iltasyazilim
FD Üye
Kaşıkçı Elması
Kaşıkçı Elması tarihçesi
Kaşıkçı Elması
86 karat olup dünyada fazla tanıdık 22 elmas arasındadır Topkapı Sarayı müzesinde sergilenmektedir
Elmasın Osmanlı Sarayı'na nasıl girdiği hakkındaki veri de, rivayetten öte değildir
Efsaneye tarafından 1774 yılında Pigot adında bir Fransız subayı, bu elması Hindistan'ın Madaras Mihracesi'nden satın alıp Fransa'ya götürür Bir süre sonradan her yerde satılığa çıkartılan elması Napolyon'un annesi satın alır ve uzun süre göğsünde taşır Ne var fakat, Napolyon sürgüne gönderildiği zaman, oğlunu kurtarabilmek için, annesi de elması mecburen satılığa çıkartır İşte o sırada, Fransa'da yer alan Tepedelenli Ali Paşa'nın bir adamı, paşa adına 150 bin altın ödeyerek elması satın alır ve paşaya getirirSultan II Mahmud vaktinde, Tepedelenli Ali Paşa, devlete aleyhinde ayaklandığı gerekçesiyle öldürülür, paşanın varlıklarına el konulur ve nesi var nesi yoksa Osmanlı Hazinesine gönderilir Böylelikle, Napolyon'un annesinden satın alınan Kaşıkçı Elmasıhazineye girmiş olur
Bir diğer rivayete tarafından ise 1699 yılında İstanbul'da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam cama benzer yuvarlak bir ceset bulurHemen bir kaşıkçıya giderek elindeki cismi üç kaşık karşılığında satarElmasın adı da buradan gelirKaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçaya satar Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca sus payı isterAralarında tartışma çıkar Mesele Kuyumcubaşıya akseder Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alırFakat bu sefer de olayı sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişaha akseder IV Mehmet elmasın saraya getirilmesini emreder ve saray elmastraşçısına verilir Eğrikapı çöplüğünde yer alan taş işlenince meydana 86 karatlık nadide bir elmas çıkar Kuyumcubaşıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur
Kaşıkçı Elması'nın çevresini iki sıra 49 adet pırlanta kuşatmaktadır Bu haliyle elmas, yıldızların ortasında pırıl pırıl parlayıp gökyüzünü aydınlatan bir dolunayı andırır *
Kaşıkçı Elması tarihçesi
Kaşıkçı Elması
86 karat olup dünyada fazla tanıdık 22 elmas arasındadır Topkapı Sarayı müzesinde sergilenmektedir
Elmasın Osmanlı Sarayı'na nasıl girdiği hakkındaki veri de, rivayetten öte değildir
Efsaneye tarafından 1774 yılında Pigot adında bir Fransız subayı, bu elması Hindistan'ın Madaras Mihracesi'nden satın alıp Fransa'ya götürür Bir süre sonradan her yerde satılığa çıkartılan elması Napolyon'un annesi satın alır ve uzun süre göğsünde taşır Ne var fakat, Napolyon sürgüne gönderildiği zaman, oğlunu kurtarabilmek için, annesi de elması mecburen satılığa çıkartır İşte o sırada, Fransa'da yer alan Tepedelenli Ali Paşa'nın bir adamı, paşa adına 150 bin altın ödeyerek elması satın alır ve paşaya getirirSultan II Mahmud vaktinde, Tepedelenli Ali Paşa, devlete aleyhinde ayaklandığı gerekçesiyle öldürülür, paşanın varlıklarına el konulur ve nesi var nesi yoksa Osmanlı Hazinesine gönderilir Böylelikle, Napolyon'un annesinden satın alınan Kaşıkçı Elmasıhazineye girmiş olur
Bir diğer rivayete tarafından ise 1699 yılında İstanbul'da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam cama benzer yuvarlak bir ceset bulurHemen bir kaşıkçıya giderek elindeki cismi üç kaşık karşılığında satarElmasın adı da buradan gelirKaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçaya satar Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca sus payı isterAralarında tartışma çıkar Mesele Kuyumcubaşıya akseder Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alırFakat bu sefer de olayı sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişaha akseder IV Mehmet elmasın saraya getirilmesini emreder ve saray elmastraşçısına verilir Eğrikapı çöplüğünde yer alan taş işlenince meydana 86 karatlık nadide bir elmas çıkar Kuyumcubaşıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur
Kaşıkçı Elması'nın çevresini iki sıra 49 adet pırlanta kuşatmaktadır Bu haliyle elmas, yıldızların ortasında pırıl pırıl parlayıp gökyüzünü aydınlatan bir dolunayı andırır *