iltasyazilim
FD Üye
Kanuni esasi nedir özet olarak data
Kanuni Esasi
Birincil Osmanlı anayasasının temel özelliği, vatandaşın temel adalet ve hürriyetlerini tesbit etmekten ziyade Zatı şahanenin ve hanedan saltanatının mukaddes haklarınıyeter teminata bağlama gayretidir Bu husus Kanunu Esasi'yi onaylama ve bildiri eden iradei seniyede açıkça belirtilmektedir Padişah kutsaldır, taht Osmanlı ailesinin en ihtiyar erkek üyesine aittir Devletin dini İslam'dır Padişah aynı zamanda Halifedir Yürütmenin gerçek başı O'dur Bakanları görev ve görevden alma (azletme) yetkisi yalnız O'nundur Hükümet, yasama organına aleyhinde siyasetten sorumlu değildir
Kanunı Esasi, böylesine enerjik bir yürütme aleyhinde epeyce cılız bir parlamento kurmuştur (Ancak bu dönemde bir parlamentonun kuruluşu bile başlı başına bir olaydır) İki kolu olan bir parlamentonun bir kolu, bütünü ile padişahın isteği ile oluşan Heyeti Ayan'dır Öbür kol olan Heyeti Mebusan ise, anayasaya kadar dört yılda bir yapılan genel seçimle belirlenmektedir Yasama yetkisi bakımından parlamentonun iki kanadı eşit durumdadır Parlamento'da Meb'usan Meclisi 80'i Müslüman, 50'si de gayrimüslim olmak üzere 130 mebustan oluşmaktadır Ama her vilayet gösterilen sayıda milletvekili seçip İstanbul'a göndermedi Bu yüzden birincil meclisin sayısı 115 ile 117 aralarında değişti Saptama edilen 130 rakamına hiç ulaşılamadı Parlamentoya gelen mebusların 69'u Müslüman 46'sı ise gayrimüslimdi Meclis ilk toplantısını 19 Mart 1877'de yaptı Parlemento 1876 anayasası ile kendisine verilmeyen yetkileri de kullanmaya teşebbüs etti ve özgürlük konuşmayan mebusların parlamentoda işi olmadığını, padişahın kendilerine danışmayı ihmalkârlık ettiğini açıkça söylemekten çekinmemiştirPadişah kadar meclisin feshi halinde, seçimlerin, yeni meclisin en geç altı ay içinde toplanmasını sağlayacak bir müddet içinde yapılması şarttı (Madde 73) Parlamento azasının yemini, vatan ve anayasadan önce padişaha sadakatı onaylama etmektedir (Madde 46)
Kanunı Esasi'nin yargı alanında getirdiği düzenlemeler, II Mahmut zamanında başlayan ve İslam düşüncesi ile Batı düşüncesini karşısında karşıya getiren kültür ikileşmesinin açık izlerini taşmaktadır Aile, miras gibi geleneksel alanlardaki anlaşmazlıklar için Şer'iye Mahkemelerinin; ceza yasaları gibi yeni yasaların düzenlediği alanlardaki davalarda ise Nizamiye Mahkemelerinin görevli olacağını belirtiyordu
neticede yeni anayasanın dayandığı esaslar şunlardır:
Hilafet ve Saltanatın haklarını korumak,
Vatandaşların hürriyetlerini ve eşitliğini sağlamak,
Adaleti kurmak,
Parlamentonun yetkilerini ayrıntıları ile belirtmek,
Hükümetin ve idarenin yetki ve sorumluklarını saptamak,
Mahkemelerin bağımsızlığını temin etmek,
Bütçenin denk olması için zorunlu esasları belirlemek,
Merkeziyetçiliğin yanında taşraya özgürlük hareket imkanı devretmek
Mebusların tecrübesizliği ve çoğunun tahsil yetersizliğine rağmen, Mebusan Meclisi vazifesini ciddiyetle yürüttü Halkın dertleri ve devlet idaresindeki yolsuzluklar mecliste layıkıyle dile getirildi Ancak, BosnaHersek ve Bulgar isyanlarını mazeret sayan Rusya'nın 24 Nisan 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na savaş bildiri etmesinin arkasında düşman ordularının Balkanlarda hızla ilerlemeleri Mebusan Meclisi'nde şiddetli tenkitlere sebep oldu Mebuslar, Osmanlı kuvvetlerinin yenilgisinden hükümeti sorumlu tuttular ve komutanlarla Harbiye Nazırı'nın harp anında yargılanmasını istediler Bunun üzerine, Mebusan Meclisi Kanunı Esasi'de belirtilen yetkilerini aştı Padişahın hükümdarlık haklarına müdahale ettiğine inanan II Abdülhamid, 14 şubat 1878'de Kanunı Esasi'nin uygulanmasında birtakım zorluklar görüldüğünden ve devletçe gösterilen gereklilik üstüne Meclisi Mebusan'ı geçici olarak tatil etti
Bu Nedenle Osmanlı İmparatorluğunda, II Mahmut saltanatının son yıllarında olduğu gibi mutlakiyet idaresi bitmiş kuruldu II Abdulhamid'in iktidarı 31 yıl sürdü Bu süreç içinde padişah, Osmanlıcılık siyasetinin mahzurlarını gördüğünden İslamcılığı benimsedi Gerçekten, Batılı devletlerin ve Rusya'nın her türlü baskıları aleyhinde devletin birliğini korumanın en sağlam yolu İmparatorluğun Müslüman tebaasını din bağıyla bütünleştirmekti Bunun için, II Abdülhamid memleketin iktisadî kalkınmasına ağırlık vererek bilhassa ulaştırma ve haberleşme sahalarında ıslahat yapmış, bundan başka eğitim konusunda ciddî hamlelere girişmiştir
İktisadî yeniden yapılanma, hazırlanan bir plan uyarınca yürütülmek isteniyordu Bu cümleden edinmek üzere 1888'de İzmitEskişehirAnkara ile EskişehirKonya hatları bir İngilizAlman şirketine verildiği gibi, 1899'da Bağdat demiryolunun yapımı ve işletme imtiyazı bir diğer Alman şirketine verildi diğer taraftan birçok karayolu da halkın gayretleri ile inşa edildi Yalnızca Sivas vilayetinde 18821885 yılları arasında 927 km uzunluğunda şose yapılmıştır Bu devirde telgraf haberleşmesine öbür bir yük verilmiş ve memleketin en ücra köşeleri bile telgraf hatlarıyla İstanbul'a bağlanmıştır
Abdülhamid döneminde en önemli icraat eğitim sahasında başarıldı Maarif Nazırı Saffet Paşa'nın 1869'da çıkardığı Maarifi Umumiye Nizamnamesini on sene sonra ele bölge Sadrazam Ufak Sait Paşa İmparatorluğun baştan başa Rüşdiye (Ortaokul) ve İdadi (Lise) okulları açtırdı Minik Sait Paşa'nın 1879'dan 1884'e dek süren sadareti vaktinde kurduğu yüksek öğrenim müesseseleri aralarında Hukuk, Sanayii Nefise, Ticaret ve Mühendis okulları kayda değer II Abdülhamit'in tahta çıkışının 25 Yıldönümü vesilesiyle de Eylül 1900'de İstanbul'da Darülfünunı Inanılmaz öğretime başladı *
Kanuni Esasi
Birincil Osmanlı anayasasının temel özelliği, vatandaşın temel adalet ve hürriyetlerini tesbit etmekten ziyade Zatı şahanenin ve hanedan saltanatının mukaddes haklarınıyeter teminata bağlama gayretidir Bu husus Kanunu Esasi'yi onaylama ve bildiri eden iradei seniyede açıkça belirtilmektedir Padişah kutsaldır, taht Osmanlı ailesinin en ihtiyar erkek üyesine aittir Devletin dini İslam'dır Padişah aynı zamanda Halifedir Yürütmenin gerçek başı O'dur Bakanları görev ve görevden alma (azletme) yetkisi yalnız O'nundur Hükümet, yasama organına aleyhinde siyasetten sorumlu değildir
Kanunı Esasi, böylesine enerjik bir yürütme aleyhinde epeyce cılız bir parlamento kurmuştur (Ancak bu dönemde bir parlamentonun kuruluşu bile başlı başına bir olaydır) İki kolu olan bir parlamentonun bir kolu, bütünü ile padişahın isteği ile oluşan Heyeti Ayan'dır Öbür kol olan Heyeti Mebusan ise, anayasaya kadar dört yılda bir yapılan genel seçimle belirlenmektedir Yasama yetkisi bakımından parlamentonun iki kanadı eşit durumdadır Parlamento'da Meb'usan Meclisi 80'i Müslüman, 50'si de gayrimüslim olmak üzere 130 mebustan oluşmaktadır Ama her vilayet gösterilen sayıda milletvekili seçip İstanbul'a göndermedi Bu yüzden birincil meclisin sayısı 115 ile 117 aralarında değişti Saptama edilen 130 rakamına hiç ulaşılamadı Parlamentoya gelen mebusların 69'u Müslüman 46'sı ise gayrimüslimdi Meclis ilk toplantısını 19 Mart 1877'de yaptı Parlemento 1876 anayasası ile kendisine verilmeyen yetkileri de kullanmaya teşebbüs etti ve özgürlük konuşmayan mebusların parlamentoda işi olmadığını, padişahın kendilerine danışmayı ihmalkârlık ettiğini açıkça söylemekten çekinmemiştirPadişah kadar meclisin feshi halinde, seçimlerin, yeni meclisin en geç altı ay içinde toplanmasını sağlayacak bir müddet içinde yapılması şarttı (Madde 73) Parlamento azasının yemini, vatan ve anayasadan önce padişaha sadakatı onaylama etmektedir (Madde 46)
Kanunı Esasi'nin yargı alanında getirdiği düzenlemeler, II Mahmut zamanında başlayan ve İslam düşüncesi ile Batı düşüncesini karşısında karşıya getiren kültür ikileşmesinin açık izlerini taşmaktadır Aile, miras gibi geleneksel alanlardaki anlaşmazlıklar için Şer'iye Mahkemelerinin; ceza yasaları gibi yeni yasaların düzenlediği alanlardaki davalarda ise Nizamiye Mahkemelerinin görevli olacağını belirtiyordu
neticede yeni anayasanın dayandığı esaslar şunlardır:
Hilafet ve Saltanatın haklarını korumak,
Vatandaşların hürriyetlerini ve eşitliğini sağlamak,
Adaleti kurmak,
Parlamentonun yetkilerini ayrıntıları ile belirtmek,
Hükümetin ve idarenin yetki ve sorumluklarını saptamak,
Mahkemelerin bağımsızlığını temin etmek,
Bütçenin denk olması için zorunlu esasları belirlemek,
Merkeziyetçiliğin yanında taşraya özgürlük hareket imkanı devretmek
Mebusların tecrübesizliği ve çoğunun tahsil yetersizliğine rağmen, Mebusan Meclisi vazifesini ciddiyetle yürüttü Halkın dertleri ve devlet idaresindeki yolsuzluklar mecliste layıkıyle dile getirildi Ancak, BosnaHersek ve Bulgar isyanlarını mazeret sayan Rusya'nın 24 Nisan 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na savaş bildiri etmesinin arkasında düşman ordularının Balkanlarda hızla ilerlemeleri Mebusan Meclisi'nde şiddetli tenkitlere sebep oldu Mebuslar, Osmanlı kuvvetlerinin yenilgisinden hükümeti sorumlu tuttular ve komutanlarla Harbiye Nazırı'nın harp anında yargılanmasını istediler Bunun üzerine, Mebusan Meclisi Kanunı Esasi'de belirtilen yetkilerini aştı Padişahın hükümdarlık haklarına müdahale ettiğine inanan II Abdülhamid, 14 şubat 1878'de Kanunı Esasi'nin uygulanmasında birtakım zorluklar görüldüğünden ve devletçe gösterilen gereklilik üstüne Meclisi Mebusan'ı geçici olarak tatil etti
Bu Nedenle Osmanlı İmparatorluğunda, II Mahmut saltanatının son yıllarında olduğu gibi mutlakiyet idaresi bitmiş kuruldu II Abdulhamid'in iktidarı 31 yıl sürdü Bu süreç içinde padişah, Osmanlıcılık siyasetinin mahzurlarını gördüğünden İslamcılığı benimsedi Gerçekten, Batılı devletlerin ve Rusya'nın her türlü baskıları aleyhinde devletin birliğini korumanın en sağlam yolu İmparatorluğun Müslüman tebaasını din bağıyla bütünleştirmekti Bunun için, II Abdülhamid memleketin iktisadî kalkınmasına ağırlık vererek bilhassa ulaştırma ve haberleşme sahalarında ıslahat yapmış, bundan başka eğitim konusunda ciddî hamlelere girişmiştir
İktisadî yeniden yapılanma, hazırlanan bir plan uyarınca yürütülmek isteniyordu Bu cümleden edinmek üzere 1888'de İzmitEskişehirAnkara ile EskişehirKonya hatları bir İngilizAlman şirketine verildiği gibi, 1899'da Bağdat demiryolunun yapımı ve işletme imtiyazı bir diğer Alman şirketine verildi diğer taraftan birçok karayolu da halkın gayretleri ile inşa edildi Yalnızca Sivas vilayetinde 18821885 yılları arasında 927 km uzunluğunda şose yapılmıştır Bu devirde telgraf haberleşmesine öbür bir yük verilmiş ve memleketin en ücra köşeleri bile telgraf hatlarıyla İstanbul'a bağlanmıştır
Abdülhamid döneminde en önemli icraat eğitim sahasında başarıldı Maarif Nazırı Saffet Paşa'nın 1869'da çıkardığı Maarifi Umumiye Nizamnamesini on sene sonra ele bölge Sadrazam Ufak Sait Paşa İmparatorluğun baştan başa Rüşdiye (Ortaokul) ve İdadi (Lise) okulları açtırdı Minik Sait Paşa'nın 1879'dan 1884'e dek süren sadareti vaktinde kurduğu yüksek öğrenim müesseseleri aralarında Hukuk, Sanayii Nefise, Ticaret ve Mühendis okulları kayda değer II Abdülhamit'in tahta çıkışının 25 Yıldönümü vesilesiyle de Eylül 1900'de İstanbul'da Darülfünunı Inanılmaz öğretime başladı *