iltasyazilim
FD Üye
Kadınlar ezelden beri ezilmiyorlardı ve ebediyen ezilmeye devam etmeyecekler Erkekler kadınlardan nefret ettikleri için mahsus kadınları ezmiyorlar Sorunun kaynağı biyoloji ile ilgili farklılıklarımız da değil Sorun ne bunlardan, ne bir yaratıcının insanları şekillendirişinden, ne de kalıtımsal yönelimlerden kaynklanıyor Kökenini toplumsal imal biçiminde bulabiliriz
Engels, Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni adlı kitabında şöyle diyor:
Tarihte son çözümlemede belirleyici etmen, günlük yaşamın üretimi ve her yerde üretimidir Oysa bu kendi başına incelendiğinde içiçe geçmiş iki süreç olduğu görülür Birincisi somut gereklilik maddelerinin, gıda, içecek, sığınak ve bunların üretimi için gerekli barınak ve bunların üretimi için gerekli aletlerin üretimi, ikincisi türün tekrar üretimi
Engels'e hak vermemek elde değil Kadınlar tekrar tekrar ezilmiyordu, dedik Tarihin bir aşamasında iki cins arasındaki biyoloji ile ilgili faklılıklar daha artı siklet kazanmaya ve öne çıkmaya başladı İnsanlığın gelişimi içerisinde gerilere gidip, eldeki verilerle olup bitene bir göz atalım Birincil halk önceleri sadece kendi topluluklarının ihtiyacının karşılayacak kadar imal yapıyorlardı Bu imal miktarı artmaya ve ihtiyaçtan fazlası birikmeye başladığında, fazlalık üzerinde kimin laf sahibi olacağı sorunu ortaya çıktı Fazlalık üzerinde laf sahibi olan, toplumsal gücün de sahibi oldu ve geri kalanları da yönlendirmeye başladı Sınıflı toplumlara dışarı giden yol böylece gevşemiş oldu Fazlalık üstüne söz sahibi olanların belirmeye başlaması noktasında, toplumsal meslek bölümünün de şekillendirişiyle kadınlar ve erkekler arasındaki biyolojik farklılıklar tartı kazanmaya başladı Çocuk doğurmak zorunda olan kadınlar üretimdeki belirleyici rollerini kaybetmeye başladılar
Sınıflı toplumların ortaya çıkış süreciyle benzer olarak, kadınlarda da toplumsal konum itibariyle ezilen cins olma niteliği belirmeye başladı Bu adımdan sonradan beliren her baskın imal tarzı içerisinde, farklı nitelikte de olsa, kadınların ezilmişliğinden laf edebiliriz
Sınıflı toplumların oluşumuyla, imal araçları üstünde özel mülkiyetten de bahsetmeye açtırmak mümkün ülkü kazanç Özel mülkiyetin kuşaktan kuşağa aktarımını sağlayacak düzenlemelerin ve kurumların oluşumu da benzer işlem içerisinde gerçekleşir Aile kurumu her imal tarzı içerisinde farklı şekillenişlere sahip olsa da, özel mülkiyetin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan bir işlev görmüştür Kadınların konumu sınıflı toplumların gelişiyle beraber mülkiyetin devamlılığını sağlayan aile kurumundan egemen ele alınamaz
Her dominant üretim tarzının bir egemen sınıf sekillenişi vardır Tarihte başat sınıfın kadınları ile onun karşıtı olan ezilen sınıfların kadınları ve ezilmişlikleri arasında farklılıklar oldu Esir bir kadınla esir sahibi bir erkeğin karısı aralarında, bir köylü kadınla feodal derebeyinin ailesinden bir bayan arasında daima farklılıklar oldu Ve tarihte kadınlar dahil oldukları sınıfın şekillenişine ve taleplerine uygun hür mücadeleleri verdiler, alt oldukları sınıfla beraber mücadele ettiler
Kapitalist sistemde kadın ve aile
Bütün sınıflı toplumlarda olduğu gibi, kapitalist toplumda da etken sınıf ve ezilen derslik temeli üstüne kurulu bir toplumsal örgütlenme etken Kapitalizmin esas sınıfları kent soylu sınıfı ve proletaryadır Kapitalizm kendinden önceki bütün sınıflı toplumların kurumlarını ele geçirmiş ve kendi ihtiyaçlarına tarafından baştan şekillendirmiştir Kapitalist sistem durağan, sabit bir sistem değildir Aralıksız devinim içindedir Aileyi ve toplumsal ilişkileri de bu anlamda kapitalist sistemde statik kurumlar olarak algılamamak gerekir Sistem bütün bunları ihtiyacına göre yeniden ve her tarafta şekillendirir
Kapitalizmin ilk yıllarında işçi sınıfı içerisinde aile yok olma eğilimi taşıyordu Ama bu cereyan anapara birikiminin sürekliliğini karşılayan işçi sınıfının baştan üretimini de tehlikeye sokan bir gelişim anlamına geliyordu İşçilerin bir sonraki meslek gününe maddi ve akli hazırlanması ve ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan toplumsal örgütlenmeyi sağlamaya kapitalist sistemin ne kaynakları yeterliydi, ne de sistemin örgütlenişi buna izin veriyordu Hem, yeni işçi kuşaklarının yetiştirilmesi de gerekiyordu Ve tüm bunların olası olan minimum maliyetle hayata geçirilmesi gerekiyordu
Bütün bu ihtiyaca yanıt veren ise, bayan, erkek ve çocuktan oluşan çekirdek aile oldu Erkek para kazanmakla, kadın ise çocuk doğurmak ve yetiştirmek, erkeğin her türlü ihtiyacını karşılayarak bir sonraki iş gününe hazırlamakla yükümlüydü Böyle bir aile yapısı sistemin devamı için zorunlu olan ideolojik sekileniş için de huzur sağladı Erkek emekçi, kapitalistin ücretli kölesi iken evinin efendisi olduğuna inanabiliyor, bu şekilleniş ise derslik içerisinde ayrılma yaratıyordu Kadın ise ev ve ailenin bakımlı sınırları içerisinde tecrit olduğu için ezilmesine karşı mücadele etme yeteneği azalıyor, toplumsal mücadele ile bağları kopuyordu
Tony Cliff ’in dediği gibi, Sosyal imal alanından uzaklaştırılmış bile olsa, kadının evdeki çalışmaları, kapitalizmin üretimi örgütleme biçimi ve kapitalist üretim tarzı için temel önemdedir Çünkü aile içinde gerçekleştirilen emek, kapitalizmin gerek duyduğu işgücünü sağlar Kadınların emeği işgücünün nesilden nesile bitmiş üretimini gerçekleştirir, ayrıca çocukların doğumuyla bedensel, ayrıca de onların yetiştirilmesiyle kültürel açıdan
Emeğin baştan üretimi süreci
Kapitalist toplumda kadınların ezilmesinin temelinde, aile yapısının işgücünün bitmiş üretimine hizmet ediyor olması yatar bu nedenle, emekçi kadınların ezilmesi ev işleri ve çocuk yetiştirmeyi toplumsallaştırmak için zorunlu toplumsal değişimler olmaksızın muhtemel değildir
Aile yapısını belirleyen, kadını aile içerisine hapseden, hakim sınıfın sermaye birikim sürecinin döngüsünü aralıksız kılma ihtiyacının yol açtığı toplumsal örgütlenmedir Bu yapının devamlılığını karşılamak için zorunlu olan ideolojik şekillenmeyi yaratan da hakim sınıftır Ailenin kutsallığı, kadının işinin çocuk doğurmak olduğu ve sıralandığında sonu gelmeyecek olan gelenek, görenek ve ahlak kurallarının kaynağı emekçi erkekler ya da kadınlar değil, başat sınıftır Marks'ın dediği gibi: Başat düşünceler baskın sınıfın fikirleridir
Sosyalizm olmadan kadınlar kurtulmaz, kadınlar kurtulmadan sosyalizm olmaz!
Marksizme yöneltilen eleştirilerden biri tür körü olduğu, bir diğeri kadınların özgürleşmesi mücadelesini devir sonrasına ertelediğidir Stalinizmin ve reformizmin bu konuya bakışını keza ölçmek koşuluyla, devrimci marksistlerin bu eleştirilerin muhatabı olmadığını söylemek gerekir
Bizler için bu uğraş ertelenebilecek bir ayrıntı değildir Bayan sorununu sadece kadınların işçilere takviye vermesinden ibaret olarak da görmüyoruz Feminizmi düşman bir akıntı olarak bakmak gibi bir sorunumuz da yok Kadınların özgürlüğü mücadelesinde her türlü reform talebini destekliyor ve bu mücadelenin içinde yer alma kaygısını güdüyoruz Diyoruz ki, olan proletaryanın burjuvaziye aleyhinde verdiği mücadeledir Proletaryanın kurtuluşu kendi eylemiyle olacaktır, ama kadınlar kurtulmadan proletarya kurtulamaz Kadınların kurtuluşu güncel ve belirleyici bir mücadeledir
Sosyalizm ve bayan
Marks ve Engels kadınların kurtuluşunun birincil adımı olarak onların sosyal üretime katılımını görürler, lakin bu yeterli değildir Kadınların kapitalist sistemde var olan toplumsal iş bölümü içerisinde üstlenmek zorunda kaldıkları, çocuk bakımı ve ev işleri gibi bütün işlerin de toplumsallaştırılması gerekir Emeğin cinsel bölünmüşlüğüne son verilmesinin önkoşullarını yaratacak olan fiziki koşullar oysa böyle sağlanabilir
Tarihteki tek muzaffer emekçi devrimine ve kadınların devrimdeki yerine görmek bize zengin deneyimler sunuyor İşçilerin aşağıdan yükselerek iktidarı olmak için atıldığı çaba, emekçi sınıfını bölen, toplumun devamını karşılayan her türlü hiyerarşiyi yıkarak, her türlü ezilmişliği redderek ilerledi Devrim, nüfusun ufak bir azınlığının işçi olduğu, geri imal tarzlarının varlığını sürdürdüğü ve buna bağlı olarak da batıl inançların ve her türlü geri fikirlerin ve geleneklerin alabildiğine yaygın olduğu bir ortamda gerçekleşti Kadın işçiler ihtilal saflarının en önünde yer aldılar
Chris Harman ’ın sözleriyle, Bayan işçiler kendi sınıflarının kurtuluşu mücadelesi içerisinde erkeklere emrindeki olma geleneğini reddetmeye başladı ve en militan işçiler bu mücadelenin desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiğini fark etti
Ekim Devrimi daha önce hiçbir yerde görünmeyen ileri bir programı hayata geçirdi Kadınlara tam oy hakkı, evliliğin gönüllü bir ilişki haline getirilmesi, meşru ve yasadışı çocuk ayrımının ortadan kaldırılması, kürtaj ve boşanma yasalarının özgürleştirilmesi, eşdeğer vergi, kitlesel ve komünal çocuk bakım hizmetleri, toplumsallaştırılmış yemekhaneler ve daha bir fazla önlemler kadının özgürleşmesinin önündeki engelleri kaldırmak için atılmış adımlardı
Bunları ancak mülkiyet ilşikilerinin devamından çıkarı olmayan, burjuva aile yapısının ve kadınların ezilmişliğinin devamından çıkarı olamayan tek sınıf, emekçi sınıfı yapabilirdi ve öyle de oldu
Işçi iktidarı, kadınların ezilmişliğinin temellerine, bedensel koşularına saldırmakla işe başladı Kadınlar tarihte eşi görülmemiş bir hızla ileriye fırladılar Kapitalist sistemde ise tüm bunların başarılması asla muhtemel olmadı ve olmayacaktır *
Engels, Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni adlı kitabında şöyle diyor:
Tarihte son çözümlemede belirleyici etmen, günlük yaşamın üretimi ve her yerde üretimidir Oysa bu kendi başına incelendiğinde içiçe geçmiş iki süreç olduğu görülür Birincisi somut gereklilik maddelerinin, gıda, içecek, sığınak ve bunların üretimi için gerekli barınak ve bunların üretimi için gerekli aletlerin üretimi, ikincisi türün tekrar üretimi
Engels'e hak vermemek elde değil Kadınlar tekrar tekrar ezilmiyordu, dedik Tarihin bir aşamasında iki cins arasındaki biyoloji ile ilgili faklılıklar daha artı siklet kazanmaya ve öne çıkmaya başladı İnsanlığın gelişimi içerisinde gerilere gidip, eldeki verilerle olup bitene bir göz atalım Birincil halk önceleri sadece kendi topluluklarının ihtiyacının karşılayacak kadar imal yapıyorlardı Bu imal miktarı artmaya ve ihtiyaçtan fazlası birikmeye başladığında, fazlalık üzerinde kimin laf sahibi olacağı sorunu ortaya çıktı Fazlalık üzerinde laf sahibi olan, toplumsal gücün de sahibi oldu ve geri kalanları da yönlendirmeye başladı Sınıflı toplumlara dışarı giden yol böylece gevşemiş oldu Fazlalık üstüne söz sahibi olanların belirmeye başlaması noktasında, toplumsal meslek bölümünün de şekillendirişiyle kadınlar ve erkekler arasındaki biyolojik farklılıklar tartı kazanmaya başladı Çocuk doğurmak zorunda olan kadınlar üretimdeki belirleyici rollerini kaybetmeye başladılar
Sınıflı toplumların ortaya çıkış süreciyle benzer olarak, kadınlarda da toplumsal konum itibariyle ezilen cins olma niteliği belirmeye başladı Bu adımdan sonradan beliren her baskın imal tarzı içerisinde, farklı nitelikte de olsa, kadınların ezilmişliğinden laf edebiliriz
Sınıflı toplumların oluşumuyla, imal araçları üstünde özel mülkiyetten de bahsetmeye açtırmak mümkün ülkü kazanç Özel mülkiyetin kuşaktan kuşağa aktarımını sağlayacak düzenlemelerin ve kurumların oluşumu da benzer işlem içerisinde gerçekleşir Aile kurumu her imal tarzı içerisinde farklı şekillenişlere sahip olsa da, özel mülkiyetin kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan bir işlev görmüştür Kadınların konumu sınıflı toplumların gelişiyle beraber mülkiyetin devamlılığını sağlayan aile kurumundan egemen ele alınamaz
Her dominant üretim tarzının bir egemen sınıf sekillenişi vardır Tarihte başat sınıfın kadınları ile onun karşıtı olan ezilen sınıfların kadınları ve ezilmişlikleri arasında farklılıklar oldu Esir bir kadınla esir sahibi bir erkeğin karısı aralarında, bir köylü kadınla feodal derebeyinin ailesinden bir bayan arasında daima farklılıklar oldu Ve tarihte kadınlar dahil oldukları sınıfın şekillenişine ve taleplerine uygun hür mücadeleleri verdiler, alt oldukları sınıfla beraber mücadele ettiler
Kapitalist sistemde kadın ve aile
Bütün sınıflı toplumlarda olduğu gibi, kapitalist toplumda da etken sınıf ve ezilen derslik temeli üstüne kurulu bir toplumsal örgütlenme etken Kapitalizmin esas sınıfları kent soylu sınıfı ve proletaryadır Kapitalizm kendinden önceki bütün sınıflı toplumların kurumlarını ele geçirmiş ve kendi ihtiyaçlarına tarafından baştan şekillendirmiştir Kapitalist sistem durağan, sabit bir sistem değildir Aralıksız devinim içindedir Aileyi ve toplumsal ilişkileri de bu anlamda kapitalist sistemde statik kurumlar olarak algılamamak gerekir Sistem bütün bunları ihtiyacına göre yeniden ve her tarafta şekillendirir
Kapitalizmin ilk yıllarında işçi sınıfı içerisinde aile yok olma eğilimi taşıyordu Ama bu cereyan anapara birikiminin sürekliliğini karşılayan işçi sınıfının baştan üretimini de tehlikeye sokan bir gelişim anlamına geliyordu İşçilerin bir sonraki meslek gününe maddi ve akli hazırlanması ve ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan toplumsal örgütlenmeyi sağlamaya kapitalist sistemin ne kaynakları yeterliydi, ne de sistemin örgütlenişi buna izin veriyordu Hem, yeni işçi kuşaklarının yetiştirilmesi de gerekiyordu Ve tüm bunların olası olan minimum maliyetle hayata geçirilmesi gerekiyordu
Bütün bu ihtiyaca yanıt veren ise, bayan, erkek ve çocuktan oluşan çekirdek aile oldu Erkek para kazanmakla, kadın ise çocuk doğurmak ve yetiştirmek, erkeğin her türlü ihtiyacını karşılayarak bir sonraki iş gününe hazırlamakla yükümlüydü Böyle bir aile yapısı sistemin devamı için zorunlu olan ideolojik sekileniş için de huzur sağladı Erkek emekçi, kapitalistin ücretli kölesi iken evinin efendisi olduğuna inanabiliyor, bu şekilleniş ise derslik içerisinde ayrılma yaratıyordu Kadın ise ev ve ailenin bakımlı sınırları içerisinde tecrit olduğu için ezilmesine karşı mücadele etme yeteneği azalıyor, toplumsal mücadele ile bağları kopuyordu
Tony Cliff ’in dediği gibi, Sosyal imal alanından uzaklaştırılmış bile olsa, kadının evdeki çalışmaları, kapitalizmin üretimi örgütleme biçimi ve kapitalist üretim tarzı için temel önemdedir Çünkü aile içinde gerçekleştirilen emek, kapitalizmin gerek duyduğu işgücünü sağlar Kadınların emeği işgücünün nesilden nesile bitmiş üretimini gerçekleştirir, ayrıca çocukların doğumuyla bedensel, ayrıca de onların yetiştirilmesiyle kültürel açıdan
Emeğin baştan üretimi süreci
Kapitalist toplumda kadınların ezilmesinin temelinde, aile yapısının işgücünün bitmiş üretimine hizmet ediyor olması yatar bu nedenle, emekçi kadınların ezilmesi ev işleri ve çocuk yetiştirmeyi toplumsallaştırmak için zorunlu toplumsal değişimler olmaksızın muhtemel değildir
Aile yapısını belirleyen, kadını aile içerisine hapseden, hakim sınıfın sermaye birikim sürecinin döngüsünü aralıksız kılma ihtiyacının yol açtığı toplumsal örgütlenmedir Bu yapının devamlılığını karşılamak için zorunlu olan ideolojik şekillenmeyi yaratan da hakim sınıftır Ailenin kutsallığı, kadının işinin çocuk doğurmak olduğu ve sıralandığında sonu gelmeyecek olan gelenek, görenek ve ahlak kurallarının kaynağı emekçi erkekler ya da kadınlar değil, başat sınıftır Marks'ın dediği gibi: Başat düşünceler baskın sınıfın fikirleridir
Sosyalizm olmadan kadınlar kurtulmaz, kadınlar kurtulmadan sosyalizm olmaz!
Marksizme yöneltilen eleştirilerden biri tür körü olduğu, bir diğeri kadınların özgürleşmesi mücadelesini devir sonrasına ertelediğidir Stalinizmin ve reformizmin bu konuya bakışını keza ölçmek koşuluyla, devrimci marksistlerin bu eleştirilerin muhatabı olmadığını söylemek gerekir
Bizler için bu uğraş ertelenebilecek bir ayrıntı değildir Bayan sorununu sadece kadınların işçilere takviye vermesinden ibaret olarak da görmüyoruz Feminizmi düşman bir akıntı olarak bakmak gibi bir sorunumuz da yok Kadınların özgürlüğü mücadelesinde her türlü reform talebini destekliyor ve bu mücadelenin içinde yer alma kaygısını güdüyoruz Diyoruz ki, olan proletaryanın burjuvaziye aleyhinde verdiği mücadeledir Proletaryanın kurtuluşu kendi eylemiyle olacaktır, ama kadınlar kurtulmadan proletarya kurtulamaz Kadınların kurtuluşu güncel ve belirleyici bir mücadeledir
Sosyalizm ve bayan
Marks ve Engels kadınların kurtuluşunun birincil adımı olarak onların sosyal üretime katılımını görürler, lakin bu yeterli değildir Kadınların kapitalist sistemde var olan toplumsal iş bölümü içerisinde üstlenmek zorunda kaldıkları, çocuk bakımı ve ev işleri gibi bütün işlerin de toplumsallaştırılması gerekir Emeğin cinsel bölünmüşlüğüne son verilmesinin önkoşullarını yaratacak olan fiziki koşullar oysa böyle sağlanabilir
Tarihteki tek muzaffer emekçi devrimine ve kadınların devrimdeki yerine görmek bize zengin deneyimler sunuyor İşçilerin aşağıdan yükselerek iktidarı olmak için atıldığı çaba, emekçi sınıfını bölen, toplumun devamını karşılayan her türlü hiyerarşiyi yıkarak, her türlü ezilmişliği redderek ilerledi Devrim, nüfusun ufak bir azınlığının işçi olduğu, geri imal tarzlarının varlığını sürdürdüğü ve buna bağlı olarak da batıl inançların ve her türlü geri fikirlerin ve geleneklerin alabildiğine yaygın olduğu bir ortamda gerçekleşti Kadın işçiler ihtilal saflarının en önünde yer aldılar
Chris Harman ’ın sözleriyle, Bayan işçiler kendi sınıflarının kurtuluşu mücadelesi içerisinde erkeklere emrindeki olma geleneğini reddetmeye başladı ve en militan işçiler bu mücadelenin desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiğini fark etti
Ekim Devrimi daha önce hiçbir yerde görünmeyen ileri bir programı hayata geçirdi Kadınlara tam oy hakkı, evliliğin gönüllü bir ilişki haline getirilmesi, meşru ve yasadışı çocuk ayrımının ortadan kaldırılması, kürtaj ve boşanma yasalarının özgürleştirilmesi, eşdeğer vergi, kitlesel ve komünal çocuk bakım hizmetleri, toplumsallaştırılmış yemekhaneler ve daha bir fazla önlemler kadının özgürleşmesinin önündeki engelleri kaldırmak için atılmış adımlardı
Bunları ancak mülkiyet ilşikilerinin devamından çıkarı olmayan, burjuva aile yapısının ve kadınların ezilmişliğinin devamından çıkarı olamayan tek sınıf, emekçi sınıfı yapabilirdi ve öyle de oldu
Işçi iktidarı, kadınların ezilmişliğinin temellerine, bedensel koşularına saldırmakla işe başladı Kadınlar tarihte eşi görülmemiş bir hızla ileriye fırladılar Kapitalist sistemde ise tüm bunların başarılması asla muhtemel olmadı ve olmayacaktır *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.