılcı, hikmetli ve samimi anlatımlar ile kısa sürede insanların sevgisini ve saygısını kazanıyorlardı Bu konuda bütün Müslümanların titizlik göstermesi gereken, Peygamber Efendimiz (sav)'in bir öğüdü şöyledir:
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın Müjdeleyin, nefret ettirmeyin Uyuşun, ihtilafa düşmeyin insanlara yumuşak davranın, şiddet göstermeyin(Müslim, 3263)
Hükümdarların İslam Ahlakına Davet Edilmesi ve İslamiyet'in Yayılması
Habeş Meliki Necaşi’nin İslam’a Davet Edilmesi
Hicret'in 7 yılında Peygamber Efendimiz (sav) ilk önce Habeş Meliki Necaşi Ashame’ye, sahabe Amr b Ümeyye’yi bir mektupla birlikte göndermiştir Mektup şöyleydi:
Allah Resulü Muhammed’den, Habeş Meliki Necaşiye!
Ey Melik! Müslüman olmanı dilerim
Ben, senin namına, La İlahe İlla Hü, Melik, Kuddüs, Selam, Muheymin (sıfatlarına haiz) olan Allah’a hamd ü sena ederim
Ve şehadet ederim ki, Meryem oğlu İsa, Allah’ın kulu ve Kelimesidir Allah, O Kelime’yi (ki İsa’ya vucüd veren ‘’Kün’’ hitabıdır) ve o ruhu çok temiz ve afif olan ve dünya hayatından tamamıyla çekilmiş bulunan Meryem’e nefhetti (ruhundan üfledi) Bu suretle Meryem, İsa’ya hamile kaldı Böylece Allah, İsa’yı yarattı
Nasıl ki, Adem’i de Allah, kudret eliyle (ve bir mucize olarak) yaratmıştır
Ey Melik!
Seni; eşi, ortağı olmayan bir tek Allah’a imana ve O’na ibadete, bana uymaya ve Allah tarafından bana gönderilenlere inanmaya davet ediyorum Çünkü, ben, Allah’ın bunları tebliğe me’mur elçisiyim
Seni ve halkını Aziz ve Celil olan Allah’a (imana) davet ediyorum
Şimdi ben size (İslam esaslarını) tebliğ ettim ve nasihatta bulundum Siz de nasihatımı kabul ediniz!
Selam hidayete tabi olanlara olsun’’
Mektup kendisine okunduktan sonra Müslüman olduğunu çekinmeden açıklayan Habeş Meliki Necaşi, elçi Amr b Ümeyye’ye bir mektup verdi Mektupta Peygamberimiz (sav)’in isteklerini yerine getirdiğinden bahsediyordu Ayrıca kendisine kıymetli hediyeler de gönderdiğini haber veriyor, arzu ettikleri takdirde kendisinin de yanına gelebileceğini açıkça ifade ediyordu İlk olarak Hicret sırasında Habeşistan’a gelen muhacirler sayesinde İslam’dan haberdar olan bu ülke, günümüzde Eritre, Somali olarak bildiğimiz çevre halkların da etkilenerek İslam’ı seçmelerine vesile olmuştur
Rum Kayseri Heraklius’un İslam’a Davet Edilmesi
Tarihi kaynaklara göre, Hicret'in 7 yılında, Peygamber Efendimiz (sav), Rum Kayseri Heraklius’u İslam’a davet etmek için sahabelerinden Dihye b Halife elKelbi’yi göndermiştir
Peygamber Efendimiz (sav), Rum Kayseri Heraklius’a da bir mektup göndermiş, mektubunda Ali İmran Suresinin 64 ayetini tebliğ etmiştir:
“Bismillahirrahmanirrahim,
Allah'ın Elçisi Muhammed'den, Bizanslıların Reisi Heraklius'a:
Selam hakikat yolunu izleyene (olsun)! İlave edeyim ki, seni bütün olarak İslam'a davet ediyorum İslam'ı kabul et ki felah bulasın İslam'ı kabul et ki Allah değerini iki kat artırsın Ama eğer kaçınırsan, tebeanın günahı da senin üzerine yüklenecektir Ve siz, ey Kitabı Mukaddes'in insanları (Ey Ehli Kitab!) sizinle bizim aramızda aynı olan bir söze doğru geliniz; ki biz ancak Allah'a taparız, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayız ve aramızda kimse kimseyi, Allah'ın dışında sahib (Rab) edinmez Şimdi, eğer kaçınırlarsa, şöyle deyiniz: Şahit olun biz Müslümanlardanız (Allah'a teslim olanlarız)
Peygamberimiz (sav)’in seçtiği sahabeler, yanlarında, tebliğ için gidilen yerin hükümdarına verilmek üzere bir de mektup götürüyorlardı Sahabeler Peygamber Efendimiz (sav)’in öğütlerine göre hareket ediyor, göstedikleri güzel ahlak özellikleri ile kısa sürede insanların sevgisini ve saygısını kazanıyorlardı
Yemen Valisi Bazan’ın İman Etmesi
Peygamberimiz (sav), dönemin Yemen valisi Bazan’a hitaben yazdırdığı mektupta, İran’ın yıkılacağını, Kisra’nın oğlu tarafından öldürüleceğini haber vermiştir Bundan bir süre sonra Bazan, Kisra’nın oğlu Şireveyh’ten, babasını öldürdüğüne dair bir mektup almıştır
Kisra’nın öldürülmesi, Peygamberimiz (sav)’in Bazan’a haber verdiği günün gecesinde ve gecenin de aynı saatinde gerçekleşmişti Bunun üzerine Bazan iman etti ve Müslüman olduğunu Peygamberimiz (sav)’e bildirdi
Yemame Emiri'nin İslam’a Davet Edilmesi
Yemame hükümdarı Hevze b Ali bir Hristiyandı Tarihi kaynaklara göre Peygamber Efendimiz (sav), bu hükümdarı da İslamiyet’e davet etmek üzere Salit bin Amr’ı görevlendirmişti
Peygamber Efendimiz (sav)’in gönderdiği mektupta şöyle yazıyordu:
‘’Bismillahirrahmanirrahim’
Allah’ın Resulü Muhammed’den, Hevze b Ali’ye!
Doğru yolda gidenlere selam olsun!
Şunu iyi bilmelisin ki: Benim dinim yakında dünyanın en uzak ufuklarına kadar parlayacaktır!
Binaenaleyh, ey Hevze!
Sen de Müslüman ol ki, selamete eresin!
Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana bırakayım!’’
Böylece, Peygamber Efendimiz (sav), gönderdiği elçiler ve tebliğ mektuplarıyla İslamiyet'i o zamanın bütün ileri gelen devlet adamlarına bildirmiş, bir çoğu daha sonra İslam dünyasına dahil olacak bu ülkelere ilk olarak İslamiyet'in sesini duyurmuştur
Hz Muhammed (sav)’in vefatından sonra, sırasıyla halife olan Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali, Peygamber Efendimiz (sav)'in yolunu izlemiş, Kuran ahlakının hakim olduğu adil düzeni, daha geniş bir coğrafyaya yayarak devam ettirmişlerdir Bu dönemde yapılan fetihlerle İslam Devleti, Arap Yarımadası’nın sınırlarını aşmaya başlamış, Batı’da Trablusgarp, Doğu’da Horasan ve Kuzey’de Kafkasya'ya kadar genişletilmiştir Fethedilen yerlerdeki insanlar kısa sürede İslam ahlakını benimsemişlerdir Kurulacak olan yeni devletlerin pek çoğunun temelleri de yine bu dönemde atılmıştır
Dört Halife döneminden sonra Emevîler (661750) ve Abbâsiler (7501258) İslam ahlakının yayılmasına öncülük etmişlerdir Abbâsiler döneminde bilhassa merkeze uzak bölgelerde yeni devletler kurulmuştur Doğu'da; Gazneliler, Selçuklular, Delhi Sultanlığı, Timurlar, Altınordu ve Özbek hanlıkları ve Babürler Batı’da, Endülüs Emevîleri, Murabitlar, Eyyubîler, Memlûkiler ve Osmanlı İmparatorluğu, kurdukları devletler ve yaptıkları çalışmalarla İslam ahlakının yayılmasına hizmet etmişlerdir