nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Ashabı kirâm'ın ileri gelenlerinden Künyesi Ebâ Muhammed'tir Mekke'nin zengin ailelerinden olup, yakışıklı ve hoş giyinen bir gençti Anne ve babası onun üzerine titrerdi Bilhassa, Mekke'nin en zenginlerinden farzedilen annesi, oğluna hoş elbiseler giydirir ve hoş kokular sürerdi Mekkeliler de onu hayranlıkla seyrederlerdi Bir defasında Hz Peygamber de onun hakkında şöyle buyurmuştu: Mekke'de Mus'ab b Umeyr'den daha hoş giyinen, daha yakışıklı ve nimetler içinde yüzen başka bir genç görmedim(İbn Sa'd, etTabakâtü'lKübrâ, Beyrut 1960, III, 116)
Mus'ab, Mekke'de o günün şartlarına tarafından zenginlik ve şatafat içinde yaşarken, Hz Peygamber(sas)'in insanları islâm'a ziyafet ettiğini öğrendi Pozitif vakit kaybetmeden Hz Peygamber'e artan bir şekilde iman edip müslüman oldu O sırada Mekkeliler, müslümanlara yoğun bir baskı uyguladığından, Hz Mus'ab müslüman olduğunu ailesinden gizli tutmak zorunda kalmıştı Fakat o, Peygamberimizi çaktırmadan ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi Ne var oysa Osman b Talha, Mus'ab'ın namaz kıldığını görüp durumu annesi ile akrabalarına bildirmişti Bunun üstüne akrabaları yakalayıp hapsettiler Mekke'nin bu nazlı ve varlıklı genci için bundan böyle ızdırap doymuş güç günler başlamıştı
Habeşistan'a hicret eden ilk kafileye katılıncaya dek hapiste tutulan Hz Mus'ab, hicret imkanı çıkınca, dinini daha gizli bir şekilde yaşayabilmek için Habeşistan'a hicret etti Habeşistan dönüsünde Hz Mus'ab'ın durumu ayrıntılarıyla değişmiş ve bu nazlı delikanlının yerini, kalbi islam ve imanla dopdolu iradesi güçlü adaleli, metin bir genç almıştı Annesi ondaki bu istikrar ve metaneti görür görmez, üzerindeki baskısını biraz hafifletmek zorunda kaldı
Bu sırada Birinci Akabe Beyati olmuş ve Medinelilerden bir grup islâm'ı kabullenmişti Kendilerine islâm'ı izah etmek ve diğerlerine de beyanname yerine getirmek için Rasulullah'tan bir eğitici istediler Hz Peygamber de bu manâlı tahsis için Hz Mus'ab b Umeyr'i görevlendirdi Hz Mus'ab onlara ayrıca namaz kıldıracak, ayrıca Kur'an öğretecek, hem de öteki insanlara islâm'ı anlatacaktı ve yeni kimseleri islâm'a davet edecekti
Bu Nedenle Medine'ye birincil hicret eden sahabi Mus'ab b Umeyr oluyordu Medine'de birincil cuma namazını da Mus'ab b Umeyr kıldırdığı kaynaklarda ifade edilir (İbn Sa'd, age, III, 118)
Bir sene sonradan Mekke'ye, hac mevsiminde yanında yetmiş birey ile gelen Mus'ab b Umeyr, Hz Peygamber (sas)'e islâm'ın Medine'deki hızlı yayılışının müjdesini verirken şöyle demişti: İslâm'ın girmediği ve konuşulmadığı konut kalmadıBaşta Hz Peygamber almak üzere tüm müslümanlar bu habere fazla sevindiler Oğlunun Mekke'ye döndüğünü haber alan annesi onu baştan tutuklamak istedi Fakat Mus'ab bütün bunlara karşısında olgun bir müslüman tavrını takınarak imanında direndi ve annesini bundan vazgeçirdi Onun annesini islâm'a daveti bir netice vermediği gibi annesi de Mus'ab'ı yolundan döndürememişti
Hz Peygamber (sas)'in yanında iki ay kadar kalan Mus'ab b Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine'ye vardı Hz Peygamber (sas) onu Sa'd b Ebî Vakkas (ra) ve Ebû Eyyûb elEnsârî (ra) ile kardeş duyuru etmişti (İbn Sa'd age, III, 120)
Bedir savaşında muhacirlerin sancağı onun elindeydi Rasûlullah'ın bayraktarıolarak ün yapmıştı Uhud savaşında da bayrak yine onun elindeydi Savaş esnasında müslümanların gerilediğini gören Mus'ab b Umeyr, atını sağa sola doğru sürüyor ve yüksek sesle şu ayeti okuyordu: Muhammed ancak bir peygamberdir Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiştir(Ali imrân, 3144) Bu ayetin Uhud gününe değin nazil olmadığı ve o gün giderildiği rivayeti, Hz Mus'ab'ın Allah katındaki değerini ifade eder (İbn Sa'd, age, III,120,121) Uhud Gazvesinde islâm ordusunun sancağını içeren Mus'ab b Umeyr'in önce sağ kolu kesildi Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etti Fakat arkasında sol eli de kesildi Bu kere vücuduyla sancağa sımsıkı sarıldı ve yukarıdaki ayeti okumaya devam etti Sonunda müşriklerin bir mızrak darbesiyle şehid oldu Sancağı hemen Suveybit b Sa'd ve Ebû'rRûm b Umeyr adlı sahabiler aldılar
Hz Mus'ab şehid olarak yerde yatarken, günün sonlarına doğru, Hz Peygamber (sas) Mus'ab'ı elinde sancakla gördü ve ileriye git ey Mus'ab!diye emretti Lakin o birey geri dönerek Ben Mus'ab değilimdeyince Hz Peygamber onun Mus'ab kılığında savaşan Allah'ın meleklerinden biri olduğunu anladı (İbn Sa'd, age, II, 121)
Uhud savaşında Ashabı kiram'ın ileri gelenlerinden birçok kimse şehid oldu Hz Mus'ab b Umeyr de şehidler arasındaydı Hz Peygamber (sas)'in ne değin üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu Mus'ab'ın mübarek na'şının başucunda oturarak, Uhud şehidleri hakkında nazil olduğu bildirilen şu ayeti okudu: Mü'minlerden öyle er kişiler vardır ama, Allah'a verdikleri güya sadakat ettiler Kimi adağını ödedi şehid oldu Kimi de (şehid olmayı) bekliyor Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler(elAhzab 3323) Sonra Hz Peygamber öteki sahabilere, şehidlere yaklaşıp selam vermelerini söyledi ve verilen selamların şehidler tarafından alınacağını ifade etti (İbn Sa'd, age, III, 121)
Hz Mus'ab şehid edildiğinde kırk yaşlarında idi bir zamanlar zenginlik ve huzur içinde yaşayan bu kıymetli insanı kefenleyecek bir örtü deha bulunamamıştı Hz Peygamber, yanına geldiğinde Mus'ab b Umeyr eski bir hırkanın içinde saçları dağılmış, vücudu ise kılıç ve mızrak darbeleriyle parçalanmış bir durumda yatıyordu Hz Peygamber üzüntülü bir halde şunları söyledi: Seni Mekke'de gördüğümde, senden daha hoş giyinen, senden daha yakışıklı kimse yoktu Şu Anda ise, kefen olarak sarılmış hırkadan başın açık havada kalıyorSonra onun için de bir kabir açtılar ve o mübarek sahabiyi de Uhud şehidleri arasına defnettiler
Allah yolunda canını feda eden bu aziz şehid sahabı için Ashabı Kiram'dan Habbab (ra) şunları anlatıyor: Biz Hz Peygamberle birlikte Medine'ye yalnız Allah rızası için hicret ettik Bundan Böyle mükâfatını Allah'tan bekleriz Arkadaşlarımız aralarında bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardır ancak Mus'ab b Umeyr bunlardan biridir O Uhud günü şehid olmuştu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamıştık Yalnız şehidin bir kaftanını bulmuş ve bu aziz şehidi ona sarmaya çalışmıştık Ancak başını örterken ayakları açılıyor, ayaklarını kapatırken de başı açığa çıkıyordu Bu fakirlik karşısında Hz Peygamber bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üzerine de ızhîr denilen kokulu ottan koymamızı emretti(Buharî, Cenâiz 27; İbn Sa'd, age, III, 121) *
Mus'ab, Mekke'de o günün şartlarına tarafından zenginlik ve şatafat içinde yaşarken, Hz Peygamber(sas)'in insanları islâm'a ziyafet ettiğini öğrendi Pozitif vakit kaybetmeden Hz Peygamber'e artan bir şekilde iman edip müslüman oldu O sırada Mekkeliler, müslümanlara yoğun bir baskı uyguladığından, Hz Mus'ab müslüman olduğunu ailesinden gizli tutmak zorunda kalmıştı Fakat o, Peygamberimizi çaktırmadan ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi Ne var oysa Osman b Talha, Mus'ab'ın namaz kıldığını görüp durumu annesi ile akrabalarına bildirmişti Bunun üstüne akrabaları yakalayıp hapsettiler Mekke'nin bu nazlı ve varlıklı genci için bundan böyle ızdırap doymuş güç günler başlamıştı
Habeşistan'a hicret eden ilk kafileye katılıncaya dek hapiste tutulan Hz Mus'ab, hicret imkanı çıkınca, dinini daha gizli bir şekilde yaşayabilmek için Habeşistan'a hicret etti Habeşistan dönüsünde Hz Mus'ab'ın durumu ayrıntılarıyla değişmiş ve bu nazlı delikanlının yerini, kalbi islam ve imanla dopdolu iradesi güçlü adaleli, metin bir genç almıştı Annesi ondaki bu istikrar ve metaneti görür görmez, üzerindeki baskısını biraz hafifletmek zorunda kaldı
Bu sırada Birinci Akabe Beyati olmuş ve Medinelilerden bir grup islâm'ı kabullenmişti Kendilerine islâm'ı izah etmek ve diğerlerine de beyanname yerine getirmek için Rasulullah'tan bir eğitici istediler Hz Peygamber de bu manâlı tahsis için Hz Mus'ab b Umeyr'i görevlendirdi Hz Mus'ab onlara ayrıca namaz kıldıracak, ayrıca Kur'an öğretecek, hem de öteki insanlara islâm'ı anlatacaktı ve yeni kimseleri islâm'a davet edecekti
Bu Nedenle Medine'ye birincil hicret eden sahabi Mus'ab b Umeyr oluyordu Medine'de birincil cuma namazını da Mus'ab b Umeyr kıldırdığı kaynaklarda ifade edilir (İbn Sa'd, age, III, 118)
Bir sene sonradan Mekke'ye, hac mevsiminde yanında yetmiş birey ile gelen Mus'ab b Umeyr, Hz Peygamber (sas)'e islâm'ın Medine'deki hızlı yayılışının müjdesini verirken şöyle demişti: İslâm'ın girmediği ve konuşulmadığı konut kalmadıBaşta Hz Peygamber almak üzere tüm müslümanlar bu habere fazla sevindiler Oğlunun Mekke'ye döndüğünü haber alan annesi onu baştan tutuklamak istedi Fakat Mus'ab bütün bunlara karşısında olgun bir müslüman tavrını takınarak imanında direndi ve annesini bundan vazgeçirdi Onun annesini islâm'a daveti bir netice vermediği gibi annesi de Mus'ab'ı yolundan döndürememişti
Hz Peygamber (sas)'in yanında iki ay kadar kalan Mus'ab b Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine'ye vardı Hz Peygamber (sas) onu Sa'd b Ebî Vakkas (ra) ve Ebû Eyyûb elEnsârî (ra) ile kardeş duyuru etmişti (İbn Sa'd age, III, 120)
Bedir savaşında muhacirlerin sancağı onun elindeydi Rasûlullah'ın bayraktarıolarak ün yapmıştı Uhud savaşında da bayrak yine onun elindeydi Savaş esnasında müslümanların gerilediğini gören Mus'ab b Umeyr, atını sağa sola doğru sürüyor ve yüksek sesle şu ayeti okuyordu: Muhammed ancak bir peygamberdir Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiştir(Ali imrân, 3144) Bu ayetin Uhud gününe değin nazil olmadığı ve o gün giderildiği rivayeti, Hz Mus'ab'ın Allah katındaki değerini ifade eder (İbn Sa'd, age, III,120,121) Uhud Gazvesinde islâm ordusunun sancağını içeren Mus'ab b Umeyr'in önce sağ kolu kesildi Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etti Fakat arkasında sol eli de kesildi Bu kere vücuduyla sancağa sımsıkı sarıldı ve yukarıdaki ayeti okumaya devam etti Sonunda müşriklerin bir mızrak darbesiyle şehid oldu Sancağı hemen Suveybit b Sa'd ve Ebû'rRûm b Umeyr adlı sahabiler aldılar
Hz Mus'ab şehid olarak yerde yatarken, günün sonlarına doğru, Hz Peygamber (sas) Mus'ab'ı elinde sancakla gördü ve ileriye git ey Mus'ab!diye emretti Lakin o birey geri dönerek Ben Mus'ab değilimdeyince Hz Peygamber onun Mus'ab kılığında savaşan Allah'ın meleklerinden biri olduğunu anladı (İbn Sa'd, age, II, 121)
Uhud savaşında Ashabı kiram'ın ileri gelenlerinden birçok kimse şehid oldu Hz Mus'ab b Umeyr de şehidler arasındaydı Hz Peygamber (sas)'in ne değin üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu Mus'ab'ın mübarek na'şının başucunda oturarak, Uhud şehidleri hakkında nazil olduğu bildirilen şu ayeti okudu: Mü'minlerden öyle er kişiler vardır ama, Allah'a verdikleri güya sadakat ettiler Kimi adağını ödedi şehid oldu Kimi de (şehid olmayı) bekliyor Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler(elAhzab 3323) Sonra Hz Peygamber öteki sahabilere, şehidlere yaklaşıp selam vermelerini söyledi ve verilen selamların şehidler tarafından alınacağını ifade etti (İbn Sa'd, age, III, 121)
Hz Mus'ab şehid edildiğinde kırk yaşlarında idi bir zamanlar zenginlik ve huzur içinde yaşayan bu kıymetli insanı kefenleyecek bir örtü deha bulunamamıştı Hz Peygamber, yanına geldiğinde Mus'ab b Umeyr eski bir hırkanın içinde saçları dağılmış, vücudu ise kılıç ve mızrak darbeleriyle parçalanmış bir durumda yatıyordu Hz Peygamber üzüntülü bir halde şunları söyledi: Seni Mekke'de gördüğümde, senden daha hoş giyinen, senden daha yakışıklı kimse yoktu Şu Anda ise, kefen olarak sarılmış hırkadan başın açık havada kalıyorSonra onun için de bir kabir açtılar ve o mübarek sahabiyi de Uhud şehidleri arasına defnettiler
Allah yolunda canını feda eden bu aziz şehid sahabı için Ashabı Kiram'dan Habbab (ra) şunları anlatıyor: Biz Hz Peygamberle birlikte Medine'ye yalnız Allah rızası için hicret ettik Bundan Böyle mükâfatını Allah'tan bekleriz Arkadaşlarımız aralarında bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardır ancak Mus'ab b Umeyr bunlardan biridir O Uhud günü şehid olmuştu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamıştık Yalnız şehidin bir kaftanını bulmuş ve bu aziz şehidi ona sarmaya çalışmıştık Ancak başını örterken ayakları açılıyor, ayaklarını kapatırken de başı açığa çıkıyordu Bu fakirlik karşısında Hz Peygamber bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üzerine de ızhîr denilen kokulu ottan koymamızı emretti(Buharî, Cenâiz 27; İbn Sa'd, age, III, 121) *