Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

KerÂmet - VelÂyet - Tasarruf Meselelerİ!!!!

KerÂmet - VelÂyet - Tasarruf Meselelerİ!!!!
0
127

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Keramet nedir? İstidrâcla arasındaki fark nedir? Herkes keramet gösterebilir mi?



Keramet, ikram, kerem, lütuf ve ihsan demektir Mümin bir kulda olağanüstü bir halin zuhur etmesine denir Ehli sünnet uleması kerametin hakk olduğunda müttefiktir Keramet ehli, ameli salih sahibi, inançlı bir mümin olmalıdır, inancı olmayan insanlarda görülen olağanüstü hallere keramet değil, istidrac, sihir veya mekr adı verilir

Gösterilen şeylerin olağanüstülüğü eşit olmakla birlikte, hükmü zahir olduğu şahıslara göre değişir Müminde zahir olunca keramet, kafirde zahir olunca istidrac adını alır Keramet kevnî ve hakîkî olmak üzere iki çeşittir Kevnî keramet olağandışı bir takım şeylerdir Havada uçmak, denizde yürümek, gönülden geçeni bilmek gibi

Hakîkî keramet ise ilim, ma'rifet ve ahlakla ilgli olağanüstü bir takım meziyetlere mazhariyettir Müridlerinin hallerini iyi yönde geliştirmek, hikmet ve bilgisiyle, iffet ve mehâbetiyle etkili olup insanlardaki kötü huyları giderip iyi huylar kazandırmaktır Bu tür kerametlere ilmî ve manevî keramet de denir Sûfilerin itibar ettiği keramet bu türdendir Halkın itibar ettiği ise kevnî keramettir Halk şeyhinde veya velilerde bu tür keramet görmek ister Sûfiler ise bunun mekri ilahî olabileceğini söyler


Keramet, Allah'ın bir ikramı olmakla birlikte mu'cizeden farklıdır Çünkü mu'cize peygamberlerin peygamberliklerini isbat için kendilerine Allah tarafından verilen olağanüstü hallerdir Mu'cize, bir peygamberlik delili olduğu için istenilen zamanda gösterilmesi (izharı) vaciptir Keramet için böyle bir vücûb sözkonusu değildir Aksine kerametin gizlenmesi (izmârı) vaciptir

Kerametin gizliliği esas olduğundan sofiler kerameti hayzı ricalolarak görmüşlerdir Nasıl kadınlar hayızlarını gizlerlerse ricâlullah da öylece kerametlerini gizlerler Nasıl ki hayız görmeyen kadın, gerçek kadın sayılmazsa, kerameti olmayan kişi de rical ve velî sayılmaz Gizlenmesi esas olmak ve kevnîsinden çok hakîkîsine meyil şartıyla keramet, sofilerin ilimlerinde ve hayatlarında vardır Ancak her isteyen kimsenin keramet göstermesi söz konusu değildir

Kerametlerde şeriata uygunluk aranır mı?

Kerametlerde elbette şerîata uygunluk aranır Özellikle kevnî ve manevî kerametin keramet olabilmesi için inanan insandan ve şeriat ölçüleri dahilinde olması gerekir


Varidat ve ilham türü vakıalarda da ölçü kitap ve sünnete uygunluktur Şeyhlerin bir kısmı bu anlayışı şöyle sistematize etmişlerdir: Gönlüme bir varid ve ilham geldiği zaman ben şeriat ölçülerine göre iki şahid isterim Eğer iki şahidi yoksa kabul etmem Bu iki şahid kitap ve sünnettir


Bir müşidi kamil aynı anda bir kaç yerde görülebilir mi?

Keramete inanan ve bunun Allah'ın bir ikramı olduğunu kabul eden kimseler için böyle birşeyin varlığını kabul kolaydır Fakat hedef ve amaç bunlarla uğraşmak değildir Hz Süleyman'ın veziri Asaf b Berihiya'ya Sabâ melikesi Belkıs'ın tahtını göz açıp kapayacak bir zamanda Kudüs'e getirme imkanı veren Allah, elbette salih ve velî kuluna dilerse böyle bir güç verebilir

Buna inanırız Ancak bunu mutlak bir üstünlük gibi saymak, bir takım iltibaslara yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir Sonuçta bir zatın kemalinin ölçüşü, bu tür olağanüstülüklere bağlanırsa, işte yanlışlık buradadır Her türlü kemal, güzellik ve olağanüstülük sadece Allah'tandır Allah dilerse kullarını buna mazhar kılabilir Ehli sünnet tasavvufunda anlayış budur

Ölü veya diri bir şeyh, müridin veya başka bir kişinin kalbinden geçeni ve gıyabî hallerini bilebilir mi?

Bir şeyhin, müridin gönlünden geçeni bilmesi bir telepati gibi görülmemeli ve bunun Hakk'ın gönle ilham etmesi sonucu olabilecek bir olay olduğuna inanılmalıdır Ya da en azından bir öğretmenin tecribesi sonucu karşısına gelen talebeyi tanıması gibi insanların ruhî tecribe sonucu elde ettikleri bir beceri olarak değerlendirilmelidir

Çok özel anlamda mürşidlerin Allah'ın kendilerine bildirmeleri sonucu zaman zaman müridlerinin gönlünden geçenlere aşina oldukları vaki'dir Bu tamamen Allah'ın bir inayetidir Şeyhin bizzat şahsına aid bir durum değildir Çünkü gönüllerde saklı olanları bilen ancak Allah'dır(bk Ğafir, 4019) Dolayısıyla bildirecek olan da O'dur

Ölmüş ve beşerî faaliyetleri sona erene bir insanın böyle bir şeye ıttılaı ise tamamen vehbî ve manevî bir haldir Tasavvufî bakımdan üzerinde durulması gerekli olan bir hal de değildir

Menâkıb kitaplarında geçen Kur'an ve sünnete ters menkıbe ve kerametler hakkında ne dersiniz? Tayyi mekan, denizden yürüyerek geçmek, kalplerdekini bilmek gibi şeyler nasıl olabiliyor?


Menâkıb kitaplarında geçen, Kur'an ve sünnete ters gibi görünen menkıbe ve kerametleribaresiyle neyi kasdettiğinizi keşke örnekle belirtmiş olsaydınız; konu daha iyi anlaşılmış olurdu Eğer bunlarla haramları helal, helalleri haram yapan menkıbe ve kerametleri kasdediyorsanız, onlar için söz söylemeye bile hacet yoktur

Ancak bununla kasdedilen tayyi zaman ve tayyi mekan türü şeylerse bunların Kur'an'a ters olduğunu gösteren bir delil yoktur Tayyi zaman ve tayyi mekan türü kerametlere İbn Teymiye gibi bazı alimler karşı çıksa bile, ulema ve meşayhın ekserisi, Hz Peygamber'in zaman ve mekan boyutlarını aşan, mi'racmucizesine istinaden bunu kabul ederler Çünkü her ümmete, peygamberlerinin mücizesi keramet olarak verilir


Şiş batırmatarzında gösterilen keramet hakkında ne dersiniz? Bir tebliğ metodu olarak görülebilir mi? Gösterilerden riya oluşmaz mı?


Genellikle Rifaîlerin, bazan Kadirîlerin zikir sırasında yaptıkları şiş batırmaişine Rifaîlerin kendileri bürhânadını vererek keramet olarak değerlendirmekten çekinmektedirler Olayın tarikatın kurucusu Ahmed Rifaî'ye kadar uzanan bir hikayesi var Rivayete göre Ahmed Rifaî, hacc amacıyla Hicaz'a geldiğinde Medînei Münevvere'de Ravzai mutahhere'yi ziyaret etmiş, Allah Rasülü'ne: esSelamü aleyke yâ ceddî(Selam sana dedeciğim) diye selam vermiş, kendisine kabri Nebî'den: Ve aleyke 'sselam ya veledî(Selam sana olsun ey torunum), diye cevap verilerek mübarek bir el uzanmıştı

O da uzanan mübarek eli öpmüş, çevrede bulunan mürîdan ve ihvan bu olayın şahidi olmuşlardı İşte bu güzel tabloyu seyredenlerin, olayın cezbesi ile muhtelif yerlerine kılıç ve şiş vurdukları ve Rifaîlerdeki bu adetin buradan geldiği söylenir Başlangıcı ta o dönemlere dayandırılan bürhân adeti, Rifaî tekkelerinde sessiz sedasız kendi muhib ve müntesibleri arasında icra edildiğinde hiç mesele yoktu

Ancak iş medyatik plana çekilip milyonların gözü önünde icra edilmeye başlayınca tartışmalar gündeme geldi Olay çarpıtılıp din ve tarikat öcü gibi gösterilmeye çalışıldı Bürhân tarikat muhitlerinde bir sevgi ve kaynaşma vesilesi gibi görülerek tebliğ aracı olarak düşünülse bile milyonlar ve kitleler için asla öyle düşünülemez ve düşünülmemelidir Bugün kitlelere böyle bir gösteri sempatik olmaktan çok antipatik gelir Zaten insanlar din ve tarikata bir takım olağanüstülüklerle değil, din ve tasavvufun güzelliklerini görüp dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmak için girmelidirler
 

Similar threads

Ahmet Nafiz YAŞAR kaleme aldı, Semerkand Dergisi Bir salih müminin istikameti, yani Kur’an ve Sünnet’e bağlılığı, takvası, kulluktaki titizliği, itidali sabit ve aşikâr ise, bununla yetinmeyip birtakım olağanüstülükler beklemek, maddi kerameti istikametten üstün tutmak demektir ki, tehlikeli...
Cevaplar
0
Görüntüleme
79
Cenabı Hak, peygamberlerine dâvâlarını doğrulamak için “mucize verdiği gibi, velî kullarına da “keramet dediğimiz bazı harika haller ihsan etmiştir Velînin gösterdiği kerametler, Peygamber Efendimizin (asm) dâvâsın da doğru olduğunun bir alâmetidir Zira velînin gösterdiği keramet, tâbi olduğu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
199
Keramet Nedir? Değerli, üstün, güzel ve ikram. İstilahda; "mü'min ve salih kimsenin eli üzere cereyan eden harikulade hal" anlamındadır. Bazı alimler, harikuladelik şartını koşmaksızın Allah'ın evliyaya her türlü ikramına keramet ismini vermişlerdir (Seyyid Sabık, el-Akidetü'l İslamiyye...
Cevaplar
0
Görüntüleme
217
Murşide Tabi Olmak Murşide tabi olmak icin keramet aranmaz Nakşibendi Tarikatında Murşidi Kamil Bir murşide uymak icin onun takva ve edebi yeterlidir Boylesi bir velinin peygamber varisi sıfatıyla guzel ahlakı yaşaması ve yayması en buyuk keramettir Bu sıfatları taşıyan bir kimseden...
Cevaplar
0
Görüntüleme
156
Risalet Ve Velayet Nedir? Risalet, Allah’tan bir tavzif (görevlendirme), velayet ise Allah’a bir yükseliştir. Yani, Allah bazı insanları, insanlara resul olarak göndermiştir. Bu bir görevlendirmedir. “Allah kime risalet görevini vereceğini en iyi bilendir.” (En’am Suresi, 6/124) ayetinin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
248
858,505Konular
982,673Mesajlar
33,048Kullanıcılar
Mega00Son üye
Üst Alt