nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Mehdî Nedir?
Mehdî meselesi, Deccal meselesi gibi halkın dilinde fazla dolaşan ve tartışma götüren bir meseledir Kimi Mehdî gelmiştir, kimi gelmemiştir, lakin gelecektir, kimi de Mehdî diye bir şey yoktur, kimiyse Mehdi'yi inkâr eden kâfirdir demektedir Bunun için meseleyi ele alıp, Peygamber (sa)'in hadîslerine ve Ehli sünnet ve'lCemaat'ın cumhurunun görüşlerine dayanarak gerçeği açıklamaya gayret edelim istedim Şöyle oysa: Tarih her tarafında müslümanlar aralarında Mehdî inancı o kadar yaygın bir şekilde süregelmiştir Bu inanca kadar ahir zamanda ehli beytten bir zat ortaya çıkacak, müslümanlar kendisine biat edip, civarda toplanacak ve tüm İslâm memleketlerini birleştirip hakimiyetini sağlayacaktır Bu inanç gerçekten doğrudur Çünkü; her ne kadar Buharı ile Müslim Mehdî hakındaki hadîslere yer vermemiş iseler de, Ebû Davud, Tirmizî, İbni Mace, elBezzar, Hakîm ve Taberanî gibi büyük muhaddisler onları tesbit etmişlerdir Bu hadîslerin bir kısmı zayıf ise de, bir kısmı sahih ve diğer bir kısmı da basendir
Şevkanî gibi bir takım âlimlerin dediklerine tarafından Mehdi hakkında varit olan hadîsler mütevâtirdir Yani Mehdî hakkındaki Peygamber (sa)'in sözü kesindir ve sabittir İbni Haldun gibi bir takım kimseler Mehdî hakkında varit olan hadîslerin tümünü güçsüz olarak görmüşlerse de bu içten değildir Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bir kısmı şunlardır:
1) Peygamber (sa) şöyle buyuruyor: Dünyada sadece bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan benden ya da ehli beytimden birisini yollamak için Allah (c c) o günü uzatacaktır(Ebû Davud)
2) Ali (ra) Peygamber (sa)'in şöyle buyurduğunu söylenti etmiştir: Zamandan sadece bir gün kalsa bile Allah (cc) mutlaka ehli beytimden bir adamı gönderecek ve o zulmün yeryüzünü kapladığı gibi adaletle dolduracaktır(Ebû Davud)
3) Ümmü Seleme, Peygamber (sa)'in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Mehdî ehli beytimden Fatıma'nın evladındandır(Ebû Davud)
4) Ebû Saîdi'l Hudrî'den: Mehdî bendendir Açık alınlı,kalkık burunludur Yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracaktır O yedi sene hükmedecektir
5) Ebû İshak, Ali (kv)'nin oğlu Hasan'a bakarak şöyle dediğini rivayet ediyor: Oğlum Peygamber (sa)'in dediği gibi bir büyüktür Onun sulbünden Peygamberin ismiyle isimlendirilen, etik bakımından O'na eş lakin her yönden yaratılışta benzemeyen bir adam çıkacaktır
6) Abdullah (ra) Peygamber (sa)'in şöyle buyurduğunu söylenti etmiştir: Ehli beytimden ismi benim ismime aynı bir adam Araplara başat olmadıkça dünya gitmez(Kıyamet kopmaz)(Tirmizî)
7) Ebû Said elHudrîden söylenti edilmiştir
eygamber (sa)'in vefatından sonra büyük bir olayın olacağından endişe ettik Bu sebeple Peygamber (sa)'e durumu sorduk Cevaben buyurdu ki: Benim ümmetimde Mehdî vardır Çıkıp beş, yedi ya da dokuz yaşayacaktırRavî: Bu nedir?(Yani beş, yedi ya da dokuz nedir? Gün mü, ay mı, yıl mi?) diye sordu Peygamberimiz (sa): Senedir, dedikten sonradan, Adamın biri gelip ey Mehdî bana ver, bana ver diyecek o da kaldırabileceği değin eteğini dolduracaktır(Tirmizî)
8) Ali (kv), Resûlüllah (sa)in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Mehdî ehli beyttendir, Allah onu bir gecede ıslah eder(İbn'i Mace)
9) Said b Müseyyeb diyor ki: Biz Ümmü Seleme'nin yanında Mehdî konusunu ele aldık, bunun üstüne Ümmü Seleme: Peygamber (sa)'in Mehdi Fatıma'nın evladındandır, dediğini işittim dedi (İbni Mace)
10) Enes b Malik'ten: Peygamber (sa)'in şöyle dediğini işittim: Biz Abdülmuttalip oğulları ehli cennetin büyükleriyiz Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi(İbn'i Mace)
11) Sevban, Peygamber (sa)'in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Siyah sancakların Horasan kadar geldiğini görürseniz ona katılınız Çünkü içinde Allah'ın halifesi Mehdî vardır(Ahmed ve Beyhaki)
Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bir kısmını numune olarak zikrettik Umum müslümanların inancı, fakihlerin görüşü ve ahad da olsalar bu dek hadîs Mehdî'nin sübutu için kafidir Ama yukardan da anlaşıldığı gibi Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bazıları zahiren birbiriyle çatışmaktadır Birçok Mehdî'nin Fatıma'nın zürriyetinden olacağını belirtiyor Bazısı Mekke ve Medine'den söz ederken, bazılarıysa Horasan'dan bahsediyor Bunun için Mehdî ile ilgili hadîsleri okuyan tereddüde düşüyor Deccal hakkında varit olan hadîsler arasındaki zahiri çelişki, Deccal'ın bir değil bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak hadîslerin yol açtığı tereddütler açıklama edilmiştir Mehdî hakkındaki hadîsler arasındaki çelişkinin de Mehdî'nin bir yok, bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak ortadan kaldırılmasına bir mani yoktur Yani Mehdî bir yok, bir kaç kişidir Tüm hadîslerin bir tek Mehdî'ye hamledilmemesi gerekir Hülasa: İbni Hacer gibi zevatın ifâde ettiklerine göre bir çok Mehdî vardır Her zamanda bir iki Mehdî bulunabilir Yalnız ahir zamanda gelecek olan büyük Mehdî birdir Hemen Şimdi gelmemiştir Ne vakit geleceğini Allah (cc)'dan diğer kimse bilemez Hatta Ahmed b Zeyni Dehlan bu hususta Mehdî'nin bile kendisinin Mehdî olduğunu bilemeyeceğinden bahisle şöyle diyor:
Mehdî'nin gelişini muhakkak bir seneyle kısıtlamak doğru değildir Çünkü bu gaybî bir husustur, gaybı da Allah'dan başka kimse bilemez Ne süre geleceği hususunda Şari'den bir nas varit olmamıştır Geçmiş âlimlerden birçoğunun tahminlere istinaden Mehdî'nin çıkışı için zaman görev etmeleri hatadan beri değildir Bu görüşler Peygamber (sa)'in Mehdî hakkındaki onun bir gecede çıkıp âlemi ıslah edeceği hadîsine dayanır Mehdî'nin bizzat kendisi bile Allah (cc) beyân etmedikçe beklenen Mehdî'nin kendisi olduğunu bilemez Binaenaleyh şu ya da bu adam Mehdî'dir ya da Mehdî şu tarihte zuhur edecektir dememek gerekir Böyle demenin bize hiç bir faydası yoktur Yalnız Ömer b Abdülaziz ya da şu veyahut da bu zat büyük Mehdî'yi kastetmemek şartıyla Mehdî'dir demekte de bir sakınca yoktur Hadîslerin beyân ettikleri gibi, Muhammed b Abdullahismini bölge bir zatın ahir zamanda çıkıp beşeriyeti ıslah etmesi, yeryüzünü adaletle doldurması ve tüm İslâm âlemini birleştirip Allah'ın hakimiyetini yayması olası olduğuna tarafından onu uzaktan görmek ve Peygamber (sa)'in hadîslerini Ahad da olsalar red etmek anlamsızdır Ahad hadîslerin Peygamber (sa)'in sözü olup olmadığı şüphelidir Bir veya birkaç birey göre Peygamber (sa)'den nakledilmiştir Yüzde yüz Peygamber (sa)'in sözüdür denilemez Fakat bu şuna benzer: Nasıl ama Kur'ân âyetleri Allah (cc)'ın sözü olduğu gibi Buhârî ve Müslim'in ittifak ettikleri hadîsler de o derecede kesin olarak Peygamber'in sözüdür denilemezse, hadîsi ahad ile değişmez olan bir hüküm de mütevâtir veya meşhur hadîslerle benzer seviyededir, yüzde yüz Peygamber (sa)'in sözüdür, inkâr eden kâfir olur denilemez Fakat onu, âyete zıt düşmediği ve ferdin fikir ve hissine kadar değil de akla ve nakle karşı taraf olmadığı takdirde kabul etmemek de anlamsızdır Hatta Ahad hadîsin Peygamber (sa)in sözü olması güçlü olarak muhtemel olduğundan delilsiz olarak onu inkâr eden kimse fasık olur Yalnız, tahmini olarak hergün bir Mehdî namzeti gösterip yaygara yapmak ve Allah'ın Mehdi olarak kabul etmediği bir kimsenin Mehdiliğini ilan etmek Allah'ın hukukuna tecavüz ve ölçüsüzlükten doğan bir cüretkârlıktır Yukarıda her ne dek Şevkanî ve benzerlerinin Mehdi ile ilgili hadîsler mütevâtirdir, onları inkâr etmek küfürdürgibi sözlerini zikrettiysek de ahad hadîslerle ilgili buraya dek anlattıklarımızın ışığında şunu diyebiliriz: Mehdî hakkında varit olan hadîsler ahad hadîslerdir, mütevâtir değildir Bu sebeple onları inkâr etmek de küfür değildir Ancak delilsiz olarak inkâr etmek bid'attır Mehdî, dünyadan haberi olmayan ve meczup birkaç kişiyi civarda toplayan bir birey olmadığı gibi, sarhoş, ayyaş ve şehvet gerisinde koşan bir kimse de değildir O, ciddî olarak İslâm'ın tüm hükümlerine sarılan ve zamanın ahval ve şeraitine kadar yetişip çoğalan cesur ve mü'min bir liderdir
Alıntıdır *
Mehdî meselesi, Deccal meselesi gibi halkın dilinde fazla dolaşan ve tartışma götüren bir meseledir Kimi Mehdî gelmiştir, kimi gelmemiştir, lakin gelecektir, kimi de Mehdî diye bir şey yoktur, kimiyse Mehdi'yi inkâr eden kâfirdir demektedir Bunun için meseleyi ele alıp, Peygamber (sa)'in hadîslerine ve Ehli sünnet ve'lCemaat'ın cumhurunun görüşlerine dayanarak gerçeği açıklamaya gayret edelim istedim Şöyle oysa: Tarih her tarafında müslümanlar aralarında Mehdî inancı o kadar yaygın bir şekilde süregelmiştir Bu inanca kadar ahir zamanda ehli beytten bir zat ortaya çıkacak, müslümanlar kendisine biat edip, civarda toplanacak ve tüm İslâm memleketlerini birleştirip hakimiyetini sağlayacaktır Bu inanç gerçekten doğrudur Çünkü; her ne kadar Buharı ile Müslim Mehdî hakındaki hadîslere yer vermemiş iseler de, Ebû Davud, Tirmizî, İbni Mace, elBezzar, Hakîm ve Taberanî gibi büyük muhaddisler onları tesbit etmişlerdir Bu hadîslerin bir kısmı zayıf ise de, bir kısmı sahih ve diğer bir kısmı da basendir
Şevkanî gibi bir takım âlimlerin dediklerine tarafından Mehdi hakkında varit olan hadîsler mütevâtirdir Yani Mehdî hakkındaki Peygamber (sa)'in sözü kesindir ve sabittir İbni Haldun gibi bir takım kimseler Mehdî hakkında varit olan hadîslerin tümünü güçsüz olarak görmüşlerse de bu içten değildir Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bir kısmı şunlardır:
1) Peygamber (sa) şöyle buyuruyor: Dünyada sadece bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan benden ya da ehli beytimden birisini yollamak için Allah (c c) o günü uzatacaktır(Ebû Davud)
2) Ali (ra) Peygamber (sa)'in şöyle buyurduğunu söylenti etmiştir: Zamandan sadece bir gün kalsa bile Allah (cc) mutlaka ehli beytimden bir adamı gönderecek ve o zulmün yeryüzünü kapladığı gibi adaletle dolduracaktır(Ebû Davud)
3) Ümmü Seleme, Peygamber (sa)'in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Mehdî ehli beytimden Fatıma'nın evladındandır(Ebû Davud)
4) Ebû Saîdi'l Hudrî'den: Mehdî bendendir Açık alınlı,kalkık burunludur Yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracaktır O yedi sene hükmedecektir
5) Ebû İshak, Ali (kv)'nin oğlu Hasan'a bakarak şöyle dediğini rivayet ediyor: Oğlum Peygamber (sa)'in dediği gibi bir büyüktür Onun sulbünden Peygamberin ismiyle isimlendirilen, etik bakımından O'na eş lakin her yönden yaratılışta benzemeyen bir adam çıkacaktır
6) Abdullah (ra) Peygamber (sa)'in şöyle buyurduğunu söylenti etmiştir: Ehli beytimden ismi benim ismime aynı bir adam Araplara başat olmadıkça dünya gitmez(Kıyamet kopmaz)(Tirmizî)
7) Ebû Said elHudrîden söylenti edilmiştir
8) Ali (kv), Resûlüllah (sa)in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Mehdî ehli beyttendir, Allah onu bir gecede ıslah eder(İbn'i Mace)
9) Said b Müseyyeb diyor ki: Biz Ümmü Seleme'nin yanında Mehdî konusunu ele aldık, bunun üstüne Ümmü Seleme: Peygamber (sa)'in Mehdi Fatıma'nın evladındandır, dediğini işittim dedi (İbni Mace)
10) Enes b Malik'ten: Peygamber (sa)'in şöyle dediğini işittim: Biz Abdülmuttalip oğulları ehli cennetin büyükleriyiz Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi(İbn'i Mace)
11) Sevban, Peygamber (sa)'in şöyle dediğini söylenti etmiştir: Siyah sancakların Horasan kadar geldiğini görürseniz ona katılınız Çünkü içinde Allah'ın halifesi Mehdî vardır(Ahmed ve Beyhaki)
Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bir kısmını numune olarak zikrettik Umum müslümanların inancı, fakihlerin görüşü ve ahad da olsalar bu dek hadîs Mehdî'nin sübutu için kafidir Ama yukardan da anlaşıldığı gibi Mehdî hakkında varit olan hadîslerin bazıları zahiren birbiriyle çatışmaktadır Birçok Mehdî'nin Fatıma'nın zürriyetinden olacağını belirtiyor Bazısı Mekke ve Medine'den söz ederken, bazılarıysa Horasan'dan bahsediyor Bunun için Mehdî ile ilgili hadîsleri okuyan tereddüde düşüyor Deccal hakkında varit olan hadîsler arasındaki zahiri çelişki, Deccal'ın bir değil bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak hadîslerin yol açtığı tereddütler açıklama edilmiştir Mehdî hakkındaki hadîsler arasındaki çelişkinin de Mehdî'nin bir yok, bir kaç kişi olduğu biçiminde yorumlanarak ortadan kaldırılmasına bir mani yoktur Yani Mehdî bir yok, bir kaç kişidir Tüm hadîslerin bir tek Mehdî'ye hamledilmemesi gerekir Hülasa: İbni Hacer gibi zevatın ifâde ettiklerine göre bir çok Mehdî vardır Her zamanda bir iki Mehdî bulunabilir Yalnız ahir zamanda gelecek olan büyük Mehdî birdir Hemen Şimdi gelmemiştir Ne vakit geleceğini Allah (cc)'dan diğer kimse bilemez Hatta Ahmed b Zeyni Dehlan bu hususta Mehdî'nin bile kendisinin Mehdî olduğunu bilemeyeceğinden bahisle şöyle diyor:
Mehdî'nin gelişini muhakkak bir seneyle kısıtlamak doğru değildir Çünkü bu gaybî bir husustur, gaybı da Allah'dan başka kimse bilemez Ne süre geleceği hususunda Şari'den bir nas varit olmamıştır Geçmiş âlimlerden birçoğunun tahminlere istinaden Mehdî'nin çıkışı için zaman görev etmeleri hatadan beri değildir Bu görüşler Peygamber (sa)'in Mehdî hakkındaki onun bir gecede çıkıp âlemi ıslah edeceği hadîsine dayanır Mehdî'nin bizzat kendisi bile Allah (cc) beyân etmedikçe beklenen Mehdî'nin kendisi olduğunu bilemez Binaenaleyh şu ya da bu adam Mehdî'dir ya da Mehdî şu tarihte zuhur edecektir dememek gerekir Böyle demenin bize hiç bir faydası yoktur Yalnız Ömer b Abdülaziz ya da şu veyahut da bu zat büyük Mehdî'yi kastetmemek şartıyla Mehdî'dir demekte de bir sakınca yoktur Hadîslerin beyân ettikleri gibi, Muhammed b Abdullahismini bölge bir zatın ahir zamanda çıkıp beşeriyeti ıslah etmesi, yeryüzünü adaletle doldurması ve tüm İslâm âlemini birleştirip Allah'ın hakimiyetini yayması olası olduğuna tarafından onu uzaktan görmek ve Peygamber (sa)'in hadîslerini Ahad da olsalar red etmek anlamsızdır Ahad hadîslerin Peygamber (sa)'in sözü olup olmadığı şüphelidir Bir veya birkaç birey göre Peygamber (sa)'den nakledilmiştir Yüzde yüz Peygamber (sa)'in sözüdür denilemez Fakat bu şuna benzer: Nasıl ama Kur'ân âyetleri Allah (cc)'ın sözü olduğu gibi Buhârî ve Müslim'in ittifak ettikleri hadîsler de o derecede kesin olarak Peygamber'in sözüdür denilemezse, hadîsi ahad ile değişmez olan bir hüküm de mütevâtir veya meşhur hadîslerle benzer seviyededir, yüzde yüz Peygamber (sa)'in sözüdür, inkâr eden kâfir olur denilemez Fakat onu, âyete zıt düşmediği ve ferdin fikir ve hissine kadar değil de akla ve nakle karşı taraf olmadığı takdirde kabul etmemek de anlamsızdır Hatta Ahad hadîsin Peygamber (sa)in sözü olması güçlü olarak muhtemel olduğundan delilsiz olarak onu inkâr eden kimse fasık olur Yalnız, tahmini olarak hergün bir Mehdî namzeti gösterip yaygara yapmak ve Allah'ın Mehdi olarak kabul etmediği bir kimsenin Mehdiliğini ilan etmek Allah'ın hukukuna tecavüz ve ölçüsüzlükten doğan bir cüretkârlıktır Yukarıda her ne dek Şevkanî ve benzerlerinin Mehdi ile ilgili hadîsler mütevâtirdir, onları inkâr etmek küfürdürgibi sözlerini zikrettiysek de ahad hadîslerle ilgili buraya dek anlattıklarımızın ışığında şunu diyebiliriz: Mehdî hakkında varit olan hadîsler ahad hadîslerdir, mütevâtir değildir Bu sebeple onları inkâr etmek de küfür değildir Ancak delilsiz olarak inkâr etmek bid'attır Mehdî, dünyadan haberi olmayan ve meczup birkaç kişiyi civarda toplayan bir birey olmadığı gibi, sarhoş, ayyaş ve şehvet gerisinde koşan bir kimse de değildir O, ciddî olarak İslâm'ın tüm hükümlerine sarılan ve zamanın ahval ve şeraitine kadar yetişip çoğalan cesur ve mü'min bir liderdir
Alıntıdır *