Meddah anlamı,Meddah Ne demek,meddah nedir ozellikleri,meddah ornekleri
Meddah
Geleneksel Turk tiyatrosunun en onemli kollarından biri olan Meddah canlandırma ve benzetme oğelerinden yararlanarak oyku anlatma sanatıdır
Meddah anlattığı oykunun konusuyla ilşikili olarak ceşitli etnik gruplardan kişilerin, değişik yaştaki ve tipteki insanların, hayvanların, makinelerin ve doğa olaylarının taklitlerini yapar Elinde bir değnek ve omuzunda buyukce bir mendil vardır Meddah değneğini yere vurarak izleyicilerin dikkatini uzerinde toplar ve Hak dostum hak , Yanıldım bir cırak aldım yanıma eve gelmez kulhani dukkanda yatır, kovsam o da duşmez şanıma kibardır carşafsız yorganda yatır, haşa huzurdan ustası cırağını sever eşek aldı pazardan eşek goze geldi catladı nazardan, eşek cıktı mezardan eşeğin aşkından ormanda yatır, bizim cırak da hırtıyı pırtıyı toplamış kulhanda yatır, zamanı evailde diye başlayan kalıplaşmış tekerlemesini soyleyerek oyuna başlar Değneği tufek, supurge, at vs yerine yerine aksesuar olarak kullanır Mendille ceşitli etnik grupların ve ceşitli meslekten kişilerin giyimlerini, başlıklarını taklit eder, mesela zenne taklidi sırasında mendil başortusu olur, mendilin bir işlevi de değişik sesler cıkarmada yardımcı olmasıdır Meddah , oykuden cıkarılacak dersi vurguladıktan sonra Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gorduk soyledik Sakiye sohbet kalmazmış baki Her ne kadar surci lisan ettikse affola, inşallah gelecek sefere daha guzel bir hikaye soylerizdiye sozu bağlar, oykunun sorumluluğunu kaynağına bırakıp ozur diler, gelecek oykunun adını, anlatılacağı yeri ve zamanını belirten meddah gosteriye son verir
Evliya celebi İstanbul ve Anadolu'daki meddahları anlatmakta, İstanbul'da bunların sayısının 80, Bursa'da 75 olduğunu, Malatya'da gezinti yerlerinde de gosteri yaptıklarını yazmaktadır Bu konuda bilgi veren yabancı kaynaklar da vardır Bunlardan birinin 18i yuzyıl'da meddahların oyku anlatmak yanında resmi haber kaynağı gibi devletce alınan kararları aktardıklarını ve bir tur gazete işlevi gorduklerini belirtmesi ilginctir
Meddah , masallarda olduğu gibi cin, peri, dev turunden doğadışı yaratıklara, destanlarda olduğu gibi insanustu gucu olan kahramanlara yer vermez, halk hikayeciliğinde olduğu gibi saz eşliğinde soylemez, kahramanlarını sive taklitleri yaparak canlandırır Bu hikayeler koy cevrelerine kadar yayılmış halk hikayelerinden farklı olarak kent cevresinin malıdır, saraylarda, konaklarda, 16 yuzyıl sonlarından başlayarak da kahvehanelerde anlatılmışlardır 17 yuzyıldan sonra konularını kentlerin, ozellikle de İstanbul'un gunluk yaşamı etkilemiştir Bu son donemdeki meddah hikayelerinin anlatımı halkın konuşmasıyla, yarı okumuş orta sınıfın ozentili konuşmasını birleştirir Cok eski meddah hikayeleri gunumuze kadar ulaşmamıştır Ancak bunların Şehname'deki bazı konuları, kahramanları arasında Hz Ali, Hz Hamza, Battal Gazi vb'nin yer aldığı dinsel ve tarihsel kahramanlık seruvenlerini aktardıkları bilinmektedir 16 yuzyılda Varka ve Gulşah mesnevisini yazan Yusufi Meddah'ın bu hikayesini seyirciler karşısında okuyan bir meddah olduğu belirtilmektedir 16 yuzyılda 3 Murat'ın sarayındaki Eğlence adlı meddah kendisinden onceki hikaye konularını aktarıyordu Padişahın yeni hikayeler istemesi uzerine Şair Cenani, Bedayi ulasar adlı yapıtı kaleme aldı Bu yapıtta halkın o donemdeki yaşamı dile getiriliyor, gezinti yerlerine, mahalle baskınına, kervan ve gemi yolculuğuna ait goruntuler canlandırılıyordu Bu yuzyılda Vahdi'nin Hoca Abdurrauf (Anabacı hikayesi) halk arasında un kazanmıştı 17 yuzyılda coğalan meddah kahveleriyle birlikte İstanbul, Bursa, Erzurum, Maraş gibi kentlerde bu tur hikayeler anlatan sanatcılar coğalmıştı 1616 da Bursa'da bir kahvehanede bedi ve Kasım adlı hikayeyi dinleyen topluluk iki ayrı kahramanı destekleyen iki gruba ayrılmış, cıkan tartışmada Şair hayli, Sacakcızade adlı hikayeciyi oldurmuştu Gene bu yuzyılda meddahların piri diye adlandırılan ve hikayelerini 4 Murat'ın sarayında anlatan Tıfli daha oncekilerden butunuyle farklı, yeni hikayeler meydana getirmişti Bunların kahramanları arasında padişahla birlikte kendisi de bulunmaktaydı Tıfli'nin Hancerli Hanım, Sansar mustafa, Kanlı Bektaş gibi hikayelerinde konular ortak bir kalıba gore değişir; batakhaneye duşen bir delikanlı padişahın araya girmesiyle kurtulur, batakhane sahibi kadın ağır bicimde cezalandırılır Gene bu doneme ait Cevri Celebi Tayyarzade gibi meddah hikayeleri de 17 yuzyıl İstanbul yaşamındaki gercekci izler taşıyan bu hikayeleri andırır Farklı şivelerle konuşan ayrı ırklardan, kentlerden ve toplumsal kesimlerden insanların birbirleriyle ilişkileri meddah hikayelerinde geniş bir yer tutar
İstanbul'da ozellikle Ramazan aylarında cok rağbet goren meddah kahveleri vardı 19yuzyılın ikinci yarısı ve 20 yuzyılın başlarında meddah kahvelerinin birkacı şunlardır; Aksaray'da DilkUşa kıraathanesi, Merkez kıraathanesi, Beyazıt'ta Afitab kıraathanesi, Mısır lokantası bahcesi, Dolmabahce'de Yuksek Kahve, Fatih'te reşadiye kıraathanesi, Kadıkoy Soğutluceşme'de Kurbağalıdere kıraathanesi, Samatya'da Coli Efendi Tiyatrosu, Sultanahmet'te Koşebaşı kıraathanesi, Şehremini'de Hacı Selim Ağa Kahvesi, Uskudar'da İsmail Efendi kıraathanesi
Meddah Aşki'nin anlattığı Portakalcı yahudi, Surpik Dudu ile Belalı Bıckın, Sulukule Kavgaları plağa, Hayali Kucuk Ali'nin Sandıklı Ebe, Dunya Guzeli ve İstanbul'un taşı toprağı altın adlı meddah hikayeleri ses bandına alınmıştır
karagoznet
Meddah
Geleneksel Turk tiyatrosunun en onemli kollarından biri olan Meddah canlandırma ve benzetme oğelerinden yararlanarak oyku anlatma sanatıdır
Meddah anlattığı oykunun konusuyla ilşikili olarak ceşitli etnik gruplardan kişilerin, değişik yaştaki ve tipteki insanların, hayvanların, makinelerin ve doğa olaylarının taklitlerini yapar Elinde bir değnek ve omuzunda buyukce bir mendil vardır Meddah değneğini yere vurarak izleyicilerin dikkatini uzerinde toplar ve Hak dostum hak , Yanıldım bir cırak aldım yanıma eve gelmez kulhani dukkanda yatır, kovsam o da duşmez şanıma kibardır carşafsız yorganda yatır, haşa huzurdan ustası cırağını sever eşek aldı pazardan eşek goze geldi catladı nazardan, eşek cıktı mezardan eşeğin aşkından ormanda yatır, bizim cırak da hırtıyı pırtıyı toplamış kulhanda yatır, zamanı evailde diye başlayan kalıplaşmış tekerlemesini soyleyerek oyuna başlar Değneği tufek, supurge, at vs yerine yerine aksesuar olarak kullanır Mendille ceşitli etnik grupların ve ceşitli meslekten kişilerin giyimlerini, başlıklarını taklit eder, mesela zenne taklidi sırasında mendil başortusu olur, mendilin bir işlevi de değişik sesler cıkarmada yardımcı olmasıdır Meddah , oykuden cıkarılacak dersi vurguladıktan sonra Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gorduk soyledik Sakiye sohbet kalmazmış baki Her ne kadar surci lisan ettikse affola, inşallah gelecek sefere daha guzel bir hikaye soylerizdiye sozu bağlar, oykunun sorumluluğunu kaynağına bırakıp ozur diler, gelecek oykunun adını, anlatılacağı yeri ve zamanını belirten meddah gosteriye son verir
Evliya celebi İstanbul ve Anadolu'daki meddahları anlatmakta, İstanbul'da bunların sayısının 80, Bursa'da 75 olduğunu, Malatya'da gezinti yerlerinde de gosteri yaptıklarını yazmaktadır Bu konuda bilgi veren yabancı kaynaklar da vardır Bunlardan birinin 18i yuzyıl'da meddahların oyku anlatmak yanında resmi haber kaynağı gibi devletce alınan kararları aktardıklarını ve bir tur gazete işlevi gorduklerini belirtmesi ilginctir
Meddah , masallarda olduğu gibi cin, peri, dev turunden doğadışı yaratıklara, destanlarda olduğu gibi insanustu gucu olan kahramanlara yer vermez, halk hikayeciliğinde olduğu gibi saz eşliğinde soylemez, kahramanlarını sive taklitleri yaparak canlandırır Bu hikayeler koy cevrelerine kadar yayılmış halk hikayelerinden farklı olarak kent cevresinin malıdır, saraylarda, konaklarda, 16 yuzyıl sonlarından başlayarak da kahvehanelerde anlatılmışlardır 17 yuzyıldan sonra konularını kentlerin, ozellikle de İstanbul'un gunluk yaşamı etkilemiştir Bu son donemdeki meddah hikayelerinin anlatımı halkın konuşmasıyla, yarı okumuş orta sınıfın ozentili konuşmasını birleştirir Cok eski meddah hikayeleri gunumuze kadar ulaşmamıştır Ancak bunların Şehname'deki bazı konuları, kahramanları arasında Hz Ali, Hz Hamza, Battal Gazi vb'nin yer aldığı dinsel ve tarihsel kahramanlık seruvenlerini aktardıkları bilinmektedir 16 yuzyılda Varka ve Gulşah mesnevisini yazan Yusufi Meddah'ın bu hikayesini seyirciler karşısında okuyan bir meddah olduğu belirtilmektedir 16 yuzyılda 3 Murat'ın sarayındaki Eğlence adlı meddah kendisinden onceki hikaye konularını aktarıyordu Padişahın yeni hikayeler istemesi uzerine Şair Cenani, Bedayi ulasar adlı yapıtı kaleme aldı Bu yapıtta halkın o donemdeki yaşamı dile getiriliyor, gezinti yerlerine, mahalle baskınına, kervan ve gemi yolculuğuna ait goruntuler canlandırılıyordu Bu yuzyılda Vahdi'nin Hoca Abdurrauf (Anabacı hikayesi) halk arasında un kazanmıştı 17 yuzyılda coğalan meddah kahveleriyle birlikte İstanbul, Bursa, Erzurum, Maraş gibi kentlerde bu tur hikayeler anlatan sanatcılar coğalmıştı 1616 da Bursa'da bir kahvehanede bedi ve Kasım adlı hikayeyi dinleyen topluluk iki ayrı kahramanı destekleyen iki gruba ayrılmış, cıkan tartışmada Şair hayli, Sacakcızade adlı hikayeciyi oldurmuştu Gene bu yuzyılda meddahların piri diye adlandırılan ve hikayelerini 4 Murat'ın sarayında anlatan Tıfli daha oncekilerden butunuyle farklı, yeni hikayeler meydana getirmişti Bunların kahramanları arasında padişahla birlikte kendisi de bulunmaktaydı Tıfli'nin Hancerli Hanım, Sansar mustafa, Kanlı Bektaş gibi hikayelerinde konular ortak bir kalıba gore değişir; batakhaneye duşen bir delikanlı padişahın araya girmesiyle kurtulur, batakhane sahibi kadın ağır bicimde cezalandırılır Gene bu doneme ait Cevri Celebi Tayyarzade gibi meddah hikayeleri de 17 yuzyıl İstanbul yaşamındaki gercekci izler taşıyan bu hikayeleri andırır Farklı şivelerle konuşan ayrı ırklardan, kentlerden ve toplumsal kesimlerden insanların birbirleriyle ilişkileri meddah hikayelerinde geniş bir yer tutar
İstanbul'da ozellikle Ramazan aylarında cok rağbet goren meddah kahveleri vardı 19yuzyılın ikinci yarısı ve 20 yuzyılın başlarında meddah kahvelerinin birkacı şunlardır; Aksaray'da DilkUşa kıraathanesi, Merkez kıraathanesi, Beyazıt'ta Afitab kıraathanesi, Mısır lokantası bahcesi, Dolmabahce'de Yuksek Kahve, Fatih'te reşadiye kıraathanesi, Kadıkoy Soğutluceşme'de Kurbağalıdere kıraathanesi, Samatya'da Coli Efendi Tiyatrosu, Sultanahmet'te Koşebaşı kıraathanesi, Şehremini'de Hacı Selim Ağa Kahvesi, Uskudar'da İsmail Efendi kıraathanesi
Meddah Aşki'nin anlattığı Portakalcı yahudi, Surpik Dudu ile Belalı Bıckın, Sulukule Kavgaları plağa, Hayali Kucuk Ali'nin Sandıklı Ebe, Dunya Guzeli ve İstanbul'un taşı toprağı altın adlı meddah hikayeleri ses bandına alınmıştır
karagoznet
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.