iltasyazilim
FD Üye
Velâ ve Berâ mefhûmuna delâlet eden belirtiler vardır Bu belirtiler şunlardır:
BİRİNCİSİ: KÂFİRLERE DOSTLUK BESLEMENİN BELİRTİLERİ:
1 Giyim, kuşam ve söz gibi şeylerde kâfirlere benzemek :
Çünkü giyimkuşam,söz ve buna benzer şeylerde kâfirlere benzemek, benzenilen kimseyi sevmeyi gösterir
Bu sebeple Peygambersallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
(( ???? ????????? ???????? ?????? ???????? ))
“Kim bir kavme benzemek isterse, o da onlardandır
Kâfirlerin özelliklerinden, gelenek ve ibâdetlerinden olan şeylerde onlara benzemek, örneğin sakalları kesip bıyıkları uzatmak ve gerek olmadığı halde onların dilleriyle konuşmak gibi onların izlediği yol ve ahlâk olan şeylerde onlara benzemek, giyimde, yeme, içme ve diğer şeylerde onlara benzemek, haramdır
2 Kâfirlerin diyârında oturmak ve dînini kurtarmak için onların diyârından müslümanların diyârına hicret etmemek:Çünkü hicret, bu anlam ve gâye için hicret etmek her müslümana farzdırZirâ kâfirlerin diyârında oturmak, onlara dostluk beslemeye delâlet eder
Bu sebeple Allah Teâlâ, hicrete gücü yettiği halde kâfirlerin arasında oturmayı müslümana haram kılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Kâfirlerin diyârında kalarak hicreti terkedip) nefislerine zulmeden kimselere melekler, canlarını alırken (onları azarlayarak şöyle) derler:‘(Dîniniz konusunda) ne işle meşgûl idiniz? Onlar: ‘Biz, yeryüzünde (zulûm ve kahrı kendimizden savuşturmaktan) âciz kimselerdik, derler (onlara): Allah’ın arzı geniş değil miydi? (Dîniniz konusunda emîn olabilmeniz için bulunduğunuz yerden başka bir yere) hicret etseydiniz ya! derler İşte bunların barınağı, cehennemdir Orası ne kötü bir dönüş yeridir (Kendilerinden zulûm ve kahrı savuşturmaya) gücü yetmeyen erkek, kadın ve çocuklardan âciz kimselerle (içerisinde bulundukları zor durumdan kurtulmaya) hiçbir yol bulamayanlar (bu dönüş yerinden) müstesnâdırUmulur ki Allah, (hâllerini bildiğinden dolayı) bunları affeder Allah, çok affedici ve çok bağışlayıcıdır
Allah Teâlâ, hicret etmeye gücü yetmeyen kimselerden başkasının kâfirlerin diyârında ikâmet etmesini mazur görmez
Aynı şekilde, insanları Allah’ın yoluna dâvet etmek ve İslâm dînini yaymak gibi dîni bir menfaat amacıyla kâfirlerin diyârında ikâmet eden kimse de bu konuda mazur görülmüştür
3 Dinlenmek, eğlenmek ve zevk almak amacıyla kâfirlerin diyârına seyahat etmek:
Tedâvi olmak, ticâret yapmak, müslümanlara faydalı ve onların diyârına gitmeden elde edilemeyen ilimleri öğrenmek gibi zarûret dışında kâfirlerin diyârına gitmek, haramdır Kâfirlerin diyârında ihtiyaç kadarı bir süre kalmak, câizdir İhtiyaç süresi bittiğinde müslümanların diyârına dönmek, farzdır
Ayrıca, kâfirlerin diyârına gitmenin câiz olabilmesi için kişinin dînini yaşaması, dîniyle iftihar etmesi, şer ve fitne yerlerinden uzak durması ve düşmanların hîlesine karşı dikkatli olması gerekirAynı şekilde, Allah’ın yoluna dâvet etmek ve İslâm dînini yaymak amacıyla kâfirlerin diyârına gitmek, bazen câiz, bazen de farz olur
4 Müslümanlara karşı kâfirlere yardım etmek, onları desteklemek, onları methetmek ve savunmak :
Bu davranış, insanı dînden çıkaran ve dînden dönmesine sebep olan şeylerdendir ki bu durumdan Allah’a sığınırız
5 Kâfirlerden yardım istemek, onlara güvenmek, müslümanların sırları bulunan makamları onlara teslim etmek, onları sırdaş ve müsteşarlar edinmek:
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Sizin dışındakileri sırdaş edinmeyin Çünkü onlar, size kötülük yapmaktan asla geri durmazlar, sıkıntı (ve zorluğa) düşmenizi isterler Gerçekten onların kinleri ağızlarından çıkan sözlerinden belli olmaktadır Kalplerinde size karşı besledikleri düşmanlık ise daha büyüktürŞüphesiz ki, düşünüp anlamanız için size âyetlerimizi açıkladıkİşte bu, (sizin onları sevmekte hatalı olduğunuzu gösterir ki) onları sevdiğiniz (ve onlara iyilikte bulunduğunuz) halde, onlar sizi sevmezler (size düşmanlık ve kin beslerler) Siz, (Allah tarafından indirilen bütün) kitaplara îmân edersinizOnlar sizinle karşılaştıklarında (Kur’an’a) îmân ettik, derler (O halde nasıl olur da siz onları seversiniz?) Birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman da, (müslümanların birbirlerine olan dostluklarını, sözlerinde bir olmalarını İslâm’ın azîz, onların ise zelîl olduklarını gördüklerinden dolayı) size olan kinlerinden parmaklarının uçlarını ısırırlar (Ey Muhammed! Onlara)De ki: Kininizle (kahrolup) ölünŞüphesiz ki Allah, kalplerdekileri hakkıyla bilmektedir (Ey mü’minler! Onların size olan düşmanlıklarından birisi de) size bir iyilik dokunsa, bu onları üzer ve kederlendirir, başınıza bir belâ gelirse, buna da sevinirler
Bu âyeti kerîmeler, kâfirlerin müslümanlara karşı içlerinde gizledikleri kin ve nefreti, onların aleyhine çevirdikleri hîle ve ihânetleri, türlü yollarla onlara zarar ve eziyet verebilmek için onları seviyor göründüklerini, müslümanların güvenlerini kötüye kullanarak onlara zarar vermek ve bu yolla gâyelerine ulaşmak için planlar yaptıklarını açığa vurmaktadır
İmam AhmedAllah ona rahmet etsin Ebû Mûsâ elEş’arî’denAllah ondan râzı olsun rivâyet ettiğine göre, Ebû Mûsâ elEş’arî şöyle der:
“Ömer’eAllah ondan râzı olsun: benim bir hıristiyan kâtibim var, dedimBana:Yazıklar olsun sanaSana ne oluyor ki Allah Teâlâ’nın şu sözünü işitmedin mi?
“Ey îmân edenler!(Mü’minlere karşı) yahûdî ve hıristiyanları, dostlar edinmeyinOnlar birbirlerinin dostlarıdırlar
Bana: Hanîf olan birisini kâtip edinseydin ya! dedi Ben ona:Ey mü’minlerin emîri! Yazması (kâtipliği) bana, dîni ise kendinedir, dedimBunun üzerine o: ‘Allah onları alçaltmış iken, ben nasıl olur da onlara ikramda bulunurum Allah onları zelîl kılmış iken, ben nasıl olur da onları yüceltirimAllah onları uzaklaştırmış iken, ben nasıl olur da onları (kendime) yaklaştırırım
İmam Ahmed ve İmam Müslim’in rivâyet ettikleri hadîste, Peygambersallallahu aleyhi ve sellem Bedir savaşına çıktığı zaman, müşriklerden birisi kendisini tâkip etti ve Harra denilen yerde Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’e yetişti ve ona:
“Seni takip etmek ve savaşta elde edeceğin ganîmetten ben de almak istedim dedi
Peygambersallallahu aleyhi ve sellem ona:
“Allah’a ve Rasûlüne îmân ediyor musun? diye sorunca, o: “Hayır dedi
Bunun üzerine Peygambersallallahu aleyhi ve sellem ona:
“Geri dön, zirâ ben müşrik birisinden kesinlikle yardım istemem buyurdu
Müslümanların hallerini öğrenip onların sırlarını elde etmek ve hîle yaparak müslümanlara zarar vermeye imkân veren işlerde kâfirlere görev vermek ve onları makamlara getirmenin haram olduğunu yukarıdaki âyet ve hadîslerden öğrenmiş bulunuyoruz
Günümüzde evlerde işçi, şoför,hizmetçi,mürebbiye olarak müslümanların diyârına, özellikle Harameyn diyârına kâfirler getirilmiş, müslüman âilelerle içiçe yaşamalarına veya müslümanların diyârında onlara karışmalarına sebep olmuşlardır
6Kâfirlerin dînî merâsimleriyle bayramlarını gösteren milâdî takvim gibi tarihleri kullanmak:
Milâdî takvim, İsâaleyhisselâm’ın doğum yıldönümünü hatırlatan bir takvimdirBunu, hıristiyanların kendileri uydurmuşlardır İsâaleyhisselâm’ın dîninde böyle bir şey yoktur Milâdî tarihi kullanmak, onların sembol ve bayramını ihyâ etmeye iştirak etmek demektir
SahâbeAllah onlardan râzı olsun bundan kaçınmak için bir tarih konulmasını istediklerinde ikinci halîfe Hz Ömer’inAllah onlardan râzı olsun zamanında kâfirlerin tarihini kullanmaktan vazgeçmiş ve Rasûlullahsallallahu aleyhi ve sellem’in hicretini tarih olarak koymuşlardır
Bu olay, kâfirlerin özelliklerinden olan bu ve buna benzer şeylerde onlara aykırı davranmanın farz olduğuna delâlet eder
7 Kâfirlerin bayramlarına iştirak etmek veya bu bayramları düzenlemelerine yardım etmek veya onları bu münâsebetle tebrik etmek veyahut da düzenlenmesi için bu bayramlarda hazır bulunmak:
Allah Teâlâ’nın:
“(Rahmân’ın kulları) yalan yere şâhitlik etmezler
Sözü, tefsirciler tarafından: “(Rahmân’ın kullarının hasletlerinden birisi de) kâfirlerin bayramlarında hazır bulunmazlar şeklinde tefsir edilmiştir
8Kâfirleri methetmek,uygarlık ve medeniyette onların yüceldiklerini belirtmek, bâtıl inanç ve bozuk dînlerine bakmaksızın, ahlâk ve mahâretlerini beğenmek:
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Muhammed!) Onları sınamak için onlardan bir kısmını faydalandırıp eğlenmelerini sağladığımız dünya hayatının süsüne gözlerini dikme! (Çünkü bu süs,dünya hayatında yok olacaktır) Rabbinin rızık (ve sevabı, kendilerini faydalandırdığımız dünya hayatının süsünden) daha hayırlı ve daha devamlıdır
Bu,müslümanları güç ve kuvvet sahibi kılacak vesilelerden endüstri alanındaki şeyleri, mübâh olan iktisâdî altyapıyı ve askerî sistemleri öğrenmeyecekleri anlamına gelmezBilakis bu, dînimizin emrettiği bir şeydir
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Müslümanlar!) Onlara (düşmanlarınıza karşı koyabilmek için) gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın
Bu faydalı şeyler ve kâinatta gizli bulunan şeylerin hepsi, gerçekte müslümanlar için yaratılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Muhammed! Onlara) De ki: Allah’ın (güzel bir giysi olarak) yarattığı süsü ve helâl rızıkları (size) kim haram kıldı (Ey Muhammed! Onlara) De ki: (Elbise, yemek ve içmek gibi Allah’ın helâl olarak) yarattığı (şeyler), dünya hayatında, özellikle de kıyâmet günü îmân edenler içindir
Başka bir âyeti kerîme’de şöyle buyurmaktadır :
“Göklerde (güneş, ay ve yıldızları) ve yerde olanların hepsini (hayvan,bitki ve diğer faydalı şeyleri) sizin emrinize O (Allah) hazır kılmıştır
“Yeryüzünde (faydalandığınız ne kadar nimet varsa) hepsini sizin için yaratan O’dur
Bu imkânlarla potansiyel güçleri değerlendirmekte müslümanların herkesten önce davranması ve bunlara sahip olmak için kâfirlerin kendilerine lütufta bulunmalarını beklememeleri gerekirBilakis müslümanların fabrikalara ve teknolojiye sahip olmaları gerekir
9 Kız ve erkek çocuklarına kâfir isimleri vermek:Öyle ki bazı müslümanlar, babalarının, analarının, dedelerinin, ninelerinin isimleriyle kendi toplumlarında bilinen isimleri bırakıp erkek ve kız evlâtlarına yabancı isimler vermektedirler
Oysa Peygambersallallahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyurmuştur:
“İsimlerin en hayırlısı, Abdullah (Allahın kulu) ve Abdurrahmân (Rahmân’ın kulu) isimleridir
İsimleri değiştirmek, yeni bir neslin garip isimler taşımalarına sebep olabilirBu ise şimdiki nesille önceki nesiller arasında bir kopukluğa ve kendilerine ait isimleri kullanan âileler arasındaki birbirlerini tanıma imkânını ortadan kaldırmaya sebep olabilir
10 Kâfirler için Allah’tan istiğfarda bulunmak ve onlara rahmet okumak:
Allah Teâlâ, kâfirler için istiğfarda bulunmayı ve onlara rahmet okumayı mü’minlere haram kılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Şirk üzere ölüp) cehennem ehli oldukları onlara apaçık belli olduktan sonra akrabaları bile olsalar, müşrikler için (Allah’tan) af dilemek, ne Peygambere, ne de îmân edenlere yaraşır (uygun düşer)
Çünkü bu davranış, onları sevmeyi ve tâbi oldukları dînin doğru olduğunu içerir
11 Devlet kademesinde, savaşta veya buna benzer yerlerde kâfirlerden yardım istemenin hükmü:
A Devlet görevlerinde kâfirlerden yardım istemenin hükmü hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Sizin dışındakileri sırdaş edinmeyin Çünkü onlar, size kötülük yapmaktan asla geri durmazlar, sıkıntı (ve zorluğa) düşmenizi isterlerGerçekten, onların kinleri ağızlarından çıkan sözlerinden belli olmaktadır Kalplerinde size karşı besledikleri düşmanlık ise daha büyüktür
Müfessir İmam Beğavî âyeti kerîmede geçen:
“Sizin dîninizden olmayanları dostlar ve yakın arkadaşlar edinmeyinZirâ kişinin dostu, ona en yakın olanıdır
şeklinde tefsir etmiştir
Daha sonra Allah Teâlâ, kâfirleri dostlar edinmeyi haram kılışının gerekçesini şöyle açıklamıştır:
“Onlar, size zarar veren işten asla geri durmazlarŞeyhulİslâm İbni TeymiyyeAllah ona rahmet etsin şöyle der:
“Zimmet ehli yahûdî, hıristiyan ve münâfıklar, müslümanların hal ve sırlarıyla ilgili şeylerde kendi dînlerindeki insanları haberdâr ettiklerini tecrübe sahibi herkes bilirMeşhûr beyitlerden şu beyit, buna en güzel delîldir :
“Her düşmanlık, (düşmanlıktan sonra) sevgi ve muhabbete dönüşebilirAncak sana dînde düşman olanın düşmanlığı, sevgi ve muhabbete dönüşemez
Bu nedenle onlar, devlet kademelerinde müslümanlara görev vermeyi engelleyip yasaklamışlardır
Bilakis müslümanların, kâfirlerin dışındakileri yani müslü manları işlerinde çalıştırmakla yetinmeleri kendileri için dînî ve dünyevî açıdan daha faydalıdırZirâ az da olsa helâl yoldan kazanılan
BİRİNCİSİ: KÂFİRLERE DOSTLUK BESLEMENİN BELİRTİLERİ:
1 Giyim, kuşam ve söz gibi şeylerde kâfirlere benzemek :
Çünkü giyimkuşam,söz ve buna benzer şeylerde kâfirlere benzemek, benzenilen kimseyi sevmeyi gösterir
Bu sebeple Peygambersallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
(( ???? ????????? ???????? ?????? ???????? ))
“Kim bir kavme benzemek isterse, o da onlardandır
Kâfirlerin özelliklerinden, gelenek ve ibâdetlerinden olan şeylerde onlara benzemek, örneğin sakalları kesip bıyıkları uzatmak ve gerek olmadığı halde onların dilleriyle konuşmak gibi onların izlediği yol ve ahlâk olan şeylerde onlara benzemek, giyimde, yeme, içme ve diğer şeylerde onlara benzemek, haramdır
2 Kâfirlerin diyârında oturmak ve dînini kurtarmak için onların diyârından müslümanların diyârına hicret etmemek:Çünkü hicret, bu anlam ve gâye için hicret etmek her müslümana farzdırZirâ kâfirlerin diyârında oturmak, onlara dostluk beslemeye delâlet eder
Bu sebeple Allah Teâlâ, hicrete gücü yettiği halde kâfirlerin arasında oturmayı müslümana haram kılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Kâfirlerin diyârında kalarak hicreti terkedip) nefislerine zulmeden kimselere melekler, canlarını alırken (onları azarlayarak şöyle) derler:‘(Dîniniz konusunda) ne işle meşgûl idiniz? Onlar: ‘Biz, yeryüzünde (zulûm ve kahrı kendimizden savuşturmaktan) âciz kimselerdik, derler (onlara): Allah’ın arzı geniş değil miydi? (Dîniniz konusunda emîn olabilmeniz için bulunduğunuz yerden başka bir yere) hicret etseydiniz ya! derler İşte bunların barınağı, cehennemdir Orası ne kötü bir dönüş yeridir (Kendilerinden zulûm ve kahrı savuşturmaya) gücü yetmeyen erkek, kadın ve çocuklardan âciz kimselerle (içerisinde bulundukları zor durumdan kurtulmaya) hiçbir yol bulamayanlar (bu dönüş yerinden) müstesnâdırUmulur ki Allah, (hâllerini bildiğinden dolayı) bunları affeder Allah, çok affedici ve çok bağışlayıcıdır
Allah Teâlâ, hicret etmeye gücü yetmeyen kimselerden başkasının kâfirlerin diyârında ikâmet etmesini mazur görmez
Aynı şekilde, insanları Allah’ın yoluna dâvet etmek ve İslâm dînini yaymak gibi dîni bir menfaat amacıyla kâfirlerin diyârında ikâmet eden kimse de bu konuda mazur görülmüştür
3 Dinlenmek, eğlenmek ve zevk almak amacıyla kâfirlerin diyârına seyahat etmek:
Tedâvi olmak, ticâret yapmak, müslümanlara faydalı ve onların diyârına gitmeden elde edilemeyen ilimleri öğrenmek gibi zarûret dışında kâfirlerin diyârına gitmek, haramdır Kâfirlerin diyârında ihtiyaç kadarı bir süre kalmak, câizdir İhtiyaç süresi bittiğinde müslümanların diyârına dönmek, farzdır
Ayrıca, kâfirlerin diyârına gitmenin câiz olabilmesi için kişinin dînini yaşaması, dîniyle iftihar etmesi, şer ve fitne yerlerinden uzak durması ve düşmanların hîlesine karşı dikkatli olması gerekirAynı şekilde, Allah’ın yoluna dâvet etmek ve İslâm dînini yaymak amacıyla kâfirlerin diyârına gitmek, bazen câiz, bazen de farz olur
4 Müslümanlara karşı kâfirlere yardım etmek, onları desteklemek, onları methetmek ve savunmak :
Bu davranış, insanı dînden çıkaran ve dînden dönmesine sebep olan şeylerdendir ki bu durumdan Allah’a sığınırız
5 Kâfirlerden yardım istemek, onlara güvenmek, müslümanların sırları bulunan makamları onlara teslim etmek, onları sırdaş ve müsteşarlar edinmek:
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Sizin dışındakileri sırdaş edinmeyin Çünkü onlar, size kötülük yapmaktan asla geri durmazlar, sıkıntı (ve zorluğa) düşmenizi isterler Gerçekten onların kinleri ağızlarından çıkan sözlerinden belli olmaktadır Kalplerinde size karşı besledikleri düşmanlık ise daha büyüktürŞüphesiz ki, düşünüp anlamanız için size âyetlerimizi açıkladıkİşte bu, (sizin onları sevmekte hatalı olduğunuzu gösterir ki) onları sevdiğiniz (ve onlara iyilikte bulunduğunuz) halde, onlar sizi sevmezler (size düşmanlık ve kin beslerler) Siz, (Allah tarafından indirilen bütün) kitaplara îmân edersinizOnlar sizinle karşılaştıklarında (Kur’an’a) îmân ettik, derler (O halde nasıl olur da siz onları seversiniz?) Birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman da, (müslümanların birbirlerine olan dostluklarını, sözlerinde bir olmalarını İslâm’ın azîz, onların ise zelîl olduklarını gördüklerinden dolayı) size olan kinlerinden parmaklarının uçlarını ısırırlar (Ey Muhammed! Onlara)De ki: Kininizle (kahrolup) ölünŞüphesiz ki Allah, kalplerdekileri hakkıyla bilmektedir (Ey mü’minler! Onların size olan düşmanlıklarından birisi de) size bir iyilik dokunsa, bu onları üzer ve kederlendirir, başınıza bir belâ gelirse, buna da sevinirler
Bu âyeti kerîmeler, kâfirlerin müslümanlara karşı içlerinde gizledikleri kin ve nefreti, onların aleyhine çevirdikleri hîle ve ihânetleri, türlü yollarla onlara zarar ve eziyet verebilmek için onları seviyor göründüklerini, müslümanların güvenlerini kötüye kullanarak onlara zarar vermek ve bu yolla gâyelerine ulaşmak için planlar yaptıklarını açığa vurmaktadır
İmam AhmedAllah ona rahmet etsin Ebû Mûsâ elEş’arî’denAllah ondan râzı olsun rivâyet ettiğine göre, Ebû Mûsâ elEş’arî şöyle der:
“Ömer’eAllah ondan râzı olsun: benim bir hıristiyan kâtibim var, dedimBana:Yazıklar olsun sanaSana ne oluyor ki Allah Teâlâ’nın şu sözünü işitmedin mi?
“Ey îmân edenler!(Mü’minlere karşı) yahûdî ve hıristiyanları, dostlar edinmeyinOnlar birbirlerinin dostlarıdırlar
Bana: Hanîf olan birisini kâtip edinseydin ya! dedi Ben ona:Ey mü’minlerin emîri! Yazması (kâtipliği) bana, dîni ise kendinedir, dedimBunun üzerine o: ‘Allah onları alçaltmış iken, ben nasıl olur da onlara ikramda bulunurum Allah onları zelîl kılmış iken, ben nasıl olur da onları yüceltirimAllah onları uzaklaştırmış iken, ben nasıl olur da onları (kendime) yaklaştırırım
İmam Ahmed ve İmam Müslim’in rivâyet ettikleri hadîste, Peygambersallallahu aleyhi ve sellem Bedir savaşına çıktığı zaman, müşriklerden birisi kendisini tâkip etti ve Harra denilen yerde Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’e yetişti ve ona:
“Seni takip etmek ve savaşta elde edeceğin ganîmetten ben de almak istedim dedi
Peygambersallallahu aleyhi ve sellem ona:
“Allah’a ve Rasûlüne îmân ediyor musun? diye sorunca, o: “Hayır dedi
Bunun üzerine Peygambersallallahu aleyhi ve sellem ona:
“Geri dön, zirâ ben müşrik birisinden kesinlikle yardım istemem buyurdu
Müslümanların hallerini öğrenip onların sırlarını elde etmek ve hîle yaparak müslümanlara zarar vermeye imkân veren işlerde kâfirlere görev vermek ve onları makamlara getirmenin haram olduğunu yukarıdaki âyet ve hadîslerden öğrenmiş bulunuyoruz
Günümüzde evlerde işçi, şoför,hizmetçi,mürebbiye olarak müslümanların diyârına, özellikle Harameyn diyârına kâfirler getirilmiş, müslüman âilelerle içiçe yaşamalarına veya müslümanların diyârında onlara karışmalarına sebep olmuşlardır
6Kâfirlerin dînî merâsimleriyle bayramlarını gösteren milâdî takvim gibi tarihleri kullanmak:
Milâdî takvim, İsâaleyhisselâm’ın doğum yıldönümünü hatırlatan bir takvimdirBunu, hıristiyanların kendileri uydurmuşlardır İsâaleyhisselâm’ın dîninde böyle bir şey yoktur Milâdî tarihi kullanmak, onların sembol ve bayramını ihyâ etmeye iştirak etmek demektir
SahâbeAllah onlardan râzı olsun bundan kaçınmak için bir tarih konulmasını istediklerinde ikinci halîfe Hz Ömer’inAllah onlardan râzı olsun zamanında kâfirlerin tarihini kullanmaktan vazgeçmiş ve Rasûlullahsallallahu aleyhi ve sellem’in hicretini tarih olarak koymuşlardır
Bu olay, kâfirlerin özelliklerinden olan bu ve buna benzer şeylerde onlara aykırı davranmanın farz olduğuna delâlet eder
7 Kâfirlerin bayramlarına iştirak etmek veya bu bayramları düzenlemelerine yardım etmek veya onları bu münâsebetle tebrik etmek veyahut da düzenlenmesi için bu bayramlarda hazır bulunmak:
Allah Teâlâ’nın:
“(Rahmân’ın kulları) yalan yere şâhitlik etmezler
Sözü, tefsirciler tarafından: “(Rahmân’ın kullarının hasletlerinden birisi de) kâfirlerin bayramlarında hazır bulunmazlar şeklinde tefsir edilmiştir
8Kâfirleri methetmek,uygarlık ve medeniyette onların yüceldiklerini belirtmek, bâtıl inanç ve bozuk dînlerine bakmaksızın, ahlâk ve mahâretlerini beğenmek:
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Muhammed!) Onları sınamak için onlardan bir kısmını faydalandırıp eğlenmelerini sağladığımız dünya hayatının süsüne gözlerini dikme! (Çünkü bu süs,dünya hayatında yok olacaktır) Rabbinin rızık (ve sevabı, kendilerini faydalandırdığımız dünya hayatının süsünden) daha hayırlı ve daha devamlıdır
Bu,müslümanları güç ve kuvvet sahibi kılacak vesilelerden endüstri alanındaki şeyleri, mübâh olan iktisâdî altyapıyı ve askerî sistemleri öğrenmeyecekleri anlamına gelmezBilakis bu, dînimizin emrettiği bir şeydir
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Müslümanlar!) Onlara (düşmanlarınıza karşı koyabilmek için) gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın
Bu faydalı şeyler ve kâinatta gizli bulunan şeylerin hepsi, gerçekte müslümanlar için yaratılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Ey Muhammed! Onlara) De ki: Allah’ın (güzel bir giysi olarak) yarattığı süsü ve helâl rızıkları (size) kim haram kıldı (Ey Muhammed! Onlara) De ki: (Elbise, yemek ve içmek gibi Allah’ın helâl olarak) yarattığı (şeyler), dünya hayatında, özellikle de kıyâmet günü îmân edenler içindir
Başka bir âyeti kerîme’de şöyle buyurmaktadır :
“Göklerde (güneş, ay ve yıldızları) ve yerde olanların hepsini (hayvan,bitki ve diğer faydalı şeyleri) sizin emrinize O (Allah) hazır kılmıştır
“Yeryüzünde (faydalandığınız ne kadar nimet varsa) hepsini sizin için yaratan O’dur
Bu imkânlarla potansiyel güçleri değerlendirmekte müslümanların herkesten önce davranması ve bunlara sahip olmak için kâfirlerin kendilerine lütufta bulunmalarını beklememeleri gerekirBilakis müslümanların fabrikalara ve teknolojiye sahip olmaları gerekir
9 Kız ve erkek çocuklarına kâfir isimleri vermek:Öyle ki bazı müslümanlar, babalarının, analarının, dedelerinin, ninelerinin isimleriyle kendi toplumlarında bilinen isimleri bırakıp erkek ve kız evlâtlarına yabancı isimler vermektedirler
Oysa Peygambersallallahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyurmuştur:
“İsimlerin en hayırlısı, Abdullah (Allahın kulu) ve Abdurrahmân (Rahmân’ın kulu) isimleridir
İsimleri değiştirmek, yeni bir neslin garip isimler taşımalarına sebep olabilirBu ise şimdiki nesille önceki nesiller arasında bir kopukluğa ve kendilerine ait isimleri kullanan âileler arasındaki birbirlerini tanıma imkânını ortadan kaldırmaya sebep olabilir
10 Kâfirler için Allah’tan istiğfarda bulunmak ve onlara rahmet okumak:
Allah Teâlâ, kâfirler için istiğfarda bulunmayı ve onlara rahmet okumayı mü’minlere haram kılmıştır
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“(Şirk üzere ölüp) cehennem ehli oldukları onlara apaçık belli olduktan sonra akrabaları bile olsalar, müşrikler için (Allah’tan) af dilemek, ne Peygambere, ne de îmân edenlere yaraşır (uygun düşer)
Çünkü bu davranış, onları sevmeyi ve tâbi oldukları dînin doğru olduğunu içerir
11 Devlet kademesinde, savaşta veya buna benzer yerlerde kâfirlerden yardım istemenin hükmü:
A Devlet görevlerinde kâfirlerden yardım istemenin hükmü hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Sizin dışındakileri sırdaş edinmeyin Çünkü onlar, size kötülük yapmaktan asla geri durmazlar, sıkıntı (ve zorluğa) düşmenizi isterlerGerçekten, onların kinleri ağızlarından çıkan sözlerinden belli olmaktadır Kalplerinde size karşı besledikleri düşmanlık ise daha büyüktür
Müfessir İmam Beğavî âyeti kerîmede geçen:
“Sizin dîninizden olmayanları dostlar ve yakın arkadaşlar edinmeyinZirâ kişinin dostu, ona en yakın olanıdır
şeklinde tefsir etmiştir
Daha sonra Allah Teâlâ, kâfirleri dostlar edinmeyi haram kılışının gerekçesini şöyle açıklamıştır:
“Onlar, size zarar veren işten asla geri durmazlarŞeyhulİslâm İbni TeymiyyeAllah ona rahmet etsin şöyle der:
“Zimmet ehli yahûdî, hıristiyan ve münâfıklar, müslümanların hal ve sırlarıyla ilgili şeylerde kendi dînlerindeki insanları haberdâr ettiklerini tecrübe sahibi herkes bilirMeşhûr beyitlerden şu beyit, buna en güzel delîldir :
“Her düşmanlık, (düşmanlıktan sonra) sevgi ve muhabbete dönüşebilirAncak sana dînde düşman olanın düşmanlığı, sevgi ve muhabbete dönüşemez
Bu nedenle onlar, devlet kademelerinde müslümanlara görev vermeyi engelleyip yasaklamışlardır
Bilakis müslümanların, kâfirlerin dışındakileri yani müslü manları işlerinde çalıştırmakla yetinmeleri kendileri için dînî ve dünyevî açıdan daha faydalıdırZirâ az da olsa helâl yoldan kazanılan
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.