'Denetleme Odası’nda üsluba tenkit var Plastik sanatlar açısından bereketli eylül ayının birincil sergilerinden biri olan Mustafa Horasan’ın 'Kontrol Odası’, Milli Sigortanın Tekrarlanması’ta açıldı Horasan, 'Üslup lafını oldum muhtemel sevemedim’ diyor Sanatkâr Mustafa Horasan’ın “Kontrol Odası adlı sergisi, Ulusal Reasürans Sanat Galerisi’nde görülebilecek Horasan’ın belleğinden çıkıp tuvaline yansıyan harika insan figürlerine bu defa atölyesine gelip giderken gördüğü kağıt toplayıcıları ve inşaat gibi 'hayatın içinden’ konuların videoları eşlik ediyor Bu sergide de sanatçının işlerinden alışık olduğumuz üzere başkalaşan, zaman zaman hayvanlarla iç içe geçen insan bedenleriyle karşılaşıyoruz Usta, sergiye adını veren teftiş mekanizmasını hayatın kendisiyle ilişkilendiriyor ve başlığı şöyle açıklıyor: “Benim tüm imal deneyimimi bir yerde topladığım depodur 'Denetleme Odası’ Her yaşam deneyimi, kendisi için tekildir Bu depodan bugüne kadar hangi yapıtları ilk önce sundum diye sordum kendime Ve depoya bu sergi için 'oda’ demeye karar verdim Oda; beyin, oda; atölye, oda; hayat Buradaki denetleme ya da kontrolsüzlük, kendi tekelinde Bireysel özgürleşme 1549304418 1549304418 kontrolodasindauslubaelestirivar5c588267178b1kontrolodasindauslubaelestirivar5c588267178b1 http:sanatmilliyetcomtrdigerimages04092007031439 Sergiyle birlikte bütün bu deneyimleri aynı anda akışına bıraktım Bu Vesile Ile yürüdüğüm yolun farklılaşımı ve algılanışı daha derinlemesine anlaşılsın istedim Her şeye karşın imal benim için bireysel özgürleşme serüveni Horasan sergisinde dijital fotoğrafa müdahale etmek suretiyle ürettiği eserlere de yer veriyor Yaratım sürecinin her geçen gün öbür anlamlarla çeşitlendiğini bildiren sanatkâr, önyargılardan, öğretilerden ve bilindik kurallardan uzaklaşmaya, kendini serbest kılmaya çalıştığına değiniyor Bedenin başkalaşımı Beden, acı ve doğa arasındaki ilişkilere çoğu kez değinen Horasan’ın bu eğilimi son sergisinde de görülüyor Sanatkâr, bedenin başkalaşımına eğilmesinin nedenleri hakkında şunları söylüyor: “Yokoluş, acı içinde yitip gitmek, insanın veya doğanın hunharca katledilmesi Kendimi bildim bileli acınacak şey duygusunu yoğun yaşadım Kaybolan her yaşama aleyhinde üzüntüm beni ona çekti Bakmaya, anlamaya çalıştım Zayıf olandaki sadelik ve sahicilik bana ilginç geliyor 'Zaman acı verici’ Levent Çalıkoğlu, sergi kataloğu için yazdığı yazıda, serginin Horasan’ın kariyerinde kendisine yabancılaştığı ölçüde kendisini keşfetmesi, üslubunda ve belleğinde yer eden imgeleri bitmiş yapı etmesi bakımından manâlı bir yere sahip olduğunu belirtiyor Bu yorumu hatırlattığımızda belirtilen bir yere ait olmayı hiç sevmediğini, “bir birey olma mücadelesi verdiğini söyleyen Horasan, şöyle devam ediyor: “Kendimi yaşam denen azgın suya bırakmayı seçim ettim Üslup lafını oldum muhtemel sevemedim Ama buna karşın benim yapıtlarımı daima bir yere oturtmaya çalıştılar Kodlamak kendine yabancılaşmak, her yerde yapılanmak, zarar vermek, fütursuzca üretmek, heyecan duyarak ve soru sorarak devam etmek, çekememek, kendini kaybetmek Bu mükemmel bir deneyim; ara sıra da acı verici Kariyerimi düşünerek hiç üretmedim