Kadınlara Zorlama 3000 Yıldır Sürüyor Kadınlara Şiddet 3000 Yıldır Sürüyor Mumyalar üzerinde yapılan araştırmalar, kadınların 3 bin yıldır kuvvet gördüğünü ortaya koydu Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Zehra Arıkan, mumyalar üstünde yapılan kazıbilimsel araştırmaların, kadınların 3 bin yıldır baskı gördüğünü ortaya koyduğunu belirtti Arıkan, kadının somut, idareli, cinsel ve psikolojik yönden dünyanın her uygun şiddete uğradığını ifade ederek, 2007 verilerine göre dünyada her 3 kadından birinin baskı mağduru olduğunu, 2 milyon kız çocuğunun fuhşa zorlandığını söyledi ABD'de 4 milyon kadının maddi baskı gördüğünü, Irak'ta savaşın birincil yıllarında 20 bin kadına tecavüz edildiğini, Çin'de bir milyon kız çocuğunun, sırf kız oldukları için annelerinin karnındayken öldürüldüğünü anlatan Arıkan, doğu toplumlarında kız çocuklarının erken yaşta evlenmeye zorlandığını, töre cinayetlerine kurban gittiğini açıklama etti Kadına karşın şiddetin geçmişinin çok eskiye dayandığına dikkati çeken Arıkan, “Arkeolojik incelemeler, kadınların maddi güç yaşamalarının kökeninin 3 bin sene önceye dayandığını ortaya koyuyor Mumyaların kemik kırıklarını inceleyen arkeologlar, erkeklerdeki kırık oranının yüzde 910, kadınlardaki kırık oranının ise yüzde 3050 olduğunu belirlemiştir diye konuştu Eski Roma'da erkeklerin “alkol içen, sokakta gezen eşlerini öldürme hakkı olduğunu, İngiltere'de 1200'lü yıllarda yasaların erkeklere dürüst yoldan çıkan eşini dövme hakkı verdiğini anlatan Arıkan, 1960'lı yıllara dek kadına yönelik şiddetin görmezden gelindiğini kaydetti Bayan hakları hareketinin başlamasıyla “kadına karşın her türlü şiddetin insan hakları ihlali olduğu konusunun gündeme geldiğini dile getiren Arıkan, cebren evlendirilme, cebren kısırlaştırılma, hamileliğin cebren sona erdirilmesi, başlık parası, maddesel güçlü olarak savaş ortamında sistemli tecavüzün kadınların insan haklarını ihlal ettiğini belirtti “KADIN DA KADINA ZOR UYGULAYABİLİYOR Türkiye'deki şiddet öykülerinde kadınların genellikle kocaları, sevgilileri, babaları, erkek kardeşleri ve kayınpederleri gibi yakın akrabaları göre dövüldüğünü, hakarete uğradığını dile getiren Arıkan, “Ara Sıra bu olaylara kaynana ve görümce de eşlik edebiliyor Kadına yönelik güç yalnızca erkekten gelmiyor Kadın da kadına güç uygulayabiliyor dedi Ailesinde kuvvet öyküsü bulunan, alkol ve madde bağımlısı, karakter bozuklukları olan, hissi sorunu yer alan, ego saygısı düşük, bağımlı, güvensiz ve güdü kontrolü konusunda yetkisiz erkeklerin güç uyguladığına dikkat çekici eden Arıkan, fakat kadına yönelik şiddetin kanıksandığı toplumlarda, herhangi bir psikolojik sorunu bulunmayan erkeklerin de “şiddeti herzamanki kabul ederek uygulamaktan çekinmediğini vurguladı id Arıkan, sosyal tabakalardaki ve eğitim düzeylerindeki farklılıkların, toplumsal faktörlerin ve kültür düzeyinin kadına yönelik şiddetin uygulanma oranını etkilediğine değinerek, “Günümüzde medya şiddeti normalleştiriyor, bu tavır insanları tepkisizleştiriyor diye konuştu Suç işleme oranının yüksek, kişisel silahlanmanın çok olduğu, kadınların basit boşanamadıkları, örgütlenemedikleri ve tatmin edici oranda desteklenmedikleri, hesaplı ve sosyal kaosun yaşandığı toplumlarda kadına karşın şiddetin daha pozitif olduğunu açıklayan Arıkan, savaş ve çatışma ortamlarında da kadınların ciddi oranda güç gördüğünü kaydetti “MADDE BAĞIMLISI KADINLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU GÜÇ MAĞDURU Kadınların uğradıkları şiddet sonucu hayatlarını kaybedebildiğini ve sakat kalabildiğini vurgulayan Arıkan, “Psikosomatik hastalıklar, buhran, acelecilik olma hali, özgüven eksikliği, madde kullanımı, intihara eğilim şiddetten kaynaklanıyor dedi Arıkan, madde bağımlılığı kliniklerinde yatan kadınların büyük bir çoğunluğunun baskı mağduru olduğuna dikkati çekti Şiddetin önlenmesi için 3 aşamalı bir stratejik plana gereksinim olduğunu dile getiren Arıkan, devletin şiddete sıfır tolerans göstermesi gerektiğini vurguladı Toplumsal cinsiyet eğitiminin gerekli ayla getirilmesi gerektiğini de gösteren Arıkan, Diyanet İşleri Başkanlığının kadının statüsünü yükseltme çalışmalarına tartı vermesi, sorunun toplumsal diyalog aracılığıyla çözülmesi ve kadının güçlendirilmesinin önemine değindi