Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Kur’ân-ı Kerîm’e Tâzîm

Kur’ân-ı Kerîm’e Tâzîm

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Ahmet Hamdi Yıldırım



Şüphesiz bu, korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur’ân’dır Ona ancak temizlenenler dokunabilir (elVâkıa, 7779)

Kur’ânı Kerîm’e karşı vazifelerimizin başında, ona hürmet ve tâzîm göstermek ve ahkâmına riâyet etmek gelir Zira Kur’ânı Kerîm’in menşei Cenâbı Hak’tır Dolayısıyla Kur’ânı Kerîm’e saygı, Cenâbı Hakk’a kulluğun en bâriz bir nişânesidir

Allâh’ın kelâmına gösterilecek hürmetin en mühim tezâhürlerinden biri de, Kur’ân tilâvetinin temiz olarak yapılmasıdır Yani Kur’ânı Kerîm’e abdestsiz el sürülmemesi, büyük abdestsizlik ve hanımların mâzeretli hâllerinde Kur’ânı Kerîm’in kıraat edilmemesidir

Nitekim bu hususla alâkalı olarak Allah Rasûlü (sav) Efendimiz:

“Cünüp ve hayız hâlindeki kimse Kur’ânı Kerîm’den hiçbir şey okuyamaz1 buyurmuştur

Bu hadîsi şerîfi, hadis edebiyatı açısından zayıf kabul edenler bulunmakla birlikte, son dönem hadis âlimlerinden Şeyh Ahmed Şakir ve Şeyh Şuayb Arnavut, bu hadisin diğer rivayetleri (şevâhid) ile birlikte değerlendirildiğinde “sahih olduğunu ifade etmektedirler Diğer yandan İslâm âlimleri bu hadîsin hükmü ile amel etmişler ve hayız hâlindeki kadının Kur’ânı Kerîm kıraat etmesini haram saymışlardır 14 asırdan beri bu husustaki icmâ devam etmiştir ve icmâ da aslî delillerdendir

Hanefî, Şâfiî ve Hanbelî mezhebi ile Mâlikî mezhebinden bir kısım âlimler, umûmiyetle bu hadîsi zikrederek hayız hâli ile cünüplük hâli arasında bir fark olmadığını ve her iki hâldeki müslümanın da temizleninceye kadar her hâlükârda Kur’ânı Kerîm kıraat etmesinin haram olduğunu ifâde buyurmuşlardır

Üstelik bu hüküm, sadece yukarıdaki hadîsi şerîfe dayanılarak verilmiş de değildir Mevzuya derinlemesine bakıldığında, farklı ve güçlü delillerin de bulunduğu görülecektir İnsaf sahibi her mü’min, bu deliller karşısında İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğunun görüşünü, yegâne doğru görüş olarak kabul etmek durumundadır

Bu delillerden biri şu hadîsi şerîftir:

Allah Rasûlü r Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Cünüp veya hayız hâlindeki kimse Kur’ân okuyamaz2

Diğer bir rivâyette de Allah Rasûlü r Efendimiz’in abdest almak üzere iken kendisine selâm veren kişinin selâmını almadığı, abdestini bitirdikten sonra ise selâmını aldığı ve şöyle buyurduğu bildirilmektedir:

“Senin selâmını almama mânî olan tek sebep, abdestli olmaksızın Azîz ve Celîl olan Allâh’ın adını anmaktan hoşlanmayışımdır3

Abdestsiz bir hâlde selâm almak bile kerih görülüyorsa Kur’ânı Kerîm kıraat etmek, cünüp veya hayız hâlindeki bir kadın için nasıl câiz olabilir!

İmam Mâverdî, hayız hâlindeki kadının Kur’ânı Kerîm kıraat etmesini câiz görenlere reddiye sadedinde şunları söyler:

“Bu görüş yanlıştır Zira cünüp ve hayızlının Kur’ânı Kerîm kıraatini yasaklayan nasslar vardır Kaldı ki, hayız sebebi ile meydana gelen abdestsizlik hâli, cünüplük ile gelenden daha ağırdır… Bir başka delil de, bu görüşte olanlar hayızlı kadının câmiye girmesini yasaklamaktadırlar Hâlbuki Kur’ânı Kerîm’in hürmeti câmininkinden daha büyüktür…4

Bir başka husus, Kur’ânı Kerîm ile namaz arasındaki kuvvetli irtibattır Cenâbı Hak, namazı Kur’ân olarak adlandırmıştır Buyurmuştur ki:

“Şüphesiz sabah Kur’ân’ınamazı şahitlidir5

Namazın en mühim rüknü kıraat olduğu için namaz, Kur’ân olarak adlandırılmıştır Kıraat olmaksızın namaz olmayacağı hususunda icmâ vardır Buna binâen de meşhur Mâlikî imamlarından Kurtubî:

“Hayızlı kadının Kur’ânı Kerîm kıraati câiz olsa idi namaz da kılabilirdi demiştir6

Mâlikî mezhebinin önde gelen âlimlerinden İmam İbni Abdilberr de, hayızlı kadının tavaf hariç her türlü hac ibadetini yapabileceğini bildiren rivâyeti zikrettikten sonra şunları söyler:

“Bu ve benzeri haberlerde, hayızlı kadının Kur’ânı Kerîm kıraat edemeyeceğinin delili bulunmaktadır Kıyasa göre ise zâten Kur’ânı Kerîm’den hiçbir şey kıraat edemez Zira kıraat etmesi câiz olsa namaz da kılabilirdi Namaz kılması câiz olsa mescide (tavaf için Kâbe’ye) girmesi de câiz olurdu Âlimlerin çoğu bu görüştedir İmam Eşheb’in İmam Mâlik’ten rivayeti de budur Doğru olan da budur7

Diğer taraftan hayızlı kadının Kur’ânı Kerîm kıraat etmesini câiz gören bir kısım Mâlikîlere göre de bu, zaruret hükmündedir, aslolan câiz olmadığıdır Nitekim “uzun süren hayız ve nifas müddetinde kadının Kur’ânı Kerîm’i unutma korkusu olursa kaydını düşmektedirler Ancak unutma korkusu, bir haramı işlemeye mâzeret olamaz Bunun başka bir yerde bir misâli yoktur Kaldı ki bu durumdaki bir kadın, Kur’ânı Kerîm’i sessizce ezberinden veya yüzünden takip etmek ve okuyan birini dinlemek suretiyle de unutma endişesini giderebilir Günümüzde ise Allah Teâlâ çeşitli nimetler vermiş ve bu sâyede hâfızlık çalışan veya hoca mevkiinde olan hanımlar için Kur’ânı Kerîm’i tilâvet etmeksizin Kur’ân ile meşgul olma imkânları çoğalmıştır Ses kayıt cihazlarından tutun da bilgisayarlara varıncaya kadar birçok imkân bulunmaktadır

Burada mühim olan diğer bir husus da şudur ki, Malikîlerin kıraat kelimesinden anladıkları mânâ ile diğer mezhep âlimlerimizin anladığı mânâ farklıdır Yani Hanefî mezhebi açısından değerlendirecek olursak kıraat; kişinin en az kendisinin duyabileceği kadar bir sesle okuma fiilini gerçekleştirmesidir Buna göre mırıldanan, ne söylediğini kendisi dahî duymayan, zihninden düşünen veya okuma yapan kimsenin bu fiilinin adına “kıraat denilmez Namazın sahih olabilmesi için namazdaki kıraatin en az kişinin kendisi duyacak kadar bir ses ile yapılması gerekir Gizli kıraat yapılan namazlarda asgarî sınır, kişinin en az kendisi duyacak kadar bir ses ile kıraat yapmasıdır Âşikârcehrî kıraat yapılan namazlarda ise başkalarının da duyacağı kadar bir ses ile kıraat yapmaktır Âlimlerimizin büyük çoğunluğu bunu, kıraat için olmazsa olmaz şart olarak ileri sürmüşlerdir

Ancak, Mâlikî mezhebinin âlimlerinin çoğuna göre kıraat için, okuyanın kendi sesini duyması şart değildir Yani zihinden geçirme, mırıldanma, kendisinin dahî duyamayacağı bir şekilde dudak hareketleri ile okuma, Mâlikî âlimlerin çoğuna göre câizdir Böyle bir kıraat ile, yani sessiz okuma ile kılınan bir namaz câizdir

Mesele böyle anlaşılınca ortada bir ihtilâf da kalmamış olmaktadır Hayızlı kadının Kur’ânı Kerîm kıraat etmesini câiz görmeyen âlimlerimize göre de, bu hâldeki kadının Kur’ânı Kerîm’i zihninden geçirmesi, sesi duyulmayacak kadar mırıldanması veya ezberinden, gizliden okuması câizdir Böyle olunca Mâlikî mezhebi âlimleri de bu tür okumaya kıraat dedikleri için görüş birliği hâsıl olmuş olur

Bu konularla ilgili diğer yazılarımız için Şebnem Dergimizin 49 ve 53 sayılarına da bakılabilir

Dipnotlar: 1) Tirmizî, Tahâret, 98; İbni Mâce, Tahâret, 105 2) Dârimî, Vudû, 103 3) Ebû Dâvud, Tahâret, 8; Nesaî, Tahâret, 23; İbni Mâce, Tahâret, 27 4) elHavi’lKebir, c 1, s 147 vd


 
858,500Konular
982,385Mesajlar
32,978Kullanıcılar
brk0079Son üye
Üst Alt