iltasyazilim
FD Üye
Kimi içecekleri tükettikten daha sonra tuvalete gitme ihtiyacı hızlanır Bira ve kahve de idrar yapma isteği uyandıran içeceklerdir Bira içenler ya da kahve içenler, kısa bir zaman içinde ve sık sık tuvalete gitme eğilimi gösterirler Peki, acaba bunun nedeni nedir?
İnsanlık tarihinin en eski içeceklerinden biri olan bira, o kadar fazla kalabalık içinde jurnal yaşamda tüketilmiş ve günümüzde de çeşitleri ile tüketilen bir meşrubat türüdür Kahve de aynı oranda popüler ve yaygın tüketilen bir türdür Oysa bir büyük fincan kahve veya bir kadeh bira içen kişi az kalsın içtiği akışkan oranında idrar yapma durumunda kalır Bu koşul ise doğrudan hormonlar ile ilgilidir
Antidiuretic Hormonu
Her ne değin idrar yapma ricası ile ilgili olarak birincil akla gelen şey bira ya da kahvenin akışkan formu olsa da, gerçekten olayın özünde bu içeceklerin istikrarsız olmasının bir ilgisi yoktur Olayın merkezinde “antidiuretic hormonu bulunur Söz konusu hormona özetle “ADH denebilir Bu hormonun görevi vücutta üretilen idrarın miktarını ayarlamak ve dolambaçlı yoldan da kandaki su miktarına tesir etmektir
Ahali susamış kaldıklarında ADH böbreklere sinyal gönderir Bu Nedenle idrar üretimi durdurulur Bunun amacı ise vücudun su harcamasının azaltılarak kandaki su miktarının korunmasıdır Böylelikle de plazmadaki tuz miktarı yükselmez ve bu değer de dengelenir Kısacası ADH, susama durumunda vücudun su ve tuz dengesini ayarlamakta ve vücudu korumaktadır
Oysa idrar söktürücü olarak tanıdık kimi maddeler ADH salgılanmasına ket vurur ve bu hormonun üretilmesi yavaşlar ADH üretilmediğinde ise böbreklere bir uyarıcı sinyal gitmediği için böbrekler idrar üretmeyi sürdürürler Vücudun su dengesi bozulsa bile böbreklere bunu anlamadığı için idrar kesintisiz üretilir ve vücudun dışına su atılır neticede da kişiler aralıksız tuvalete giderek idrar yaparlar ve gövde susuz kalmaya başlar
İşte bu noktada biranın veya kahvenin ADH ’ye olan etkisinden bahsedilebilir Içki ve kafein, ADH ’nin bütün verimle çalışmasına müsade vermez ve böbreklere idrar üretmeme ile ilgili bir dikkat gitmez Bu durumda da böbrekler daha çok çalışırlar ve vücutta yer alan suyu idrara dönüştürürler
İdrar yapma isteğinin alınan akışkan miktarı ile ilişkisi kuşkusuz fakat vardır Oysa alkol ve kafein maddelerinin laf konusu uyarıcı hormonu işlevsiz bıraktıkları gerçeği de ortadadır Bunun deneyi ise benzer tedarik bira ve suyun tüketildiği bünyelerin ne denli tuvalete gitme ihtiyacı hissettiğinin gözlemlenmesi ile yapılabilir Benzer tedarik su içen kişi, tuvalete diğer deneyde kullanılan kadar gitmeyecektir
Içki bölge ya da oldukça çok kahve içen kimselerin gece sonunda susamasının yanında arzu hissetmesinde de bu durumun etkileri vardır Kişinin vücudu susamış kaldığı için lüzum salt sıvılar ile, gerek besinler ile tuzlu ve su dengesi tutturulmaya çalışılır Aksi halde sabah kalkınca şişelerce su içilmek zorunda kalınabilir
Kaynakça:
Tamer Korugan – Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi 1
İnsanlık tarihinin en eski içeceklerinden biri olan bira, o kadar fazla kalabalık içinde jurnal yaşamda tüketilmiş ve günümüzde de çeşitleri ile tüketilen bir meşrubat türüdür Kahve de aynı oranda popüler ve yaygın tüketilen bir türdür Oysa bir büyük fincan kahve veya bir kadeh bira içen kişi az kalsın içtiği akışkan oranında idrar yapma durumunda kalır Bu koşul ise doğrudan hormonlar ile ilgilidir
Antidiuretic Hormonu
Her ne değin idrar yapma ricası ile ilgili olarak birincil akla gelen şey bira ya da kahvenin akışkan formu olsa da, gerçekten olayın özünde bu içeceklerin istikrarsız olmasının bir ilgisi yoktur Olayın merkezinde “antidiuretic hormonu bulunur Söz konusu hormona özetle “ADH denebilir Bu hormonun görevi vücutta üretilen idrarın miktarını ayarlamak ve dolambaçlı yoldan da kandaki su miktarına tesir etmektir
Ahali susamış kaldıklarında ADH böbreklere sinyal gönderir Bu Nedenle idrar üretimi durdurulur Bunun amacı ise vücudun su harcamasının azaltılarak kandaki su miktarının korunmasıdır Böylelikle de plazmadaki tuz miktarı yükselmez ve bu değer de dengelenir Kısacası ADH, susama durumunda vücudun su ve tuz dengesini ayarlamakta ve vücudu korumaktadır
Oysa idrar söktürücü olarak tanıdık kimi maddeler ADH salgılanmasına ket vurur ve bu hormonun üretilmesi yavaşlar ADH üretilmediğinde ise böbreklere bir uyarıcı sinyal gitmediği için böbrekler idrar üretmeyi sürdürürler Vücudun su dengesi bozulsa bile böbreklere bunu anlamadığı için idrar kesintisiz üretilir ve vücudun dışına su atılır neticede da kişiler aralıksız tuvalete giderek idrar yaparlar ve gövde susuz kalmaya başlar
İşte bu noktada biranın veya kahvenin ADH ’ye olan etkisinden bahsedilebilir Içki ve kafein, ADH ’nin bütün verimle çalışmasına müsade vermez ve böbreklere idrar üretmeme ile ilgili bir dikkat gitmez Bu durumda da böbrekler daha çok çalışırlar ve vücutta yer alan suyu idrara dönüştürürler
İdrar yapma isteğinin alınan akışkan miktarı ile ilişkisi kuşkusuz fakat vardır Oysa alkol ve kafein maddelerinin laf konusu uyarıcı hormonu işlevsiz bıraktıkları gerçeği de ortadadır Bunun deneyi ise benzer tedarik bira ve suyun tüketildiği bünyelerin ne denli tuvalete gitme ihtiyacı hissettiğinin gözlemlenmesi ile yapılabilir Benzer tedarik su içen kişi, tuvalete diğer deneyde kullanılan kadar gitmeyecektir
Içki bölge ya da oldukça çok kahve içen kimselerin gece sonunda susamasının yanında arzu hissetmesinde de bu durumun etkileri vardır Kişinin vücudu susamış kaldığı için lüzum salt sıvılar ile, gerek besinler ile tuzlu ve su dengesi tutturulmaya çalışılır Aksi halde sabah kalkınca şişelerce su içilmek zorunda kalınabilir
Kaynakça:
Tamer Korugan – Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi 1