Bir Kış Hikayesi,
Kış Hikayesi,
Kış oykusu
KIŞ HİKAYESİ
Seher un cuvalının ağzını actı Elindeki tabağı cuvalın icine daldırdı Tabağı takip eden eli iyice diplere doğru gitmişti Nerdeyse cuvalın dibi gorunuyordu Bir urperti duydu bedeninde Boncuk boncuk terledi Ancak biriki gun yeterdi bu un Ya sonra, sonrası belli değildi Daha onunde uzun bir kış vardı
Elindeki tabağı doldurdu Tam cıkmak uzereyken geri dondu Un cuvalını tekrar actı Elindeki tabaktaki unun bir kısmını geri boşalttı Elindeki tabağa baktı “İdare etmek lazım diyerek unun bir kısmını daha boşaltıp, tabağı duzledi
Kerem, tipinin Cıyrıklı’dan, Sakaltutan’dan, Kısır Dağı’ndan getirip Cilavuz vadisine doldurduğu karları yararak koyun icinden gecti Tipinin yerden tozuttuğu karlar Kerem’in yuzunu yakarak bulduğu cukura doluyordu Uğultuyla beraber gelen kar tozuntularından korunmak icin başını onune eğiyor, bazen de sırtını donuyordu
Kerem karlara bata cıka yururken bir yandan da Hamit Usta’nın soylediklerini duşunuyordu“Bekle bakalım, bu tipi bir dursun Kerem yururken tipinin uğultusu duymuyordu artık Aklında hep Hamit Usta vardı Hamit Usta cok fazla konuşmazdı Calışırken, insanlar konuşur o yalnızca dinlerdi“İyi adam bu Hamit usta Bekle diyor Tipi dinsin diyor Bir bildiği vardır herhalde Kerem bunları duşunurken eve gelmişti
Evin kapısını actığında odadan gelen sıcaklık ustundeki kar serpintilerini hemen eritmeye yetmişti Sobada yanan tezeğin kokusu odanın icine yayılmıştı Kerem anasına bakmadan, anasının yuzundeki caresizliği gormemek ve kendindeki işe yaramaz bedeni saklamak ister gibi sessizce sobanın yanında dizlerini karnına doğru cekerek oturdu
Anasının sesiyle irkildi “Nerdeydin oğlum Kışta kıyamette nerelere gittin?
Kerem anasına baktı Nereye gittiğini soylemek istemiyordu“Koyun icine cıktım ana
Anası her zamanki o icten gelen sesiyle “karnın acıktı mı oğlum? diye sordu Kerem evdeki unun bitmek uzere olduğunu biliyordu Az yemek yemesi gerektiğini de biliyordu
“Yok, ana, sonra yerim diye anasını geciştirdi “Şu tipi bir dursa, o zaman Hamit Usta’nın kapısına dikilir, geldim usta Hani tipi dursun o zaman bakarız demiştin ya, tipi de durdu işte diyerek sessizce mırıldandı duşunduklerini Anası kucucuk odada Kerem’in soylediklerini anlamasa bile ağzından cıkan birkac sozcuğu duymuştu
“Tipinin dineceği falan yok oğlum Baksana kac gundur aman vermiyor Kurban olduğum Allah fakir fukaraya hic acımaz mı? Tezeğin var mı, unun var mı? Hikmetinden sual olunmaz ama gel gor ki dort can bu kışta kıyamette ne yiyip ne icecekler diye soran var mı?
Anası konuştukca Kerem ezildikce ezildi Babası oldukten sonra evin en buyuk erkeği oydu Diğer kardeşleri daha kucuktu Gerci kerem’in yaşıtları daha ortaokula gidiyorlardı ama onların babası vardı İşin ucundan tutan biri vardı Babası oldukten sonra geriye birkac donum tarla kalmıştı İki inekten birini gecen kış satıp un almışlardı Şimdi sıra geriye kalan tek inekteydi Onu da sattılar mı koy yerinde hayvansız cıs cıbıl kalırlardı
Seher caresiz odanın icinde gozunu camdan dışarıya dikmiş yağan kara bakıyordu “Ne yapacağız şimdi, kim bize un verir Kimden istesek acab? En iyisi ineği satmak Kerem anasına baktı “Ana olmak cok zor demek ki dedi icinden
“Birkac gun daha bekleyelim ana Tipi bir dinsin hele, Allah kerimdir Seher Kerem’den bir umut ışığı sezinlemeye calıştı, bulamadı
“Tipi dinse ne olur oğlum Kış bitmiyor ya Ne bulup ne yiyeceğiz?
Kerem ac karnına uyudu Uyumadan gece hep karın durmasını, tipinin dinmesini duşundu
Uyandığında ilk iş pencereden dışarı bakmak oldu Perdenin aralığından gorebildiği kadar yerde hicbir hareket yoktu Guneşin aydınlığından parlayan karları gordu“Tipi dindi ana Ortalık gunluk guneşlik Kerem’in bu sevincine pek bir anlam verememiş olacak ki anası:
“Tipi dindi ama un da kalmadı Bugun son tabağı da ekmek yaptım İneği goturup satacağım Kerem anasının sozlerine fazla aldırış etmedi Ustunu giydiği gibi kendini evin onunde buldu
Guneşten yumuşamış karlara bata cıka Hamit Usta’nın yanına koştu Hamit Usta Cilavuz’un Malakanlardan kalma tek değirmenin sahibiydi Malakanlar gocunce değirmeni cok sevdiği komşusu Hamit’e vermişlerdi Hamit’in elinden her iş gelirdi İlk zamanlar zorluk cektiyse de gecen yıllar icinde iyi bir değirmenci olup cıkmıştı Eli acık biriydi Oğuttuğu buğdayların karşılığı olarak kim ne verirse razı oluyordu Parası olmayan, oğutulen un karşılığında buğday, arpa ya da tezek veriyordu Cilavuz Cayı’nın ustune kurulmuş bu taş değirmenin onu guz gelince canlanırdı
Kerem Hamit Usta’yı her zamanki gibi yine yuzu gozu un icinde buldu Değirmen carklarının sesinden kendi sesine ustaya duyurmak icin bağırarak konuşmaya başladı:
“Geldim usta Hani sen dedin ya tipi dinince bakarız İşte tipi dindi usta diyerek soyleyeceklerini bir cırpıda soylemişti Hic hareket etmeden Hamit Usta’nın ağzından cıkacak birkac sozcuğe bakıyordu Hamit Usta Kerem’in soylediklerini duymadı ama ne icin geldiğini, ne soylediğini hemen anlamıştı “Tamam tamam, sozumuz soz Tut şu cuvalın ağzını diyerek onundeki cuvalı işaret etti Kerem anlamıştı Hamit Usta’nın soylediklerini
Sevincinden ne diyeceğini bilemedi Bedenini dikleştirdi Başı yukarılara kalktı iyice “Sağol ustam Ben beşon dakika sonra geliyorum
Kerem bu değirmenden hic bu kadar sevincle cıkmamıştı Babasıyla beraber un oğutmeye gelir işleri bitince cıkıp giderlerdi Ama bu seferki başka bir cıkış oldu Kuşlar gibi ucmaya başladı Az sonra evlerine geldi Evde anasını bulamayınca ahıra yoneldi Ahıra girince ineği bağlı olduğu yerde goremedi Hemen koşmaya başladı Anasının nereye gideceğini biliyordu
Kerem Suleymanların evine doğru koşmaya başladı Suleymanların evinin avlusuna girdiğinde anasını ipini tuttuğu inekle beraber Suleyman’ın karşısında buldu Anası iki buklum olmuş, Suleyman’dan ineği ucuza almaması icin pazarlık yapıyordu Kerem nefes nefese kalmış bir şekilde:
“Dur ana dur, ineği satmaktan vazgectik Suleyman’a donerek: “Suleyman Dayı ineği satmıyoruz Seher neler olduğunu anlamadan, Kerem anasının elinden ineğin bağlı olduğu ipi aldı
“Ne yapıyorsun oğlum, nereye gidiyorsun
Kerem anasına gulumsedi “Sonra anlatırım ana, sen ineği al eve git, akşam goruşuruzSeher caresiz ineğin catısını tuttu Kerem hızla anasının yanından uzaklaştı Birkac ev gectikten sonra durdu, donup anasına baktı Anası karlara bata cıka eve doğru giderken Kerem anasının arkasından bağırdı:
“Ana, anaaa Anası sesin geldiği yone doğru dondu Kerem iki elini ağzının kenarına tutmuş, yuzunde o cocuksu gulumsemesiyle: “İş buldum ana iş Değirmende Hamit usta’nın yanında calışacağım Her gun un verecek bana un…Ben değirmene gidiyorum
Seher’in ici burkuldu Gozleri yaşardı: “Buncacık boyuyla… baban sağ olaydı…
Mustafa ZARİC
Kış Hikayesi,
Kış oykusu
KIŞ HİKAYESİ
Seher un cuvalının ağzını actı Elindeki tabağı cuvalın icine daldırdı Tabağı takip eden eli iyice diplere doğru gitmişti Nerdeyse cuvalın dibi gorunuyordu Bir urperti duydu bedeninde Boncuk boncuk terledi Ancak biriki gun yeterdi bu un Ya sonra, sonrası belli değildi Daha onunde uzun bir kış vardı
Elindeki tabağı doldurdu Tam cıkmak uzereyken geri dondu Un cuvalını tekrar actı Elindeki tabaktaki unun bir kısmını geri boşalttı Elindeki tabağa baktı “İdare etmek lazım diyerek unun bir kısmını daha boşaltıp, tabağı duzledi
Kerem, tipinin Cıyrıklı’dan, Sakaltutan’dan, Kısır Dağı’ndan getirip Cilavuz vadisine doldurduğu karları yararak koyun icinden gecti Tipinin yerden tozuttuğu karlar Kerem’in yuzunu yakarak bulduğu cukura doluyordu Uğultuyla beraber gelen kar tozuntularından korunmak icin başını onune eğiyor, bazen de sırtını donuyordu
Kerem karlara bata cıka yururken bir yandan da Hamit Usta’nın soylediklerini duşunuyordu“Bekle bakalım, bu tipi bir dursun Kerem yururken tipinin uğultusu duymuyordu artık Aklında hep Hamit Usta vardı Hamit Usta cok fazla konuşmazdı Calışırken, insanlar konuşur o yalnızca dinlerdi“İyi adam bu Hamit usta Bekle diyor Tipi dinsin diyor Bir bildiği vardır herhalde Kerem bunları duşunurken eve gelmişti
Evin kapısını actığında odadan gelen sıcaklık ustundeki kar serpintilerini hemen eritmeye yetmişti Sobada yanan tezeğin kokusu odanın icine yayılmıştı Kerem anasına bakmadan, anasının yuzundeki caresizliği gormemek ve kendindeki işe yaramaz bedeni saklamak ister gibi sessizce sobanın yanında dizlerini karnına doğru cekerek oturdu
Anasının sesiyle irkildi “Nerdeydin oğlum Kışta kıyamette nerelere gittin?
Kerem anasına baktı Nereye gittiğini soylemek istemiyordu“Koyun icine cıktım ana
Anası her zamanki o icten gelen sesiyle “karnın acıktı mı oğlum? diye sordu Kerem evdeki unun bitmek uzere olduğunu biliyordu Az yemek yemesi gerektiğini de biliyordu
“Yok, ana, sonra yerim diye anasını geciştirdi “Şu tipi bir dursa, o zaman Hamit Usta’nın kapısına dikilir, geldim usta Hani tipi dursun o zaman bakarız demiştin ya, tipi de durdu işte diyerek sessizce mırıldandı duşunduklerini Anası kucucuk odada Kerem’in soylediklerini anlamasa bile ağzından cıkan birkac sozcuğu duymuştu
“Tipinin dineceği falan yok oğlum Baksana kac gundur aman vermiyor Kurban olduğum Allah fakir fukaraya hic acımaz mı? Tezeğin var mı, unun var mı? Hikmetinden sual olunmaz ama gel gor ki dort can bu kışta kıyamette ne yiyip ne icecekler diye soran var mı?
Anası konuştukca Kerem ezildikce ezildi Babası oldukten sonra evin en buyuk erkeği oydu Diğer kardeşleri daha kucuktu Gerci kerem’in yaşıtları daha ortaokula gidiyorlardı ama onların babası vardı İşin ucundan tutan biri vardı Babası oldukten sonra geriye birkac donum tarla kalmıştı İki inekten birini gecen kış satıp un almışlardı Şimdi sıra geriye kalan tek inekteydi Onu da sattılar mı koy yerinde hayvansız cıs cıbıl kalırlardı
Seher caresiz odanın icinde gozunu camdan dışarıya dikmiş yağan kara bakıyordu “Ne yapacağız şimdi, kim bize un verir Kimden istesek acab? En iyisi ineği satmak Kerem anasına baktı “Ana olmak cok zor demek ki dedi icinden
“Birkac gun daha bekleyelim ana Tipi bir dinsin hele, Allah kerimdir Seher Kerem’den bir umut ışığı sezinlemeye calıştı, bulamadı
“Tipi dinse ne olur oğlum Kış bitmiyor ya Ne bulup ne yiyeceğiz?
Kerem ac karnına uyudu Uyumadan gece hep karın durmasını, tipinin dinmesini duşundu
Uyandığında ilk iş pencereden dışarı bakmak oldu Perdenin aralığından gorebildiği kadar yerde hicbir hareket yoktu Guneşin aydınlığından parlayan karları gordu“Tipi dindi ana Ortalık gunluk guneşlik Kerem’in bu sevincine pek bir anlam verememiş olacak ki anası:
“Tipi dindi ama un da kalmadı Bugun son tabağı da ekmek yaptım İneği goturup satacağım Kerem anasının sozlerine fazla aldırış etmedi Ustunu giydiği gibi kendini evin onunde buldu
Guneşten yumuşamış karlara bata cıka Hamit Usta’nın yanına koştu Hamit Usta Cilavuz’un Malakanlardan kalma tek değirmenin sahibiydi Malakanlar gocunce değirmeni cok sevdiği komşusu Hamit’e vermişlerdi Hamit’in elinden her iş gelirdi İlk zamanlar zorluk cektiyse de gecen yıllar icinde iyi bir değirmenci olup cıkmıştı Eli acık biriydi Oğuttuğu buğdayların karşılığı olarak kim ne verirse razı oluyordu Parası olmayan, oğutulen un karşılığında buğday, arpa ya da tezek veriyordu Cilavuz Cayı’nın ustune kurulmuş bu taş değirmenin onu guz gelince canlanırdı
Kerem Hamit Usta’yı her zamanki gibi yine yuzu gozu un icinde buldu Değirmen carklarının sesinden kendi sesine ustaya duyurmak icin bağırarak konuşmaya başladı:
“Geldim usta Hani sen dedin ya tipi dinince bakarız İşte tipi dindi usta diyerek soyleyeceklerini bir cırpıda soylemişti Hic hareket etmeden Hamit Usta’nın ağzından cıkacak birkac sozcuğe bakıyordu Hamit Usta Kerem’in soylediklerini duymadı ama ne icin geldiğini, ne soylediğini hemen anlamıştı “Tamam tamam, sozumuz soz Tut şu cuvalın ağzını diyerek onundeki cuvalı işaret etti Kerem anlamıştı Hamit Usta’nın soylediklerini
Sevincinden ne diyeceğini bilemedi Bedenini dikleştirdi Başı yukarılara kalktı iyice “Sağol ustam Ben beşon dakika sonra geliyorum
Kerem bu değirmenden hic bu kadar sevincle cıkmamıştı Babasıyla beraber un oğutmeye gelir işleri bitince cıkıp giderlerdi Ama bu seferki başka bir cıkış oldu Kuşlar gibi ucmaya başladı Az sonra evlerine geldi Evde anasını bulamayınca ahıra yoneldi Ahıra girince ineği bağlı olduğu yerde goremedi Hemen koşmaya başladı Anasının nereye gideceğini biliyordu
Kerem Suleymanların evine doğru koşmaya başladı Suleymanların evinin avlusuna girdiğinde anasını ipini tuttuğu inekle beraber Suleyman’ın karşısında buldu Anası iki buklum olmuş, Suleyman’dan ineği ucuza almaması icin pazarlık yapıyordu Kerem nefes nefese kalmış bir şekilde:
“Dur ana dur, ineği satmaktan vazgectik Suleyman’a donerek: “Suleyman Dayı ineği satmıyoruz Seher neler olduğunu anlamadan, Kerem anasının elinden ineğin bağlı olduğu ipi aldı
“Ne yapıyorsun oğlum, nereye gidiyorsun
Kerem anasına gulumsedi “Sonra anlatırım ana, sen ineği al eve git, akşam goruşuruzSeher caresiz ineğin catısını tuttu Kerem hızla anasının yanından uzaklaştı Birkac ev gectikten sonra durdu, donup anasına baktı Anası karlara bata cıka eve doğru giderken Kerem anasının arkasından bağırdı:
“Ana, anaaa Anası sesin geldiği yone doğru dondu Kerem iki elini ağzının kenarına tutmuş, yuzunde o cocuksu gulumsemesiyle: “İş buldum ana iş Değirmende Hamit usta’nın yanında calışacağım Her gun un verecek bana un…Ben değirmene gidiyorum
Seher’in ici burkuldu Gozleri yaşardı: “Buncacık boyuyla… baban sağ olaydı…
Mustafa ZARİC