Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Kur'an'ı Kerimde RAB Kelimesinin Çeşitli Kullanış Şekli:

Kur'an'ı Kerimde RAB Kelimesinin Çeşitli Kullanış Şekli:

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Kur'an'ı Kerimde RAB Kelimesinin Çeşitli Kullanış Şekli:

1Mürebbi,gereksinimleri karşılayan,terbiye veren ve yetiştiren;
2Kefil,gözetici,koruyup kollayan,ıslahla sorumlu olan;
3Çeşitli kimselerin oluşturduğu bir toplulukta merkezi bir sıfata sahip olan;
4Kendisine bağlananların efendisi,sözü geçen,üstünlüğü ve yüceliği kabul edilen ve tasarruf hakkına sahip,itaat ve boyun eğilen efendi,güç ve egemenlik sahibi reis;
5Malik,efendi


Rab kelimesi Kur'anı Kerim'de yukarıda açıkladığımız tüm manalarda kullanılmıştırAyetlerde,bazen bu manalardan sadece bir ya da ikisi bazen daha fazlası bazen de beş anlamıyla birden kullanılmıştırBunu Kur'anı Kerim'den çeşitli misaller vererek daha da açık bir şekilde göstermek istiyoruz:


a Rabb'ın ilk manada kullanılışına misal:
O (Yusuf) (Bundan) beni güzel bir şekilde korumuş olan Rabbime sığınırım dedi(Yusuf, 23)


b Birinci manayı da kısmen ihtiva eden ikinci manada kullanılışına misal:
Doğrusu sizin bu mabudlarınız benim düşmanımdırBenim dostum,ancak beni yaratmış olan ve hidayete erdiren,beni yediren ve içiren,hastalandığımda bana şifa veren,alemlerin rabbidir(Şuara, 7780)


Sahip olduğunuz ne kadar nimet varsa,hepsi Allah'tandırSonra,herhangi bir belaya düşerseniz,şaşkın bir halde hemen O'na yönelirsinizAncak O,sizden belayı giderince, (bütün bu nimetler ve sıkıntıları gidermelere rağmen) sizlerden bazıları rablerine başkalarını ortak koşarlar(Nahl, 5354)
De ki: Her şeyin rabbi yalnız O iken,Allah'tan başka rabler mi arayayım?(En'am, 164)
Doğunun da batının da rabbi O'durO'ndan başka ilah yokturÖyleyse O'nu vekil (tüm işlerinde kefil ve mesul) tut(Müzzemmil, 9)


cRabb'ın üçüncü anlamda kullanılışına misal:
O rabbinizdir ve dönüşünüz O'nadır(Hud, 34)
Sonra,dönüşünüz rabbinizedir(Zümer, 7)
De ki: Rabbimiz sonunda hepimizi toplar(Sebe, 26)
Sizin gibi bir ümmet olmayan,ne yeryüzünde bir canlı ne de havada iki kanadıyla uçan bir kuş vardırBiz kitabımızda bunlardan hiçbirini gözümüzden kaçırmadıkSonra,onların hepsi rableri(nin huzuruna) toplanacaklardır(En'am, 38)
Sura üfürülünce,onların hepsi mezarlarından rableri(nin huzuru)na koşarak çıkarlar(Yasin, 51)


d Rab kelimesinin az çok üçüncü manayı da ihtiva eden dördüncü manada kullanılışına misal:
Onlar Allah'ı bırakıp ta alimlerini ve dervişlerini rabler edindiler(Tevbe,31)
Bizden hiçbir kimse Allah'tan başkasını rab edinmesin(Ali İmran, 64)


Bu son iki ayette erbab (rabler) kelimesi ile kastedilen,milletlerin ve toplumların kesin olarak kendi önder ve liderleri olarak benimsedikleri kimselerdirBu kimselerin uyguladıkları emir ve nehiyler,kural ve kanunlar,helal ve haramlar herhangi bir delile ihtiyaç duyulmaksızın kabul edilmekte ve onlar haddi zatında kendilerini hüküm ve yasak koyma hakkına haiz görmektedirler
Yusuf (as) dedi ki: Sizlerden biri rabbine (efendisine) şarap içirecek… ve bu ikisinden kurtulacağını sandığına Yusuf rabbinin (efendinin) yanında beni an dediAncak,şeytan rabbine (efendisine) onu hatırlatmayı unutturdu…(Yusuf, 4142)
Haberci Yusuf'a geldiği zaman Yusuf ona; rabbine (efendine) geri dön ve ellerini kesen kadınların durumunu sor dediMuhakkak ki Rabbim onların tüm hilelerini bilir(Yusuf, 50)


Bu ayetlerde HzYusuf Mısırlıları muhatap alarak Mısır Firavununu onların rabbi olarak nitelemiştirÇünkü Mısırlılar Firavunun merkezi kişiliğini ve üstün otoritesini kabul etmekte,onu emretme ve nehyetmeye tam yetkili olarak görmektedirlerŞu halde o,onların rabbi idi


e Beşinci manada rab kelimesinin kullanılışına misal:
Öyleyse onlar,kendilerini açken rızıklandıran ve korkudan emin kılan bu evin sahibine ibadet etsinler(Kureyş, 34)
Onur ve egemenlik sahibi Rabbin,onların yakıştırdığı tüm noksan sıfatlardan beridir(Saffat, 180)
Arşın maliki rabbin,onların yakıştırdığı tüm noksan sıfatlardan beridir(Enbiya, 22)
(Onlara) sor ki yedi göğün ve yüce arşın sahibi kimdir?(Mü'minun, 86)
Göklerin,yerin,bunlar arasında ne varsa ve üzerine güneş doğan her şeyin malikidir O(Saffat, 5)
Doğrusu Şi'ra'nın (yıldız) sahibi de ancak O'dur(Necm, 49)


Rububiyet Konusunda Sapıklığa Düşen Bazı Kavimlerin Görüşleri:


Bütün bu misallerden rab kelimesinin anlamı şüphe götürmez bir şekilde ortaya çıkmaktadırŞimdi bizim sapık kavimlerin rububiyetle ilgili görüşlerini incelememiz Kur'anı Kerim'in onları hangi noktalardan ve niçin reddetme yoluna gittiğini ve buna karşılık Kur'an'ın insanları nasıl bir rububiyet anlayışına çağırdığını gözden geçirmemiz gerekirBu noktada meselenin tamamen açıklığa kavuşabilmesi için Kur'an'da söz konusu edilen sapık kavimlerin ayrı ayrı incelenip,görüşlerinin tartışılması daha uygun gözükmektedir


Nuh (as)'un Kavmi:


Kur'anı Kerim'den açıkça anlaşılmaktadır ki bu kavmin mensupları Allah'ın varlığını inkar etmiyorlardıHzNuh (as)'un kendilerini hak dine davet etmesine karşılık olarak bu kavmin verdiği cevabı Kur'anı Kerim aynen şöyle aktarmaktadır:
Bu kişi,sizin gibi insandan başka bir şey değildirSize üstün gelmek (size hakim olmak) istiyorEğer Allah herhangi bir elçi göndermek isteseydi melekleri gönderirdi(Müminun, 24)
Onlar Allah'ın yaratıcı olduğunu kabul ediyor ve hatta Rabbin birinci ve ikinci manasıyla Rab olduğunu yadsımıyorlardıNitekim HzNuh (as) onlara:
O rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz(Hud, 34)
Rabbinizden bağışlanma dileyin,O bağışı oldukça bol olandır(Nuh, 10)
Allah'ın yedi göğü nasıl kat kat yarattığını,aralarında aya aydınlık verip güneşin ışık saçmasını sağladığını ve Allah'ın sizi yerden bitki bitirir gibi nasıl bitirdiğini görmez misiniz?(Nuh, 1517) şeklinde hitap ettiğinde,onlardan hiçbiri Allah'ın rableri olmadığını veya gökleri,yeri ve kendilerini O'nun yaratmadığını ya da kainat nizamını O'nun yürütmediğini söylememiştir
Onlar,Allah'ın ilahları olduğunu da inkar etmiyorlardıBu yüzdendir ki,HzNuh (as) davetini onlara Sizin Ondan başka ilahınız yokturibaresiyle sunmuşturAksi taktirde,eğer onlar Allah'ın ilahlığını yadsır bir pozisyonda olsalardı,HzNuh (as) davetini Allah'ı ilah tutunşeklinde sunardı
O halde onlarla HzNuh (as) arasındaki çekişmenin özü ne idi? Kur'anı Kerim ayetleri dikkatlice incelenirse,söz konusu çekişmenin temelini iki noktanın oluşturduğunu gözlemleriz:


1 HzNuh (as)'un öğretisi şuna dayanmaktaydı;Sizlerin de benimsediğiniz gibi, (ey kavmim) alemlerin rabbi,tüm kainatın yaratıcısı ve tüm gereksinimlerinizin karşılayıcısı ve kefili olan Allah,aslında sizin tek ilahınızdırOndan başka hiçbir ilah yokturSizin ihtiyaçlarınızı giderecek,sorunlarınızı çözecek,niyazlarınızı işitecek ve yardımınıza koşacak başka bir varlık yokturO halde O'na boyun eğiniz
Ey milletim,Allah'a ibadet edin,O'ndan başka ilahınız yoktur… Ben ancak alemlerin Rabbinin elçisiyim ve size rabbimin çağrılarını iletiyorum(A'raf, 5962)
(HzNuh'un) aksine kavmi,alemlerin Rabbi'nin yalnızca bir tek Allah olduğunu kabul etmekle birlikte,başkalarının da ilahlık düzeninde az çok katkısı bulunduğu,gereksinimlerinin onlara da bağlı olduğu ve bu yüzden de Allah'la birlikte,başkalarını da ilah olarak benimsedikleri üzerinde ısrar ediyorlardı
Onların önderleri ve ileri gelenleri (ey kavmimiz),ilahlarınızı sakın bırakmayın, ved,suva,yegus,yeuk ve nesr'den sakın vazgeçmeyin dediler(Nuh, 23)


2 Nuh kavmi, Allah'ı yalnızca yaratıcıları, yer ve göklerin maliki ve kainat düzeninin en yüce yürütücüsü anlamında rab olarak görüyordu Ancak onlar ahlak,davranış,medeniyet, siyaset ve hayatın her muamelesinde yüce otoritenin O'nun hakkı olduğuna kail değildilerO'nun tek başına önder,kanun koyucu,emretme ve nehyetme selahiyetine sahip olduğunu bir türlü kabullenemiyor,yalnızca O'na itaat edilmesi gerektiğini onaylamak istemiyorlardıOnlar,bütün bu muamelelerde kavmin ileri gelenleri ve dini önderlerini rabler edinmişlerdiOnların bu davranışı hilafına HzNuh (as) onlardan rububiyeti parçalamamalarını,tam ve bütün anlamıyla yalnız Allah'ı rab olarak kabul etmelerini ve O'nun elçisi olması hasebiyle,kendilerine iletmekte olduğu kanun ve hükümlere tabi olmalarını istiyordu
Ben,Allah'ın sizlere gönderdiği güvenilir elçisiyimÖyleyse Allah'tan korkun da bana itaat edin(Şuara, 107108)
 
858,500Konular
982,385Mesajlar
32,978Kullanıcılar
brk0079Son üye
Üst Alt