Kuru iğneleme tedavisi hakkında

Kimi kas hastalıklarında kullanılan, yan tesiri olmayan, tedavi edici ve zararsız bir metottur. Kuru iğne tedavisi, ekseriyetle 12-15 yaşından itibaren, bu tedaviye gereksinimi olan herkese ve her yaşa uygulanabilir.

Malûm seanslar halinde planlanır, tedavi boyunca o nahiyeye ilişkin faaliyetlerin azaltılması önerilir.

Kuru iğneleme usulü uygulanan ortama nazaran kalınlığı ve uzunluğu değişen iğnelerin kaslara batırılması halinde yapılmaktadır. Kuru iğnelemeaslında bizim myofasial ağrı, halk arasında bilinen ismiyle kulunç tedavilerinde kullanılsa da ağrılı kas spazmının olduğu bir çok durumda inançla kullanılabilen bir sistemdir. Bu sistem ile gergin kasların içinde oluşmuş ağrılı tetik noktalara batırılan iğne bu ağrılı noktaların çözülmesine ve kasın olağan gerginliğine dönmesine sebep olur.

Tedavinin müddeti, yani seans sayısı, sorunun bulunduğu kesimin genişliğine, meselenin ne kadar eski olduğuna, hastanın yaşına, öbür rahatsızlıkların eşlik edip etmediğine nazaran değişiklik gösterir.

Tesirini birinci seansta gösterir. Spinal refleksler ve kas iğciğinin uyarılması yoluyla kısalmış olan kasın gevşemesi sağlanır. Bu halde kas uzar, daha canlı ve esnek hal alır, kas kuvveti artar. Umumide 5 günde bir uygulanan dört yahut beş seanslık bir programda tam düzgünleşme sağlanır.

Fizik tedavi, ilaç tedavisi, bantlama ve egzersiz tedavi üzere tedavilerle bir arada uygulanabilir ve tedavinin aktifliği bu biçimde daha da çok artırılabilir."dedi.Tedavide muvaffakiyet epey yüksektir (Yüzde 92-95) ve sonuçlar yüz güldürücüdür. Karşılıksız yahut dirençli durumlarda, umumiyetle altta yatan diğer bir patoloji laf mevzusudur.

Unutulmamalıdır ki kuru iğneleme usulü tek başına ağrıyı azaltıp geçirebilse de kesinlikle mütenasip germe egzersizleri ile kombine edilmelidir. Aksi takdirde ağrılar tekrarlayabilir. Ayrıyeten şayet altta yatan bel-boyun fıtığı üzere bir durum varsa evvel bu tedavi edilmelidir.

Kuru iğneleme uygulanabilecek illetler;

- Sırt ağrısı
- Boyun ağrısı
- Uzunluğundan kola yayılan ağrı ve, yahut uyuşma
- Göğüste ağrı-batma
- Bel ağrısı
- Bel yahut kalçadan bacağa yayılan ağrı ve, yahut uyuşma-kasılma-kramp
- Dizlerde ağrı
- Dirseklerde ağrı
- Yürümeyi engelleyen ağrı-batma
- Tüm vücutta hareket güçlüğü
- Kemiklerde ağrı, üzere durumlarda uygulanır.

Hastada bulunan (varsa) başka pek çok hastalık, bu tedavi için bir handikap oluşum etmez.

İğne fobisi olan hastalara da uygulamak mümkün olmaktadır. Hasta iğneyi çoklukla hissetmez. İğne, akupunkturdaki üzere uzun vade kalmaz, bazen birkaç saniye, bazen birkaç dakika sürer.

Bu metot ekseriyetle bir kanamaya da sebep olmaz, binaenaleyh, kan görmekten ürken hastalar açısından da iyi bir prosedürdür. Gebelere görünür koşullarla uygulanabilir.
Kanser hastalarında, eşlik eden kas ve tendon ağrılarında da muvaffakiyet ile kullanılır; ağrılarda önemli azalmalar görülür. Zira kanserdeki ağrıların tümü kanserden ötürü değildir.

Kuru iğne tedavisi, ‘Yan tesiri olmayan’, tedavi edici ve zararsız bir metottur. İğne, rastgele bir ilaç içermediğinden bu ismi alır. Bu nedenle alerjik durumlar, ilaç etkileşimleri ve yan tesir görülmez (Bu prosedür, İMS tekniği olarak da adlandırılır).