iltasyazilim
FD Üye
hz Muhammed'e(SAV) niçin Muhammedül Kesin deniliyor
Peygamberimizin hayatını anlatan ve İslâm literatüründe “siyer veya “siyeri Nebi olarak tanımlanan eserlerde, risalet, yani peygamberlik görevine başlamadan önceki hayatında da Rasulü ’nün yaşayışı misal teşkil eder Risalet görevine başladığı 40 yaşına kadarki hayatını “Muhammedül muhakkak nitelendirmesi bir bakıma özetler
“Muhammedül kesin nitelendirmesi, O ’nun laf ve tavır, özü ve sözü yönüyle güvenilir bir şahsiyet olduğunu anlatıyordu Çağırmak oluyor ama, farzımuhal Rasulü, Peygamberlik göreviyle onurlandırılmamış olsaydı bile, sözkonusu güvenilir şahsiyetiyle gerçi içinde yaşadığı toplumca böyle kabul edildiği için öyle de hayatını sürdürecek ve tamamlayacaktı, denebilir
Bu müemmen, yani güvenilir şahsiyetine kötüye işaret eden bazı olaylar ve tanıklıklar içinde en dikkate değeri, bilindiği üzere “Beytullahın örtüsünün değiştirilmesi olayıdır Beytullah, yani Kabe ’nin örtüsünün muhakkak dönemlerde değiştirilmesi gerektiğinde, bu değiştirme hizmetini üstlenmek başlı başına toplumsal bir haysiyet ifade ediyordu Kabile asabiyetinin üstünlük, asalet, soyluluk göstergesi sayıldığı bir kültürde Kabe ’ye hizmetin öbür bir yeri ve önemi vardı Bu bununla birlikte kabileler arası rekabet, çaba, hatta düşmanlığın da nedeni olabiliyordu
İşte Kabe ’nin örtüsünün yenilenmesi esnasında kabileler arasında anlaşmazlık ortaya çıkar Her kabile yeni örtünün kendisi göre Kabe ’ye takılmasını ister ve mesele çatışmaya ramak kalır Rasulü (ama henüz risalet görevi verilmemiştir) oradan geçerken, anlaşmazlığı, çatışmayı önleyici bir tedbirin uygulanması için hakem seçilir Baş vurduğu tedbir, örtünün orada yer alan ve iddia sahibi olan kabile temsilcilerinin hep birlikte örtünün bir yerinden tutarak değiştirilmesi olur Ana olan Rasulü ’nün, güvenilir şahsiyeti dolayısıyla hakem seçilmesi ve uyguladığı tedbirin, yani çözümün itirazsız kabul edilmesidir Bir diğer söyleyişle Rasulü ’nün ahlâkî kişiliğinin tam olarak görülmesi, benimsenmesi ve onaylanmasıdır Erdemliliği üzerinde tam ve açık bir oybirliğinin gerçekleşmesidirBu husus o kadar önemlidir ki, daha sonra risalet görevi tevdi edilerek İslâm ’ı tebliğ etmeye başladığında, benzer toplum ve bireyleri anında bunu kabul etmeyecekler, bir kısmı açık bir mücadeleye de başlayacaklardır Yani tebliğ edilen yeni inanç ilkelerini reddedeceklerdir, ama “Muhammedül muhakkak, güvenilir şahsiyeti, ahlâki güvenilirliğini bu reddedişlerin konusu bile olmayacaktır Şöyle de söylenebilir: Tebliğ edilen yeni din ve inanç ilkelerini reddedenler, Rasulü ’nün müemmen, güvenilir şahsiyetini, ahlâkını hiçbir vakit kavga konusu yapmayacaklar, yapamayacaklardır Sözgelimi Peygambere ahlâki şahsiyeti dolayısıyla yalancılık, vefasızlık, iffetsizlik vb ithamda bulunamayacaklardır Çünkü böyle bir itham O ’nun ahlâki şahsiyetiyle bağdaştırılamıyacağı gibi, ithamda bulunanı töhmet aşağı bırakacaktı
Kuşkusuz Yüce , hakikatini, emanetini insanlara beyanname etsin diye seçeceği kimseyi her türlü kötülükten, erdemsizlikten, tehlikeden koruma kudretindedir Her mü ’min, her Müslüman bunu bir imanın gereği olarak anlar Dikkat çekmek istediğimiz husus bu değildir Ahlâktır Ahlâki kişiliktir Öyleyse yapmamız, gözetmemiz gereken, Rasulü ’nün bir “siyeri olarak müemmen, güvenilir bir kişiliği hayatımızda gerçekleştirmektir Şöyle de diyebiliriz: Müslüman, kendisinden belli olunan, ona güvenilen; “elinden, belinden, dilinden kötülük hasıl olmayan, olmayacak olan kimsedir *
Peygamberimizin hayatını anlatan ve İslâm literatüründe “siyer veya “siyeri Nebi olarak tanımlanan eserlerde, risalet, yani peygamberlik görevine başlamadan önceki hayatında da Rasulü ’nün yaşayışı misal teşkil eder Risalet görevine başladığı 40 yaşına kadarki hayatını “Muhammedül muhakkak nitelendirmesi bir bakıma özetler
“Muhammedül kesin nitelendirmesi, O ’nun laf ve tavır, özü ve sözü yönüyle güvenilir bir şahsiyet olduğunu anlatıyordu Çağırmak oluyor ama, farzımuhal Rasulü, Peygamberlik göreviyle onurlandırılmamış olsaydı bile, sözkonusu güvenilir şahsiyetiyle gerçi içinde yaşadığı toplumca böyle kabul edildiği için öyle de hayatını sürdürecek ve tamamlayacaktı, denebilir
Bu müemmen, yani güvenilir şahsiyetine kötüye işaret eden bazı olaylar ve tanıklıklar içinde en dikkate değeri, bilindiği üzere “Beytullahın örtüsünün değiştirilmesi olayıdır Beytullah, yani Kabe ’nin örtüsünün muhakkak dönemlerde değiştirilmesi gerektiğinde, bu değiştirme hizmetini üstlenmek başlı başına toplumsal bir haysiyet ifade ediyordu Kabile asabiyetinin üstünlük, asalet, soyluluk göstergesi sayıldığı bir kültürde Kabe ’ye hizmetin öbür bir yeri ve önemi vardı Bu bununla birlikte kabileler arası rekabet, çaba, hatta düşmanlığın da nedeni olabiliyordu
İşte Kabe ’nin örtüsünün yenilenmesi esnasında kabileler arasında anlaşmazlık ortaya çıkar Her kabile yeni örtünün kendisi göre Kabe ’ye takılmasını ister ve mesele çatışmaya ramak kalır Rasulü (ama henüz risalet görevi verilmemiştir) oradan geçerken, anlaşmazlığı, çatışmayı önleyici bir tedbirin uygulanması için hakem seçilir Baş vurduğu tedbir, örtünün orada yer alan ve iddia sahibi olan kabile temsilcilerinin hep birlikte örtünün bir yerinden tutarak değiştirilmesi olur Ana olan Rasulü ’nün, güvenilir şahsiyeti dolayısıyla hakem seçilmesi ve uyguladığı tedbirin, yani çözümün itirazsız kabul edilmesidir Bir diğer söyleyişle Rasulü ’nün ahlâkî kişiliğinin tam olarak görülmesi, benimsenmesi ve onaylanmasıdır Erdemliliği üzerinde tam ve açık bir oybirliğinin gerçekleşmesidirBu husus o kadar önemlidir ki, daha sonra risalet görevi tevdi edilerek İslâm ’ı tebliğ etmeye başladığında, benzer toplum ve bireyleri anında bunu kabul etmeyecekler, bir kısmı açık bir mücadeleye de başlayacaklardır Yani tebliğ edilen yeni inanç ilkelerini reddedeceklerdir, ama “Muhammedül muhakkak, güvenilir şahsiyeti, ahlâki güvenilirliğini bu reddedişlerin konusu bile olmayacaktır Şöyle de söylenebilir: Tebliğ edilen yeni din ve inanç ilkelerini reddedenler, Rasulü ’nün müemmen, güvenilir şahsiyetini, ahlâkını hiçbir vakit kavga konusu yapmayacaklar, yapamayacaklardır Sözgelimi Peygambere ahlâki şahsiyeti dolayısıyla yalancılık, vefasızlık, iffetsizlik vb ithamda bulunamayacaklardır Çünkü böyle bir itham O ’nun ahlâki şahsiyetiyle bağdaştırılamıyacağı gibi, ithamda bulunanı töhmet aşağı bırakacaktı
Kuşkusuz Yüce , hakikatini, emanetini insanlara beyanname etsin diye seçeceği kimseyi her türlü kötülükten, erdemsizlikten, tehlikeden koruma kudretindedir Her mü ’min, her Müslüman bunu bir imanın gereği olarak anlar Dikkat çekmek istediğimiz husus bu değildir Ahlâktır Ahlâki kişiliktir Öyleyse yapmamız, gözetmemiz gereken, Rasulü ’nün bir “siyeri olarak müemmen, güvenilir bir kişiliği hayatımızda gerçekleştirmektir Şöyle de diyebiliriz: Müslüman, kendisinden belli olunan, ona güvenilen; “elinden, belinden, dilinden kötülük hasıl olmayan, olmayacak olan kimsedir *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.