Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Kırklareli ve ATATÜRK

Kırklareli ve ATATÜRK
0
74

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,755
Etkileşim
88
Puan
48
F-D Coin
0
Kırklareli ve ATATÜRK Olaylar çıkmış olaylar tarih olmuş Kişiler gelmiş kişiler olaylara ve toplumlara yön vermiş ve Kırklareli’ne 20 Aralık 1930 Cumartesi günü saat 1330’da bir beyaz trenle Gazi Mustafa Kemal gelmiş Kırklareli tarihinin en güzel olayı ve bu İl’in en mutlu günü, Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal’in gelişiyle akıntı etmiştir Zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Valilere gönderdiği bir genelge ile Mustafa Kemali Paşa Hazretlerinin 17 Ekim 1930 günü akşamı, trenle yurt gezisine çıkacaklarını çok manâlı bir olaya cereyan etmedikçe, bu gezinin sonunda İstanbul’a geleceklerini bildirmiştir Mustafa Kemal’in Kırklareli’ne de gelebilecekleri umudunun ışığı, bu haberle birlikte yanmıştır Nitekim Büyük Kurtarıcı, Trabzon gezilerini İstanbul’da bitirmişler ve buradan Trakya İl’lerine gidecekleri ilgililere duyurulmuştur Tarih olarak da 20 Aralık 1930 Cumartesi günü bildirilmiştir Haberin resmi olarak açıklanması, günün kesin edilmesi, Kırklareli halkında büyük bir mutluluk yarattı Irk, günlerce bu konuyu konuştu Hazırlıklar yaptı Her ne kadar İçişleri Bakanı, Mustafa Kemal’in karşılama törenleri düzenlenmesini istemediğini, halkı kendi ve doğal hayatı içinde bakmak istediğini bildirmiş ise de, Kırklareli halkı içinden gelen çoşkunluğu yenememiş ve Mustafa Kemal’i yerine getirmek için hazırlanmaya başlamıştır 19 Aralık 1930 Cuma günündün itibaren, bütün köy ve kasabalarından halk müziği temsilcileri “Gazi’yi bakmak iştiyakı ve özlemi içinde kıvranan yurttaşlar Kırklareli’ne gelmeye başladılar Mevsim kıştı Derin Dondurucu bir gündü Hava bulutlu idi 20 Aralık 1930 Cumartesi günüden itibaren millet istasyonda toplanmaya başladı Büyük Kasaba ve caddeler bayraklarla donatıldı Bütün Kırklareli halkı, yakın ve uzaktan köy ve kasabalardan gelen yurttaşlar, istasyon çevresinde koskocaman bir kalabalık meydana getirdiler Irk sevinçli ve heyecanlıydı öyle fakat halkın yaşadığı bu psikolojik hatıra kalemle açıklamak mümkün değildir Nihayet saat 1330 a doğru Mustafa Kemal’i getiren tren uzaklardan belirdi Çok Büyük topluluk “Tren geliyor Ğazi geliyor“ diye sevinç çığlıkları içinde büyük bir dalgalanma gösterdi O an yediden yetmişe cümbür cemaat,Büyük kurtarıcı’yı“ görmek iştiyakı ile yanıyordu Ortalıkta da kolları kırmızı beyaz pazubentli kimseler görünüyordu Bunlar Irk Fırkası mensuplarıydılar ve ödevleri emniyet kuvvetlerine muavin olmaktı Beyaz tren bütün saat 1530 da istasyona geldi ve durdu Gazi Mustafa Kemal trenden indi Büyük bir beğeni tufanı koptu “ Yaşa varol büyük Halaskar “ diye bağrılıyordu Mustafa Kemal’in yüzü güleçti Dinç görünüyordu Sırtlarınca gocuk Başlarında kasket vardı Ayağında kahve rengi çizme, külot pantolon Üstünde süet yelek ve spor ceket vardı Çok sevdikleri köpeği de yanlarında idi Yanlarında tanınabilen kişilerden İçişleri Bakanı Sükrü Kaya, Insanlar Fıkrası Genel Sekreteri Recep Peker, Ali Çetinkaya, Kılıç Ali, Tevfik Rüştü Aras, Felaket İnal, Ruşen Eşref, Hasan Rıza Soyak, Yaveri Nasuhi Bey, Generallerden Fahrettin Altay ve daha başkaları vardı Çoşkun beğeni ve tezahürat ile karşılanan Mustafa Kemal, halkı selamladı Kendilerini karşılamayan gelenlerin ellerini sıktı İltifatlarda bulundu Karışlayıcılar arasında görülenler Trakya Milletvekilleri, Şevket Ödül, Vali Mustafa Arif, Belediye Başkanı Şevket Dingiloğlu, Gazeteci Ali Rıza Dursunkaya Türk Ocağı Başkanı Kara Hafızın Mehmet, Öğretmen Kazım Konuralp, Baytar Süreyya, Kırklareli Fırka Kumandanı Mürsel Paşa, Makbule Süreyya, Şükriye Rahmi ve Hayriye Mehmet Bayan (Umay)’lar ile Kavaf Kesin, Kağıtçı Ahmet, AvNuri Ahmet Ziya Çetintaş, DrMehmet Can, Liseli Aziz Bey, Bilal Güçlü, Helvacı Zade Kemal, Mahmut Fehmi, Yağhaneci Şevki, Fabrikatör Şükrü (Çılgın Şükrü) Perese, Tuzcu Salih, Gazozcu Hasan Fehmi Sakarya, Abdullah Altınelli, Üzeyir Koçtürk, Kasap Yakup Gürel Beyler vardı Mustafa Kemal kendilerini karşılayanların ellerini sıktıktan, onlara iltifatlarda bulunduktan sonradan otomobiline binerek Vilayet Makamına geldiler Vali Mustafa Arif’in de bulunduğu Vilayet Toplantısından sonra, buradan Süvari Sınıfı Tümeni Karargahına gittiler Geçtikleri yol ve sokak boylarına dizilmiş irk toplulukları kadar çılgıncı alkışlandılar Buradan Cumhuriyet Caddesini peşine düşüp takip ederek (Eski) Belediye Binasına geldiler Burada Belediye Başkanı Şevket Dingiloğlu ve Belediye Meclisi Üyeleri, Gazeteci Ali Rıza Dursunkaya, Baytar Süreyya Harmankaya, Makbule Süreyya, İmamoğlu Rahmi’nin karısı Şükriye Öner, Mehmet Kızı Hayriye Umay, Fabrikatör Şükrü Perese (Deli Şükrü), Kavaf Belirlenmiş, Kağıtçı Ahmet, Ahmet Ziya Çetintaş, Dr Mehmet Can, Bilal Güçlü, Helvacı Zade Hüseyin, Gözlüklü Süleyman, Yağhaneci Haşim Peksöz, Ethem Zade Kemal, Camii Kebir Mahallesi Muhtarı Fehmi Mahmut Ağa, Hasan Fehmi Sakarya, Tuzcu Salih, Yağhaneci Şevki, Abdullah Altınelli, Üzeyir Koçtürk, Tüfekçi Kazım, Abbas Hoca (Akyürek) AvŞükrü’nün kızı Nimet Bayan, Köylü Birliği Başkanı AvNuri Bey göre karşılandılar Belediye gönderine Cumhurbaşkanlığı Forsunu Haşim Peksöz çekti Mustafa Kemal Belediye Başkanlığı Makamının bulunduğu iç odaya geçti Belediye Meclisi Üyelerini burada kabul etti Mustafa Kemal Belediyede bulunduğu sürece, halk açık havada coşkun bir şekilde tezahürat yapıyordu Belediye önünden çarşı içine ve jandarma dairesine değin her taraf kadın, erkek hınca hınç doluydu Gazi Mustafa Kemal ise Belediye Başkanlığı odasında yer alan Şevket Dingiloğlu’na ve öteki bulunanlara sorular soruyor, irk önderlerinin memleket ve mahalli davalar üzerindeki düşünce ve düşüncelerini öğrenmeye çalışıyordu Mustafa Kemal Şevket Dingiloğlu’na Belediye Seçimleri ile ilgili sorular yöneltti ve cevaplar üstünde tartışıldı id Bu konuşmalardan daha sonra Mustafa Kemal şayak elbiseli Belediye Meclisi üyesi Abdullah Altınelli’yi parmağı ile muhabere ederek, yanına çağırdı Bu elbiseleri nereden aldın bakayım? Kumaşı eliyle yokladı Beğendiğini söyledi Mustafa Kemal’in bu sorusuna Abdullah Altınelli Şöyle karşılık verdi Karım dokudu, Paşa Hazretleri Koyunlarımızın yünlerinden yapıldı “İşte kendi işimizi kendimiz görürsek, giyeceğimizi kendimiz yaparsak memleket çok ivedi kalkınır dedi Şükrü Perese söz istedi “Paşam dedi “yapağı mahsulü Trakya’da çok bol Fakat bir şayak fabrikasına gereksinim var Bu fabrikayı Devlet yaptırırsa iyi olur Mustafa Kemal; “Ihtiyaç varsa yapılsın dedi Burada daha başka mahalli meseleler de konuşuldu Mustafa Kemal ve beraberindekiler Belediyede iki saat değin kaldılar Buradan ayrılırlarken, Hayriye Ali Rıza Bayan tarafından Mustafa Kemal’e bir tatbik verildi Bu meslek tam kapıdan çıkarken olduğu için, dıştan birikmiş millet topluluğu Gazi’yi doya doya gördüler ve uzun uzun alkışladılar Mustafa Kemal’e verilen dilekçe Duyuni Umumiye tahsildarlığından emekli Mahmut Efendinin kendisiyle ilgiliydi Gazi bu tatbik ile kapı başında beş on dakika meşgul oldu Gereğinin yapılması için ilgililere emirler verdi Mustafa Kemal Belediyeden Irk Fırkası binasına geldi (Bu yapı, şimdiki Genel Kitaplığın bulunduğu binadır) Gazi burada ilçelerden, bucaklardan ve köylerden gelen Fırka Kurulları ve irk temsilcileri tarafından karşılandı Onlarla tam dört buçuk saat süren bir toplantı yaptı Toplantı süresince, köy ve kasaba temsilcilerine kendi ihtiyaçları hakkında sorular yöneltti Onların tasa ve şikayetlerini kendi ağızlarından dinledi Halk Fırkası İl Idare Kurulu odasında akşamın geç saatlerine kadar hiç yorulmadan ve büyük bir dikkatle köy önderleriyle sohbet etti Bu uzun süren, toplantıda bir çok meseleler ortaya atıldı Cümbür Cemaat söyleyeceğini serbestçe söylüyordu Mustafa kemal, köy önderlerinin serbestçe konuşmalarına özellikle çok uyarı ediyordu Nitekim, Kızıcıkdere’li Muhittin Ağa böyle bir havadan yiğitlik alarak, Nüfus Dairesinin köylüye güçlükler çıkarttığını, bir takım dairelerde yolsuzluklar olduğunu, sus payı alındığını söyledi Bu iddia üstüne Mustafa Kemal daha ciddileşti ve üzüldüğünü muhakkak eden hareketlerde bulundu “Eğer dedi “Mustafa Kemal Devlet Örgütünde böyle memurlar varsa, ad tasrih ederek, şimdi yanımdaki müfettişlere bildirin Unutmayın ama, Devlet örgütünün çok iyi işlemesi için halka düşen bir takım ödevler vardır Eski devirden kalma zihniyeti yaşatan adamlar bulunabilir Böylelerini tesbit etmekte siz bize yardımcı olun Ama iddialarında kanıt ve ad bulunması şarttır Sohbet bittikten daha sonra Mustafa Kemal köy temsilcilerine, köyleri ile ilgili sorular yöneltti Memleketin geleceğine ışık tutan devrimler civarda bilgiler verdi Hür Fırka hakkında açıklamalarda bulundu Söylenenlerden hoşnut kaldığını söyledi ve ayrılmak üzere salona çıktı Salonda yer alan fazla kalabalık bir topluluk kendilerine, “Yaşa Gazimiz diye coşkun tezahürat yaptılar Bütün bu sırada, Pınarhisar’dan Mustafa Kemal’i görmek için gelmiş bulunan genç ve heyecanlı bir ilkokul öğretmeni fazla içli, fazla özlü bir tavır yaptı Bu hoca Vefik Sözen’di Öğretmen Vefik Sözen’in konuşmasının metni şöyledir Büyük Kurtarıcı “Ağlamaklı Milletim, istilaya uğrayan vatanımı kurtaran Büyük Kurtarıcı Tuna’ya yol veren bu beldeye, altın Trakya’nın senet Vilayeti Kırklareli’ye hoş geldiniz Sizi görmeye, Sizi dinlemeye ve duygulanmaya geldim Sizi gördüm Bir baba şefkatiyle Kırklareli’lerle dertleşirken dinledim, heyecanlandım Bu heyecanımın sesini devretmek üzere huzurunuza çıkmış bulunuyorum Yüce Gazi; Parasız, silahsız milletimin koca ordusunu, Kurtuluş ordusunu kuran ve bizi kurtaran sevgili kurtarıcı Hain sarayın Sultanına başını dikey tutan ve fermanını dinlemeyip, onu yırtan SENSİN Aziz Milletine Cumhuriyet idaresini veren SENSİN Tarihten eskidir, tarihi TÜRK’ün diyen SENSİN Asilzade bir Halk Müziği olduğumuzu öğreten SENSİN SENSİN, Milletimin ilerleme kaynaklarını bildiren ve bizi taassuptan kurtaran, sensin yeni Türk Harflerinin Başmuallimi Şapka İnkılabının “önderi sen Milletimin sağlığını koruma işaretini veren SEN Yurdumun kan damarları, yollarını yaptıran sen Mahsullerimizi kıymetlendirmek üzere, fabrikalarımızı açan sensin Sen bu eşsiz hizmetlerinle ve Milletine yaşam veren ölmez eserlerinle Türk Milletinin ve Türk Gençliğinin kalbinde her zaman yaşayacaksın Ben, bir genç muallim olarak sınıfımdaki Türk çocuklarına ve muhitimdeki vatandaşlara bu hizmetlerinizi anlatacak, Cumhuriyeti sevdirecek ve İnkılaplarınızın koruyucusu olmalarını isteyecek ve bugünün ufak ufak yavrularının, yarının imanlı ve kuvvetli gençliği olarak yetişmelerine çalışacağım Yorulmadan, usanmadan ve hiç bir şeyden korkmadan bu vazifeyi yapacağıma, huzurunuzda laf veriyor ve bu sözümle, tüm Türk Gençliğinin birleşmiş gür sesini veriyor ve sizleri kalbimden yükselen minnet ve şükran duygularıyla selamlıyor Değerli varlığınız önünde, hürmetle eğiliyorum Hoca Vefik Sözen’in bu konuşmasından sonra Mustafa Kemal fazla memnun kaldı ve şöyle yanıt verdi “Kırklareli Halkı ve bilhassa gençlik adına söylenen sözlerden fazla hoşnut oldum Bundan dolayı teşekkürler İzhar edilen heyecanın derecesini layıkiyle ifade yapabilmek, hemen benim için zordur Allahaısmarladık arkadaşlar Mustafa Kemal, Ahali Fırkası Binasından ayrılırken deftere şunları yazdı: “Kırklareli Vilayet Fırka merkezimizde her sınıf halktan olan mümessillerle karşısında karşıya geçirdiğimiz vakit, benim için fazla değerli olmuştur Arkadaş Canlısı ve açık konuşmamız, bende unutamayacağım intibalar bıraktı Cumhuriyet Insanlar Fırkası Mensuplarının halkçılık, devletçilik mefhumunu fazla güzel anlamış olduklarını en iyi izah eden sözler, köylü ve çiftçilerin azından işitiliyor Gördüklerimden ve işittiklerimden böylece ziyade memnunum Gazi Mustafa Kemal, toplanan halkın çoşkun alkış ve “Yaşa Varol nidaları aralarında arabasına binmiş ve özel trenine gitmiştir Ama belediyede kendileri için özel bir yer hazırlanmıştı Lakin Mustafa Kemal geceyi treninde geçirmişlerdir O gece, trenine Bağımsızlık Fırka Başkanı AvTahir Beyi (Taner) çağırdı Ve Onunla uzun bir röportaj yaptı AvTahir Bey Mustafa Kemal’in kendisine ne söylediğini hiç bir vakit açıklamadı Mustafa Kemal için o akşam Dereköy Bucağı’ndan alabalık ve karaca eti getirilmiştir Ertesi gün yani 21 Aralık 1930 Pazar günü saat 1430’da Türk Ocağına geldiler Türk Ocağı’na gelen belli başlı yollar, halk tarafından hıncahınç doldurulmuştu Ocağa otomobili ile gelen Mustafa Kemal yol her tarafında kendilerine sevgi gösterisinde bulunan halkı selamladı Türk Ocağına geldikleri süre kendilerini bine yakın insanın beklediğini gördüler Kadın erkek bir arada Türk Ocağı’nın çatısı altında Gazi’yi dinlemek için sabırsızlık gösteriyorlardı Gazi’yi kapıda Türk Ocağı Başkanı Kara Hafızın Mehmet, Idare Kurulunda Ragıp Özer, Necmettin, AvAlaeddin, AvKemal, Veteriner Süreyya, Diş Doktoru Halit ve eşraftan insanlar karşıladı sırası gelmişken Reşid Altay, Haşim Peksöz, Gazeteci Ali Rıza Dursunkaya, Öğretmen Kazım Konuralp, Yakup Gürel ve daha başkaları göze çarpıyordu Belediye Başkanı Şevket Dingiloğlu, Türk Ocağı Başkanı’nın derhal yanına bulunuyordu Mustafa Kemal karşılayıcıların ellerini sıktı ve içeriye girdi Kalabalığın arasına girip oturdu Mustafa Kemal’in Türk Ocağını ziyareti sıralarında Gençler Birliği Kulübü, Türk Ocağına iltihak kararı almıştı Bu sırada Türk Ocağı’nın yazı işlerini Fikret Filiz yönetiyordu Gazi Mustafa Kemal bu toplantıda, bilhassa Türk Ocaklarının fikri misyonu üstünde durdu Bu misyonun yeni Türk toplumunu ulusal siyaset sınırları içinde yeni fikirler ve görüşlerle bezemek olduğunu söyledi Ocaklılara bir fazla konular üstünde sorular yöneltti Bu soruların karşılıklarını Türk Tarihi açısından yeniden kendileri yanıtladılar Bu konuda Mustafa Kemal şöyle konuştu “Osmanlı siyaseti asırlarca pek yüksek ve parlak yaşamakla beraber yinede parçalanmaktan kendini kurtaramadı İmparatorluğun bu sukutu karşı o kadar yalnız ve mustarip kalan Türk ulusu, kendisini kurtarabilmek için Osmanlı siyasetine ayrıntılarıyla zıt bir siyaset peşine düşüp takip etti Bu siyaset bir ulusal siyaset idi Bu itibarla Türk Ocakları siyasal birer kuruluş olarak meydana gelmişlerdir Türk Ulusal siyasetini takip eden teşekküllerdir Bu girişten sonradan Mustafa Kemal, hazırlanmış bulananlara “ Hars “ kelimesi ve kavramının ne kavrama geldiğini sordular Gazeteci Ali Rıza, Osmanlı Bankası müdürü Asım Bey laf alıp, hars kavramını açıklamaya çalıştılar ise de, Mustafa Kemal’e inandırıcı bir şey söyleyemediler Gazi memnun etme olmamıştı Tekrar sözü kendileri aldılar ve ocaklılara şu konuşmayı yaptılar “Azıcık önce ocakların siyasal ve milli birer kuruluş olduklarını söylemiştim Bu doğrudur Türk ocakları bir hars civarda teşekkül etmiştir Bu itibarla Türk ocakları bu ülküsünü gerçekleştirmek için bilim, hars ve toplum bilim alanında savaşmakla zorunludur Bir Takım ocaklıların ve bunlardan Ali Rıza Dursunkaya ile banka müdürü Asım Bey’in “hars“ kelimesini “ ulusal benlik “, “ ulusal Işık Halkası “ kelimeleri ile açıklama ettiklerine değinen Mustafa Kemal: “Benim “hars tan anladığım bir devleti meydana getiren toplum, yani ulusu düşünün Bir ulusta kaç türlü yaşam tasımlanabilir (tasavvur) devlet hayatı hafıza hayatı, idareli hayat, yani ticari, zirai hayat değil mi ? Her ulus devlet hayatında fikir hayatında, ekonomik hayatında bir şeyler yapar İşte bu üç hayatın toplamına ve sonuçlarına “ hars denir Bizim devlet hayatımızda, bilindiği gibi Osmanlı siyaseti gayri mütecanis unsurlardan ve maddelerden meydana gelmişti Bunlardan bir halita yerine getirmek mümkün olmadığı için, Osmanlı siyaseti yerine yeni bir siyaset çıktı O siyaset milli siyasettir Türkçülük siyaseti idi Bu siyaseti duyuru edip, yaygın ışık halkası getirmekle beraber us, toplumsal, ekonomik hayatı ilerlemek gereklidir Bu üç biçimin hayattaki gelişme dereceleri birleştiği vakit ortaya o ulusun harsı çıkar Bazıları harsla, uygarlığı ayırmazlar Bundan amaç, devlet, düşünce ve ekonomik hayattır ki, bu ulusun harsıdır Bilindiği üzere her ulusun kendine özgü bir özelliği vardır Hars bu nitelik ve bu kişilik ile ile açıklama edilir Bence de en bilimsel olanı, harsla uygarlığı birleştirmektir O vakit ocakların kültür ( hars ) olarak açıklama edecekleri vazifenin niteliği kendinden ortaya çıkacaktır Mustafa Kemal bu bilimsel tavır ve açıklamalarını daha anlaşılır kılmak toplantıda bulunana değişik kavrama ve düzeydeki kişilere anlatabilmek için şöyle bir misal vererek konuşmalarına devam ettiler “Bizansı yıkan İstanbul’u alan Türkleri, Bizanslılara göre uygarlıkları üstün olduğu için, Türkler bu işi başarmışlardır demişler ve ocakları siyasal bir kuruluş olarak niteledikten sonradan “Turan kelimesi ve kavramı üstünde direktifler yapmışlardır Mustafa Kemal, sözlerine devamla: “Türk Ocakları, Türk Tarihinin Kutsallığını, Türk milletinin asaletini, dünyaya ilk tarihi kuranın kendi soyları olduğunu anlatmayı başardıkları gün vazifelerini yapmış olacaklardır Türklerden alim, zeka, düşünür yetişmez iddiaları, hakiki ile taban tabana zıttır Gerçeklerle tutarlı değildirÇünkü, batıya ilk uygarlığı götüren, Türklerdir Banka müdürü Asım Bey’in ocakta iş başına gelenlerin yeterli derecede çalışmadıklarını söylemesi üzerine Mustafa Kemal: “İnsanlarda hata olur Kusurlarımızı anlatmak iyidir, yararlıdır Geçmişte yapılmış çok kusurlar ve noksanlar olmuştur O Kadar olmasaydı, baskı durumlara düşmezdik Biz gerektiği oranda eksik kusurlu olmaya ve çok gayretli olmaya ve fedakar olmaya çalışmalıyız Türk ocaklarının bulundukları yerde, ulusa, milliyet, bilimsel düşünceler ve diğer konularda zorunlu bilgileri vermeye çalıştıklarını gönül rahatlığıyla gördümdemişler ve son olarak, “Kırklareli’nde halkın çok hassas ve millet, memleket işlerinde fazla alakalı ve heyecanlı olduğunu gördüm Faaliyetlerinizi de işittim Burada geçirdiğim iki gün dahilinde edindiğim hislerle, unutulmaz hatıralarla sizlerden ayrılıyorum Türk Ocağından ayrılırken, ocak anı defterine şöyle yazdılar: “Kırklareli Türk Ocağında çok değerli arkadaşlarla geçirdiğim zamanın hatırasını ölmez hislerle saklayacağım Mustafa Kemal, Türk ocağı anı defterine duygu ve düşüncelerini yazdıktan daha sonra beraberindekilerle açık havada çıktılar Türk ocağı binası önü ve çevresi o lahza binlerce kişi göre doldurulmuştu Ahali, Gazi’ye tezahürat yapıyordu “ Yaşa, varol Gazi, “Büyük kurtarıcı diye bağırıyor ve alkışlıyorlardı Mustafa Kemal kendilerine tezahürat yapanları eli ile selamladı Sonradan eski lise binasında belirlenmiş olan Ziya Gökalp okulunu ziyarete gittiler Burada sınıfları dolaştılar Öğrencilere ve öğretmenlere sorular yönelttiler Ziya Gökalp Okulunda bir zaman kaldıktan sonradan, Edirne’ye otomobillerle gitmek üzere şehrimizden ayrıldılar Gelişlerinde olduğu gibi gidişlerinde de Kırklareli’liler kendilerine büyük gösteride bulundular Ve “büyük kurtarıcı’yı uğurlatılar Mustafa Kemal İnece bucağında durarak köylülerle sohbet ettiler Mustafa Kemal birincil gelişinden yedi sene sonra Trakya manevraları dolayısıyla trenle Lüleburgaz istasyonuna, oradan da Büyükkarıştıran Bucağına gelmişlerdir Yanlarında, zamanın Başbakanı, yüksek komutanları bulunuyordu O zaman Kırklareli Valisi Hasip Koylan’dı Trakya Genel Müfettişi Kazım Dirik idi Mustafa Kemal Atatürk, Büyükkarıştıran’da köylüler tarafından büyük tezahürat ile karşılandılar Bir süre okulda istirahat ettiler ve ilgili komutanlardan manevranın seyri hakkında veri aldılar O sırada Büyükkarıştıran’da bucak müdürü olarak Rafet Rodoplu bulunuyordu Rafet Rodoplu halen İnece Bucak Müdürlüğünden emeklidir Hatta Rafet Rodoplu Büyükkarıştan Bucak Müdürü iken Atatürkün burayı ziyareti tarihini törenlerle kutlamıştır Mustafa Kemal sevgilerle uğurlandıktan sonra, ahali uzun zaman bu büyük insanın söyledikleri üstüne konuştu, yorumlar yaptı, bu mutlu anıyı yaşayanlar ve Mustafa Kemal’i görüp dinlemiş, O’nu alkışlamış olanlar bu hatıralarını, “en güzel anı olarak sakladıklarını söylemektedirler  
 
858,536Konular
981,826Mesajlar
32,337Kullanıcılar
batuhan01Son üye
Üst Alt