iltasyazilim
FD Üye
itilaf devletlerinin faaliyetleri karşısında türk halkının tepkisi
1 Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak buralardaki istihkamlar İtilaf Devletleri tarafından işgal edecek (İstanbul ile Anadolu arasındaki temas koparılmıştır)
Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması açık havada bütün askeri birlikler tahliye edilecek (Osmanlı Devleti'nin direnme gücü ortadan kalkmıştır)
Bütün liman ve tersaneler Toros tünelleri demir yolları telgraf istasyonları İtilaf Devletleri ’nin denetimine verilecektir (İşgaller sırasında Türk halkının karşı koyması engellenmek istenmiştir)
Osmanlı savaş gemileri ağır silahlar ve cephaneler İtilaf Devletleri ’nin gözetiminde olacaktır
Anadolu dışarıda kuvvetler en yakın İtilaf Devleti birliğine teslim olacaktır
İtilaf Devleti ve Ermeni esirler anında serbest bırakılacak Türk esirler bırakılmayabilecektir (Devletlerin eşitliği kuralına uyulmamıştır)
Doğudaki altı vilayette (Van Erzurum Diyarbakır Bitlis Elazığ Sivas) kargaşa çıkarsa oralar da işgal edilecek (Bu bölgenin Ermenilere verilmesine zemin hazırlanmıştır)
İtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düşürecek herhangi bir durum olursa istedikleri yerleri işgal edebilecek (İtilaf Devletleri ’nin Anadolu topraklarını işgaline bahane oluşturulmuştur)
Bu mukavele ile Osmanlı Devleti gerçekten sona ermiştir
Paris Konferansı; İtilaf Devletleri I Dünya Savaşı'ndan daha sonra yenilen devletlerle yapacakları uzlaştırma antlaşmalarının esaslarını tahsis etmek üzere Paris'te toplandılar Konferans sonunda;
Almanya Avusturya Macaristan ve Bulgaristan ile yapılacak barışın esasları belirlendi
İzmir'in Yunanistan'a verilmesi kararlaştırıldı
Manda ve himaye sistemi kabul edildi
Milletler Cemiyeti kuruldu
Osmanlı Devleti ile yapılacak barışı ise aralarındaki bir takım anlaşmazlıklardan dolayı sonraya bıraktılar
2 İşgaller ve Cemiyetler
İtilaf Devletleri Mondros'tan hemen sonradan ateşkesin yedinci maddesine dayanarak işgallere başladılar ilk olarak İngilizler Musul'u aldı 13 Kasım 1918'de İtilaf donanması İstanbul önlerine geldi (Benzer gün Mustafa Kemal de İstanbul'a gelmiş işgal donanmasını görür görmez “Geldikleri gibi giderler demiştir
İşgaller bununla sınırlı kalmadı Fransızlar; İskenderun Dörtyol Antep Maraş Urfa ve Adana'yı İtalyanlar Antalya ve çevresini işgal ettiler Ama en çok tepki çeken işgal Yunanlıların işgali oldu
Yunalılar İtilaf Devletleri donanmasının desteğinde 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal ettiler Bu olay Türk halkının sert tepkisine yol açtı Yunanlılar İzmir ve çevresinde işgal ettikleri yerlerde büyük katliamlara giriştiler Bölgede yaşayan Rumlar da Yunan ordusunu desteklediler Bunun üzerine bölgedeki Türk halkı Kuvayı Milliye birlikleri kurarak silahlı direnişe başladı
İşgallere Karşısında Tepkiler ve Cemiyetler
Azınlıkların Tutumları
Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıklardan Rumlar ve Ermeniler Mondros'tan sonradan ortaya çıkan durumdan adet edinmek istediler Bunların temel amacı ya işgalleri kolaylaştırmak ya da egemen devlet kurmaktı Azınlıklar işlerini kolaylaştırmak amacıyla dağıtılmış cemiyetler kurdular Bunlar;
Mavri Mira: Rumlar göre Batı Anadolu ve Trakya'yı Yunanistan'a katmak için kuruldu
Pontus Rum: Trabzon ve çevresinde Rum devleti ayarlamak için oluşturuldu
Irksai Eterya: Bizans İmparatorluğu ’nu bitmiş canlandırmak için kuruldu
Ermeni Taşnak ve Hınçak: Doğu Anadolu'nun Ermenilere verilmesi için çalışmıştır Hem Çukurova çevresinde bir Ermeni devleti düzenlemek için Ermeni İntikam Alayı oluşturuldu
İstanbul Hükümeti'nin Tutumu
İstanbul Hükümeti işgaller karşısında adamakıllı sessiz kaldı Onlara kadar işgalci güçlere karşı koymak imkansızdı Osmanlı Devleti'nin devamı padişah halifenin varlığı her şeyden önemliydi böylece ayrıntılarıyla değil olmaktansa küçük bir toprak parçası üstünde büyük devletlerden birinin himayesinde de olsa devletin varlığını devam ettirmek önemliydi İtilaf Devletleri ’ne karşı gelmek onların isteklerini daha da artırabilirdi
böylece onların istekleri derhal yerine getirilmeliydi İstanbul Hükümeti'nin bu görüşlerini destekleyen bir fazla cemiyet kurulmuştur
Bunların başlıcaları; Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti Hilafet ve Saltanat yanlıları Cemiyeti İngiliz Muhipler (sevenler) Cemiyeti Wilson İlkeleri Cemiyeti Teali İslam Cemiyeti ve Kürt Teali Cemiyeti ’dir Bu cemiyetlerin en önemli özelliği İstanbul Hükümeti ve padişahı desteklemeleri milli mücadele hareketine aleyhinde olmaları manda ve himaye fikrini savunmalarıdır
Türk Halkının Tutumu
Türk halkı ilk olarak haklarını hukuksal yollardan aramaya çalışmıştır Fakat Ermeni ve Rum işgallerinin başlaması tepkilerini sertleştirmiştir Bu amaçla bir taraftan müdafaai hukuk cemiyetleri kurulurken bir taraftan da Kuvayı Milliye birlikleri kurularak silahlı direnişe başlamıştır
Ulusal Cemiyetler (Yardımcı Cemiyetler): Türk halkının haklılığını dünyaya duyurmak Türklerin çoğunlukta yaşadığı toprakların işgalini yasal yollardan alıkoymak için çalışmıştır Bunların başlıcaları;
Doğu Anadolu Müdafaa i Hukuk Cemiyeti
Trakya Paşaeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
İzmir Müdafaai Hukuki Osmaniye Cemiyeti
Reddi İlhak Cemiyeti
Trabzon Muhafazai Yasal Milliye Cemiyeti
Kilikyalılar Cemiyeti
Milli Kongre Cemiyeti (Daha fazla basın yayın yolu ile çalışmıştır)
Ulusal Cemiyetlerin Ortak Özellikleri: Kuruluşlarında vatan ırk ve Türklük duygusu vardır Yöresel kurtuluş yolları aramışlardır Ulusal Mücadelenin temelini oluşturmuşlardır İşgallere karşısında basın yayın ve yasal yollardan uğraş etmişlerdir Insanlar direnişinin başlamasında ve milli bilincin oluşmasında öncü olmuşlardır Sivas Kongresi ’nde birleştirilmişlerdir
Mustafa Kemal'in Tutumu
Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada Suriye'de Şimşek Orduları Grup Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi Benzer gün İstanbul'a gelmiş olan İtilaf Devletleri donanmasını görebilen Mustafa Kemal “Geldikleri gibi giderler diyerek uğraş edeceğini ifade etmiştir Mustafa Kemal Paşa İstanbul'da bulunduğu sürece yurdun kurtuluşu için araştırmalar yapmış ama burada bir şey yapılamayacağını görmüştür
Mustafa Kemal Anadolu'daki milli cemiyetlerin birleştirilmesi ve Türk halkının yeterince bilinçlendirilmesi halinde kurtuluşun muhtemel olduğuna inanıyordu Bunun için de Anadolu'ya geçmek istiyordu Bu sırada 9 Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gitmesi orada hem ordunun tahliye işlemlerini yapması ayrıca de bölgedeki Türklerle Rumlar arasındaki çatışmaları önlemesi istendi Mustafa Kemal bu kararı Ulusal Çaba hareketi için bir fırsat olarak değerlendirip kabul etti 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Ulusal Mücadele hareketini başlattı
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN HAYATI
1881'de Selanik'te doğdu Annesi Zübeyde Hanım babası Ali Rıza Efendi ’dir
Önce semt mektebinde sonra da Şemsi Efendi İlkokulunda okudu Selanik Mülkiye Rüşdiyesi ’ne (ortaokul) kaydoldu; oysa devam edemedi Ardından Selanik Askeri Ortaokulu ’na kaydoldu Burayı bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadi (Lise) buradan da İstanbul Harp Okulu ’na girdi Buradan üstün galibiyet ile mezun olup Askeri Okul ’ne girdi Buradan da kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu ilk olarak Şam'a görev edildi ve askerlik hayatı başladı
Atatürk'ün Kişisel Özellikleri
Vatanseverliği: Atatürk vatanını fazla severdi “Vatanın her karış toprağı kanlarınızla ıslanmadıkça terk edilemez sözü bunun en açık delilidir
İdealistliği: Onun en büyük ideali Türk milletini medeni ve modern milletler düzeyine çıkarmaktı
Sabırlı ve Disiplinli Olması: Atatürk sabırlı ve disiplinliydi Türk milletinin bağımsızlığı ve yücelmesi için tüm zorluklara aleyhinde başarılı olması bunu göstermektedir
İleri Görüşlü Olması: Atatürk geleceği çok iyi varsayım ederdi Çanakkale Savaşları esnasında düşmanın nereden çıkarma yapacağını bilmesi bunu göstermektedir
İnsan ve Millet Sevgisi: Atatürk Türk milletini ve bütün insanları çok severdi Savaşı gerekli haller dışarıya bir canice olarak görürdü
Bunların yanında Atatürk; mantıklı hareket ederdi Çok cepheliydi açık sözlüydü Gurura yer vermez bütün yaptıklarını millete mal ederdi Barışçıydı “Yurtta sulh cihanda sulh sözü onun bu yönünü göstermektedir
Atatürk sanatı severdi “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir sözü onun sanat anlayışını yansıtmaktadır Eğitim öğretime büyük önem vermiştir Cumhuriyeti gençlere emanet etmesi eğitimin ne dek kayda değer olduğunu göstermektedir Atatürk ümitsizliğe yer vermezdi En baskı anlarda bile bir çıkış yolu olduğunu bilir ve onu bulurdu Kurtuluş Savaşı esnasında en şiddet görevleri üstlenmesi bundandı Ulusal birlik ve dayanışmaya büyük siklet verirdi Nitekim Kurtuluş Savaşı sırasında derhal bir ordu kurup savaşmaya açtırmak yerine önce milletin desteğini edinmek için genelgeler yayınlama ve kongreler toplama yolunu seçmiştir Atatürk dayanışma ve yardımlaşmaya da büyük önem vermiştir Atatürk'ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti ’dir Bunun yanına Hitabe adlı eseri bize yol göstermektedir *
1 Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak buralardaki istihkamlar İtilaf Devletleri tarafından işgal edecek (İstanbul ile Anadolu arasındaki temas koparılmıştır)
Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması açık havada bütün askeri birlikler tahliye edilecek (Osmanlı Devleti'nin direnme gücü ortadan kalkmıştır)
Bütün liman ve tersaneler Toros tünelleri demir yolları telgraf istasyonları İtilaf Devletleri ’nin denetimine verilecektir (İşgaller sırasında Türk halkının karşı koyması engellenmek istenmiştir)
Osmanlı savaş gemileri ağır silahlar ve cephaneler İtilaf Devletleri ’nin gözetiminde olacaktır
Anadolu dışarıda kuvvetler en yakın İtilaf Devleti birliğine teslim olacaktır
İtilaf Devleti ve Ermeni esirler anında serbest bırakılacak Türk esirler bırakılmayabilecektir (Devletlerin eşitliği kuralına uyulmamıştır)
Doğudaki altı vilayette (Van Erzurum Diyarbakır Bitlis Elazığ Sivas) kargaşa çıkarsa oralar da işgal edilecek (Bu bölgenin Ermenilere verilmesine zemin hazırlanmıştır)
İtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düşürecek herhangi bir durum olursa istedikleri yerleri işgal edebilecek (İtilaf Devletleri ’nin Anadolu topraklarını işgaline bahane oluşturulmuştur)
Bu mukavele ile Osmanlı Devleti gerçekten sona ermiştir
Paris Konferansı; İtilaf Devletleri I Dünya Savaşı'ndan daha sonra yenilen devletlerle yapacakları uzlaştırma antlaşmalarının esaslarını tahsis etmek üzere Paris'te toplandılar Konferans sonunda;
Almanya Avusturya Macaristan ve Bulgaristan ile yapılacak barışın esasları belirlendi
İzmir'in Yunanistan'a verilmesi kararlaştırıldı
Manda ve himaye sistemi kabul edildi
Milletler Cemiyeti kuruldu
Osmanlı Devleti ile yapılacak barışı ise aralarındaki bir takım anlaşmazlıklardan dolayı sonraya bıraktılar
2 İşgaller ve Cemiyetler
İtilaf Devletleri Mondros'tan hemen sonradan ateşkesin yedinci maddesine dayanarak işgallere başladılar ilk olarak İngilizler Musul'u aldı 13 Kasım 1918'de İtilaf donanması İstanbul önlerine geldi (Benzer gün Mustafa Kemal de İstanbul'a gelmiş işgal donanmasını görür görmez “Geldikleri gibi giderler demiştir
İşgaller bununla sınırlı kalmadı Fransızlar; İskenderun Dörtyol Antep Maraş Urfa ve Adana'yı İtalyanlar Antalya ve çevresini işgal ettiler Ama en çok tepki çeken işgal Yunanlıların işgali oldu
Yunalılar İtilaf Devletleri donanmasının desteğinde 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal ettiler Bu olay Türk halkının sert tepkisine yol açtı Yunanlılar İzmir ve çevresinde işgal ettikleri yerlerde büyük katliamlara giriştiler Bölgede yaşayan Rumlar da Yunan ordusunu desteklediler Bunun üzerine bölgedeki Türk halkı Kuvayı Milliye birlikleri kurarak silahlı direnişe başladı
İşgallere Karşısında Tepkiler ve Cemiyetler
Azınlıkların Tutumları
Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıklardan Rumlar ve Ermeniler Mondros'tan sonradan ortaya çıkan durumdan adet edinmek istediler Bunların temel amacı ya işgalleri kolaylaştırmak ya da egemen devlet kurmaktı Azınlıklar işlerini kolaylaştırmak amacıyla dağıtılmış cemiyetler kurdular Bunlar;
Mavri Mira: Rumlar göre Batı Anadolu ve Trakya'yı Yunanistan'a katmak için kuruldu
Pontus Rum: Trabzon ve çevresinde Rum devleti ayarlamak için oluşturuldu
Irksai Eterya: Bizans İmparatorluğu ’nu bitmiş canlandırmak için kuruldu
Ermeni Taşnak ve Hınçak: Doğu Anadolu'nun Ermenilere verilmesi için çalışmıştır Hem Çukurova çevresinde bir Ermeni devleti düzenlemek için Ermeni İntikam Alayı oluşturuldu
İstanbul Hükümeti'nin Tutumu
İstanbul Hükümeti işgaller karşısında adamakıllı sessiz kaldı Onlara kadar işgalci güçlere karşı koymak imkansızdı Osmanlı Devleti'nin devamı padişah halifenin varlığı her şeyden önemliydi böylece ayrıntılarıyla değil olmaktansa küçük bir toprak parçası üstünde büyük devletlerden birinin himayesinde de olsa devletin varlığını devam ettirmek önemliydi İtilaf Devletleri ’ne karşı gelmek onların isteklerini daha da artırabilirdi
böylece onların istekleri derhal yerine getirilmeliydi İstanbul Hükümeti'nin bu görüşlerini destekleyen bir fazla cemiyet kurulmuştur
Bunların başlıcaları; Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti Hilafet ve Saltanat yanlıları Cemiyeti İngiliz Muhipler (sevenler) Cemiyeti Wilson İlkeleri Cemiyeti Teali İslam Cemiyeti ve Kürt Teali Cemiyeti ’dir Bu cemiyetlerin en önemli özelliği İstanbul Hükümeti ve padişahı desteklemeleri milli mücadele hareketine aleyhinde olmaları manda ve himaye fikrini savunmalarıdır
Türk Halkının Tutumu
Türk halkı ilk olarak haklarını hukuksal yollardan aramaya çalışmıştır Fakat Ermeni ve Rum işgallerinin başlaması tepkilerini sertleştirmiştir Bu amaçla bir taraftan müdafaai hukuk cemiyetleri kurulurken bir taraftan da Kuvayı Milliye birlikleri kurularak silahlı direnişe başlamıştır
Ulusal Cemiyetler (Yardımcı Cemiyetler): Türk halkının haklılığını dünyaya duyurmak Türklerin çoğunlukta yaşadığı toprakların işgalini yasal yollardan alıkoymak için çalışmıştır Bunların başlıcaları;
Doğu Anadolu Müdafaa i Hukuk Cemiyeti
Trakya Paşaeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti
İzmir Müdafaai Hukuki Osmaniye Cemiyeti
Reddi İlhak Cemiyeti
Trabzon Muhafazai Yasal Milliye Cemiyeti
Kilikyalılar Cemiyeti
Milli Kongre Cemiyeti (Daha fazla basın yayın yolu ile çalışmıştır)
Ulusal Cemiyetlerin Ortak Özellikleri: Kuruluşlarında vatan ırk ve Türklük duygusu vardır Yöresel kurtuluş yolları aramışlardır Ulusal Mücadelenin temelini oluşturmuşlardır İşgallere karşısında basın yayın ve yasal yollardan uğraş etmişlerdir Insanlar direnişinin başlamasında ve milli bilincin oluşmasında öncü olmuşlardır Sivas Kongresi ’nde birleştirilmişlerdir
Mustafa Kemal'in Tutumu
Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada Suriye'de Şimşek Orduları Grup Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi Benzer gün İstanbul'a gelmiş olan İtilaf Devletleri donanmasını görebilen Mustafa Kemal “Geldikleri gibi giderler diyerek uğraş edeceğini ifade etmiştir Mustafa Kemal Paşa İstanbul'da bulunduğu sürece yurdun kurtuluşu için araştırmalar yapmış ama burada bir şey yapılamayacağını görmüştür
Mustafa Kemal Anadolu'daki milli cemiyetlerin birleştirilmesi ve Türk halkının yeterince bilinçlendirilmesi halinde kurtuluşun muhtemel olduğuna inanıyordu Bunun için de Anadolu'ya geçmek istiyordu Bu sırada 9 Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gitmesi orada hem ordunun tahliye işlemlerini yapması ayrıca de bölgedeki Türklerle Rumlar arasındaki çatışmaları önlemesi istendi Mustafa Kemal bu kararı Ulusal Çaba hareketi için bir fırsat olarak değerlendirip kabul etti 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Ulusal Mücadele hareketini başlattı
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN HAYATI
1881'de Selanik'te doğdu Annesi Zübeyde Hanım babası Ali Rıza Efendi ’dir
Önce semt mektebinde sonra da Şemsi Efendi İlkokulunda okudu Selanik Mülkiye Rüşdiyesi ’ne (ortaokul) kaydoldu; oysa devam edemedi Ardından Selanik Askeri Ortaokulu ’na kaydoldu Burayı bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadi (Lise) buradan da İstanbul Harp Okulu ’na girdi Buradan üstün galibiyet ile mezun olup Askeri Okul ’ne girdi Buradan da kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu ilk olarak Şam'a görev edildi ve askerlik hayatı başladı
Atatürk'ün Kişisel Özellikleri
Vatanseverliği: Atatürk vatanını fazla severdi “Vatanın her karış toprağı kanlarınızla ıslanmadıkça terk edilemez sözü bunun en açık delilidir
İdealistliği: Onun en büyük ideali Türk milletini medeni ve modern milletler düzeyine çıkarmaktı
Sabırlı ve Disiplinli Olması: Atatürk sabırlı ve disiplinliydi Türk milletinin bağımsızlığı ve yücelmesi için tüm zorluklara aleyhinde başarılı olması bunu göstermektedir
İleri Görüşlü Olması: Atatürk geleceği çok iyi varsayım ederdi Çanakkale Savaşları esnasında düşmanın nereden çıkarma yapacağını bilmesi bunu göstermektedir
İnsan ve Millet Sevgisi: Atatürk Türk milletini ve bütün insanları çok severdi Savaşı gerekli haller dışarıya bir canice olarak görürdü
Bunların yanında Atatürk; mantıklı hareket ederdi Çok cepheliydi açık sözlüydü Gurura yer vermez bütün yaptıklarını millete mal ederdi Barışçıydı “Yurtta sulh cihanda sulh sözü onun bu yönünü göstermektedir
Atatürk sanatı severdi “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir sözü onun sanat anlayışını yansıtmaktadır Eğitim öğretime büyük önem vermiştir Cumhuriyeti gençlere emanet etmesi eğitimin ne dek kayda değer olduğunu göstermektedir Atatürk ümitsizliğe yer vermezdi En baskı anlarda bile bir çıkış yolu olduğunu bilir ve onu bulurdu Kurtuluş Savaşı esnasında en şiddet görevleri üstlenmesi bundandı Ulusal birlik ve dayanışmaya büyük siklet verirdi Nitekim Kurtuluş Savaşı sırasında derhal bir ordu kurup savaşmaya açtırmak yerine önce milletin desteğini edinmek için genelgeler yayınlama ve kongreler toplama yolunu seçmiştir Atatürk dayanışma ve yardımlaşmaya da büyük önem vermiştir Atatürk'ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti ’dir Bunun yanına Hitabe adlı eseri bize yol göstermektedir *