Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İslam'da sanatkarlığı nasıl anlamak lazımdır?

Hoş geldin! talayhakan tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
İslam'da sanatkarlığı nasıl anlamak lazımdır?
0
113

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Tarihte her büyük din bir büyük sanat etkinliğini de birlikte getirmiştir Başka bir deyişle geçmiş dönemlerin sanatı, genellikle dinin etkisiyle doğmuş ve öncelikle onun hizmetinde oluşup gelişmiştir Bu doğal bir olgudur Çünkü Budizm, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi büyük dinler toplumlara yeni dünya görüşleri, yaşama biçimleri getirmiş önemli olaylardır Yeni oluşan toplumsal yapı bireylerin görüş, düşünüş ve zevklerini de değiştirir, yönlendirir Sanatçıyı da yeni amaçlar doğrultusunda, değişik formlar ve güzellikler arayıp bulmaya, oluşturmaya sürükler

Mimari formların ve yapı planlarının değişmesinde insanların yaşayış biçimi kadar, ibadet tarzları da rol oynamıştır Ev planları toplum ve aile yaşantısının gereklerine nasıl uydurulmuşsa, ibadete ayrılan yapılar da dinin gereklerine öylesine uydurulmak zorunda kalınmıştır Eski Yunan tapınaklarında ibadet, tapınağın içinde değil, önünde yapıldığı için dış mimariye daha çok önem verilmişti Hristiyanlıkta kilisenin doğubatı doğrultusunda yapılması, ibadet sırasında doğuya yönelmek gereğine dayanıyordu Ayrıca, kilisede halkın ruhban sınıfından daha geri safta durması gereği yapıların genişliğine değil, derinliğine bir plan formu almasına neden olmuştur Bu örnekler çoğaltılabilir

İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik cami mimarisidir İslam'da her sınıf halkın ayrım gözetilmeden ön saflarda namaz kılabilmesi, safların geniş tutulması istediği uyandırmış, bu nedenle kiliselerin aksine camilerde enine mekan tercih edilmiştir

Şu husus bilinen bir gerçektir ki, kişi ve toplumların inancı, ahlakı değer verdiği, kendisini bağlayıcı kabul ettiği ve bu doğrultudaki yaşantısı onların, düşüncesine, söz ve işine, sanat ve mesleğine, yapacağı her türlü seçime etki ederOndan dolayıdır ki inancı, yaşantısı, değerleri farklı toplumların meydana getirdiği sanat, edebiyat, mimarî eserler, kültür ve medeniyetler de çok tabii olarak farklılıklar arzetmektedir

Ayrıca, aynı inancı, aynı değerleri paylaşan, aynı ortamda yaşayan, aynı kültür ve medeniyete sahip kişilerin zevk, anlayış, kavrayışları ruh yapıları ve kabiliyetleri farklı farklı olduğundan meydana getirdikleri sanat, edebiyat ve benzeri eserler genelde aynı özelliklere sahip olmakla beraber, özelde bir kısım farklılıklar oluşturmaktadır ki, bu husus da o toplumun, o medeniyetin zenginliklerindendir

Mesela, Müslümanların insan resim ve heykelinin yapılması hususuna bakış açısını bilmeden, İslam sanatı hakkında en azından bu sanat kolu hakkında yapılacak bir inceleme, bir değerlendirme asla sağlıklı olamaz Müslümanlar insan resim ve heykelinin yapılmasına pek olumlu bakmamış, uygun görmemiştir Dolayısıyla Müslümanlar arasında bu konuda yetişmiş fazla bir sanatkar ve sanat eserleri yoktur Bu duruma bakarak, bu kolda istediği sanatkâr ve sanat eserleri bulamamak Müslümanların sanata, sanatkâra önem vermediği kanaatına götürmemelidir

İslam’da insan resmine ve heykele olumsuz bakış insanımızı ağaç oymacılığı, taş oymacılığı, çini sanatı, yazı sanatına yönlendirmiş ve bu hususta benzerine başka medeniyetlerde pek rastlanamayan şaheserler meydana getirilmiştir Meselâ; “Kur’an Mekke’de nâzil oldu Kahire’de okundu İstanbul’da yazıldı sözü meşhur olmuştur Bilhassa Osmanlılar zamanında hat sanatı zirveye ulaşmış, misilsiz eserler yazılmış, tablolar yapılmıştır Meşhur hattatların yazdığı el yazması Kur’anı Kerim’ler, kitaplar, levhalar, bütün görkemiyle zamanımıza kadar ulaşmış paha biçilmez hat sanatlarıdır

Müslümanlar çini üzerinde de kayda değer çalışmalar yapmış özellikle camiler, kısmen türbe, medrese, saray ve konaklar, üzerinde çeşit çeşit, rengarenk çiçek, gül, lale ve benzeri motiflerin işlendiği çinilerle süslenmiş, sanki bahar cümbüşü dört mevsimde bu mekanlara taşınmıştır

Keza taş ve ağaç oymacılığı da bize has, bizim ruhumuzudan yansımalar taşıyan, bizimle bütünleşmiş, bizim medeniyetimizin simgelerinden olmuştur Taş ve ağaç oymacılığı bilhassa Selçuklular zamanında çok ileri bir seviyeye yükselmiş, benzersiz eserler meydana getirilmiştir Selçuklu mimarisinde cami, medrese, kervansaray ve benzeri sosyal hizmetler için yapılan eserlerin giriş kapıları çok yüksek ve görkemli olur ve bu kapılar taş oymacılığının bütün maharetleri kullanılarak, muhteşem bir eser meydana getirilirdi Sonra camilerin giriş kapıları gibi mihrapları da aynı maharetle işlenir, çiçek motifleri, ayeti kerimelerle tezyin edilirdi Keza kervansarayların, saray ve köşklerin avlu kapıları, saraya, kervansaraya giriş kapıları da aynı şekilde oymacılık sanatının birer şaheserleriydi

Türbelerin giriş kapıları çok mütevazı yapılmakla beraber, dış duvarları çeşitli motiflerle işlenir, ruha huzur veren bir manzara arzeder Ağaç oymacılığı daha ziyade, cami minberlerinde, cami, medrese, türbe ve benzeri binaların ahşap kapılarında kendini göstermektedir

Halk şairlerinin hece vezniyle meydana getirdikleri, türküler, ağıtlar, deyişler bir toplumun acı, tatlı, neşeli, üzüntülü günlerini, asırlar boyunca yaşadıkları serüvenleri dillendirir Daha üstte, an edebiyatı şairleri, başka bir tarzda, başka açılardan bir medeniyetin edebî coğrafyasını gergef gibi işlerler Ayrı ayrı dallarda, ayrı ayrı tarzlarda ve fakat İslam’ın genel çerçevesi içinde bir inancın, bir medeniyetin, bir kültürün yansımaları sanat eserlerinde tezahür etmektedir

Göklere yükselen o zarif minareler, kubbeler, bir ömür boyu ayetleri, hadisleri levhalaştıran, kitaplaştıran kubbeleri, mihrapları, duvarları çeşit çeşit motiflerle tezyin eden hattatlar

Tekbirleri, salat u selamları ruhun derinliklerinde seslendiren, na’tlar, kasideler, ilahilerle yüksek seciyeleri, üstün kişileri gönlümüzün sultanlarını vasfeden, inancımızı, dini hassasiyetlerimizi seslendiren Itrîler ve benzerleri İslam sanatının kıyamete kadar zirvedeki temsilcileridir

Yüksek sanat eserleri, yüksek medeniyetler meydana getirmek, güçlü, sağlam bir iman, yüksek bir seciye, azim, sabır, aşkı ve muhabbet, kabiliyet, ince bir ruh yapısı, estetik zevk ister İşte bizim ecdadımız, İslam’ın, hakkın insanları bu vasıflara sahip yüksek seciyeli insanlardı Meydana getirdikleri sanat eserleri de onların yüksek şahsiyetlerinin bir belgesi, bir delilidir

Günümüzdeki sanatçılar da eserlerinde insanın dini ve kültürel değerlerini dikkate alan eserler sunması gerekir

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 
858,505Konular
982,768Mesajlar
33,064Kullanıcılar
kazimdemirSon üye
Üst Alt