Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Kinayeli anlatım yalana girer mi? Hangi şartlarda yalan söylenebilir? [ISLAM TIM]

Kinayeli anlatım yalana girer mi? Hangi şartlarda yalan söylenebilir? [ISLAM TIM]

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
“Yalan kelimesini ve taşımış olduğu mânâyı duyup da rahatsız olmayan var mıdır? Evet, bazı çirkin sıfatlar, esasında ve hakikatı halde herkesi rahatsız eder

Doğruluğun, istikametin, ahde vefanın zıddı olan yalan, hemen hemen her insanın nefret ettiği kötü bir alışkanlıktır Bununla birlikte, acaba bazı hallerde yalan söylemek, yalan beyanda bulunmak caiz midir?

Önce, bazı sebeplerden dolayı yalana benzeyen beyanda bulunmaya cevaz veren hadis ve rivayetlere ve bu mevzuyla ilgili İslâm ulemâsının görüşlerine müracaat edelim:
Buharî ve Müslim Sahih’lerinde şöyle bir hadis zikrederler:
“Halkın arasını düzelten ve bunun için hayır niyetiyle söz ulaştıran veya hayır kasdıyla yalan söyleyen, yalancı değildir1

Yine Müslim, bu hadisin devamında Ümmü Gülsüm’den (ra) şu meâlde bir rivayeti de kaydetmektedir:
“İnsanların söylediklerinden hiçbir şeyde yalana ruhsat verildiğini işitmedim; ancak şu üç durum müstesna: 1) Harpte, 2) İnsanlarını arasını bulmada, 3) Kadının kocasına, kocanın da karısına karşı —ailenin düzeni için söylediklerinde2

Kâmil Miras merhumun, hadis âlimlerinin izahları ışığında bu rivayetlerin şerh ve açıklamasını özetlersek şunlar söylenebilir:
Hadiste, “insanların arasını bulmak için yalan söylemek yalancılık değildir sözünün mânâsı, bu yalanda günâh yoktur mânâsındadır Çünkü hadiste yalan, yalan olarak çıkarılmamakta, sadece bu çeşit yalana terettüp eden günahın olmadığı bildirilmektedir Şüphe yok ki, yalan, gerek arayı düzeltmek için, gerekse başka bir maksatla söylensin yine mahiyeti itibariyle yalandır

Yalana üç yerde ruhsat verilmesi hususunda âlimler arasında farklı görüşte olanlar bulunmakta ise de, hadis ulemasının ekserisinin görüşü şu merkezdedir:
Yalanı ve olmayan bir şeyi haber vermek mutlak sûrette yasaklanmıştır Yalan hususundaki hadisteki müsaade ise “tevriye ve “îhâm yoluyla söylenmesi halindedir Tevriye: Birkaç mânâsı olan bir kelimeyi kullanan kimsenin en uzak mânâyı kasdederek söylemesidir Îhâm ise: İki mânâsı olan bir kelimenin en uzak kullanılan mânâsını kasdederek söylemesidir

Bu iki söz sanatını bu meseleye getirecek olursak şu şekilde misaller verilebilir:
Meselâ savaş esnasında düşman askerine “Kralınız öldü denilirken, bununla düşmanın daha önceki krallarından birisi kasdedilmesi gibi

Yine İslâmın ve Müslümanların zarara düşebileceği bir halde konuşmak ve fikir beyan etmek icap ettiğinde, doğrudan yalana varmadan dolaylı cümleler kullanmak da bu kabildendir

Aynı şekilde hanımın ve kızının gönlünü almak isteyen bir insan onlara bir şey vâdederken, “İnşaallahAllah dilerse gibi bir ifade kullanır da, söz verdiği şeyi hemencecik almazsa, bu durumda da yalan söylemiş olmaz Çünkü bu öâd istikbale mâtuftur

Ayrıca birbirine dargın olan iki kişinin arasını bulurken, “falan adam seniniçin duâ ediyor dese de, bununla o adamın “Allah’ım, bütün Müsltümanları affet demiş olduğunu kasdetse, yalan bir beyanda bulunmuş olmaz3 Dolaysıyla yalansöylemenin mes’uliyetinden kurtularak rahatlar İmamı Beyhakî’nin rivayet ettiği bir hadiste, Peygamberimiz (asm) “Tevriyeli, kinâî ifadelerle yalandan kurtulup rahatlama vardır buyurarak bu meseleye açıklık getirmişlerdir4

Ancak, bilhassa günümüzde her sahada yalana fazla yer verildiğinden, buna meydan açmamak için bu çeşit meselelerde hassas ve dikkatli davranılmasını isteyen Bediüzzaman şöyle der:
“Maslahat için kizb (yalan) ise zaman onu neshetmiştir (hükmünü kaldırmıştır) Maslahat ve zaruret için bazı âlim ‘muvakkat’ fetvası vermiş Bu zamandao fetva verilmez Çünkü o kadar sui istimal edilmiş ki, yüz zararı içinde bir menfaati olabilir Onuniçin hüküm maslahata bina edilmez

“Meselâ: seferde namazı kasretmenin sebebi meşakkattır Fakat illet olmaz Çünkü muayyen bir haddi yok Sui istimale düşebilir Belki illet yalnız sefer olabilir
Yâni yolculuk esnasında dört rekâtlı farz namazları iki kılarak kasretmenin illeti, esas sebebi, “yolculuk, yolculuğa çıkmaktır Meşakkat olmasa danamaz kısaltılabilir Eğer meşakkat gerçek sebep olarak görülürse bu hükmü herkes kendisine göre değiştirip uygulayabilir “Ben hiçbir zorluk çekmedim, öyleyse namazları dört rekât kılarım gibi bir sui istimale düşebilir Bunun önüne geçmek için, meşakkat olsa da, olmasa da namaz kasredilir

Bu misâlden sonra Üstad, son olarak şu meseleye temas eder:
“Aynen öyle de, maslahat dahi yalan söylemeye illet olamaz Çünkü muayyen bir haddi yok, sui istimale müsait bir bataklıktır Hükmü fetva ona bina edilmez Öyle ise ‘imme’ssıdk ve imme’ssükût (ya doğru söylemeli yahut susmalı) Yani yol ikidir, üç değildir Ya doğru, ya yalan, ya sükût değildir

“Evet, her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir Bazan zarar verse sükût etmek Yoksa yalana hiç fetva yok5

1 Buharî, Sulh: 2; Müslim, Birr: 101
2 Müslim, Age
3 Tecridi Sarih Tercemesi, 8: 111112
4 etTâc, 5: 55
5 Hutbei Şâmiye, s 4344

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 
858,500Konular
982,380Mesajlar
32,975Kullanıcılar
yazaraliSon üye
Üst Alt