IMF yükselen Avrupa tahminini açıkladı ANKAIMF’nin Avrupa ekonomileriyle ilgili varsayım ve değerlendirmelerinin yer aldığı Yöresel Hesaplı Görünüş Raporu yayınlandı Raporda, Türkiye dahil yükselen Avrupa ekonomilerinin kısa vadeli görünümü için “Seri çoğalma döneminden sonradan daha ağır ve kolay denetlenen bir çoğaltma oranına geçiş anlamına gelen “soft landing yumuşak iniş tanımı yapıldı IMF’nin “Avrupa, Risklerin Baştan Değerlendirilmesi altbaşlıklı Yöresel Ekonomik Görünüş raporu yayınlandı Raporda IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu kaynak gösterilerek Türkiye dahil Avrupa ülkelerinin 2008 yıllarına ait artma ve enflasyon tahminlerine de yer verildi Buna kadar, Türkiye’nin hakiki GSYİH’sı bu yıl yüzde 4 büyüyecek Türkiye ’da yüzde 43 çoğaltma kaydedecek Avrupa Bölgesel Hesaplı Görünüş Raporu’nda Türkiye’de enflasyonun bu yıl tüketici fiyatlarıyla yüzde 75, gelecek sene ise yüzde 45 artacağı tahmin edildi Cari operasyon açığının GSYİH’ya oranının ise 2008 için yüzde 76 olacağı, kamu dengesinin yüzde 21 ile negatifte olacağı belirtildi AVRUPA’NIN YÜKSELEN EKONOMİLERİNDE DURUM Raporun, Avrupa’nın yükselen ekonomilerine ayrılan bölümünde büyümenin yüksek düzeylerden inişe geçtiği, enflasyonun bir endişe konusu olarak varlığını koruduğu belirtildi 2007’de yükselen Avrupa ekonomilerinde büyümenin, Avrupa’nın diğer ülkelerini geride bıraktığı, hesaplı etkinliğin konut yatırımları dahil dinç iç taleple desteklendiği, Baltık ülkeleri, Romanya ve Sırbistan dahil bir takım ülkelerde ödenti teşviklerinin talep baskısına eklendiği kaydedildi Cari işlemler açıkları genişlemişken kimi ekonomilerde enflasyona yol açabilen fazla ısınma endişeleri bulunduğu kaydedilen raporda kimi durumlarda ücretlerin verimliliği de geçecek şekilde kayda değer oranda arttığına değinildi Raporda şöyle denildi: “Esas enflasyonda seri artma büyük ölçüde gıda ve enerji fiyatlarından kaynaklandı oysa çekirdek enflasyonda baskı da yoğunlaştı Yiyecek fiyatlarındaki artışlar, yükselen Avrupa’daki (Güneydoğu Avrupa’da, Baltık ülkelerinde ve Ukrayna’da) enflasyon üzerinde özellikle geniş etkide bulunmuştur Bunun nedeni gıdanın tüketim sepetlerinde aldığı büyük yer ve yöresel arz şoklarıdır Hesaplı etkinlik az sayıda yükselen Avrupa ülkesinde, 2007’nin ilk kısmında, ülkelerin kendilerine özgü koşullarına ast sebeplerle ılımlı olmuştur Macaristan’ın mali istikrarı temin etmek için kamu finansmanında sıkı uygulamaya gitmesi özel tüketim ve yatırımı azaltmıştır Türkiye’de de idareli faaliyet; tarımsal üretimde kuraklıkla benzer keskin düşüşün, önceki para darlığının geciken etkilerinin, liranın yenilenen gücünün yansıttığı gibi, zayıflamıştır Yükselen Avrupa, mali piyasalardaki çalkantıdan ve gelişmiş ekonomilerdeki yavaşlamadan etkilenecektir Avrupa ekonomisinde süregelen entegrasyondan kaynaklanan yükselme ivmesi ve geçmişteki yapısal reformlardan elde edilen yararlar, bölgenin esnekliğini güçlendirmiştir bununla birlikte ekonomilerin ticarete daha pozitif açılması ve mali akışlar onları küresel gelişmelerden kaynaklanan dağılma etkisi karşısında kırılgan bırakmaktadır İthalat, perakende satışlar ve kredi büyümesi konusunda elde edilebilen son veriler ekonomik etkinlikte yumuşamayı, Baltık ülkeleri ve Slovenya dahil, muhtelif ekonomilerde görünür kılmaktadır Güven göstergeleri de geçen yazdan bu yanlamasına aşağıda yönelmiştir ASIL GÖRÜNÜŞ: YUMUŞAK İNİŞ IMF Avrupa raporunda, yükselen Avrupa ülkeleri için temel görünümün izafi bir “yumuşak iniş (soft landing) olduğu belirtildi Terim bir ekonominin süratli bir yükselme döneminden sonra daha ağır ve denetlmenebilir bir yükselme dönemine geçişi için kullanılıyor Büyümenin yükselen Avrupa’da 2007’deki sıradan yüzde 69’luk rakamdan, 2008’de yüzde 55’e ineceği, bu “yumuşak inişin bir dereceye dek ’da da süreceği bildirilen raporda, asil enflasyonun 2008’in ikinci yarısında, gıda ve enerji fiyatları “ılımlı konumdayken düşeceğinin beklendiği kaydedildi Rapora şöyle devam edildi: “İleriye yönelik tahminler, dış talep zayıflar ve bölgeye finans akışındaki kesinti sınırlı kalırken, iç talebin büyümeye sürat kazandırmaya devam edeceğini varsaymaktadır bununla birlikte hasar riski özellikle büyük dış dengesizliğe sahip ülkeler için esas risktir En yüksek potansiyel risk, dış yatırımcıların bölgeye karşın manâlı kısıntı yapmaları riskidir Mali piyasalardaki çalkantının etkisi, şu ana kadar yükselen Avrupa ekonomilerinde, diğer yükselen piyasalara kadar daha büyük olmuştur, bu bölgenin dış finansmana yüksek bağımlılığını yansıtmaktadır Bölgenin büyük bölümündeki bankacılık sistemine dominant olan yabancı bankalar fon maliyetlerindeki artışı yansıttığı için kredi faizleri yükselmiştir, ama ödünç vermede hakiki faizler hala düşüktür Piyasa finansmanının maliyeti de yükselmiştir, piyasa fonlarına erişim daha şiddet ülkü gelmiştir Dış borç spreadleri epeyce genişlemiş, menkul değer piyasalarında satışlar görülmüştür Özel sektörün senet ihracı 2007 ortalarından sonradan tez daralmıştır sonuç olarak Baltık ülkeleri, Hırvatistan dahil muhtelif ülkelerde, kredi yükselme oranlarında çok yüksek düzeylerden iniş başlamıştır Türkiye içindeki bankalara seküritizasyon kredilerinden kaynaklanan fonlamada daralma yaşanmıştır, sendikasyon kredilerinde de yavaşlama ve içteki bankaların dış fonlarını lokal para birimine çevirmede başvurdukları döviz takas piyasasındaki likiditede azalma olabilecektir Küresel ekonomideki yavaşlamanın ne kadar ve hangi derinlikte devam edeceği ve bunun yükselen Avrupa ekonomilerine ne şiddette yansıyacağı konusunda önemli bir tereddüd bulunduğu kaydedilen raporda, “Görünümün esasında tereddüd bulunmaktadır denilerek şöyle devam edildi: “başlangıçta yükselen Avrupa ekonomileri küresel yavaşlama aleyhinde Avrupa’daki gelişmiş ekonomilere kadar daha kırılgan olabilirler Bariz düşüşün doğrudan ticari etkisinin orada daha kayda değer olma olasılığı bulunmaktadır, çünkü bölge ülkeleri büyük oranda GSYH’larının yüzde 30 ile yüzde 80’ini yaratıcı ihracat nedeniyle açık ülkelerdir İhracatın büyük bölümü de öteki Avrupa ekonomilerine yapılmaktadır İkinci olarak, 2008’de gıda fiyatları enflasyonundaki ılımlı gidişin çapını kestirmek güçtür İç talep şoklarının yavaş yavaş ortadan kalkması mümkün idiyse de biyoyakıt ürünlerine yönelik yüksek küresel talep fiyat çoğaltma baskısı oluşturmayı sürdürebilir bununla beraber petrol fiyatları sıkı arz koşulları arasında birazcık daha yükselebilir Üçüncü konu ise bölgenin dış sermayeye yüksek orandaki bağımlılığıdır Bu tiryakilik bölgeyi anapara akışında baş bildiren bir kısıntıya maruz bırakabilir Yükselen Avrupa ekonomileri öteki yükselen ekonomilere oranla bankacılık sisteminin arabuluculuk ettiği dış akışlara daha artı dayanmaktadır Baltık ülkelerinde, Romanya, Sırbistan ve Ukrayna’da iç kredilerin yüzde 25’inden fazlası dışarıdan alınan ödünç fonlarla finanse edilmektedir Sermaye akışları kadar tahrik edilen süratli kredi büyümesi son yıllarda idareli etkinliği artırmıştır Burada keskin bir düşüş tüketimi de yatırımı da azaltacaktır