iltasyazilim
FD Üye
Peygamberler insanların ahirette, Cenâbı Hakk’a karşı herhangi bir itiraza hakları kalmasın diye gönderilmişlerdir
Bir âyet bu hususu şöyle anlatır :
“Müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler (gönderdik)ki insanların, peygamberlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın Allah Azîzdir, Hakîmdir (Nisa, 4165)
Peygamberlerin dışındaki liderler, kitleleri sürekli inandıramamışlar, inandırmış olsalar bile, mesaj ve teklifleri lahutî destekten yoksun olduğu için, sundukları hiçbir mesaj, söyledikleri hiçbir söz ve sergiledikleri hiçbir davranışla beşerîliği aşamamış ve zamanla da çevreleri, hazan vurmuş yapraklar gibi dağılıp gitmiştir
Halbuki peygamberlerin liderlikleri böyle değildir Daha önce de söylediğimiz gibi, onlar, ısmarlama insanlardır Onlar tâ rahmi mâderde peygamberdirler Yaşayışları bir mûsikî, konuşmaları da âdeta bir şiir gibi ahenklidir Onlar konuşurken, varlık, bütünüyle kulak kesilir ve onları dinler Evet, onların gelişleriyle nice hâdiseler seyirlerini değiştirir ve nice gönüller onlara tâbi olur Kâinatta câri kanunlar, bazen onlar hatırına işlemez olur, bazen de onların isteği ile mecrâ değiştirirler
Nebîler Sultanı’na bir kere bakıverin! Taş, ağaç, toprak ve çeşit çeşit hayvanlar, her biri âdeta kendi nev’i hesabına O’nunla münasebete geçmiş ve O’nun nübüvvetini tasdik ediyor gibi bir durum sergilemiş Busayrî’nin de dediği gibi “Ağaç O’na koşarak geliyor ve lisânı mahsusuyla; Sen Allah’ın Resûlü’sün diyordu
Çünkü eşya O’nun gelişiyle ma’nâ kazanmış ve varlık kaos olmaktan çıkmıştı O, Kur’ân’ın diliyle “O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihini anlamazsınız (İsra, 1744) diyor ve âdetâ her varlığa can ve hayat üflüyordu
Bizler öğrendiğimiz her şeyi O’ndan öğrendik ve eşya O’nunla hikmet tahtına oturdu Tabii bu arada insan da, abes ve başıboş olmadığının idrakına vardı
Her peygamber insanları inandırmak ve inanmayanların da bahanelerine meydan vermemek için bir kısım mu’cizelerle gelmiştir Efendiler Efendisi ise, bütün peygamberlere ait mu’cizelerin hepsini getirmiş ve muktedai küll olduğunu göstermiştir Evet, her ümmet kendi peygamberine ait nice mu’cizeleri ya bizzat gördü veya dinledi Bizler de, Allah Resûlü’ne ait binlerce mu’cize dinledik Ve Kur’ân gibi ebedî bir mu’cizeyi de her zaman görmekteyiz Artık bundan böyle kimsenin itiraza hakkı yoktur Allah (cc), inanmamızı istediği hakîkatları her zaman desteklediği peygamberiyle gayet açık ve vâzıh bir şekilde gözler önüne sermiştir Zaten bu da, onların gönderiliş gayelerinden biridir Ayrıca önemli bir nokta da Cenâbı Hakk, “Biz peygamber göndermedikçe azab edici değiliz (İsra, 1715) ma’nâsına buyurmaktadır Demek ki peygamberler gönderildiği için mizan ve terazi kurulacak ve kimsenin mazeretine bakılmadan herkesin hesabı sorulacaktır
Sonsuz Nur1
Bir âyet bu hususu şöyle anlatır :
“Müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler (gönderdik)ki insanların, peygamberlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın Allah Azîzdir, Hakîmdir (Nisa, 4165)
Peygamberlerin dışındaki liderler, kitleleri sürekli inandıramamışlar, inandırmış olsalar bile, mesaj ve teklifleri lahutî destekten yoksun olduğu için, sundukları hiçbir mesaj, söyledikleri hiçbir söz ve sergiledikleri hiçbir davranışla beşerîliği aşamamış ve zamanla da çevreleri, hazan vurmuş yapraklar gibi dağılıp gitmiştir
Halbuki peygamberlerin liderlikleri böyle değildir Daha önce de söylediğimiz gibi, onlar, ısmarlama insanlardır Onlar tâ rahmi mâderde peygamberdirler Yaşayışları bir mûsikî, konuşmaları da âdeta bir şiir gibi ahenklidir Onlar konuşurken, varlık, bütünüyle kulak kesilir ve onları dinler Evet, onların gelişleriyle nice hâdiseler seyirlerini değiştirir ve nice gönüller onlara tâbi olur Kâinatta câri kanunlar, bazen onlar hatırına işlemez olur, bazen de onların isteği ile mecrâ değiştirirler
Nebîler Sultanı’na bir kere bakıverin! Taş, ağaç, toprak ve çeşit çeşit hayvanlar, her biri âdeta kendi nev’i hesabına O’nunla münasebete geçmiş ve O’nun nübüvvetini tasdik ediyor gibi bir durum sergilemiş Busayrî’nin de dediği gibi “Ağaç O’na koşarak geliyor ve lisânı mahsusuyla; Sen Allah’ın Resûlü’sün diyordu
Çünkü eşya O’nun gelişiyle ma’nâ kazanmış ve varlık kaos olmaktan çıkmıştı O, Kur’ân’ın diliyle “O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihini anlamazsınız (İsra, 1744) diyor ve âdetâ her varlığa can ve hayat üflüyordu
Bizler öğrendiğimiz her şeyi O’ndan öğrendik ve eşya O’nunla hikmet tahtına oturdu Tabii bu arada insan da, abes ve başıboş olmadığının idrakına vardı
Her peygamber insanları inandırmak ve inanmayanların da bahanelerine meydan vermemek için bir kısım mu’cizelerle gelmiştir Efendiler Efendisi ise, bütün peygamberlere ait mu’cizelerin hepsini getirmiş ve muktedai küll olduğunu göstermiştir Evet, her ümmet kendi peygamberine ait nice mu’cizeleri ya bizzat gördü veya dinledi Bizler de, Allah Resûlü’ne ait binlerce mu’cize dinledik Ve Kur’ân gibi ebedî bir mu’cizeyi de her zaman görmekteyiz Artık bundan böyle kimsenin itiraza hakkı yoktur Allah (cc), inanmamızı istediği hakîkatları her zaman desteklediği peygamberiyle gayet açık ve vâzıh bir şekilde gözler önüne sermiştir Zaten bu da, onların gönderiliş gayelerinden biridir Ayrıca önemli bir nokta da Cenâbı Hakk, “Biz peygamber göndermedikçe azab edici değiliz (İsra, 1715) ma’nâsına buyurmaktadır Demek ki peygamberler gönderildiği için mizan ve terazi kurulacak ve kimsenin mazeretine bakılmadan herkesin hesabı sorulacaktır
Sonsuz Nur1