Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
İnsanı öteki tüm canlılardan ayıran birkaç temel özellik vardır. Bunlardan en değerli ikisi irade ve zeka! Kendini her manada tartabilen, yapacağı şeyler hakkında fikri olan, sırf yaşamak için değil yaşatmak için de var olduğunu düşünen tek varlık sadece insandır. Münasebetiyle insan denen varlık sadece hayatını sürdürmekle kalmamış; ne için yaşadığına, hayatın manasına ve nereden geldiğine dair de baş yormuştur. Var oluşundan beridir, beslenme, barınma ve güvenlik üzere gereksinimler yaşamak için kâfi olsa da kendisini tamamlamak için kâfi olmamıştır. Mitler, dinler, sanat üzere birçok olgu insanın mana arayışının sonucunda ortaya çıkmış büyük kavramlardır. İnsan için temel olan şey hayata yalnız nefes alacak kadar bağlı olmak değil onu bütünüyle anlamaktır. Herhalde yüzyıllardır insanın içinde olduğu bu mana arayışı boş bir fikirden ibaret değildir. İdeoloji, psikoloji üzere olumlu bilimler de insanın bu arayışında ona ışık olmuştur. Bunun yanında matematik, coğrafya üzere ilimler de her ne kadar insan hayatını kolaylaştırmaya yönelikmiş üzere görünseler de bu arayışın bir tezahürü olarak ortaya çıkmışlardır. Pekala ya koca bir insanlık bu mananın peşinde koşturuyorken ve çıtayı bu kadar yükseklere taşımışken, insan kendini arayış seyahatinde neler yapmalıdır?
Şu an bile dünya üzerinde yaşamaya devam eden sekiz milyar insan var, daha öncesini de düşünürsek bu sayı hayli artıyor. Dünyaya gelen her insanınsa geri kalan tüm insanlarınkinden farklı bir hayatı olmuş; farklı deneyimler, farklı alışkanlıklar, yaşama dair her şeyde insan kendine münhasır davranmış. Cins olarak eşsiz olduğu üzere birey olarak da eşsiz bir hayat yaşamış. Doğal olarak her bireyi içinde bulunduğu kültürün alışkanlıkları, normları; aile yapısı ve anlayışı bir noktada etkilese de birey, kendi karakterini ve dünyasını oluşturma bahtına sahiptir. Fizikî eksiklikler, kültürel baskılar, ekonomik yetersizlikler; insanın kendini oluşturmasına mani olmamalıdır. Nihayetinde bu etkenler bizden bağımsız olarak ve bizim irademizin dışında gerçekleşen olaylardır. İnsan, iradesinin yetmediği şeylerle değil yettikleriyle kendini tamamlar. Yaratılış manasında şanslı bireyler vasat bir hayat sürüp, ömürlerini sefalet içerisinde tamamlayabilirler. Birebir vakitte güç üzere görünen tüm şartlardan sıyrılıp gıpta edilecek bir hayat serüveni olanlar da vardır. Kıymetli olan elimizde olmayan kaidelerin gerisine sığınıp başarısızlığımıza ya da tembelliğimize kılıf aramak yerine ülkü hayatın kesinlikle gerçekleşmesi için tüm aksiliklere karşı çaba etmemizdir. Aslında ülkü hayat anlayışı para kavramı olmayan için bu seyahatin sonu er geç zaferle sonuçlanmaktadır. Kendini gerçekleştirme, parayla satın alınamayacak kadar değerli ülkülerin gerçekleştirilmesine bağlıdır. İnsanın kendisini bulma halidir. Ekonomik manada şanslı olarak dünyaya gelen bireylerin çok sefer bu dünyadan sefalet içerisinde ayrılmaları da bu gerçeğin bir delili niteliğindedir.
Kendini Gerçekleştirme, gündelik ve maddi hazların peşinden gitmek ya da daima bir şeyleri başararak insanlardan övgü toplamak demek değildir. Bunların tam bilakis insanın kendine dönmesi, kendisini tanıması, ne istediğini tanımlaması ve hayatını ona adaması durumudur. İnsan kendisinden beklenenlerle değil, kendisinden bekledikleriyle var olacağını bilmelidir. Bu yolla keşkesiz bir hayat sürebilir ve ömrünün sonunda neredeyse yaptığı hiçbir şey ismine pişmanlık duymaz. Zira onun hayatı boyunca attığı her adım kendini inşa ederken ki bir tuğla niteliği görmektedir. Ez cümle insan yaşadığı hayatın sırf kendisi için olduğunu bilmeli ve hayata yeniden gelsem yeniden tıpkı hayatı yaşardım diyebilmelidir.
