nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Idealleştirme Ne demektir
IDEALLEŞTIRME NEDİR?
Felsefede, en geniş anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki bütün süreçleri veya olup bitenleri belirlediğini savunan bütün Felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan idealizmterimi, varolan her şeyi düşünceye bağlayıp ondan türeten; akıl haricen objektif bir gerçekliğin varolmadığını, başka bir deyişle düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddî gerçekliğin bulunmadığını dile getiren felsefe akımını niteler
Idealizm, varlığın düşünceden egemen olarak varolduğunu kabul eden gerçekçilik, maddecilikve doğalcılıkfelsefe anlayışlarının bütün karşı kutbunda yer almaktadır Felsefede Idealleştirme, dünyanın temellendirilmesinde en önemli görevin, bilince ya da bedensel olmayan zihne yönelik bir hakikat kuramı geliştirmek olduğu düşüncesi üstüne kurulmuştur Idealleştirme anlayışının temelleri önce Platon'un Idealar Dünyası Kuramıyla atılmış olmakla birlikte, sonra dağıtılmış filozoflarca sunulan izahlarla güçlendirilmiştir
Metafizikte idealizm, bütün fıziksel nesnelerin bütün olarak zihne bağımlı olduğu, onların bilincinde olan bir fikir olmaksızın metafizik anlamda hiçbir varlıkları olmadığı anlayışına karşılık gelmektedir Bir diğer deyişle, metafizik idealizme kadar hakikat her durumda zihne bağımlı olduğu için gerçekliğin reel bilgisi fakat tinsel bir bilinç kaynağına başvurularak elde edilebilirdir Buna karşı, idealleştirme ile taban tabana ters bir konuma yerleştirilip temellendirilen Maddecilik, zihnin ya da bilincin bütünler halinde fiziki öğeler ile süreçlere indirgenebileceğini savunmaktadır
İdealistler; doğadaki şeyleri ya da nesneleri, her şeyin özünü oluşturan tek bir gücün veya enerjinin geçici görünümleri olarak görür; varlığın tüm görünüşlerinde tek bir anlamın yattığını düşünür; varoluşu tek bir birlik olarak algılar; aklın sağladıklarının dışarıda gerçekliğe ulaşmanın olanaksız olduğunu öne sürer; gerçekliği ideaolarak belirleyip maddeyi bunun bir yansıması sayar Felsefi anlamda idealleştirme dünyanın sadece düşüncelerin, zihnin, ruhun, ya da daha açıkçası, maddi dünya varolmadan önce varolan İdeanın bir yansıması olduğu görüşünden hareket eder Duyularımızla bildiğimiz maddesel şeyler, kusursuz İdeanın kusurlu kopyalarıdır Antik dönemde bu felsefenin en istikrarlı savunucusu Platon'du Oysa idealizmin başlangıcı MÖ VI yüzyıla, ilkçağ Yunan felsefesinde Ksenophanes'e kadar uzanır Ksenophanes , fazla olanı Bir'e indirgemiş ve bu Bir'i tüm düşünmeolarak belirlemiştir Ksenophanes'in öğretisi günümüzde metafıziğin kurucusu olarak gösterilen öğrencisi Parmenides 'in kurduğu Elea Okulu eliyle daha bir gelişim göstermiştir: Varlık, değişmez ve birdir; özne ve nesne bir ve aynıdır
Platon'a tarafından reel varlık idea, 'akıl varlığı'dırPlaton düşünülür dünya(idealar dünyası) ile duyulur dünya(görüngüler dünyası) ayrımına gitmiş; duyulur dünyayı gölgelerden ibaret bir görünüşler dünyası olarak betimlerken, düşünülür dünyayı değişmeyen gerçeklikler diye gördüğü idealardan oluşan reel dünya olarak duyuru etmiştir
Aynı akıl Kant'tan önce İrlandalı rahip ve filozof George Berkeley ve olağan İngiliz ampiristlerinin en sonuncusu David Hume kadar ileri sürülmüştü Temelde şöyle özetlenebilir: Dünyayı duyumlarım yoluyla yorumlarım bu nedenle, varolduğunu bildiğim tek şey duyu izlenimlerimdir Mesela bu elmanın varolduğunu söyleyebilir miyim? Hayır Tüm söyleyebileceğim, onu gördüğüm, hissettiğim, kokladığım, tattığımdır Bu bakımdan, gerçekte bir fiziki dünyanın varolduğunu hiçbir surette söyleyememÖznel idealizmin mantığına göre, eğer gözlerimi kaparsam dünya varolmaktan çıkar Her ne kadar Berkeley idealist düşünceye önemli katkılarda bulunduysa da, idealist us asıl gelişimini Kant 'la birlikte göstermiştir
Kendi felsefesini madde tanımazcılıkdiye adlandıran Berkeley 'e göre ise; iki cins gerçek varlık tinler (zihinler) ve idealar laf konusudur; fiziki nesneler ise duyusal ideaların toplamıdırlar Dolayısıyla, Berkeley'e göre, bir elmayı algıladığımızı söylediğimizde aracısız farkına vardığımız duyusal görünüşlerin bir toplamıdır Bundan nedeniyle sınırlı bir düşünce kadar algılanmayan şeyler yokturlar; şeyler zihnimize sınırlı akıl tarafindan algılandıklarında ulaşırlar: varolmak algılanmış olmaktırBerkeley şeyleri, onlara atfettiğimiz niteliklere ilişkin duyu deneyimimizden soyutlayarak kavrayamayacağı düşüncesinden hareket ederek, maddesel nesnelerin varoluşunun algılanmak olduğunu, fiziki nesnelerin sadece idealar olarak varolduklarını ileri sürer Berkeley 'in fiziki şeylerin, onları algılayan kimse olmadığında da var gözükmeleri sorusuna yanıtı, onların Allah'ın hafızasında varolduklarıdır Düşüncemizde şeylerin varlığını yaratan yegane zorlama Allah'tır
Kaynak: Felsefe Sözlüğü Bilim ve Sanat Yayınları *
IDEALLEŞTIRME NEDİR?
Felsefede, en geniş anlamıyla, tinsel güçlerin evrendeki bütün süreçleri veya olup bitenleri belirlediğini savunan bütün Felsefe öğretilerini içerecek biçimde kullanılan idealizmterimi, varolan her şeyi düşünceye bağlayıp ondan türeten; akıl haricen objektif bir gerçekliğin varolmadığını, başka bir deyişle düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddî gerçekliğin bulunmadığını dile getiren felsefe akımını niteler
Idealizm, varlığın düşünceden egemen olarak varolduğunu kabul eden gerçekçilik, maddecilikve doğalcılıkfelsefe anlayışlarının bütün karşı kutbunda yer almaktadır Felsefede Idealleştirme, dünyanın temellendirilmesinde en önemli görevin, bilince ya da bedensel olmayan zihne yönelik bir hakikat kuramı geliştirmek olduğu düşüncesi üstüne kurulmuştur Idealleştirme anlayışının temelleri önce Platon'un Idealar Dünyası Kuramıyla atılmış olmakla birlikte, sonra dağıtılmış filozoflarca sunulan izahlarla güçlendirilmiştir
Metafizikte idealizm, bütün fıziksel nesnelerin bütün olarak zihne bağımlı olduğu, onların bilincinde olan bir fikir olmaksızın metafizik anlamda hiçbir varlıkları olmadığı anlayışına karşılık gelmektedir Bir diğer deyişle, metafizik idealizme kadar hakikat her durumda zihne bağımlı olduğu için gerçekliğin reel bilgisi fakat tinsel bir bilinç kaynağına başvurularak elde edilebilirdir Buna karşı, idealleştirme ile taban tabana ters bir konuma yerleştirilip temellendirilen Maddecilik, zihnin ya da bilincin bütünler halinde fiziki öğeler ile süreçlere indirgenebileceğini savunmaktadır
İdealistler; doğadaki şeyleri ya da nesneleri, her şeyin özünü oluşturan tek bir gücün veya enerjinin geçici görünümleri olarak görür; varlığın tüm görünüşlerinde tek bir anlamın yattığını düşünür; varoluşu tek bir birlik olarak algılar; aklın sağladıklarının dışarıda gerçekliğe ulaşmanın olanaksız olduğunu öne sürer; gerçekliği ideaolarak belirleyip maddeyi bunun bir yansıması sayar Felsefi anlamda idealleştirme dünyanın sadece düşüncelerin, zihnin, ruhun, ya da daha açıkçası, maddi dünya varolmadan önce varolan İdeanın bir yansıması olduğu görüşünden hareket eder Duyularımızla bildiğimiz maddesel şeyler, kusursuz İdeanın kusurlu kopyalarıdır Antik dönemde bu felsefenin en istikrarlı savunucusu Platon'du Oysa idealizmin başlangıcı MÖ VI yüzyıla, ilkçağ Yunan felsefesinde Ksenophanes'e kadar uzanır Ksenophanes , fazla olanı Bir'e indirgemiş ve bu Bir'i tüm düşünmeolarak belirlemiştir Ksenophanes'in öğretisi günümüzde metafıziğin kurucusu olarak gösterilen öğrencisi Parmenides 'in kurduğu Elea Okulu eliyle daha bir gelişim göstermiştir: Varlık, değişmez ve birdir; özne ve nesne bir ve aynıdır
Platon'a tarafından reel varlık idea, 'akıl varlığı'dırPlaton düşünülür dünya(idealar dünyası) ile duyulur dünya(görüngüler dünyası) ayrımına gitmiş; duyulur dünyayı gölgelerden ibaret bir görünüşler dünyası olarak betimlerken, düşünülür dünyayı değişmeyen gerçeklikler diye gördüğü idealardan oluşan reel dünya olarak duyuru etmiştir
Aynı akıl Kant'tan önce İrlandalı rahip ve filozof George Berkeley ve olağan İngiliz ampiristlerinin en sonuncusu David Hume kadar ileri sürülmüştü Temelde şöyle özetlenebilir: Dünyayı duyumlarım yoluyla yorumlarım bu nedenle, varolduğunu bildiğim tek şey duyu izlenimlerimdir Mesela bu elmanın varolduğunu söyleyebilir miyim? Hayır Tüm söyleyebileceğim, onu gördüğüm, hissettiğim, kokladığım, tattığımdır Bu bakımdan, gerçekte bir fiziki dünyanın varolduğunu hiçbir surette söyleyememÖznel idealizmin mantığına göre, eğer gözlerimi kaparsam dünya varolmaktan çıkar Her ne kadar Berkeley idealist düşünceye önemli katkılarda bulunduysa da, idealist us asıl gelişimini Kant 'la birlikte göstermiştir
Kendi felsefesini madde tanımazcılıkdiye adlandıran Berkeley 'e göre ise; iki cins gerçek varlık tinler (zihinler) ve idealar laf konusudur; fiziki nesneler ise duyusal ideaların toplamıdırlar Dolayısıyla, Berkeley'e göre, bir elmayı algıladığımızı söylediğimizde aracısız farkına vardığımız duyusal görünüşlerin bir toplamıdır Bundan nedeniyle sınırlı bir düşünce kadar algılanmayan şeyler yokturlar; şeyler zihnimize sınırlı akıl tarafindan algılandıklarında ulaşırlar: varolmak algılanmış olmaktırBerkeley şeyleri, onlara atfettiğimiz niteliklere ilişkin duyu deneyimimizden soyutlayarak kavrayamayacağı düşüncesinden hareket ederek, maddesel nesnelerin varoluşunun algılanmak olduğunu, fiziki nesnelerin sadece idealar olarak varolduklarını ileri sürer Berkeley 'in fiziki şeylerin, onları algılayan kimse olmadığında da var gözükmeleri sorusuna yanıtı, onların Allah'ın hafızasında varolduklarıdır Düşüncemizde şeylerin varlığını yaratan yegane zorlama Allah'tır
Kaynak: Felsefe Sözlüğü Bilim ve Sanat Yayınları *