iltasyazilim
FD Üye
Bugün Resulullah efendimizin vefatının 1378 yılı
8 Haziran 632'de Peygamber efendimiz (sas) vefat etti ve HzEbubekir ilk halife seçildi İşte Peygamber efendimiz (sas)'in hayattaykenki son anları ve vefaatı:
1378 yıl önce 8 Haziran 632'de Peygamber efendimiz (sas) vefat etti ve HzEbubekir ilk halife seçildi
Hz Muhammed (sav)'in vefatı
Resulullah efendimizin, hicretin onbirinci yılı, Safer ayının yirmi yedinci günü, mübarek başı ağrımaya başladı Kendisinden sonra, Ebu Bekri Sıddıkın halife seçilmesi için, vasiyet yazdıracağını bildirip kalem getirilmesini emir buyurdu Hazreti Abdurrahman emirlerini yapmaya giderken (Sonra getirirsin, şimdi dursun!) buyurdu ve mescidi âlem minbere çıkıp Eshabına nasihat verdi ve helalleşti Sonra, Ebu Bekri Sıddıkın üstünlüğünü, kıymetini, kendisinden çok hoşnut olduğunu bildirdi Birkaç gün sonra hastalık arttı Ensarı kiram, çok üzüldü
Hazreti Abbas’ın oğlu Fadl ile Hazreti Ali bu hâli Resulullah efendimize haber verdi Merhamet buyurarak, sıkıntıya katlanıp ve bu ikisinin koltuğuna girip tekrar mescidi şerife gelip minbere çıktı Ensara dönüp buyurdu ki:
(Ey Eshabım! Benim ölümümü düşünüp telaş ediyorsunuz Hiçbir peygamber, ümmeti arasında sonsuz kaldı mı ki, ben de sizin aranızda sonsuz kalayım? Biliniz ki, ben Rabbime kavuşacağım Size nasihatim olsun ki, Muhacirin büyüklerine saygı gösterin!)
Sonra, (Ey Muhacirler! Size de vasiyetim şudur ki, ensara iyilik edin! Onlar size iyilik etti Evlerinde barındırdı Geçinmeleri sıkıntılı olduğu halde, sizi kendilerinden üstün tuttular Mallarına sizi ortak ettiler Her kim, Ensar üzerine hakim olur ise, onları gözetsin, kusur edenleri olursa affetsin Allahü teâlâ, bir kulunu dünyada kalmak ile, Rabbine kavuşmak arasında serbest bıraktı O kul, Rabbine kavuşmak istedi) buyurdu
Ebu Bekri Sıddık, bu sözün ne demek olduğunu anlayıp, canımız sana feda olsun ya Resulallah! diyerek ağladı Resuli ekrem ona, sabır ve katlanmak lazım geldiğini emretti Mübarek gözlerinden yaş akıyordu (Ey Eshabım! Dini İslam yolunda sıdk ve ihlas ile malını feda eden Ebu Bekir’den çok razıyım Ahiret yolunda arkadaş edinmek elde olsaydı, onu seçerdim) buyurdu Yine lütuf ederek söze başlayıp buyurdu ki:
(Ey muhacirler ve ey Ensar! Vakti belli olan bir şeye kavuşmak için acele etmenin faydası yoktur Allahü teâlâ, hiçbir kulu için acele etmez Bir kimse Allahü teâlânın kaza ve kaderini değiştirmeye, iradesinden üstün olmaya kalkışırsa, onu kahr ve perişan eder Allahü teâlâya hile etmek, Onu aldatmak isteyenin işleri bozulup, kendi aldanır Cennete girmek, bana kavuşmak isteyen, boş yere konuşmasın
Ey Müslümanlar! Kâfir olmak, günah işlemek, nimetin değişmesine, rızkın azalmasına sebep olur Eğer insanlar, Allahü teâlânın emirlerine itaat ederse, hükümet başkanları, amirleri, valileri onlara merhamet ve şefkat eder Fısk, fücur, taşkınlık yapar, günah işlerlerse, merhametli başkanlara kavuşamazlar
Benim hayatım, sizin için hayırlı olduğu gibi, ölümüm de hayırlıdır ve rahmettir Eğer birini haksız yere dövmüşsem veya birine fena bir söz söylemiş isem, bana aynı şeyi yaparak hakkını alsın, birinizden haksız bir şey almışsam, geri istesin helalleşelim Çünkü, dünya cezası, ahiret cezasından pek hafiftir Buna katlanmak daha kolaydır)
Resulullahın ölüm hastalığı
Hastalık zamanında, ezan okundukça, mescidi şerife çıkar ve imam olup, cemaat ile namaz kılardı Vefatına üç gün kala, hastalığı ağırlaştı Artık mescide çıkamadığından (Ebu Bekre söyleyin Eshabıma namaz kıldırsın) buyurdu Ebu Bekri Sıddık, Resulullahın hayatında müslümanlara imam olarak, 17 vakit namaz kıldırdı Cenaze işlerini Hazreti Ali’nin yapmasını emir buyurdu Resulullahın hastalığı ağırlaştı Pazartesi günü Eshabı kiram, mescidi şerifte saf saf olup Ebu Bekri Sıddıkın arkasında sabah namazını kılarlar iken, Fahri âlem mescide geldi Kendi de Hazreti Ebu Bekir’e uyup, arkasında namaz kıldı
O gün öğleden önce, Cebrail aleyhisselam, Azrail aleyhisselamla birlikte kapıya gelip içeri girdi Azrail aleyhisselamın girmek için izin beklediğini söyledi Resulullah efendimiz izin verdi Azrail aleyhisselam içeri girip selam verdi Allahü teâlânın emrini bildirdi Resuli ekrem, Hazreti Cebrail’in yüzüne baktı O da, (Ya Resulallah! Melei ala sizi bekliyor) dedi Bunun üzerine (Ya Azrail! Gel, vazifeni yap) buyurdu O da, mübarek ruhunu alıp, alayı illiyyine ulaştırdı
Resuli ekremde mevt alametleri görünce, Ümmi Eymen hazretleri, oğlu Üsame’ye haber gönderdi Üsame ve Ömer Faruk ve Ebu Ubeyde bu acı haberi alınca, ordudan ayrılıp, Mescidi Nebeviye geldiler
Hazreti Âişe ve diğer hatunlar, ağlayınca, mescidi şerifteki Eshabı kiram şaşırdı Ne olduklarını anlayamadılar Beyinlerinden vurulmuşa döndüler Hazreti Osman’ın dili tutuldu Hazreti Ebu Bekir, o anda evinde idi Koşarak geldi Hemen, hücrei saadete girdi Fahri âlemin yüzünü açtı, mübarek yüzü ve her yeri latif, nazif olarak, nur gibi parlıyordu (Mematın da, hayatın gibi ne güzel ya Resulallah!) diyerek, öptü Çok ağladı Mescide geldi Şaşırmış olan Eshabı kirama nasihat verip, ortalığı düzene koydu Resulullah vefat edince, Eshabı kiramın hepsi bu derin üzüntü ile ne yapacağını şaşırdı Üzerlerine çöken acıdan, dehşetten, kiminin dili tutuldu kimisi yerinden kalkamaz, sokağa çıkamaz oldu
Hazreti Ali de, ayrılık ateşinden ne yapacağını şaşırmıştı Hazreti Ömer şaşkınlıktan eline kılıç alıp, (Kim Resulullah öldü derse, boynunu vururum) diyerek sokak sokak dolaşmıştı Kötü niyetli olan münafıklar bu kargaşalıktan istifadeye kalkmıştı
Bu karışık hâli gören Ebu Bekri Sıddık mescide gidip, minbere çıkarak, (Ey Resulullahın Eshabı! Biz Allahü teâlâya kulluk ediyoruz O hep diridir Hiç ölmez Hiçbir zaman yok olmaz Zümer suresinin (Ey sevgili Peygamberim! Bir gün gelecek, sen elbette öleceksin Onlar da elbette ölecektir) mealindeki otuzuncu âyetini okudu Allahü teâlânın haber verdiği gibi, Resulullah efendimiz vefat etmiştir) dedi Böyle tesirli sözlerle nasihat etti
Eshabı kiramın şaşkınlıkları gidip, akılları başlarına geldi Hatta Hazreti Ömer, bu âyeti kerimeyi işitince (Bu âyet, öyle hatırımdan çıkmıştı ki, yeni nazil oldu sandım) buyurmuştur
Hazreti Ebu Bekir, münafıkların bir fesat çıkarmak üzere olduklarını, bir münafığı halife seçmek için toplandıklarını sezerek, cenaze işlerini Hazreti Ali’ye bırakıp, halife seçmeyi görüşen Eshabı kiramın yanlarına gitti Görüşme sonunda, oradakilerin hepsi, Hazreti Ebu Bekri halife seçti Resulullahın vefatının ikinci günü, Hazreti Ali de mescide gelerek Hazreti Ebu Bekir’e biat eyledi Hazreti Ebu Bekir, sözbirliği ile halife yapıldı
Hazreti Ebu Bekir, halife seçilince, ertesi günü, mescide gelip, minbere çıkıp buyurdu ki:
Ey müslümanlar! Sizin üzerinize vali ve emir oldum Halbuki, sizin en iyiniz değilim Eğer iyilik yaparsam bana yardım edin Kötü iş yaparsam, bana doğru yolu gösterin! Doğruluk emanettir Yalancılık hıyanettir Sizin zayıfınız, bence çok kıymetlidir Onun hakkını kurtarırım Kuvvetine güvenen ise, bence zayıftır Çünkü, ondan, başkasının hakkını alırım Hiçbiriniz cihadı terk etmesin, cihadı terk edenler zelil olur Ben Allah’a ve Resulüne asi olur, doğru yoldan saparsam, sizin de bana itaat etmeniz gerekmez Kalkın, namaz kılalım! Allahü teâlâ hepinize iyilik versin!
8 Haziran 632'de Peygamber efendimiz (sas) vefat etti ve HzEbubekir ilk halife seçildi İşte Peygamber efendimiz (sas)'in hayattaykenki son anları ve vefaatı:
1378 yıl önce 8 Haziran 632'de Peygamber efendimiz (sas) vefat etti ve HzEbubekir ilk halife seçildi
Hz Muhammed (sav)'in vefatı
Resulullah efendimizin, hicretin onbirinci yılı, Safer ayının yirmi yedinci günü, mübarek başı ağrımaya başladı Kendisinden sonra, Ebu Bekri Sıddıkın halife seçilmesi için, vasiyet yazdıracağını bildirip kalem getirilmesini emir buyurdu Hazreti Abdurrahman emirlerini yapmaya giderken (Sonra getirirsin, şimdi dursun!) buyurdu ve mescidi âlem minbere çıkıp Eshabına nasihat verdi ve helalleşti Sonra, Ebu Bekri Sıddıkın üstünlüğünü, kıymetini, kendisinden çok hoşnut olduğunu bildirdi Birkaç gün sonra hastalık arttı Ensarı kiram, çok üzüldü
Hazreti Abbas’ın oğlu Fadl ile Hazreti Ali bu hâli Resulullah efendimize haber verdi Merhamet buyurarak, sıkıntıya katlanıp ve bu ikisinin koltuğuna girip tekrar mescidi şerife gelip minbere çıktı Ensara dönüp buyurdu ki:
(Ey Eshabım! Benim ölümümü düşünüp telaş ediyorsunuz Hiçbir peygamber, ümmeti arasında sonsuz kaldı mı ki, ben de sizin aranızda sonsuz kalayım? Biliniz ki, ben Rabbime kavuşacağım Size nasihatim olsun ki, Muhacirin büyüklerine saygı gösterin!)
Sonra, (Ey Muhacirler! Size de vasiyetim şudur ki, ensara iyilik edin! Onlar size iyilik etti Evlerinde barındırdı Geçinmeleri sıkıntılı olduğu halde, sizi kendilerinden üstün tuttular Mallarına sizi ortak ettiler Her kim, Ensar üzerine hakim olur ise, onları gözetsin, kusur edenleri olursa affetsin Allahü teâlâ, bir kulunu dünyada kalmak ile, Rabbine kavuşmak arasında serbest bıraktı O kul, Rabbine kavuşmak istedi) buyurdu
Ebu Bekri Sıddık, bu sözün ne demek olduğunu anlayıp, canımız sana feda olsun ya Resulallah! diyerek ağladı Resuli ekrem ona, sabır ve katlanmak lazım geldiğini emretti Mübarek gözlerinden yaş akıyordu (Ey Eshabım! Dini İslam yolunda sıdk ve ihlas ile malını feda eden Ebu Bekir’den çok razıyım Ahiret yolunda arkadaş edinmek elde olsaydı, onu seçerdim) buyurdu Yine lütuf ederek söze başlayıp buyurdu ki:
(Ey muhacirler ve ey Ensar! Vakti belli olan bir şeye kavuşmak için acele etmenin faydası yoktur Allahü teâlâ, hiçbir kulu için acele etmez Bir kimse Allahü teâlânın kaza ve kaderini değiştirmeye, iradesinden üstün olmaya kalkışırsa, onu kahr ve perişan eder Allahü teâlâya hile etmek, Onu aldatmak isteyenin işleri bozulup, kendi aldanır Cennete girmek, bana kavuşmak isteyen, boş yere konuşmasın
Ey Müslümanlar! Kâfir olmak, günah işlemek, nimetin değişmesine, rızkın azalmasına sebep olur Eğer insanlar, Allahü teâlânın emirlerine itaat ederse, hükümet başkanları, amirleri, valileri onlara merhamet ve şefkat eder Fısk, fücur, taşkınlık yapar, günah işlerlerse, merhametli başkanlara kavuşamazlar
Benim hayatım, sizin için hayırlı olduğu gibi, ölümüm de hayırlıdır ve rahmettir Eğer birini haksız yere dövmüşsem veya birine fena bir söz söylemiş isem, bana aynı şeyi yaparak hakkını alsın, birinizden haksız bir şey almışsam, geri istesin helalleşelim Çünkü, dünya cezası, ahiret cezasından pek hafiftir Buna katlanmak daha kolaydır)
Resulullahın ölüm hastalığı
Hastalık zamanında, ezan okundukça, mescidi şerife çıkar ve imam olup, cemaat ile namaz kılardı Vefatına üç gün kala, hastalığı ağırlaştı Artık mescide çıkamadığından (Ebu Bekre söyleyin Eshabıma namaz kıldırsın) buyurdu Ebu Bekri Sıddık, Resulullahın hayatında müslümanlara imam olarak, 17 vakit namaz kıldırdı Cenaze işlerini Hazreti Ali’nin yapmasını emir buyurdu Resulullahın hastalığı ağırlaştı Pazartesi günü Eshabı kiram, mescidi şerifte saf saf olup Ebu Bekri Sıddıkın arkasında sabah namazını kılarlar iken, Fahri âlem mescide geldi Kendi de Hazreti Ebu Bekir’e uyup, arkasında namaz kıldı
O gün öğleden önce, Cebrail aleyhisselam, Azrail aleyhisselamla birlikte kapıya gelip içeri girdi Azrail aleyhisselamın girmek için izin beklediğini söyledi Resulullah efendimiz izin verdi Azrail aleyhisselam içeri girip selam verdi Allahü teâlânın emrini bildirdi Resuli ekrem, Hazreti Cebrail’in yüzüne baktı O da, (Ya Resulallah! Melei ala sizi bekliyor) dedi Bunun üzerine (Ya Azrail! Gel, vazifeni yap) buyurdu O da, mübarek ruhunu alıp, alayı illiyyine ulaştırdı
Resuli ekremde mevt alametleri görünce, Ümmi Eymen hazretleri, oğlu Üsame’ye haber gönderdi Üsame ve Ömer Faruk ve Ebu Ubeyde bu acı haberi alınca, ordudan ayrılıp, Mescidi Nebeviye geldiler
Hazreti Âişe ve diğer hatunlar, ağlayınca, mescidi şerifteki Eshabı kiram şaşırdı Ne olduklarını anlayamadılar Beyinlerinden vurulmuşa döndüler Hazreti Osman’ın dili tutuldu Hazreti Ebu Bekir, o anda evinde idi Koşarak geldi Hemen, hücrei saadete girdi Fahri âlemin yüzünü açtı, mübarek yüzü ve her yeri latif, nazif olarak, nur gibi parlıyordu (Mematın da, hayatın gibi ne güzel ya Resulallah!) diyerek, öptü Çok ağladı Mescide geldi Şaşırmış olan Eshabı kirama nasihat verip, ortalığı düzene koydu Resulullah vefat edince, Eshabı kiramın hepsi bu derin üzüntü ile ne yapacağını şaşırdı Üzerlerine çöken acıdan, dehşetten, kiminin dili tutuldu kimisi yerinden kalkamaz, sokağa çıkamaz oldu
Hazreti Ali de, ayrılık ateşinden ne yapacağını şaşırmıştı Hazreti Ömer şaşkınlıktan eline kılıç alıp, (Kim Resulullah öldü derse, boynunu vururum) diyerek sokak sokak dolaşmıştı Kötü niyetli olan münafıklar bu kargaşalıktan istifadeye kalkmıştı
Bu karışık hâli gören Ebu Bekri Sıddık mescide gidip, minbere çıkarak, (Ey Resulullahın Eshabı! Biz Allahü teâlâya kulluk ediyoruz O hep diridir Hiç ölmez Hiçbir zaman yok olmaz Zümer suresinin (Ey sevgili Peygamberim! Bir gün gelecek, sen elbette öleceksin Onlar da elbette ölecektir) mealindeki otuzuncu âyetini okudu Allahü teâlânın haber verdiği gibi, Resulullah efendimiz vefat etmiştir) dedi Böyle tesirli sözlerle nasihat etti
Eshabı kiramın şaşkınlıkları gidip, akılları başlarına geldi Hatta Hazreti Ömer, bu âyeti kerimeyi işitince (Bu âyet, öyle hatırımdan çıkmıştı ki, yeni nazil oldu sandım) buyurmuştur
Hazreti Ebu Bekir, münafıkların bir fesat çıkarmak üzere olduklarını, bir münafığı halife seçmek için toplandıklarını sezerek, cenaze işlerini Hazreti Ali’ye bırakıp, halife seçmeyi görüşen Eshabı kiramın yanlarına gitti Görüşme sonunda, oradakilerin hepsi, Hazreti Ebu Bekri halife seçti Resulullahın vefatının ikinci günü, Hazreti Ali de mescide gelerek Hazreti Ebu Bekir’e biat eyledi Hazreti Ebu Bekir, sözbirliği ile halife yapıldı
Hazreti Ebu Bekir, halife seçilince, ertesi günü, mescide gelip, minbere çıkıp buyurdu ki:
Ey müslümanlar! Sizin üzerinize vali ve emir oldum Halbuki, sizin en iyiniz değilim Eğer iyilik yaparsam bana yardım edin Kötü iş yaparsam, bana doğru yolu gösterin! Doğruluk emanettir Yalancılık hıyanettir Sizin zayıfınız, bence çok kıymetlidir Onun hakkını kurtarırım Kuvvetine güvenen ise, bence zayıftır Çünkü, ondan, başkasının hakkını alırım Hiçbiriniz cihadı terk etmesin, cihadı terk edenler zelil olur Ben Allah’a ve Resulüne asi olur, doğru yoldan saparsam, sizin de bana itaat etmeniz gerekmez Kalkın, namaz kılalım! Allahü teâlâ hepinize iyilik versin!