iltasyazilim
FD Üye
kanuni sultan süleyman dönemi
Kanuni Sultan Süleyman (1495 1566)
Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, boylu boslu ve aralıklı sakallıydı
Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin irtifa noktasına ulaştığı bir görev olmuştur Babası Yavuz Sultan Selim, onu ufak yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı Yarı görülmemiş bir nezaket ve tahsil gördü Ilk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanında gönderildi Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu
15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanına kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği bayrak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonradan da Kefe sancakbeyliğine devir edildi (1509) Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri esnasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti
Kendisinden diğer erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu Çok önemli ve kendinden belli bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi Iş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre tahsis verirdi Zigetvar kuşatmasını yöneticilik ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti
Kendisine Kanûnîdenmesi, yeni kanunlar icad etmesinden yok, mevcut kanunları yazdırtıp fazla sıkı bir şekilde uygulama etmesinden dolayıdır Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı Mısır'dan gelen vergiyi haddinden artı bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en varlıklı ve en zinde devleti konumundaydı Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, Arslan öldü, yerine kuzu geçtidiye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu Oysa Avrupalılar, fazla geçmeden düş kırıklığına uğradılar
İÇ İSYANLAR
Kanûnî Sultan Süleyman, padişahlığının ilk yıllarında bir takım iç isyanlarla uğraştı Darı'ın fethinden sonradan Yavuz Sultan Selim'in Şam Valisi olarak atadığı Canbirdi Gazeli'nin çıkardığı ayaklanma bunlardan ilkidir Amacı Memlük devletini kalkındırmak olan Canbirdi Gazeli, 1521 yılının Ocak ayında Dulkadiroğullarından Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri kadar bozguna uğratılarak yakalandı ve idam edildi Kanûnî Sultan Süleyman, sonraki yıllarda yeniden Mısır'da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu'da Safevilerin desteğiyle ortaya meydana çıkan Kalender Çelebi ve ödenti sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun (1527) isyanlarıyla uğraştı Meydana Çıkan bütün bu isyanlar Osmanlı kuvvetleri tarafından başarıyla bastırıldı
BELGRAD'IN FETHİ
Kanûnî Sultan Süleyman tahta çıktığında Avrupa'nın en enerjik devleti RomaGermen İmparatorluğu (Almanya) idi Almanya İmparatoru Şarlken Macaristan'a baskın edinmek için Macar kralı ile yakın akrabalık ilişkileri kurmuştu Macar Kralı İkinci Lui, Şarlken'e güvenerek vergilerini ödemiyor kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu Fatih Sultan Mehmed, Avrupa'da düzenlediği seferlerde Sırbistan'ı almıştı Ama stratejik bir öneme sahip Macaristan alınamamıştı Kanûnî Sultan Süleyman Macaristan'ı edinmek üzere harekete geçti Belgrad, karadan ve Tuna ırmağındaki Osmanlı donanması kadar kuşatıldı Kent, gayet iyi savunulmasına rağmen teslim elde etmek zorunda kaldı (29 Ağustos 1521) Belgrad Muhafızlığına Balı Paşa getirildi Bu sefer sonunda İstanbul'a gönderilen bazı Belgradlılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi Belgrad'ın fethi, Kanûnî Sultan Süleyman'ın ilk fethidir Belgrad, bundan sonraki yıllarda Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya açılan en büyük kapısı oldu Bu sebeple Belgrad'a Darü'lcihaddenildi
ŞARLKEN ve AVRUPA
Alman İmparatoru Şarlken'in amacı bütün Avrupa'da bağımsızlık sağlamaktı Şarlken, fikirlerine aleyhinde meydana çıkan Fransa Kralı Fransuva'yı esir aldı Fransa Kralının annesi Düşes Dangolen, Kanûnî'ye bir mektup yazarak yardım istedi Bunun üzerine Kaptanı Derya Barboros Hayreddin Paşa Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki şehri Nis'e gitgide artarak Şarlken'in donanmasını yendi Keza Fransa'yı hem de Fransuva'yı kurtardı
MOHAÇ SAVAŞI
Şarlken'in büyük bir risk olmaya başladığını görebilen Kanûnî Sultan Süleyman, Fransuva'nın da ısrarı üstüne Şarlken'e karşısında savaş açmaya karar verdi Osmanlı ordusu Tuna nehrini geçerek Macaristan'a girdi 29 Ağustos 1526'da Macar ordusuyla Mohaç'ta yapılan savaşta Macar ordusu iki saatte dağıldı Mohaç Savaşı aydınlık ve şanlı bir zaferle neticelendi Budin (Budapeşte) alındı Macaristan, Osmanlı Devletine ast bir krallık haline geldi ve başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi
VİYANA KUŞATMASI
Macaristan'ın Türkler göre fethi Avusturya ile Türkleri karşısında karşıya getirdi Mohaç Savaşı'ndan sonra Macaristan bir tampon bölge haline gelmişti Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemiyordu Ferdinand, Şarlken'in de desteğiyle Jan Zapolya'yı tanımadı ve Budin'e girdi Karşı sefere çıkan Kanûnî Sultan Süleyman Budin'i geri aldı Savaşmayı göze alamayan Ferdinand ve Şarlken Avusturya'nın başkenti Viyana'ya kaçtılar ve Viyana kuşatıldı (26 Eylül 1529) Kış mevsimi yaklaştığı için 16 Ekim günü abluka kaldırıldı Osmanlı Devleti, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine karşın, Macaristan'daki durumunu güçlendirmiş ve Avrupa'nın aleyhinde saldırı yapmasını engellemiştir Macaristan üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Ferdinand, Kanûnî'ye bir elçi göndererek Macaristan'ın kendisine verilmesini istedi Buna karşılık ödenti vermeyi kabul ediyordu Bu talebi karşı negatif yanıt bölge Ferdinand Budin'i kuşattı
MACARİSTAN SEFERLERİ
Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üstüne Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a dek ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, büyük kasaba ve kale fethedildi Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir ışık halkası geldi Bunun üstüne Ferdinand uzlaşma istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in ayrıca Macaristan keza de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533) Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ancak emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üstüne 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne ast Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı Avusturya'nın elinde yalnızca kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin manâlı siyasi olaylarından olan OsmanlıMacaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti
ZİGETVAR KALESİ
Anadolu'daki iç isyanlarla ve Doğu'da İran Devleti ile uğraşan Kanûnî Sultan Süleyman, 1566'da son seferine yeniden Macaristan üzerine çıktı Zigetvar kalesi kuşatıldı, ama abluka devam ederken Kanûnî Sultan Süleyman vefat etti Osmanlı Devletini zaferden zafere içeren Kanûnî Sultan Süleyman'ın ölüm haberine karşın kale fethedildi (7 Eylül 1566)
KAPİTÜLASYONLAR
Birincil kez 1352 yılında Cenevizlilere bahşedilen Kapitülasyonlar, darülharb kabul edilen yabancı ülke tüccarına Osmanlı topraklarında ticaret yapma hakkı veriyordu Fakat Osmanlı Devleti ticaret imtiyazlarını siyasi ve diplomatik menfaatleri çerçevesinde kullanarak ittifak oluşturacağı devletlere vermişti 1535 yılında Fransa ile dostluk havası içerisinde iken Fransızların hazırladığı Kapitülasyon taslağı Osmanlı padişahınca onaylama edilmemişti Bu taslağa tarafından eşdeğer koşullar ve mütekabiliyet esası getiriliyordu Halbuki Osmanlı Devleti padişahın tek taraflı yemini Ahdiile verildiğinden Ahidname diye adlandırılmıştı ve her padişah değiştiğinde yenilenmesi gerekiyordu Birincil Fransız Kapitülasyonu, Kıbrıs seferi öncesinde 1569 yılında verildi Katolik dünyasına ve Papa ambargosuna karşı ittifak sağlamak için Protestan olan İngiltere'ye 1580'de, Hollanda'ya 1612'de Kapitülasyonlar verildi
Kapitülasyonlarda ticaret yapma hakkının yanı sıra, tüccarın hakları, gümrük vergileri, mahkeme usülleri, yol izinleri, emniyetlerine dair hususlar detaylı olarak belirtildi Osmanlı devleti zayıfladıkça Kapitülasyon bahşedilen devletlerde gitgide artarak çoğaldı ve bunu bir zorlama aracı haline getirdiler Birinci Dünya Savaşı'nın ilanı ile birlikte 1914 yılında bütün protestolara karşın Kapitülasyonlar tek taraflı olarak kaldırılmıştır
OSMANLI ve SAFEVİLER
Kanûnî Sultan Süleyman Avrupa'da başarılar kazanırken, Anadolu'da iç isyanlar baş göstermiş, İran'da ise yıkılan Akkoyunlu devletinin yerine kurulan Safevi Devleti, doğuda Osmanlı İmparatorluğu için ciddi tehlike olmaya devam etmişti Kanûnî Sultan Süleyman, Avrupa'da İstanbul Antlaşmasıyla geçici de olsa barışı sağladıktan sonradan, İran üzerine ilk seferine çıktı Safevi Devletinin izlediği düşmanca politikalar ve Anadolu'da yaşamış Şiileri kışkırtmaları bu seferin düzenlenmesine neden oldu Tebriz, Azerbaycan ve Hamedan istila edildi Irakeyn seferiyle de Bağdat alındı(1534)
Kanûnî'nin Avusturya'ya sefer düzenlemesinden faydalanmak isteyen Safevi Şahı Tahmasb, kardeşinin Osmanlılara sığınmasını da ederek, Tebriz, Nahçıvan ve Van'ı ele geçirdi Bunun üstüne Kanûnî Sultan Süleyman ikinci defa İran seferine karar verdi Çıkılan İran Seferinden Van ve Tebriz geri alınarak dönüldü (1548) Safeviler 1553 tekrar saldırıya geçtiler Doğu Anadolu'da ilerleyen düşman kuvvetleri Muş'a kadar gelip Erzurum'u kuşattılar Kanûnî Sultan Süleyman üçüncü İran seferine çıktı Revan, Nahçıvan ve Karabağ alındı Güç duruma düşen Şah Tahmasb'ın isteği üstüne barıştırma yapıldı ve Amasya Antlaşması imzalandı(1555)
Bu antlaşmayla, Yavuz döneminden beri süren İran sorunu çözüme kavuştu Doğu Anadolu, Tebriz ve Bağdat Osmanlı hakimiyetinde kaldı Amasya Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasındaki birincil devlete ait antlaşmadır Keza İslam dünyasında yapılan birincil din barışı özelliği de taşımaktadır
RODOS'UN FETHİ
Avrupalılar Akdeniz'deki Rodos, Kıbrıs, Girit, Malta gibi adalara dominant olmuşlar, açık denizlerde keşifler yapmışlar ve denizlerde güçlerini arttırmışlardı Kanûnî döneminde denizciliğe ağırlık verildi ve büyük başarılar elde edildi Kanûnî döneminde Rodos adası, Sen Jan şövalyelerinin elindeydi Şövalyeler korsanlık yapıyor, Türk donanmasına zarar veriyorlardı 1522 yılında düzenlenen seferle Rodos fethedildi
CEZAYİR'İN OSMANLIYA KATILIŞI
Cezayir 1516'da Baba Oruç ve kardeşi Hızır Reis(Barbaros) göre İspanyollardan alınmıştı 1518'de Barbaros, Cezayir'in hükümdarı olmuştu Daha önce Yavuz bu iki denizcinin kendisinden takviye istemesi üstüne onlara iki kadırga ve levent vermişti Kanûnî, Barbaros Hayreddin Paşa'yı İstanbul'a çağırdı ve Kaptanı Deryalığa getirdi(1533) Böylece, Cezayir Osmanlı topraklarına katıldı Barbaros Ege denizinde Venediklilerin elinde bulunan adaları aldı
PREVEZE DENİZ ZAFERİ
Osmanlıların Akdeniz'de kuvvetlenmeleri ve bütün Ege denizine hakim olmaları Avrupa'yı telaşlandırmıştı Keza devamlı Avusturya ve Macaristan seferleri büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik ve Cenevizlilerden başka Malta, Portekiz ve İspanya'ya ait gemilerde bulunuyordu Haçlı donanması 602, Osmanlı donanması ise yalnızca 122 parçaydı Preveze körfezinde 27 Eylül 1538'de yapılan savaşta Barbaros Hayreddin komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir başarı elde etti Tarihe Preveze Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda Akdeniz bir Türk Gölü haline geldi
TRABLUSGARB'IN ALINMASI
Şarlken, Trablusgarb'ı aldıktan sonra buraya Sen Jan Şövalyelerini yerleştirmişti Barbaros'un Preveze Deniz Zaferini kazanması ve Venediklilerin Osmanlılarla uzlaştırma imzalamaları Şarlken ve Papa'yı kızdırmıştı Hazırlanan Haçlı donanması Cezayir'e saldırdı fakat Osmanlı donanması aleyhinde bozguna uğradı(1541) Barbaros'un yetiştirdiği Turgut Reis Trablusgarb'ı karadan ve denizden kuşatarak aldı Ayrıca bu seferle Bingazi de Osmanlı ülkesine katıldı (1551)
CERBE SAVAŞI
Turgut Reis'in İspanyollar'ın elinde bulunan Cerbe adasını kuşatması üzerine Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyollara yardıma geldi Yapılan Cerbe Deniz Savaşında büyük bir galibiyet kazanıldı Cerbe Osmanlılara geçti (1559)
MALTA SEFERİ
Rodos'un fethinden daha sonra Malta'ya yerleştirilen Sen Jan şövalyeleri Osmanlı için bir risk oluşturuyordu Trablus ve Cezayirin güvenliği için Malta'nın alınması gerekiyordu Yapılan kuşatma sırasında Turgut Reis şehit oldu Malta alınamadı(1565)
HİNT SEFERLERİ
Coğrafi keşiflerden sonra sömürge arayışları başlamış, Portekiz ve İspanya öyle çok sömürge elde etmişlerdi Portekizliler Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarına egemen olmaya çalışıyorlardı Ümit Burnunun bulunması, Osmanlıların baharat ticaretine de büyük darbe vurmuştu Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bu sebeplerden ötürü, dört defa Hint deniz seferi düzenlendi Ama Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına yerinde olmaması yüzünden bu seferlerden hiçbirisinde bütün galibiyet sağlanamadı 1551 yılında düzenlenen İkinci Hint Seferinde Osmanlı donanmasının başında Piri Reis vardı Türk Denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Piri Reis, bu sefer sırasında Maskat'ı almış ve Portekiz donanmasını büyük bir bozguna uğratmıştı Ancak, Portekizlilerin Basra Körfezini kapatacaklarını düşünerek, donanmayı Basra'da bırakıp ganimetlerle geri döndüğü için Piri Reis Darı'da idam edilmiştir Fakat gerçi Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan'ın bir takım kısımları Osmanlı topraklarına katıldı Arap yarımadası iyice Osmanlı denetimine girdi Kızıldeniz yabancı güçlere kapatılarak Osmanlı egemenliği sağlandı
İMAR ÇALIŞMALARI (MİMARİ)
Kanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı Babası Yavuz Sultan Selim'den 6557000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14893000 km kareye çıkardı Kanûnî Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti ve birincil meslek olarak babası Yavuz Sultan Selim göre temelleri atılan İstanbul Sultan Selim Camii'ni tamamladı Bunun Dışında yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii, Bozöyük Kasım Paşa Camii
MİMAR SİNAN
Osmanlı imparatorluğunun en parlak devrinin büyük mimarı ve dünya çapında bir sanatkar olan Mimar Sinan, Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bir fazla eserler verdi Bunlardan en önemlileri şunlardır; Halep Hüsrev Paşa Camii, İstanbul Haseki Külliyesi, İstanbul Şehzade Camii ve Medresesi, Üsküdar Mihrimah Camii, İstanbul Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Tekirdağ Rüstem Paşa Camii ve Külliyesi, Silivri Kapı İbrahim Paşa Camii, İstanbul Rüstem Paşa Camii, İstanbul Sinan Paşa Camii, Topkapı Kara Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi, Fındıklı Molla Çelebi Camii, Babaeski Semiz Ali Paşa Camii, Büyükçekmece Kanûnî Sultan Süleyman Külliyesi ve Köprüsü, Süleymaniye Tekkesi Büyük bir devlet adamı olan Kanûnî Sultan Süleyman bununla beraber ünlü bir şairdi Meşhur şiirlerinden birisi şudur: Halk Müziği içinde muteber bir şey değil devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi Saltanat dedikleri bir kâinat kavgasıdır, Olmaya talih ü saadet dünyada vahdet gibi *
Kanuni Sultan Süleyman (1495 1566)
Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, boylu boslu ve aralıklı sakallıydı
Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin irtifa noktasına ulaştığı bir görev olmuştur Babası Yavuz Sultan Selim, onu ufak yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı Yarı görülmemiş bir nezaket ve tahsil gördü Ilk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanında gönderildi Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu
15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanına kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği bayrak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonradan da Kefe sancakbeyliğine devir edildi (1509) Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri esnasında İstanbul'da kalarak babasına vekalet etti Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti
Kendisinden diğer erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu Çok önemli ve kendinden belli bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi Iş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre tahsis verirdi Zigetvar kuşatmasını yöneticilik ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti
Kendisine Kanûnîdenmesi, yeni kanunlar icad etmesinden yok, mevcut kanunları yazdırtıp fazla sıkı bir şekilde uygulama etmesinden dolayıdır Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı Mısır'dan gelen vergiyi haddinden artı bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en varlıklı ve en zinde devleti konumundaydı Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, Arslan öldü, yerine kuzu geçtidiye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu Oysa Avrupalılar, fazla geçmeden düş kırıklığına uğradılar
İÇ İSYANLAR
Kanûnî Sultan Süleyman, padişahlığının ilk yıllarında bir takım iç isyanlarla uğraştı Darı'ın fethinden sonradan Yavuz Sultan Selim'in Şam Valisi olarak atadığı Canbirdi Gazeli'nin çıkardığı ayaklanma bunlardan ilkidir Amacı Memlük devletini kalkındırmak olan Canbirdi Gazeli, 1521 yılının Ocak ayında Dulkadiroğullarından Şehsuvaroğlu Ali Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri kadar bozguna uğratılarak yakalandı ve idam edildi Kanûnî Sultan Süleyman, sonraki yıllarda yeniden Mısır'da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu'da Safevilerin desteğiyle ortaya meydana çıkan Kalender Çelebi ve ödenti sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun (1527) isyanlarıyla uğraştı Meydana Çıkan bütün bu isyanlar Osmanlı kuvvetleri tarafından başarıyla bastırıldı
BELGRAD'IN FETHİ
Kanûnî Sultan Süleyman tahta çıktığında Avrupa'nın en enerjik devleti RomaGermen İmparatorluğu (Almanya) idi Almanya İmparatoru Şarlken Macaristan'a baskın edinmek için Macar kralı ile yakın akrabalık ilişkileri kurmuştu Macar Kralı İkinci Lui, Şarlken'e güvenerek vergilerini ödemiyor kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu Fatih Sultan Mehmed, Avrupa'da düzenlediği seferlerde Sırbistan'ı almıştı Ama stratejik bir öneme sahip Macaristan alınamamıştı Kanûnî Sultan Süleyman Macaristan'ı edinmek üzere harekete geçti Belgrad, karadan ve Tuna ırmağındaki Osmanlı donanması kadar kuşatıldı Kent, gayet iyi savunulmasına rağmen teslim elde etmek zorunda kaldı (29 Ağustos 1521) Belgrad Muhafızlığına Balı Paşa getirildi Bu sefer sonunda İstanbul'a gönderilen bazı Belgradlılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi Belgrad'ın fethi, Kanûnî Sultan Süleyman'ın ilk fethidir Belgrad, bundan sonraki yıllarda Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya açılan en büyük kapısı oldu Bu sebeple Belgrad'a Darü'lcihaddenildi
ŞARLKEN ve AVRUPA
Alman İmparatoru Şarlken'in amacı bütün Avrupa'da bağımsızlık sağlamaktı Şarlken, fikirlerine aleyhinde meydana çıkan Fransa Kralı Fransuva'yı esir aldı Fransa Kralının annesi Düşes Dangolen, Kanûnî'ye bir mektup yazarak yardım istedi Bunun üzerine Kaptanı Derya Barboros Hayreddin Paşa Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki şehri Nis'e gitgide artarak Şarlken'in donanmasını yendi Keza Fransa'yı hem de Fransuva'yı kurtardı
MOHAÇ SAVAŞI
Şarlken'in büyük bir risk olmaya başladığını görebilen Kanûnî Sultan Süleyman, Fransuva'nın da ısrarı üstüne Şarlken'e karşısında savaş açmaya karar verdi Osmanlı ordusu Tuna nehrini geçerek Macaristan'a girdi 29 Ağustos 1526'da Macar ordusuyla Mohaç'ta yapılan savaşta Macar ordusu iki saatte dağıldı Mohaç Savaşı aydınlık ve şanlı bir zaferle neticelendi Budin (Budapeşte) alındı Macaristan, Osmanlı Devletine ast bir krallık haline geldi ve başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi
VİYANA KUŞATMASI
Macaristan'ın Türkler göre fethi Avusturya ile Türkleri karşısında karşıya getirdi Mohaç Savaşı'ndan sonra Macaristan bir tampon bölge haline gelmişti Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macaristan'ın Osmanlı hakimiyetine girmesini istemiyordu Ferdinand, Şarlken'in de desteğiyle Jan Zapolya'yı tanımadı ve Budin'e girdi Karşı sefere çıkan Kanûnî Sultan Süleyman Budin'i geri aldı Savaşmayı göze alamayan Ferdinand ve Şarlken Avusturya'nın başkenti Viyana'ya kaçtılar ve Viyana kuşatıldı (26 Eylül 1529) Kış mevsimi yaklaştığı için 16 Ekim günü abluka kaldırıldı Osmanlı Devleti, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edememesine karşın, Macaristan'daki durumunu güçlendirmiş ve Avrupa'nın aleyhinde saldırı yapmasını engellemiştir Macaristan üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Ferdinand, Kanûnî'ye bir elçi göndererek Macaristan'ın kendisine verilmesini istedi Buna karşılık ödenti vermeyi kabul ediyordu Bu talebi karşı negatif yanıt bölge Ferdinand Budin'i kuşattı
MACARİSTAN SEFERLERİ
Kanûnî Sultan Süleyman, bunun üstüne Almanya seferine çıktı Budin'i geri alıp Estergon'a dek ilerleyen Osmanlı kuvvetleri, Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenledi Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya'da bir çok kasaba, büyük kasaba ve kale fethedildi Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda harap ve bitkin bir ışık halkası geldi Bunun üstüne Ferdinand uzlaşma istedi İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken'in ayrıca Macaristan keza de tüm Avrupa'yı ele geçirme çabaları sonuçsuz kaldı (22 Temmuz 1533) Ferdinand'ın Macaristan üzerinde ancak emellerinden vazgeçmeye niyeti yoktu Jan Zapolya ölmüş, yerine oğlu Sigismund geçmişti Bundan istifade eden Ferdinand Budin'i kuşattı Bunun üstüne 1540 yılında Kanûnî tekrardan Macaristan seferine çıktı ve çok güçlü bir orduyla birlikte Budin'e girdi Sigismund'u Erdel Beyliği'ne atadı ve Macaristan'ı Osmanlı Devleti'ne ast Budin eyaleti haline getirdi Süleyman Paşa bu bölgenin beylerbeyliğine atandı Avusturya'nın elinde yalnızca kuzey Macaristan kaldı Kanûnî döneminin manâlı siyasi olaylarından olan OsmanlıMacaristan, Almanya, Avusturya ilişkileri Kanûnî'nin ölümüne kadar devam etti
ZİGETVAR KALESİ
Anadolu'daki iç isyanlarla ve Doğu'da İran Devleti ile uğraşan Kanûnî Sultan Süleyman, 1566'da son seferine yeniden Macaristan üzerine çıktı Zigetvar kalesi kuşatıldı, ama abluka devam ederken Kanûnî Sultan Süleyman vefat etti Osmanlı Devletini zaferden zafere içeren Kanûnî Sultan Süleyman'ın ölüm haberine karşın kale fethedildi (7 Eylül 1566)
KAPİTÜLASYONLAR
Birincil kez 1352 yılında Cenevizlilere bahşedilen Kapitülasyonlar, darülharb kabul edilen yabancı ülke tüccarına Osmanlı topraklarında ticaret yapma hakkı veriyordu Fakat Osmanlı Devleti ticaret imtiyazlarını siyasi ve diplomatik menfaatleri çerçevesinde kullanarak ittifak oluşturacağı devletlere vermişti 1535 yılında Fransa ile dostluk havası içerisinde iken Fransızların hazırladığı Kapitülasyon taslağı Osmanlı padişahınca onaylama edilmemişti Bu taslağa tarafından eşdeğer koşullar ve mütekabiliyet esası getiriliyordu Halbuki Osmanlı Devleti padişahın tek taraflı yemini Ahdiile verildiğinden Ahidname diye adlandırılmıştı ve her padişah değiştiğinde yenilenmesi gerekiyordu Birincil Fransız Kapitülasyonu, Kıbrıs seferi öncesinde 1569 yılında verildi Katolik dünyasına ve Papa ambargosuna karşı ittifak sağlamak için Protestan olan İngiltere'ye 1580'de, Hollanda'ya 1612'de Kapitülasyonlar verildi
Kapitülasyonlarda ticaret yapma hakkının yanı sıra, tüccarın hakları, gümrük vergileri, mahkeme usülleri, yol izinleri, emniyetlerine dair hususlar detaylı olarak belirtildi Osmanlı devleti zayıfladıkça Kapitülasyon bahşedilen devletlerde gitgide artarak çoğaldı ve bunu bir zorlama aracı haline getirdiler Birinci Dünya Savaşı'nın ilanı ile birlikte 1914 yılında bütün protestolara karşın Kapitülasyonlar tek taraflı olarak kaldırılmıştır
OSMANLI ve SAFEVİLER
Kanûnî Sultan Süleyman Avrupa'da başarılar kazanırken, Anadolu'da iç isyanlar baş göstermiş, İran'da ise yıkılan Akkoyunlu devletinin yerine kurulan Safevi Devleti, doğuda Osmanlı İmparatorluğu için ciddi tehlike olmaya devam etmişti Kanûnî Sultan Süleyman, Avrupa'da İstanbul Antlaşmasıyla geçici de olsa barışı sağladıktan sonradan, İran üzerine ilk seferine çıktı Safevi Devletinin izlediği düşmanca politikalar ve Anadolu'da yaşamış Şiileri kışkırtmaları bu seferin düzenlenmesine neden oldu Tebriz, Azerbaycan ve Hamedan istila edildi Irakeyn seferiyle de Bağdat alındı(1534)
Kanûnî'nin Avusturya'ya sefer düzenlemesinden faydalanmak isteyen Safevi Şahı Tahmasb, kardeşinin Osmanlılara sığınmasını da ederek, Tebriz, Nahçıvan ve Van'ı ele geçirdi Bunun üstüne Kanûnî Sultan Süleyman ikinci defa İran seferine karar verdi Çıkılan İran Seferinden Van ve Tebriz geri alınarak dönüldü (1548) Safeviler 1553 tekrar saldırıya geçtiler Doğu Anadolu'da ilerleyen düşman kuvvetleri Muş'a kadar gelip Erzurum'u kuşattılar Kanûnî Sultan Süleyman üçüncü İran seferine çıktı Revan, Nahçıvan ve Karabağ alındı Güç duruma düşen Şah Tahmasb'ın isteği üstüne barıştırma yapıldı ve Amasya Antlaşması imzalandı(1555)
Bu antlaşmayla, Yavuz döneminden beri süren İran sorunu çözüme kavuştu Doğu Anadolu, Tebriz ve Bağdat Osmanlı hakimiyetinde kaldı Amasya Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu ve İran arasındaki birincil devlete ait antlaşmadır Keza İslam dünyasında yapılan birincil din barışı özelliği de taşımaktadır
RODOS'UN FETHİ
Avrupalılar Akdeniz'deki Rodos, Kıbrıs, Girit, Malta gibi adalara dominant olmuşlar, açık denizlerde keşifler yapmışlar ve denizlerde güçlerini arttırmışlardı Kanûnî döneminde denizciliğe ağırlık verildi ve büyük başarılar elde edildi Kanûnî döneminde Rodos adası, Sen Jan şövalyelerinin elindeydi Şövalyeler korsanlık yapıyor, Türk donanmasına zarar veriyorlardı 1522 yılında düzenlenen seferle Rodos fethedildi
CEZAYİR'İN OSMANLIYA KATILIŞI
Cezayir 1516'da Baba Oruç ve kardeşi Hızır Reis(Barbaros) göre İspanyollardan alınmıştı 1518'de Barbaros, Cezayir'in hükümdarı olmuştu Daha önce Yavuz bu iki denizcinin kendisinden takviye istemesi üstüne onlara iki kadırga ve levent vermişti Kanûnî, Barbaros Hayreddin Paşa'yı İstanbul'a çağırdı ve Kaptanı Deryalığa getirdi(1533) Böylece, Cezayir Osmanlı topraklarına katıldı Barbaros Ege denizinde Venediklilerin elinde bulunan adaları aldı
PREVEZE DENİZ ZAFERİ
Osmanlıların Akdeniz'de kuvvetlenmeleri ve bütün Ege denizine hakim olmaları Avrupa'yı telaşlandırmıştı Keza devamlı Avusturya ve Macaristan seferleri büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasında Venedik ve Cenevizlilerden başka Malta, Portekiz ve İspanya'ya ait gemilerde bulunuyordu Haçlı donanması 602, Osmanlı donanması ise yalnızca 122 parçaydı Preveze körfezinde 27 Eylül 1538'de yapılan savaşta Barbaros Hayreddin komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir başarı elde etti Tarihe Preveze Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda Akdeniz bir Türk Gölü haline geldi
TRABLUSGARB'IN ALINMASI
Şarlken, Trablusgarb'ı aldıktan sonra buraya Sen Jan Şövalyelerini yerleştirmişti Barbaros'un Preveze Deniz Zaferini kazanması ve Venediklilerin Osmanlılarla uzlaştırma imzalamaları Şarlken ve Papa'yı kızdırmıştı Hazırlanan Haçlı donanması Cezayir'e saldırdı fakat Osmanlı donanması aleyhinde bozguna uğradı(1541) Barbaros'un yetiştirdiği Turgut Reis Trablusgarb'ı karadan ve denizden kuşatarak aldı Ayrıca bu seferle Bingazi de Osmanlı ülkesine katıldı (1551)
CERBE SAVAŞI
Turgut Reis'in İspanyollar'ın elinde bulunan Cerbe adasını kuşatması üzerine Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyollara yardıma geldi Yapılan Cerbe Deniz Savaşında büyük bir galibiyet kazanıldı Cerbe Osmanlılara geçti (1559)
MALTA SEFERİ
Rodos'un fethinden daha sonra Malta'ya yerleştirilen Sen Jan şövalyeleri Osmanlı için bir risk oluşturuyordu Trablus ve Cezayirin güvenliği için Malta'nın alınması gerekiyordu Yapılan kuşatma sırasında Turgut Reis şehit oldu Malta alınamadı(1565)
HİNT SEFERLERİ
Coğrafi keşiflerden sonra sömürge arayışları başlamış, Portekiz ve İspanya öyle çok sömürge elde etmişlerdi Portekizliler Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarına egemen olmaya çalışıyorlardı Ümit Burnunun bulunması, Osmanlıların baharat ticaretine de büyük darbe vurmuştu Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bu sebeplerden ötürü, dört defa Hint deniz seferi düzenlendi Ama Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına yerinde olmaması yüzünden bu seferlerden hiçbirisinde bütün galibiyet sağlanamadı 1551 yılında düzenlenen İkinci Hint Seferinde Osmanlı donanmasının başında Piri Reis vardı Türk Denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Piri Reis, bu sefer sırasında Maskat'ı almış ve Portekiz donanmasını büyük bir bozguna uğratmıştı Ancak, Portekizlilerin Basra Körfezini kapatacaklarını düşünerek, donanmayı Basra'da bırakıp ganimetlerle geri döndüğü için Piri Reis Darı'da idam edilmiştir Fakat gerçi Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan'ın bir takım kısımları Osmanlı topraklarına katıldı Arap yarımadası iyice Osmanlı denetimine girdi Kızıldeniz yabancı güçlere kapatılarak Osmanlı egemenliği sağlandı
İMAR ÇALIŞMALARI (MİMARİ)
Kanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı Babası Yavuz Sultan Selim'den 6557000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14893000 km kareye çıkardı Kanûnî Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti ve birincil meslek olarak babası Yavuz Sultan Selim göre temelleri atılan İstanbul Sultan Selim Camii'ni tamamladı Bunun Dışında yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii, Bozöyük Kasım Paşa Camii
MİMAR SİNAN
Osmanlı imparatorluğunun en parlak devrinin büyük mimarı ve dünya çapında bir sanatkar olan Mimar Sinan, Kanûnî Sultan Süleyman döneminde bir fazla eserler verdi Bunlardan en önemlileri şunlardır; Halep Hüsrev Paşa Camii, İstanbul Haseki Külliyesi, İstanbul Şehzade Camii ve Medresesi, Üsküdar Mihrimah Camii, İstanbul Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Tekirdağ Rüstem Paşa Camii ve Külliyesi, Silivri Kapı İbrahim Paşa Camii, İstanbul Rüstem Paşa Camii, İstanbul Sinan Paşa Camii, Topkapı Kara Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi, Fındıklı Molla Çelebi Camii, Babaeski Semiz Ali Paşa Camii, Büyükçekmece Kanûnî Sultan Süleyman Külliyesi ve Köprüsü, Süleymaniye Tekkesi Büyük bir devlet adamı olan Kanûnî Sultan Süleyman bununla beraber ünlü bir şairdi Meşhur şiirlerinden birisi şudur: Halk Müziği içinde muteber bir şey değil devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi Saltanat dedikleri bir kâinat kavgasıdır, Olmaya talih ü saadet dünyada vahdet gibi *