Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Hz.huseyn in kıyamından alınan dersler

Hz.huseyn in kıyamından alınan dersler
0
109

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
HzHüseyn'in Kıyamı

Şüphesiz Ki İslam tarihindeki en büyük ve inkılapçı hareketlerden biri de aşura kıyamıdır Bu kıyamın rehberi olan İmam Hüseyin hayatı boyunca (zülm ve hilekarlık karşında)uzlaşmaz bir çizgi tabip etmiş ve babasının yanı başında Cemel, Sifin, Nehrevan savaşlarına da şahsen katılmış biriydi

İmam Hamanei'nin Dilinden


Resulullah (saa) buyurmuştur ama: Hüseyin bendendir; ben de Hüseyindenimve yeniden buyurmuştur fakat:Doğrusu Hüseyin hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir

Tüm namaz kılan kardeşleri, bacıları ve kendimi Allah'tan korkmaya, takvalı olmaya, günahtan sakınmaya, hayatın ruhu ve hedefi olan Allah'ın rızasını kazanmaya misafir etme ediyorum Malın ve evladın üstünlük vermediğiO günde ve dünyada yüzümüzün ak olmasının esas kaynağı bu olacaktır

Bugün Aşura günü olduğu için İmam Hüseyin (as)'ın kıyamı hakkında konuşmak istiyorum Allah'a şükürler olsun fakat ömrümüz Hz Hüseyin (as)'ı anmakla geçmektedir

Bu büyük insanın kıyamı hakkında fazla şeyler düşünülüp söylenmiştir Ama ne dek fazla düşünülürse düşünülsün bu konuda sohbet, araştırma ve düşünce yürütme alanı geniştir Henüz bu büyük, olağanüstü ve benzersiz vakıa hakkında söylenecek çok sözler vardır Bunları düşünüp birbirimize söylememiz gerekiyor

Eba Abdullahil Hüseyin (as)'ın Medine'den çıkıp Mekke ’ye gittiği günden Kerbela'da şehadet şerbetini içtiği güne dek geçen olaylara dikkat edecek olursanız göreceksiniz fakat insan bu bir kaç aylık olaydan yüzden pozitif önemli ders alabilir Binlerce ders alınır demedim, ancak desek de yerindedir Onun her işareti bir ders olabilir Bu vakıada yüzlerce ders var dememin sebebi şudur: Eğer bu olayları dikkatle incelersek bunlardan yüz konu çıkarabiliriz Bunların herkes, bir ümmet için, bir ülke için, toplumu yönetmek için, tarih için, insanın kendisini nezaket etmesi ve Allah'a yakın olması için birer derstir Böylece ki Hüseyin b Ali (ruhlarımız ona, onun adına ve yadına feda olsun) alemdeki mukaddes insanların arasında güneş gibi parlamaktadır Yani evliya, imamlar, şehidler ve salih kullar ay gibi, yıldız gibiyseler İmam Hüseyin (as) güneş gibidir O büyük insanın kıyamından nedeniyle bu böyledir

Bu harekette asıl olan bir ders vardır Ben bugün bu esas dersi sizlere arzetmeye çalışacağım Diğerlerinin tümü ast konulardır, bu ise metnin kendisidir

Niçin kıyam etti? Bu bir derstir: Neden kıyam etti? İmam Hüseyin (as)'ın Medinei Munevvere'de, Mekkei Mükerreme'de, Yemen'de böylece izleyicileri vardı, bir köşeye çekilir ne onun Yezid'le ve ne de Yezid'in onunla bir işi olurdu Şiilerinin ve izleyicilerinin arasında yaşar, ibadet ve bildiri edebilirdi; o halde neden kıyam etti? Olay neydi? Başlıca soru budur, asıl ders budur Bu konuya şimdiye değin hiç kimse değinmemiştir demek istemiyorum Doğrusu alimler fazla çalıştılar, uğraş harcadılar, bu hususta fazla da konuştular; benim burda arzettiğim şey bu hususta daha kapsamlı bir anlayış ve yeni bir bakıştır

Bazıları, İmam Hüseyin (as) Yezid'in fasid devletini devirerek kendisi bir devlet belirlemek istiyordu, İmam Hüseyin (as)'ın kıyamının hedefi buydu diyorlar Bu laf tamamen içten değildir; yanlıştır da demiyorum Eğer bu sözden şu kastediliyorsa: İmam Hüseyin (as) devlet ayarlamak için kıyam etti, neticeye ulaşmanın muhtemel olmadığını görür görmez iyi oldu geri dönelim dedi Hükumet koymak maksadıyla hareket eden
kimse bu işin muhtemel olduğunu gördüğü müddetçe ilerler; fakat bu işin muhtemel olmadığını ya da akla yatkın bir ihtimalin olmadığını görünce vazifesi geri dönmektir Vazifesi hükumet teşkil etmekse yalnızca gidilmesi mümkün olan yere dek gitmesi caizdir Oysa gidemediği yerden geri dönmelidir, İmam Hüseyin (as)'ın bu kıyamdan hedefi, Ehli Beyt'in hakkı olan hükumeti kurmaktı diyenlerin maksadı buysa, hayır, bu doğru değildir Çünkü bu hareketin tamamını gözönüne aldığımızda azıcık daha sonra açıklıyacağım gibi hedefin bu olmadığını görmekteyiz

Bazıları da karşısında noktada yer alarak diyorlar ama: Hayır efendim, hükumet de ne seslenmek oluyormuş? İmam Hüseyin (as) hükumet kuramayacağını biliyordu, İmam (as) esasen öldürülmek ve şehid edinmek için geldiBu laf de bir müddet fazla yaygındı Bir Takımları bunu şairane tabirlerle dile getirerek hoş bir şekilde demeç ediyorlardı Bir Takım büyük alimlerimizin de böyle söylediklerini gördüm İmam Hüseyin (as)'ın şehid olmak için kıyam ettiği yeni bir laf değildi Tembel kalmakla bir şey yapılmayacağından, o halde gidip şehid olarak bir şeyler yapalım sözü de içten değildir İslam kaynaklarında, dini kaynaklarda git kendini ölüme atdiye bir şey yoktur Bizde böyle bir şey yoktur İslam'ın tanıttığı şehadet bundan farklıdır Ayet ve hadislerden de şehadet hakkında şu anlaşılmaktadır ancak, insan farz ya da yapılması iyi olan mukaddes bir gaye uğruna kendisini ölüme atabilir Sahih İslami şehadet budur Fakat öldürülmek için kendini ölüme atmak ve şairane bir tabirle kanım zalimin ayağını sarsıp onu yere yıksındiye öldürülmek şehadet değildir Hayır; bu dek azametli bir vakıanın hedefi bunlar değildir Bu da o gerçeğin bir bölümüdür, ama bu İmam Hüseyin (as)'ın hedefi değildir

O halde, İmam Hüseyin (as) hükumet için kıyam etti, hedefi hükumet teşkil etmektidiyemeyeceğimiz gibi İmam Hüseyin (as) yalnızca şehid elde etmek için kıyam ettide diyemeyiz

İmam Hüseyin (as) diğer bir şey için kıyam etmiştir Ben bu konuşmamda onu anlatmaya çalışacağım

Kendimce, İmam Hüseyin (as)'ın hedefi hükumet kurmaktı ya da şehadetti diyenler hedefle neticeyi karıştırmışlardır Hayır, bunların hiç biri değildi İmam Hüseyin'in bunların açık havada bir hedefi vardı; ama bu hedefe gelmek için bir harekete ihtiyacı vardı bunu ise iki sonuçtan biri izliyordu: Ya hükumet ya da şehadet Bağlı İmam (as) her ikisi için de hazırdı Hem hükumetin ön hazırlıklarını, keza de şehadetin ön hazırlıklarını yapıyordu Yani her ikisi için de kendisini hazırlanmış durumda tutuyordu Sonuçta hangisine ulaşırsa ulaşsın doğruydu ve sakıncası yoktu Ama asıl maksat bunlar değildi, bunlar sadece hedefi izleyen sonuçlardı

Niyet neydi? başta o hedefi kısaca tanımlayıp daha sonra birazcık açmak istiyorum İmam Hüseyin (as)'ın hedefini açıklama yapmak istiyorsak şöyle demeliyiz: İmam Hüseyn (as)'ın hedefi çok büyük bir dini farizayı yerine getirmekti fakat bu farizayı ondan önce hiç kimse yerine getirmemiştir Ne Emirul Müminin Ali (as) ve ne de İmam Hasan (as) Bu farizanın İslam'ın tüm fikri düzeni ve ameli bedel kayda değer bir yeri vardır Bu fariza fazla manâlı olmasıyla birlikte temel bir farizadır İmam Hüseyin (as)'ın zamanına değin bu fariza gerçekleştirilmemişti; niçin? Niçin o zamana dek gerçekleşmediğini açıklayacağım Tüm tarihe bir ders olması için İmam Hüseyin (as) bunu yapmalıydı Mesela; Resulullah (saa) hükumet kurdu ve hükumet kurmak bütün İslam tarihi için bir ders oldu Veya Peygamber (saa) Allah yolunda cihad etti ve bu tüm müslümanlar ve sonsuza dek tüm insanlık tarihi için ders oldu

Bu farz da müslümanlara ve tarihe ameli bir ders olması için İmam Hüseyin (as) vasıtasıyla yerine getirilmeliydi; bu işi neden İmam Hüseyin (as)'ın yapması gerekiyordu? Çünkü onu yapmanın ortamı İmam Hüseyin (as)'ın döneminde oluştu Bu etraf İmam Hüseyin'in döneminde (as) oluşmasaydı, mesela İmam Ali Naki (as) döneminde oluşsaydı bu işi İmam Ali Naki (as) yapardı Büyük vakıa, İslam tarihinin büyük kurbanı İmam Ali Naki (as) olurdu Bu ortam İmam Hasan (as)'ın döneminde oluşsaydı İmam Hasan (as) yapardı İmam Sadık (as)'ın döneminde oluşsaydı İmam Vefalı (as) yapardı Bu ortam İmam Hüseyin (as)'dan önceki dönemlerde oluşmadığı gibi İmam Hüseyin (as)'dan sonra da oluşmadı Onikinci imamın gaybet dönemine kadar imamlardan hiç birinin döneminde böyle bir etraf oluşmadı, sadece İmam Hüseyin (as)'ın döneminde oluştu

O halde kasıt, acilen açıklayacağım farzı yerine getirmekti Yan bu farz yapıldığında şu iki neticeden birisini verecekti: Yerine getirdiği bu farzın neticesi ya hükumetti fakat, hükumet olsaydı İmam Hüseyin (as)'ın hükumete hazırlığı vardı ve hükumete geçseydi de işi sıkı miktar ve toplumu Resulullah (saa)'in ve Hz Ali (as)'ın dönemindeki gibi yönetirdi veya bu farzın neticesi hükumet değil şehadet olacaktı Sonuç şehadet olsaydı İmam Hüseyin (as) ona da hazırdı Allah Teala İmam Hüseyin (as)'ı ve öteki İmamlar'ı bu hususta karşılaşacakları böylece bir şehadetin ağır yüküne dayanma edebilecekleri bir şekilde yaratmıştı, İmam Hüseyin (as) buna dayanıklılık etti Kerbela musibetleri de diğer bir büyük meseledir

Bu konunun özetidir Hemen konuyu azıcık açalım: Resuli Ekrem (saa) ve herhangi bir peygamber geldiklerinde beraberlerinde bazı hükümler de getirirler Bu hükümlerden bazıları kişisel olup, insanın kendisini ıslah etmesi içindir ve bazıları ise toplumsal olup insanların idari hayatını planlamak, yönetmek ve insan toplumunu yüceltmek içindir Bu hükümler topluluğuna İslam nizamıdenilmektedir İslam Resuli Ekrem (saa)'in mukaddes kalbine nazil oldu, namazı, orucu, zekatı, infak etmeği, haccı, aile hükümlerini ve bireysel irtibatları getirdi daha sonra Allah yolunda cihad, İslam hükumeti kurma, İslam iktisadı, yöneticiyle ahali arasındaki ilişkileri, hükumete aleyhinde halkın atamalerini; bütün bunları insanlığa İslam sunmuş, hepsini de Resuli Ekrem (saa) getirmiş ve açıklamıştır: Sizi cennete yaklaştıracak veya cehennemden uzaklaştıracak her şeyi tanıttıkİnsanı ve toplumu, hakka ulaştıracak her şeyi Resuli Ekrem (saa) açıklamıştır Sadece açıklama etmekle kalmamış, onları pratik olarak de göstermiştir Resulullah (saa)'in zamanında İslam hükumeti ve İslam toplumu oluşturularak, İslam iktisadı uygulandı, İslami cihad yapıldı, İslami zekat alındı ve İslami bir ülke oldu, İslami bir armoni meydana geldi Bu düzenin mimarı Resulullah (saa)'dir Bu trenin lokomotifini harekete geçiren, onun çizgisini belirleyen Resuli Ekrem (saa) ve onun yerine geçen imamlardır Hattı da bellidir İslam toplumu ve ferdi, bu hattın üstünde, bu doğrultuda ve bu yolda hareket etmelidir Eğer bu yolda hareket edilirse o zaman millet kemale ulaşır, salih kullar olur ve melekleşirler Bu durumda cefa ve musibet insanların arasından kalkar, fesad yok olur, ihtilaf ve ikilik diye bir şey kalmaz, yokluk ve cehalet yok olur Ademoğlu bedbahtlıktan kurtularak Allah'ın kamil bir kulu olur

Resuli Ekrem (saa) bu düzeni Medine'nin bir bölümünde sonradan da Mekke ve diğer bir kaç şehirde uyguladı

Burada şu soru akla gelmektedir: Acaba Resuli Ekrem (saa)'in harekete geçirdiği bu treni herhangi bir etmen, raydan çıkarırsa yapılması gereken şey nedir? İslam toplumu saparsa ve bu sapıklık bütün İslam'ın ve İslam öğretilerinin sapmasından endişe edilecek bir dereceye ulaşırsa bizim vazifemiz nedir? Çünkü iki türlü sapıklık vardır: Ara Sıra halk sapar, fasid olurlar; birçok vakit böyle olur, fakat İslam'ın hükümleri ortadan kalkmaz Bazen de millet fasid olduğu gibi hükumetler, alimler ve sözcüler de fasid olur; fasid insanlardan da sahih din çıkmaz Kur'an'ın anlamını tahrif ederler, hakikatları tahrif ederler, iyileri kötü, kötüleri de iyi gösterirler Münkeri maruf ve marufu da münker ederler, İslam'ın çizdiği çizgiyi yüzseksen derece diğer bir yöne değiştirirler İslam toplumu ve İslam nizamının başına böyle bir şey gelirse millet ne yapmalıdırlarMuhakkak Resulullah vazifenin ne olduğunu buyurmuştur Kur'anı Kerim'de vazifeyi şöyle açıklıyor Ey iman edenler, içinizden kim dininden döner (irtidad eder)se, Allah (yerine), kendisinin onları sevdiği ve onların da kendisini sevdiği, müminlere karşısında alçak gönüllü, kafirlere karşı ise güçlü ve onurlu, Allah yolunda cihad eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir kalabalık getirir1 Bu hususta bir çok ayet ve hadis vardır İlerde değineceğim gibi İmam Hüseyin (as)'ın Resulullah (saa)'dan naklettiği hadiste de bu vazife demeç edilmiştir İmam Hüseyin (as) bu hadisi Resulullah (saa)'dan halka nakletmiştir Peygamber (saa) ilahi hükmü buyurmuştu, fakat Peygamber (saa)'in kendisi bu ilahi hükme amel edebilmiş miydi? Kuşkusuz oysa hayır; çünkü bu ilahi hüküm toplum sapıklığa düştüğünde amel edilecek bir hükümdü Hiç bir konuda insanı hükümsüz bırakmayan Allah'u Teala bu hususta da hükmü belirlemiştir ve bu hükmü Peygamber (saa) insanlara açıklamıştır bununla beraber Kur'an ve hadislerde de beyan edilmiştir Ama Peygamber (saa)'in kendisi bu hükümle amel edemezdi Bu hükme ama toplum raydan çıkıp saptığı süre amel edilebilir Peygamber (saa)'in zamanında ise toplum sapmamıştı Hz Ali (as)'ın döneminde de toplum o derece sapmamıştı Muaviye'nin öncelikle olduğu İmam Hasan (as)'ın döneminde bozulmaların bir çok belirtileri ortaya çıkmış olmasına rağmen adamakıllı İslam'ın sapmasından üzüntü edilecek dereceye varmakmıştı Evet; kısa bir dönemde böyle bir durumun oluştuğunu söyleyebiliriz, fakat o dönemde de kıyam için fırsat yoktu

İslam hükümlerinin bir parçası olan bu hükmün önemi devlet kurmaktan az değildir Çünkü hükumet toplumu yönetmek, idare etmek demektir Toplum tedricen çizgiden çıkar, bozulmalar olur ve Allah'ın hükmü değişirse; durumu değişim, hayatı yenileme, bu günkü tabirle inkılaba cevaz veren hükme ihtiyaç olacaktır

O halde sapık toplumu ıslah etmek için kıyam etme hükmünün önemi, İslam devletinin içeriğini belirleyen hükümden az değildir Bunun kafirlerle cihad etmekten veya İslam toplumunda bayağı bir marufu emr ve münkeri nehyetmekten daha önemli olduğu söylenebilir Hatta bu hükmün önemi Allah'ın büyük ibadetlerinden ve hacdan da artı olduğunu söyleyebiliriz Neden mi? Çünkü bu hüküm aslında ölmek üzere olan İslam'ın veya ölmesinden sonradan dirilmesini sağlamaktadır Şüphesiz etraf yerinde olduğunda bu hükme amel etmek farz olur Çünkü Allahu Teala insanı, faydası olmayan hiç bir şeyle mükellef etmemiştir Etraf uygun olmazsa ne yaparsa boştur ve hiç bir etkisi olmaz Ortamın uygun olması şarttır Kuşkusuz ortamın yerinde olmasının da özel bir anlamı vardır Tehlikesi olduğu için etraf yerinde değildir diyemeyiz çünkü hedef bu değildir Bundan amaç insan yaptığı bu işin sonucu alacağını, mesajını halka ulaştırabileceğini bilmelidir İmam Hüseyin (as)'ın döneminde de o bozukluk ve sapıklık oluştuğu gibi ortam da uygundu

Raydan çıkılmıştı; çünkü Muaviye'den sonra o kadar birisi hükumete geçmişti ancak hatta İslam'ın zahirini bile gözetmiyordu Şarap içiyor, açık açık zina yapıyor; haksız yere adam öldürüyor, şiirler okuyarak Kur'an'ı ve İslam dinini reddediyordu Açık Açık İslam'a karşısında çıkıyordu; fakat Müslümanların emiri olduğu için İslam'ın ismini uyandırmak istemiyordu lakin İslam'a da amel etmiyordu İslam'la alakası yoktu Aksine kendi amel ve hareketleriyle toplumu lekeli su çıkan ve etrafını bulandıran bir kanal gibi tüm İslam toplumunu kirletiyordu Fasit baskın böyledir Fasit hakim kalenin başında olduğu için ondan sıçrayan bir şey sadece orda kalmaz, altında dökülerek tüm kaleye yayılır Fakat bayağı normal millet böyle değildir Bayağı halk müziği sadece kendi bulundukları yeri bozabilirler Elbette fakat yüksekte olan ve toplumda konumu herkesten yüksek olan kimselerin zararları fazla olur Adi insanların azmaları sadece kendilerini etkiler Etraflarındaki bazılarının da fesada sürüklenmelerine sebep olabilirler Fakat başta olan birisinin doğruluğu her yeri etkiler Yine salih bir kimse olursa onun da doğruluğu her yeri doldurur Yezit gibi bir kimse pek azgınlığıyla birlikte müslümanların halifesi olmuştu Peygamber (saa)'in halifesi! Bundan büyük sapma mı olur? Kiyam için etraf da hazırdı Şüphesiz tehlike vardı Zinde ve kudretli olan bir kimsenin onunla çelişen insanlara tehlike oluşturmaması muhtemel müdür? Bunun bir savaş hali olduğu bellidir Siz onu tahtından aşağı sürüklemek ve gücünden devirmek istiyorsunuz, onun sizi seyretmesini bekleyemezsiniz Tabiidir ki o da size darbe indirecektir O halde risk vardı Etraf uygundu diyorsak yani İslam toplumu, İmam Hüseyin (as)'ın mesajını o dönemdeki ya da tarih her tarafında insanlara ulaştırabilecek bir durumdaydı

İmam Hüseyin (as) Muaviye'nin döneminde kıyam etmek isteseydi İmam (as)'ın mesajı örtbas edilir, gelecek kuşaklara ulaşmazdı Bunun sebebi Muaviye dönemindeki hükumetin durumudur oysa derhal ben onu açıklamak istemiyorum Muaviye döneminde pek bir siyaset hakimdi ama ahali adalet sözün adalet oluşunu işitemiyordu Dolayısıyla İmam Hüseyin (as) Muaviye'nin döneminde on sene imam olmasına karşın hiç bir şey demedi, hiç bir harekete girişmedi, kıyam etmedi Çünkü o dönemde şart uygun değildi İmam Hüseyin (as)'dan önce de İmam Hasan (as) vardı O da kıyam etmedi; çünkü etraf yerinde değildi İmam Hasan (as) bu işin ehli olmadığından yok İmam Hasan (as) ile İmam Hüseyin (as)'ın bir farkı yoktu İmam Hüseyin (as) ile İmam Seccad (as)'ın da bir farkı yoktur

Yeniden İmam Hüseyin (as) ile İmam Ali Naki (as)'ın, İmam Hasan Askeri (as)'ın bir farkı yoktur Ast İmam Hüseyin (as) bu cihadı yaptığı için bunu yapmayanlara oranla makamı daha büyüktür

Ancak imamet makamı açısından onların hepsinin makamı birdir Onlar için de böyle bir şey söz konusu olsaydı bu işi yapar ve bu makama ulaşırlardı İmam Hüseyin (as) keza böyle bir sapmayla karşılaştığı için o vazifeyi yapmak zorundadır ve keza de ortam uygun olduğu için Dolayısıyla basmakalıp sıradan ırk gibi olmayan, dini haberdar olan, arif, alim, ileri görüşlü olan Abdullah b Cafer, Muhammedi Hanefiyye ve Abdullah b Abbas gibi kişiler İmam Hüseyin (as)'a, tehlikelidir, gitmeyin dedikleri vakit, tehlike yüzünden vazife kaldırılır çağrıda bulunmak istiyorlardı

Onlar bu vazifenin sırf tehlikeli olmasıyla kaldırılmayacak bir vazife olduğunu bilmiyorlardı Evet; tehlikeliydi Bu vazifenin defalarca tehlikesi vardır İnsan, görünüşte fazla dinç bir güce karşı kıyam ederse tehlikesiz olabilir mi? Böyle bir şey muhtemel müdür? Bu vazifenin tekrar tekrar tehlikesi vardır İmam Humeyni'ye diyorlardı fakat, siz Şah'la karşısında karşıyasınız, bu iş tehlikelidir İmam Humeyni bu işin tehlikeli olduğunu bilmiyor muydu? İmam Humeyni bilmiyor muydu oysa, Pehlevi rejiminin güvenlik devirlileri insanı tutup hapse atar, işkence eder, insanın dava arkadaşlarını öldürür, sürgün ederler? Bunları bilmiyor muydu? Pekala biliyordu İmam Hüseyin (as)'ın döneminde yapılan işin ufak bir örneği de bizim dönemimizde yapıldı Ama o dönemde şehadet neticesine ulaştılar, lakin bu dönemde ise hükumet neticesine ulaşıldı Bu ikisi birdir, arasında hiç bir ayrım yoktur İmam Hüseyin (as)'ın hedefiyle İmam Humeyni'nin hedefi birdi

Hüseynî öğretiler Şia öğretisinin büyük bir kısmını teşkil etmektedir Bu her şeyin temelidir Bu İslam'ın temellerinden birisidir

Aramak oysa amaç İslam'ı belli başlı hattına döndürmektir İslam toplumunu sahih hattına çevirmek; ama ne zaman? Dürüst yoldan çıkıldığı vakit; cehalet, cefa, diktatörlük ve ihanet müslümanları yoldan çıkardığı, ortamın hazır ve şartların da kıyama müsait olduğu süre Yan tarihin farklı alanlara yönlendirilmiş dönemleri vardır Bazen şartlar müsait olur ara sıra de olmaz İmam Hüseyin (as)'ın zamanında olduğu gibi bizim zamanımızda da şartlar müsait idi İmam Humeyni (ra) de benzer işi yaptı Arzettiğim gibi maksat birdi, ama insan bu hedefin doğrultusunda gitgide artarak, İslami toplumu ve İslami düzeni asıl merkezine yani hakkın hattına çevirmek için zulmani hükumetin ve batıl güçlerin aleyhine kıyam edince, bir bakıyorsunuz ama bu kıyam başarılı oluyor ve egemenlik ele geçiriliyorBizim zamanımızda elhamdulillah bu böyle oldu ve hükumet ele geçti Ara Sıra de, kıyam hükumet ile sonuçlanmayıp şehadet nasip oluyor

Acaba bu durumda kıyam etmek farz değil midir? Niçin olmasın İnsan şehit olsa da kıyam etmesi farzdır

Acaba şehadetle sonuçlanan bir kıyamın faydası yok mudur? Niçin olmasın; ikisinin arasında hiç bir fark yoktur Bu kıyam, bu hareket her iki durumda da faydalıdır Fakat her birinin kendine özgü faydaları vardır Bu meslek yapılmalıydı, hareket edilmeliydi; işte bunu İmam Hüseyin (as) yaptı Bu işi birincil yapan birey İmam Hüseyin (as)'dı Ondan önce hiç kimse bu şekilde kıyam etmedi; çünkü böyle bir etraf yoktu Peygamber (saa) ve Emirul Müminin Ali (as) zamanında bu şekilde toplumsal bozukluk yoktu, olsaydı da kıyam etmek için ortam hazırlanmış değildi İmam Hüseyin (as) zamanında her ikisi de vardı İmam Hüseyin (as)'ın kıyamında ana mesele budur *
 
858,500Konular
982,382Mesajlar
32,976Kullanıcılar
arktristSon üye
Üst Alt