iltasyazilim
FD Üye
Allahü teâlâ Kur'ânı kerîmde meâlen buyurdu ki:
(Ey Resûlüm!) Kitabda (Kur'ânı kerîmde) İbrâhim'in kıssasını anlat Çünkü o sıddîk (doğruluğu tam) bir peygamber idi (Meryem sûresi: 41)
Biz (ergenlik çağına ulaşmadan) önce İbrâhim'e tevhîde ve putlara tapmaktan sakınmaya yol bulabilecek rüştünü verdik Biz onun buna lâyık olduğunu biliyorduk (Enbiyâ sûresi: 51)
Ben babam (dedem) İbrâhim'in duâsı, kardeşim Îsâ'nın müjdesi ve annemin rüyâsıyım (Hadîsi şerîfMüsnedi Ahmed)
Keldânîlerin memleketi olan Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu Babası mü'min olan Târûh'tur Âzer, amcası ve üvey babasıdır Putlara ve yıldızlara tapan Keldânî kavmine peygamber olarak gönderildi Kendisine on suhuf (forma) kitab verildi Bu kavmin o devirdeki hükümdârı olan ve ilâhlık iddiâ eden Nemrûd'u da îmâna dâvet etti Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmın dâvetini kabûl etmediği gibi ona ve inananlara zulm ve işkence yaptırdı İbrâhim aleyhisselâmı önce habs ettirip, sonra ateşe attırdı Allahü teâlâ, Halîl'i (dostu) olan İbrâhim aleyhisselâmı ateşte yakmadı İbrâhim aleyhisselâmın ateşe atılmasını ibretle tâkib edenlerden bir kısmı îmâna geldi İbrâhim aleyhisselâm, Nemrûd'u ve Keldânîleri son bir defâ daha îmâna dâvet ettikten sonra, kendine inananlarla birlikte hicret etmek üzere Bâbil'den ayrıldı
İbrâhim aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri ile Bâbil'den Harran'a (Urfa'nın güneyinde bir yer) hicret etti Bu yolculukta kardeşinin oğlu Lût aleyhisselâm ve zevcesi (hanımı) Sâre Hâtun da bulundular Harran'da bir müddet kaldıktan sonra Şam'a, oradan da Mısır'a gitti İbrâhim aleyhisselâm, hazreti Sâre ve hazreti Hâcer ile Mısır'dan ayrılıp, Filistin'e geldi Evlâdı olmadığı için Allahü teâlâdan sâlih bir evlâd istedi ve adakta bulundu Sâre'den çocuğu olmadığı için, onun tavsiyesi ile hazreti Hâcer'le evlendi Bu evlilikten İsmâil aleyhisselâm dünyâya geldi Ardından, Sâre Hâtun'dan İshâk aleyhisselâm doğdu
İbrâhim aleyhisselâm Allahü teâlânın emriyle Hâcer Hâtunu ve İsmâil aleyhisselâmı yanına alıp, Şam'dan ayrılarak, o sırada susuz ve ıssız bir yer olan Mekke'ye bıraktı Kendisi Şam'a döndü Gördüğü bir rüyâ üzerine oğlunu kurban etmek istedi Tam kurban etmek üzereyken Allahü teâlâ İbrâhim aleyhisselâma rüyâsına sadâkat (bağlılık) gösterdiğini bildirerek kurbanlık bir koç ihsân etti Beytullah'ı (Kâbei muazzamayı) oğlu İsmâil aleyhisselâm ile inşâ etti Ebû Kubeys dağında bulunan ve Cennet yâkutlarından olan HacerülEsved adlı siyah taşı Cebrâil aleyhisselâmın bildirmesiyle alarak Kâbei muazzamanın duvarına yerleştirdi Kâbe duvarını örerken şimdi Makâmı İbrâhim denilen taşın üzerine bastı Kâbe'yi yapıp bitirince, Allahü teâlânın emri ile oğlu İsmâil aleyhisselâm ve Mekke'de yerleşmiş olan Cürhümlülerle birlikte hac ibâdetini yaptı ve Şam'a döndü Şam'a döndükten sonra yüz yetmiş beş yaşında Kudüs'de vefât etti Kudüs civârındaki Habrun kasabasında bulunan bir mağaraya defnedildi Bu kasaba, Allah'ın dostu anlamında Halîlürrahmân diye meşhûrdur İbrâhim aleyhisselâmın dînine Hanîf dîni denilmektedir İbrâhim aleyhisselâm, sevgili Peygamberimizden sonra insanların en üstünüdür (İbnülEsîr, Taberî, Nişancızâde, Ahmed Cevdet Paşa, Altıparmak)
İbrâhim aleyhisselâm, Resûli ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin ümmetinden olmayı temenni buyurmuştur (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
İbrâhim aleyhisselâm, Halîlullah'tır (Allah'ın dostudur) (İmâmı Rabbânî)
(Ey Resûlüm!) Kitabda (Kur'ânı kerîmde) İbrâhim'in kıssasını anlat Çünkü o sıddîk (doğruluğu tam) bir peygamber idi (Meryem sûresi: 41)
Biz (ergenlik çağına ulaşmadan) önce İbrâhim'e tevhîde ve putlara tapmaktan sakınmaya yol bulabilecek rüştünü verdik Biz onun buna lâyık olduğunu biliyorduk (Enbiyâ sûresi: 51)
Ben babam (dedem) İbrâhim'in duâsı, kardeşim Îsâ'nın müjdesi ve annemin rüyâsıyım (Hadîsi şerîfMüsnedi Ahmed)
Keldânîlerin memleketi olan Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu Babası mü'min olan Târûh'tur Âzer, amcası ve üvey babasıdır Putlara ve yıldızlara tapan Keldânî kavmine peygamber olarak gönderildi Kendisine on suhuf (forma) kitab verildi Bu kavmin o devirdeki hükümdârı olan ve ilâhlık iddiâ eden Nemrûd'u da îmâna dâvet etti Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmın dâvetini kabûl etmediği gibi ona ve inananlara zulm ve işkence yaptırdı İbrâhim aleyhisselâmı önce habs ettirip, sonra ateşe attırdı Allahü teâlâ, Halîl'i (dostu) olan İbrâhim aleyhisselâmı ateşte yakmadı İbrâhim aleyhisselâmın ateşe atılmasını ibretle tâkib edenlerden bir kısmı îmâna geldi İbrâhim aleyhisselâm, Nemrûd'u ve Keldânîleri son bir defâ daha îmâna dâvet ettikten sonra, kendine inananlarla birlikte hicret etmek üzere Bâbil'den ayrıldı
İbrâhim aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri ile Bâbil'den Harran'a (Urfa'nın güneyinde bir yer) hicret etti Bu yolculukta kardeşinin oğlu Lût aleyhisselâm ve zevcesi (hanımı) Sâre Hâtun da bulundular Harran'da bir müddet kaldıktan sonra Şam'a, oradan da Mısır'a gitti İbrâhim aleyhisselâm, hazreti Sâre ve hazreti Hâcer ile Mısır'dan ayrılıp, Filistin'e geldi Evlâdı olmadığı için Allahü teâlâdan sâlih bir evlâd istedi ve adakta bulundu Sâre'den çocuğu olmadığı için, onun tavsiyesi ile hazreti Hâcer'le evlendi Bu evlilikten İsmâil aleyhisselâm dünyâya geldi Ardından, Sâre Hâtun'dan İshâk aleyhisselâm doğdu
İbrâhim aleyhisselâm Allahü teâlânın emriyle Hâcer Hâtunu ve İsmâil aleyhisselâmı yanına alıp, Şam'dan ayrılarak, o sırada susuz ve ıssız bir yer olan Mekke'ye bıraktı Kendisi Şam'a döndü Gördüğü bir rüyâ üzerine oğlunu kurban etmek istedi Tam kurban etmek üzereyken Allahü teâlâ İbrâhim aleyhisselâma rüyâsına sadâkat (bağlılık) gösterdiğini bildirerek kurbanlık bir koç ihsân etti Beytullah'ı (Kâbei muazzamayı) oğlu İsmâil aleyhisselâm ile inşâ etti Ebû Kubeys dağında bulunan ve Cennet yâkutlarından olan HacerülEsved adlı siyah taşı Cebrâil aleyhisselâmın bildirmesiyle alarak Kâbei muazzamanın duvarına yerleştirdi Kâbe duvarını örerken şimdi Makâmı İbrâhim denilen taşın üzerine bastı Kâbe'yi yapıp bitirince, Allahü teâlânın emri ile oğlu İsmâil aleyhisselâm ve Mekke'de yerleşmiş olan Cürhümlülerle birlikte hac ibâdetini yaptı ve Şam'a döndü Şam'a döndükten sonra yüz yetmiş beş yaşında Kudüs'de vefât etti Kudüs civârındaki Habrun kasabasında bulunan bir mağaraya defnedildi Bu kasaba, Allah'ın dostu anlamında Halîlürrahmân diye meşhûrdur İbrâhim aleyhisselâmın dînine Hanîf dîni denilmektedir İbrâhim aleyhisselâm, sevgili Peygamberimizden sonra insanların en üstünüdür (İbnülEsîr, Taberî, Nişancızâde, Ahmed Cevdet Paşa, Altıparmak)
İbrâhim aleyhisselâm, Resûli ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin ümmetinden olmayı temenni buyurmuştur (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
İbrâhim aleyhisselâm, Halîlullah'tır (Allah'ın dostudur) (İmâmı Rabbânî)