iltasyazilim
FD Üye
Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz?in azîz, latîf, mübârek, pâk rûhi tayyibelerine; ehli beytin, ashâbı kirâmın, enbiyâi izâmın, sâdâtı kiram hazarâtının, şehîd olan kardeşlerimizin rûhi şerîflerine; dînimizin, vatanımızın, milletimizin muhafazasına, bugün düğün merasimini yaptığımız evlâtlarımızın ve bütün evlâtlarımızın iki cihan saâdeti niyaz ve duâsıyla, bir Fâtihai Şerîfe, üç İhlâs…
Muhterem Kardeşlerimiz!
Okunan üç âyet, bir evlilik hayatı, evlilik hayatının getirdiği huzur… İlk okunan âyet, Rûm Sûresi?nin 21 âyetiydi Cenâbı Hak takvâ sahibi bir âile yuvası arzu ediyor
İnsanoğlunun mesut âile yuvası Cennet?te başladı, Âdem ile Havvâ Vâlidemiz?le beraber Onun için dünyadaki âile yuvalarının da takvâ hayatı ile bir Cennet hazırlığı şeklinde olması îcâb eder ki Cennet?teki mesut âile yuvası kazanılabilsin
Evlilik hayatı bizi derin bir tefekküre dâvet ediyor Cenâbı Hak her hâdisede:
???????? ??????? ??????? ??????? ?????? buyuruyor
“Yaratan Rabbinin adıyla oku (elAlak, 1)
Okuduğumuz zaman bu evlilik hayatını; milyonlarca kişi içinden iki kişinin kaderi birleşecek ve bir hayat arkadaşlığı başlayacak Ayrıldıkları annebaba yuvasından, kurdukları yuva, zaman içinde, daha sıcak hâle gelecek Cenâbı Hak böyle bir yuvanın, huzur dolu bir yuvanın, takvâ dolu bir yuvanın getireceği huzuru bildiriyor Rûm Sûresi 21 âyette Cenâbı Hak meâlen:
“Kaynaşmanız için size kendi (cinsleri)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi, merhamet peydâ etmesi de O?nun (Allâh?ın varlığının) delillerindendir Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır
Bu üç husûsiyet evlilikte, Allah rızâsının istikâmetinde bir evlilik; önce:
???????????? Cenâbı Hak buyuruyor Evlilik hayatı, sükûnet verecek, huzur hâli verecek Eğer âilede huzur varsa, bu, hayatın her safhasına sirâyet eder
İkincisi, evlilikte;
????????? buyruluyor Sevgi ve muhabbet olacak Bu meşrû muhabbet (için); süflî muhabbetten insan kurtulacak, aslî muhabbete, Cenâbı Hakk?a olan muhabbete dönecek
Cenâbı Hakk?ın bir ismi de “Vedûddur Muhabbetin merkezi, sevginin merkezi Cenâbı Hak?tır Âile hayatı, eşleri muhabbetin merkezine yönlendirirse, sevginin hakîkî lezzeti tadılmış olur
Üçüncü madde:
???????? Cenâbı Hak buyuruyor Bu da şefkat İki taraf birbirine müşfik olacak Bilhassa yaşlılıkta birbirine destek olacak Birbirine tabir câizse baston olacaklar
Velhâsıl evlilikte temel malzeme; sevgi ve şefkattir
Huzurlu bir evlilikte beş şart, buyruluyor:
Birincisi, taraflar arasında muhabbet:
Menşei Cenâbı Hak?tan Yani iki tarafın Allah rızâsına uygun bir şekilde takvâ hâlini artırması, birbirinin rûhuna girecek muhabbet damarları bulmaları Muhabbet, saâdeti kolaylaştırır
İkinci madde sadâkattir:
Zor zamanda tarafların fedakârlığı, birbirlerine karşı fedakâr olacaklar İşte en basiti, hatırlayacağımız; Hatice Vâlidemiz?in vefat ettiği seneye, “hüzün senesi denildi
Yani demek ki, nasıl bir sadâkat vardı Efendimiz?in Hatice Vâlidemiz?le olan evliliğinde ki o seneye İslâm tarihinde “hüzün senesi dendi
Üçüncüsü, karşılıklı saygı olması lâzım:
Yani samimiyet olacak eşler arasında, lâubâlîlik olmayacak Vakar olacak, kibir olmayacak Tevâzû olacak, zillet olmayacak Yani evlilikte hudutlar iyi korunacak
Sabır olacak:
Taraflar zor zamanlarında birbirlerinin güzel huylarını düşünecek Olur; mizaçlar farklıdır Zaman zaman ufak tefek kıpırdanmalar olur huzuru bozacak O zaman taraflar, birbirlerinin güzel huylarını düşünecekler Aralarında münâkaşa olmayacak Olsa bile evlâtlarının yanında olmayacak, evlâtlara zarar verilmeyecek
Beşincisi, mes?ûliyet duygusu:
Taraflar, birbirinin vazifelerini ihmâl etmemeli İki tarafın da annebabası aynı hâle gelecek Bilhassa emânet olan yavrular hayırhasenatta istikametlendirilecek
Hazreti Âişeradıyallâhu anhâ naklediyor:
Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Sizin en hayırlınız, âilenize karşı en hayırlı olanınızdır Ben de âileme karşı en hayırlı olanınızım buyuruyor (Tirmizî, Menâkıb, 633895; İbni Mâce, Nikâh, 50)
Demek ki bir insan, bir erkek, âilede dâimâ âcizdir kadınçocuk; ona karşı bir hayırlı olabilmek
Bu beş maddeye dikkat edebilmek
Yine, evlilik üzerine olduğu için sohbetimiz:
“Bir kadınla bir hanımla dört şeyden dolayı evlenilir (buyruluyor) Malı, soyu, güzelliği ve dîni için Siz, dindar olanı tercih edin… buyruluyor (Buhârî, Nikâh, VI, 123; Müslim, Radâ, 53)
Takvâ olanı tercih edin diyor Aksi hâlde diyor, müşkül durumda kalırsınız diyor Efendimiz
Yine Efendimiz buyuruyor: (Âilenin meyvesi, yavrular)
“Hiçbir (anne)baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmadı (Tirmizî, Birr, 33)
Yani bir annenin, bir babanın evlâdına en güzel mîrâsı, ona bir şahsiyet ve karakter mîrâsıdır, mâneviyat mîrâsıdır, âhiret mîrâsıdır
Yine burada çok güzel bir şey var; nasıl bir o, iki muhabbet
Âmir bin Sa?d bin Ebû Vakkas, babasından şunları nakletmiştir:
Vedâ Haccı senesi, hastalığının artması üzerine Rasûlullah beni ziyarete geldi Mal varlığımı sadaka olarak dağıtmak istediğimi söyleyince, sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz:
“?(Onları dağıt Fakat) Allah rızâsını umarak âilen için yaptığın her harcamadan da muhakkak ecir vardır… (Buhârî, Cenâiz, 36)
Tabi bu harcama, israfa giden bir harcama değil Onlara bir mânevî hayat, bir âhiret hayatı, bir mânevî tahsil hayatı verebilmek için olan bir harcamadır Bir israf için olan bir harcama değildir Fakat bugün maalesef bu arttı gidiyor
Düğünler, nikâh akdinin îlân edilmesiyle bir âile yuvası kurmanın sevinç ve memnuniyetini toplumla paylaşmaktır İşte paylaşıyoruz bu sürûru bugün Evlilik, yeni bir dünya hayatına bir adım atmaktır Bu sebeple Cenâbı Hakk?ın rahmetini celbedecek şekilde icrâ edilmesi zarûrîdir Zira saâdeti ihsân edecek olan, Cenâbı Hak?tır
Evlilik, nikâh ve düğünle başlar Nikâh ve düğün, birbirini tamamlayan unsurlardır Peygamber Efendimiz, nikâhla beraber bir velîme, yani düğün yemeği verilmesini, zenginfakir ayırt edilmeden davet edilmesini tavsiye buyurmuştur Bu hususta îkazları şöyledir:
“Zenginlerin davet edilip fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği, iyi bir yemek değildir buyuruyor Efendimiz (Buhârî, Nikâh, 72; Müslim, Nikâh, 107)
Bu, düğünlerde en mühim alınacak; duâlardır… Evlenenlerin en büyük ihtiyacı, ümmeti Muhammed?in hayırduâsıdır onlara Çünkü yeni bir hayatın başlangıcı
Bu hayat, takvâ temelleri üzerinde inşâ edilmelidir Yani bu yeni hayata, bu düğünlere, Kur?ânı Kerîm tilâvetiyle, mânevî sohbetlerle, Cenâbı Hakk?a duâ ve ilticâlarla başlanmalıdır Bilhassa sâlih kimselerin duâlarını almaya gayret edilmelidir
O âile yuvasında Cenâbı Hakk?ın rahmetiyle, inâyetiyle bereket tecellî eder O yuvada, sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz?in âile yuvasının rûhânî dokusundan hisseler nasîb olur Ki o yuvada göz nûru olacak nesiller yetişsin
Bugün maalesef, esefle söyleyeyim; birçok düğün, İslâmî ölçü ve hassasiyetten uzaklaşarak icrâ edilmektedir Hâlbuki müslümanların düğünü, gayri müslimlerin düğünlerine benzememek îcâb eder Fâtiha?da bile;
?????? ???????????? ?????????? ????? ????????????
(“…Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! elFâtiha, 7) diyoruz Duâ ediyoruz Rabbimiz?e Onun için, onlara benzememek
Âile için maddîmânevî yıkım sebebi olan israf çılgınlıkları başlıyor Takı gösterileri başlıyor O bu takıyı takmış, öbürü öbür takıyı takmış, buna bakılıyor Onun duâsı nasıl, bunun duâsı nasıl, duâ tarafına bakılmıyor maalesef, takı tarafına bakılıyor Takıdan saâdet bekleniyor Hâlbuki saâdet, duâlardan beklenir Cenâbı Hakk?ın rızâsını tahsil etmekten beklenir
Kadınerkek mahremiyeti çiğneniyor maalesef Ve güç gösterisi başlıyor Helâlharam sınırlarının unutulduğu bir merasim oluyor
İslâm?ın tanımadığı bu hâller, evliliğin rûhânî tarafını zedeler Zira İslâm bir bütündür Hayatın her safhasında yaşanıp bazı safhalarında terk edilemez
Okunan diğer âyette, ikinci bir âyette, Nûr Sûresi?nin 32 âyeti okundu Burada ise diğergâmlık, kendinin dışındakilere hizmet Bu da çok mühimdir kardeşler!
Ferdî ibadette en mühim “namazdır İctimâî ibadette de en mühim “hizmettir Bu âyeti kerîmede Cenâbı Hak:
“Aranızdaki bekârları… (zayıfları, çâresizleri, evliliğe) elverişli olanları evlendirin (buyuruyor Cenâbı Hak) Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lûtfuyla onları zenginleştirir (Ruhlarına ferahlık verir) Allah (lûtfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir (enNûr, 32)
Muhyiddîni Arabî Hazretleri buyuruyor ki:
“Sen (diyor) bir evliliğe (diyor), sebep olursan (diyor), o çiftlerin yaptıkları ibadetlerde, tâatlerde, vesîle olduğun için aynı ecirler sana da gelir buyuruyor
Fakat burada dikkat etmek lâzım Eğer iki tarafı biliyorsan vâsıta olmak lâzım Çünkü burada şer?î hususta küfüv şarttır Yani birbirine denklik şarttır
Mevlânâ Celâleddîni Rûmî Hazretleri:
“Bir ayakkabı ayağına dar veya bol geliyorsa, (o çiftin) diğer ayakkabısı bir işe yaramaz buyuruyor
Onun için bu vesîle olanlar da bu denkliği iyi düşünmesi lâzım Bu denklik, eğer bunu düşünemiyorsa, girmemesi lâzım Eğer bu denkliği bulabilmişse, yani kız ve erkek aynı karakterde ise bu evliliğe girmek, alâkadar olmak, teşvik etmek lâzım
Ecdâdımız bu hususta vakıflar kurmuştur Hattâ ecdâdımız, yetimlerin çeyizlerini hazırlama vakıfları kurmuştur Mahalle, o yetimlerin bir sigortası olmuştur
Üçüncü okunan âyet, Furkan Sûresi?nden okundu, 74 âyet Burada Cenâbı Hak:
???????? ???? ????? ???? ???????????? ???????????????? ??????? ???????? ???????????? ?????????????? ????????
(“…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla! Ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! elFurkân, 74)
Cenâbı Hak böyle bir duâ istiyor Tabi bu duâ, tatbik etmemiz lâzım
“Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak, gözümüzün nûru olacak eşler…
Demek ki kız yavrularımızı iyi yetiştirmemiz lâzım Onu bir İslâm ahlâkı, İslâm terbiyesi üzerine yetiştirmemiz lâzım Onun için Kur?ân Kurslarımızdan geçirmemiz zarûrîdir Allâh?ın kelâmını düzgün okuyacak Kur?ânı Kerîm herhangi bir fânînin kitabı değil, Hakk?ın kitabı Cenâbı Hakk?ın kullarına gönderdiği bir mektup Kıraatsiz bir namaz olmaz Câiz değildir Onun için evlâtlarımızı bilhassa bir Kur?ânı Kerîm tahsilinden geçirmemiz lâzım
Kur?ânı Kerîm tahsili basit bir tahsil değildir Diğer tahsillere beş sene on sene emek veriliyor Maalesef dînî tahsil basit görülüyor:
“?Ben (diyor), yaz tatilinde çocuğumu câmîye gönderdim İşte dîni öğrendi diyor
Tabi kendisi dînin derinliğine varamadığı için, iki aylık, üç aylık bir yaz tatilinde câmiye göndermesini kâfî görüyor
Maalesef bu, annelerin dikkatine, çünkü yetiştiren, annelerdir anne sâliha olursa, kızı da sâliha olur Bir misal vermek istiyorum:
Asrı saâdette, yani Efendimiz?in zamanında, beyler eve geldiği zaman… Hanımlar çarşıpazar gezmezdi Yanlış vitrinleri seyretmezdi O hanımlar derdi ki gelen beylerine, efendilerine:
“?Efendi, bugün hangi âyet indi Allah?tan? Cenâbı Hak bugün nasıl bir emirler bize, nasıl âyetler tebliğ etti? Biz Allah rızâsını nasıl tahsil edeceğiz? Sen bugün bana inen âyetleri söyle derdi Bir
İki:
“?Efendimiz?in femi muhsininden, mübârek ağzından çıkan o îkazları bana anlat derdi Ashâbı kirâm hanımlarının derdi buydu
Rasûlullah Efendimiz de buyuruyor:
“Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi (Yani Allah sevdiriyor) Biri, sâliha hanım… (Bkz Nesâî, Işretü’nNisâ, 10)
Bu sâliha hanımlar, sabahları kocalarını geçirirlerken de:
“?Aman bize yanlış lokma getirme! Biz dünyada her şeye katlanırız, fakat Cehennem azâbına katlanamayız derlerdi
İşte yavrularımızı bu şekilde yetiştirmek lâzım Cenâbı Hakk?ın sevgisiyle, Rasûlullah Efendimiz?in sevgisiyle, Kur?ân sevgisiyle, İslâm?ın sevgisiyle
Bir imtihan dershanesindeyiz Esas hayat, âhiret hayatı Âhiret için dünyaya geldik… Bizim, kendimizin takvâ sahibi olmamız kâfî gelmez Evlâtlarımızdan da bize sadakai câriye gelecek veyahut da seyyiei câriye gelecek
Cennete girenler;
??????? ??????? ???? ????? ???????
(“Onlara merhametli Rabb?in söylediği selâm vardır Yâsîn, 58)
Büyük bir ihtişamla karşılaşacaklar
“Yevmü?lfasl olacak bir “ayrılış günü olacak Fakat, diğer, mücrimlere ise;
???????????? ????????? ???????? ??????????????
“Mücrimler! (Siz günahkârlar!) Ayrılın bu tarafa! (Siz Cehennem tarafına geçin!) (Yâsîn, 59) diyecekler Onun için Cennet?in pazarlandığı yer burası
Cenâbı Hak; “canlarıyla, mallarıyla Cennet?i satın aldılar buyruluyor (Bkz etTevbe, 111)
Demek ki bize Cenâbı Hak ne nîmet verdi? Evlât nîmeti verdi Ondan sorumluyuz biz Evlâdımızı Allah yolunda yetiştireceğiz, kız ve erkek
???????? ???? ????? ???? ????????????
(“…Rabbimiz! Bize eşler… elFurkân, 74)
Demek ki zevceler… Nasıl bir zevce? “Gözümüzün nûru olacak âyeti kerîmede buyruluyor Anababanın sîmâsını da o kıyâmet günü ağartacak
Ondan sonra “zürriyet geliyor Öyle bir zürriyet ki o da göz nûru olacak bir zürriyet, hayırhah olacak zürriyet Bak dedelerimiz, hayırlı zürriyetler neticesinde bu vatan bize kaldı Onlar sayesinde ezanlarımız bütün semâyı kaplıyor Onlar sayesinde bayraklarımız hür olarak dalgalanıyor
Ondan sonra:
???????????? ?????????????? ????????
(“…Ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! elFurkân, 74)
Biz de takvâ sahibi olacağız Takvâ da o da kâfî değil takvâda önder olacağız, rehber olacağız Zira Cenâbı Hak:
“…Biz sizleri hayırhah bir ümmet olarak yarattık Allâh?ın yeryüzündeki şâhitlerisiniz Peygamber de size şahit olsun… Yani Allâh?ın dînini temsil edersiniz İbadette, muâmelâtta, muâşerette, ahlâkta temsil edersiniz Peygamber de size şâhit olsun, buyruluyor (Bkz elBakara, 143)
Velhâsıl evlâtlarımızı israfa alıştırmayalım kardeşler!
?????? ???????????? ?????????? ????? ????????????
(“…Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! elFâtiha, 7) Dalâlettekilerin giysisine vesâire, şuna buna alıştırmayalım, makyajlarına vesâiresine…
Dâimâ düşüneceğiz: Cenâbı Hak bana akıl verdi Ben bu aklı nerede kullanacağım? Güçkuvvet verdi Nasıl kullanacağım güçkuvveti Allah yolunda? Malmülk verdi Malımülkü ben nasıl kullanacağım?
Rûhu?lBeyân tefsîrinde güzel bir hâdise naklediyor, İsmâil Hakkı Hazretleri:
Geçmiş peygamberlerden birine vahyoluyor ki:
“?Sen o âileye söyle, ona baştan mı zenginlik sonra fakirlik yahut baştan fakirlik, sonra mı zenginlik verelim? diye
Adam diyor ki:
“?Gidip hanımla bir istişâre edeyim diyor Hanımına anlatıyor:
“?Ben (diyor), baştan (diyor) fakirliği istiyorum (diyor), yaşlılıkta zenginlik daha rahattır diyor
Hanımı:
“?Yok (diyor), sen (diyor) bu işi bana bırak diyor Firâsetli bir hanım
“?Biz (diyor), baştan zenginlik isteyelim O?nun bir ihsânını görelim diyor
Gidiyor peygambere:
“?Ey Rasûl (diyor), biz baştan zenginlik istiyoruz diyor
Cenâbı Hak zenginlik veriyor
Kadın kocasına diyor ki:
“?Bak (diyor), bir kap yemek biz yersek, aynı kabı gidip bir fakire vereceksin Üzerine bir elbise alırsan, bir elbiseyi de fakire vereceksin Kendine ne alıyorsan onun bir mislini de fakire vereceksin
Şükreden bir kul… Cenâbı Hak da onlara bir daha fakirlik vermiyor (Bkz Ramazanoğlu Mahmud Sâmî, Bakara Sûresi Tefsîri, s 3334)
Çünkü zenginliğin şükrünü yapıyorlar, îfâ ediyorlar Onun için kardeşler, maalesef bazı yerlerde tabi sizi tenzih ederim düğünlerde takı yarışları oluyor Bunlar güç gösterisi Allâh?ın sevmediği şeyler bunlar
Hâlbuki bir insan, fazîletiyle, şahsiyetiyle, karakteriyle insandır Taktığı takıyla değil Kuyumcu dükkânı gibi takılarla geliniyor Olmaz! Bu, Allâh?ın, Rasûlullâh?ın istemediği bir hâdise bu Sonra huzur olmuyor, birbirlerine giriyorlar
Cenâbı Hak bizden böyle bir âile düzeni istiyor Bir asrı saâdet düzeni
Diğer husus; çocuklarımız, Rabbimiz?in en büyük lûtfu bize, ihsânı Evlâtlarımız bize Allâh?ın emâneti Onlar, boş bir kaset misali Annebaba onları güzel ahlâk ve meziyetlerle doldurması lâzım Bilhassa kız çocuklarına Efendimiz buyuruyor daha çok îtinâ göstermesi lâzım ki, zira onlar yarın âileyi fazîletle onlar donatacaklar
Anne; “ ????????? ?????????? buyruluyor “Anne bir mektep olacak
Bir düşünür onu söylüyor:
Anneye dikkat edin diyor Her bir erkeği doğuran, bir hanımdır diyor O diyor, hanıma çok îtinâ edin Diyor ki, peygamberleri bile doğuran, bir hanımdır Onun için tekrar tekrar bugün bunu tekrarlamaktan maksadım nedir? Bugün televizyon, internetin bazı sokakları, çıkmaz sokakları, insanımızı savurup atıyor Reklâmlar, dünya hevesini artırıyor, âhireti unutturuyor Reklâmlar hâkezâ Onun için âilede evlâtlar, anababaya, topluma yabancılaşıyor Başka toplumların evlâdı olmaya başlıyor Kötü şeylere alışıyor Tâ bu narkotiğe kadar gidiyor maalesef
Çocuklar büyürken annebabaya muhtaç Fakat hayatın sonlarında annebabalar da evlâtlara muhtaç Bir
İkincisi; eğer yavrularını Allah yolunda yetiştirmişse, çocukların yaptığı her güzel hareketten annebabaya hisseler gelecek
Eğer, yok;
“?Canım şu tahsili yapsın da ondan sonra, din nasıl olsa kolay, işte yatıp kalkar bir namaz kılar vs başını da yarım yamalak bir örter…
Ne oluyor? Bir felâket! O zaman, annebabadan o kız, evlât yarın davacı olacak:
“?Anambabam, yâ Rabbi, beni ihmâl etti diyecek
Yine bir, âhiretten bir manzara Ebû Hüreyre naklediyor:
“Kıyâmet günü gelip birisi birisinin yakasına yapışıyor O diyor ki:
“?Ne istiyorsun benden bu zor günde? (Diyor) Ben seni tanımıyorum ki! diyor
“?Yok (diyor), biz (diyor) dünya hayatında seninle beraberdik (diyor) Sen beni ihmâl ettin, gelip bana doğru yolu göstermedin diyor (Bkz Münzirî, etTerğîb ve’tTerhîb, III, 1643506; Rudânî, Cem’u’lFevâid, V, 384)
Şimdi kardeşler! Bir kendimizin mes?ûliyeti var; ferdî mes?ûliyet Bir de ictimâî mes?ûliyetimiz var Ferdî mes?ûliyetlerin başında “namaz geliyor Biz namaza dikkat edersek kalp ve beden âhengi içinde kılarsak, Cenâbı Hak fahşâdan münkerden korur Bir kale gibi olacak namaz bize
İkincisi, ictimâî ibadet O da “hizmet Kendimizi, kendimizin dışındakilerden zimmetli olarak addedebilmek Onların mes?ûliyetini taşıyabilmek
Hadîsi şerîfte:
“Hepiniz çobansınız (buyuruyor Rasûlullah Efendimiz) Hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz Erkek, âilesinin çobanıdır, sürüsünden sorumludur Kadın, kocasının evinin çobanıdır O da sürüsünden sorumludur (Buhârî, Vesâyâ, 9; Müslim, İmâre, 20)
İbrettir; Cenâbı Hak peygamberlere hep çobanlık yaptırıyor Çobanlık, küçük görülen, esasında insana büyük meziyetler taşıyan bir husûsiyet
Demek ki “çobansınız buyuruyor Efendimiz Çoban ne yapar? Güttüğü sürünün hâleti rûhiyesini bilir Ona göre onu kumanda eder
Demek ki bir baba, bir anne de âilesinin durumunu bilecek Çocuklarının meziyetlerini, kâbiliyetlerini, müsbet ve menfîlerini bilecek, ona göre istikâmetlenecek
İkincisi; çoban, sürüsünü otlak yerde yayar Onları dinlendirir, orada gıdâlandırır, kurak yere sürmez Demek ki bir annebaba da evlâdına mâneviyat verecek En büyük ziynet, takı değil, mâneviyattır
Üçüncüsü; çoban, sürüsünü kurtlardan ve canavarlardan korur Hattâ yanına çoban köpekleri arar, yardımcılar bulur Demek ki bugün de o kurtlardan korumamız lâzım evlâtlarımızı
Bu vatanın kıyamete kadar devam etmesi lâzım Vatan, Allâh?ın bir emâneti Kolay, bize kadar gelmedi Her tüten, Anadolu?da bir yuvanın, tüten ocağın muhakkak Çanakkale?de bir şehidi vardır Bir İstiklâl Harbi şehidi vardır
Çoban, hasta kuzuyu ne yapar? Orada bırakmaz kurtlara Onu kucağına alır, onu sürüye yetiştirir
Velhâsıl bir bu, çobanlıktan Efendimiz misal veriyor Demek ki kendimize ve âile efradımıza çok dikkatli olmamız îcâb eder
Diğer bir husus, babanınannenin şeyi (mes?ûliyeti); evlâdına güzel bir isim koyacak İsim, müsemmâyı çeker çünkü İsimde bir câzibe vardır Anababa dînî tahsile birinci derecede ehemmiyet verecek Zira ahlâkî yapı ona bağlıdır
İkincisi; annebaba evlâdına örnek olarak güzel davranışta bulunacak Bunun zıddı, münâkaşalı, kavgalı ortamda yetişen çocuklar, huysuzlaşır, hırçınlaşır Huzurlu ve dengeli bir ortamda güzel huylar, terbiye ile çocuk büyür
Üçüncüsü; çocukların davranışlarını, onlara hissettirmeden kontrol edilmelidir Göz önünde yapmadıkları kabahatleri gizli ve tenha yerlerde işlemeye meydan verilmemelidir
Efendimiz?e hicrette bir kadın geldi, Ebû Talha?nın hanımı
“?Yâ Rasûlâllah! (Dedi) Bir tek yetimim var hayatta (dedi), onu ben (dedi) sizin hizmetinize veriyorum dedi
Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, o yetimi hizmetine kabul etti Tabi bu hizmete kabul etmesi, bize bir örnek 10 yaşındaydı Enes, Efendimiz 53 yaşında 53 yaşındaki bir peygambere, “???????? ?????????????? (Âlemlere Rahmet), 10 yaşındaki çocuk ne hizmet edebilir? Fakat Efendimiz bizlere bir numûne Onu öyle bir yetiştirdi ki Diyor ki Enes:
“Allah Rasûlü beni takip ederdi Bir yere gönderirdi (diyor), takip ederdi (diyor) Ben mahalle çocuklarıyla oyuna dalardım (diyor) Arkamdan gelir Rasûlullah:
«?Enesçik! Ben seni şuraya göndermiştim değil mi?» deyip tebessüm ederdi
«?Aman yâ Rasûlâllah! Ben hemen koşup yapayım» derdim (Bkz Müslim, Fedâil, 54)
Buna benzer çok misaller var Anlatmayacağım şimdi Fakat Enes diyor ki:
“Ben çocuktum (diyor) Hatalarım çok olurdu Allah Rasûlü beni muhabbetiyle terbiye etti diyor O bakışlarıyla terbiye etti diyor
Enes 100 yaşına kadar yaşıyor Efendimiz vefat ettiği zaman 20 yaşındaydı:
“Rüya görüp de Allah Rasûlü?nü görmediğim bir rüya yoktur diyor
Yine bir gün, tabi Enes, Efendimiz?in yanında yetiştiği için üstad oluyor Bir gün talebesi diyor ki:
“?Üstad (diyor), sanki (diyor), bakarken (diyor), bir yere (diyor), sanki Allah Rasûlü?nü arıyorsun (diyor), bakarken (diyor) Sanki (diyor), konuşurken (diyor), O duyuyormuş gibi konuşuyorsun diyor
“?Evet, öyleyim (diyor) Hiç sorma (diyor) Hasret içindeyim (diyor) Yarın (diyor), kıyamet günü (diyor), O?nun yanına gideceğim; «?Yâ Rasûlâllah, ne olursun, Sen?in küçük bir, âciz bir hizmetçin geldi, ne olursun yanına kabul et» diyeceğim diyor
Velhâsıl yavrularımızı yetiştirmekte ayrı bir îtinâ Yani bugün bu çok ehemmiyetli olduğu için mevzuyu daha ziyade buraya getiriyorum
Yavrularımız, onlara hissettirmeden takip edilmeli
Yine bir delikanlı geldi Onu da bizim talebelerden biri getirdi Bir arkadaşımız mahvoldu dedi
“?Oğlum (dedim), neydi durumu? dedim
“?İşte hocam ben, Anadolu?nun şu vilâyetindeydim (dedi) Babamannem ayrıldı (dedi) Fabrikatördü (dedi) İstanbul?a geldim tahsile Burada beni narkotiğe alıştırdılar (dedi) Kurtulamıyorum (dedi) Ben artık bittim (dedi) Ne okuyabilirim, ne bir iş yapabilirim Ölmüş bir insanım (dedi) Fakat size tavsiye ediyorum (dedi), aman bu gençlere çok ehemmiyet gösterin (dedi) Benim âkıbetime düşmesin dedi
“?Oğlum (dedim), sen zamanında namaz filân kılar mıydın, camiye gider miydin? dedim
Hocam dedi:
“?Ben beş vaktimi kılıyordum (dedi) Şimdi caminin (dedi) içinin geometrisini bile kaybettim ben dedi
Yani bugün maalesef kardeşler, insanımız ziyan oluyor Müesseselerle sahip olmamız lâzım Şahsî gayretlerimizle sahip olmamız lâzım Çocuklarımızın güzel işleri takdir edilmeli, mükâfatlandırılmalı
İmam Mâlik Hazretleri, Mâlikî mezhebinin imamı, diyor ki:
“Babam (diyor, İmam Mâlik) bir hadis ezberletirdi bana, bir hediye verirdi (diyor) Ben sevinirdim (diyor), o hediyeyi almak için bir hadis daha ezberlerdim Ertesi gün tekrar gelip babamın yanında bir hadis daha okurdum (diyor) Öyle bir hâle geldim ki (diyor), babam (diyor), bana bir hediye vermese de (diyor), o hadîsi şerîfin bana getirdiği rûhâniyetten, feyizden (diyor), ben (diyor) devamlı hadis ezberlemeye devam ettim diyor
Onun için kıymetli kardeşler; evlâtlarımızı, torunlarımızı bir bisküvi alıp, çikolata alıp câmiye getirelim Onları biz alıştıramazsak şimdi, onlar zor alışır sonra
Sık sık ceza vererek arsız da yaptırmamak, arsız da olmaması lâzım O zaman kendisine yaptığımız nasihatlerin de faydası olmaz
Emirleri, yasakları, kâideleri, dînî mevzuları öğretirken de kavrayabileceği şekilde anlatmalı onu İyice müşahhas şekilde açarak Âdâbı muâşeret üzerinde ciddiyetle durulmalı Anababa, çocuğuna şahsiyet ve kimlik kazandırmalı Kibar, zarif, ince ruhlu, cömert, diğergâm olmalı
Talihli birisi:
“Ben (diyor), babam yoktu (diyor), öyle büyüdüm (diyor) Fakat (diyor), beni (diyor), Rasûlullah Efendimiz hizmetine aldı (diyor) Terbiyesine aldı (diyor) Bana derdi, bana yemek yerken, bana dikkat ederdi (diyor) Elimi tabağa uzattığım zaman:
«Oğlum! Önünden al» derdi bana «Başlarken yemeğe besmele çek oğlum» derdi Bitirdiğim zaman; «Elhamdülillah de yavrum» derdi (Bkz Buhârî, Et’ime, 2; Müslim, Eşribe, 108)
Yani Efendimiz her şeyle meşgul olurdu Buna benzer hâdiseler de çok
Yine diğer bir çocuk:
“Küçükken ben (diyor), hurma ağacını taşlıyordum (diyor), oradan hurma almak için (diyor) Efendimiz yanıma geldi (diyor Nasıl Efendimiz takip ediyor toplumu?)
«?Çocuğum (diyor), niçin hurma ağacını taşlıyorsun?»
Ben de:
«Yemek için, açım yâ Rasûlâllah!» dedim
«?O zaman ağacı taşlama, yere düşenlerden al» dedi Başımı okşadı Sonra bana duâ etti: «Yâ Rabbi! Bunun karnını doyur» buyurdu (Bkz Ebû Dâvûd, Cihâd, 852622; İbni Mâce, Ticârât, 67)
Velhâsıl çocuklarımıza meşrû sınırlar dâhilinde çocukluğunu yaşamaya imkân verilmeli, lâkin hudutları da iyi tayin etmemiz lâzım
Bilhassa onları besmele, hamd, abdestli dolaşmaya, şükre onu hazırlamamız lâzım Muhakkak, eğer annebabalar kusursuzsa o yavruların da çocukları, kusursuz olur…
Osman Nûri Topbaş,2019 Sohbetleri
Muhterem Kardeşlerimiz!
Okunan üç âyet, bir evlilik hayatı, evlilik hayatının getirdiği huzur… İlk okunan âyet, Rûm Sûresi?nin 21 âyetiydi Cenâbı Hak takvâ sahibi bir âile yuvası arzu ediyor
İnsanoğlunun mesut âile yuvası Cennet?te başladı, Âdem ile Havvâ Vâlidemiz?le beraber Onun için dünyadaki âile yuvalarının da takvâ hayatı ile bir Cennet hazırlığı şeklinde olması îcâb eder ki Cennet?teki mesut âile yuvası kazanılabilsin
Evlilik hayatı bizi derin bir tefekküre dâvet ediyor Cenâbı Hak her hâdisede:
???????? ??????? ??????? ??????? ?????? buyuruyor
“Yaratan Rabbinin adıyla oku (elAlak, 1)
Okuduğumuz zaman bu evlilik hayatını; milyonlarca kişi içinden iki kişinin kaderi birleşecek ve bir hayat arkadaşlığı başlayacak Ayrıldıkları annebaba yuvasından, kurdukları yuva, zaman içinde, daha sıcak hâle gelecek Cenâbı Hak böyle bir yuvanın, huzur dolu bir yuvanın, takvâ dolu bir yuvanın getireceği huzuru bildiriyor Rûm Sûresi 21 âyette Cenâbı Hak meâlen:
“Kaynaşmanız için size kendi (cinsleri)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi, merhamet peydâ etmesi de O?nun (Allâh?ın varlığının) delillerindendir Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır
Bu üç husûsiyet evlilikte, Allah rızâsının istikâmetinde bir evlilik; önce:
???????????? Cenâbı Hak buyuruyor Evlilik hayatı, sükûnet verecek, huzur hâli verecek Eğer âilede huzur varsa, bu, hayatın her safhasına sirâyet eder
İkincisi, evlilikte;
????????? buyruluyor Sevgi ve muhabbet olacak Bu meşrû muhabbet (için); süflî muhabbetten insan kurtulacak, aslî muhabbete, Cenâbı Hakk?a olan muhabbete dönecek
Cenâbı Hakk?ın bir ismi de “Vedûddur Muhabbetin merkezi, sevginin merkezi Cenâbı Hak?tır Âile hayatı, eşleri muhabbetin merkezine yönlendirirse, sevginin hakîkî lezzeti tadılmış olur
Üçüncü madde:
???????? Cenâbı Hak buyuruyor Bu da şefkat İki taraf birbirine müşfik olacak Bilhassa yaşlılıkta birbirine destek olacak Birbirine tabir câizse baston olacaklar
Velhâsıl evlilikte temel malzeme; sevgi ve şefkattir
Huzurlu bir evlilikte beş şart, buyruluyor:
Birincisi, taraflar arasında muhabbet:
Menşei Cenâbı Hak?tan Yani iki tarafın Allah rızâsına uygun bir şekilde takvâ hâlini artırması, birbirinin rûhuna girecek muhabbet damarları bulmaları Muhabbet, saâdeti kolaylaştırır
İkinci madde sadâkattir:
Zor zamanda tarafların fedakârlığı, birbirlerine karşı fedakâr olacaklar İşte en basiti, hatırlayacağımız; Hatice Vâlidemiz?in vefat ettiği seneye, “hüzün senesi denildi
Yani demek ki, nasıl bir sadâkat vardı Efendimiz?in Hatice Vâlidemiz?le olan evliliğinde ki o seneye İslâm tarihinde “hüzün senesi dendi
Üçüncüsü, karşılıklı saygı olması lâzım:
Yani samimiyet olacak eşler arasında, lâubâlîlik olmayacak Vakar olacak, kibir olmayacak Tevâzû olacak, zillet olmayacak Yani evlilikte hudutlar iyi korunacak
Sabır olacak:
Taraflar zor zamanlarında birbirlerinin güzel huylarını düşünecek Olur; mizaçlar farklıdır Zaman zaman ufak tefek kıpırdanmalar olur huzuru bozacak O zaman taraflar, birbirlerinin güzel huylarını düşünecekler Aralarında münâkaşa olmayacak Olsa bile evlâtlarının yanında olmayacak, evlâtlara zarar verilmeyecek
Beşincisi, mes?ûliyet duygusu:
Taraflar, birbirinin vazifelerini ihmâl etmemeli İki tarafın da annebabası aynı hâle gelecek Bilhassa emânet olan yavrular hayırhasenatta istikametlendirilecek
Hazreti Âişeradıyallâhu anhâ naklediyor:
Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Sizin en hayırlınız, âilenize karşı en hayırlı olanınızdır Ben de âileme karşı en hayırlı olanınızım buyuruyor (Tirmizî, Menâkıb, 633895; İbni Mâce, Nikâh, 50)
Demek ki bir insan, bir erkek, âilede dâimâ âcizdir kadınçocuk; ona karşı bir hayırlı olabilmek
Bu beş maddeye dikkat edebilmek
Yine, evlilik üzerine olduğu için sohbetimiz:
“Bir kadınla bir hanımla dört şeyden dolayı evlenilir (buyruluyor) Malı, soyu, güzelliği ve dîni için Siz, dindar olanı tercih edin… buyruluyor (Buhârî, Nikâh, VI, 123; Müslim, Radâ, 53)
Takvâ olanı tercih edin diyor Aksi hâlde diyor, müşkül durumda kalırsınız diyor Efendimiz
Yine Efendimiz buyuruyor: (Âilenin meyvesi, yavrular)
“Hiçbir (anne)baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmadı (Tirmizî, Birr, 33)
Yani bir annenin, bir babanın evlâdına en güzel mîrâsı, ona bir şahsiyet ve karakter mîrâsıdır, mâneviyat mîrâsıdır, âhiret mîrâsıdır
Yine burada çok güzel bir şey var; nasıl bir o, iki muhabbet
Âmir bin Sa?d bin Ebû Vakkas, babasından şunları nakletmiştir:
Vedâ Haccı senesi, hastalığının artması üzerine Rasûlullah beni ziyarete geldi Mal varlığımı sadaka olarak dağıtmak istediğimi söyleyince, sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz:
“?(Onları dağıt Fakat) Allah rızâsını umarak âilen için yaptığın her harcamadan da muhakkak ecir vardır… (Buhârî, Cenâiz, 36)
Tabi bu harcama, israfa giden bir harcama değil Onlara bir mânevî hayat, bir âhiret hayatı, bir mânevî tahsil hayatı verebilmek için olan bir harcamadır Bir israf için olan bir harcama değildir Fakat bugün maalesef bu arttı gidiyor
Düğünler, nikâh akdinin îlân edilmesiyle bir âile yuvası kurmanın sevinç ve memnuniyetini toplumla paylaşmaktır İşte paylaşıyoruz bu sürûru bugün Evlilik, yeni bir dünya hayatına bir adım atmaktır Bu sebeple Cenâbı Hakk?ın rahmetini celbedecek şekilde icrâ edilmesi zarûrîdir Zira saâdeti ihsân edecek olan, Cenâbı Hak?tır
Evlilik, nikâh ve düğünle başlar Nikâh ve düğün, birbirini tamamlayan unsurlardır Peygamber Efendimiz, nikâhla beraber bir velîme, yani düğün yemeği verilmesini, zenginfakir ayırt edilmeden davet edilmesini tavsiye buyurmuştur Bu hususta îkazları şöyledir:
“Zenginlerin davet edilip fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği, iyi bir yemek değildir buyuruyor Efendimiz (Buhârî, Nikâh, 72; Müslim, Nikâh, 107)
Bu, düğünlerde en mühim alınacak; duâlardır… Evlenenlerin en büyük ihtiyacı, ümmeti Muhammed?in hayırduâsıdır onlara Çünkü yeni bir hayatın başlangıcı
Bu hayat, takvâ temelleri üzerinde inşâ edilmelidir Yani bu yeni hayata, bu düğünlere, Kur?ânı Kerîm tilâvetiyle, mânevî sohbetlerle, Cenâbı Hakk?a duâ ve ilticâlarla başlanmalıdır Bilhassa sâlih kimselerin duâlarını almaya gayret edilmelidir
O âile yuvasında Cenâbı Hakk?ın rahmetiyle, inâyetiyle bereket tecellî eder O yuvada, sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz?in âile yuvasının rûhânî dokusundan hisseler nasîb olur Ki o yuvada göz nûru olacak nesiller yetişsin
Bugün maalesef, esefle söyleyeyim; birçok düğün, İslâmî ölçü ve hassasiyetten uzaklaşarak icrâ edilmektedir Hâlbuki müslümanların düğünü, gayri müslimlerin düğünlerine benzememek îcâb eder Fâtiha?da bile;
?????? ???????????? ?????????? ????? ????????????
(“…Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! elFâtiha, 7) diyoruz Duâ ediyoruz Rabbimiz?e Onun için, onlara benzememek
Âile için maddîmânevî yıkım sebebi olan israf çılgınlıkları başlıyor Takı gösterileri başlıyor O bu takıyı takmış, öbürü öbür takıyı takmış, buna bakılıyor Onun duâsı nasıl, bunun duâsı nasıl, duâ tarafına bakılmıyor maalesef, takı tarafına bakılıyor Takıdan saâdet bekleniyor Hâlbuki saâdet, duâlardan beklenir Cenâbı Hakk?ın rızâsını tahsil etmekten beklenir
Kadınerkek mahremiyeti çiğneniyor maalesef Ve güç gösterisi başlıyor Helâlharam sınırlarının unutulduğu bir merasim oluyor
İslâm?ın tanımadığı bu hâller, evliliğin rûhânî tarafını zedeler Zira İslâm bir bütündür Hayatın her safhasında yaşanıp bazı safhalarında terk edilemez
Okunan diğer âyette, ikinci bir âyette, Nûr Sûresi?nin 32 âyeti okundu Burada ise diğergâmlık, kendinin dışındakilere hizmet Bu da çok mühimdir kardeşler!
Ferdî ibadette en mühim “namazdır İctimâî ibadette de en mühim “hizmettir Bu âyeti kerîmede Cenâbı Hak:
“Aranızdaki bekârları… (zayıfları, çâresizleri, evliliğe) elverişli olanları evlendirin (buyuruyor Cenâbı Hak) Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lûtfuyla onları zenginleştirir (Ruhlarına ferahlık verir) Allah (lûtfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir (enNûr, 32)
Muhyiddîni Arabî Hazretleri buyuruyor ki:
“Sen (diyor) bir evliliğe (diyor), sebep olursan (diyor), o çiftlerin yaptıkları ibadetlerde, tâatlerde, vesîle olduğun için aynı ecirler sana da gelir buyuruyor
Fakat burada dikkat etmek lâzım Eğer iki tarafı biliyorsan vâsıta olmak lâzım Çünkü burada şer?î hususta küfüv şarttır Yani birbirine denklik şarttır
Mevlânâ Celâleddîni Rûmî Hazretleri:
“Bir ayakkabı ayağına dar veya bol geliyorsa, (o çiftin) diğer ayakkabısı bir işe yaramaz buyuruyor
Onun için bu vesîle olanlar da bu denkliği iyi düşünmesi lâzım Bu denklik, eğer bunu düşünemiyorsa, girmemesi lâzım Eğer bu denkliği bulabilmişse, yani kız ve erkek aynı karakterde ise bu evliliğe girmek, alâkadar olmak, teşvik etmek lâzım
Ecdâdımız bu hususta vakıflar kurmuştur Hattâ ecdâdımız, yetimlerin çeyizlerini hazırlama vakıfları kurmuştur Mahalle, o yetimlerin bir sigortası olmuştur
Üçüncü okunan âyet, Furkan Sûresi?nden okundu, 74 âyet Burada Cenâbı Hak:
???????? ???? ????? ???? ???????????? ???????????????? ??????? ???????? ???????????? ?????????????? ????????
(“…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla! Ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! elFurkân, 74)
Cenâbı Hak böyle bir duâ istiyor Tabi bu duâ, tatbik etmemiz lâzım
“Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak, gözümüzün nûru olacak eşler…
Demek ki kız yavrularımızı iyi yetiştirmemiz lâzım Onu bir İslâm ahlâkı, İslâm terbiyesi üzerine yetiştirmemiz lâzım Onun için Kur?ân Kurslarımızdan geçirmemiz zarûrîdir Allâh?ın kelâmını düzgün okuyacak Kur?ânı Kerîm herhangi bir fânînin kitabı değil, Hakk?ın kitabı Cenâbı Hakk?ın kullarına gönderdiği bir mektup Kıraatsiz bir namaz olmaz Câiz değildir Onun için evlâtlarımızı bilhassa bir Kur?ânı Kerîm tahsilinden geçirmemiz lâzım
Kur?ânı Kerîm tahsili basit bir tahsil değildir Diğer tahsillere beş sene on sene emek veriliyor Maalesef dînî tahsil basit görülüyor:
“?Ben (diyor), yaz tatilinde çocuğumu câmîye gönderdim İşte dîni öğrendi diyor
Tabi kendisi dînin derinliğine varamadığı için, iki aylık, üç aylık bir yaz tatilinde câmiye göndermesini kâfî görüyor
Maalesef bu, annelerin dikkatine, çünkü yetiştiren, annelerdir anne sâliha olursa, kızı da sâliha olur Bir misal vermek istiyorum:
Asrı saâdette, yani Efendimiz?in zamanında, beyler eve geldiği zaman… Hanımlar çarşıpazar gezmezdi Yanlış vitrinleri seyretmezdi O hanımlar derdi ki gelen beylerine, efendilerine:
“?Efendi, bugün hangi âyet indi Allah?tan? Cenâbı Hak bugün nasıl bir emirler bize, nasıl âyetler tebliğ etti? Biz Allah rızâsını nasıl tahsil edeceğiz? Sen bugün bana inen âyetleri söyle derdi Bir
İki:
“?Efendimiz?in femi muhsininden, mübârek ağzından çıkan o îkazları bana anlat derdi Ashâbı kirâm hanımlarının derdi buydu
Rasûlullah Efendimiz de buyuruyor:
“Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi (Yani Allah sevdiriyor) Biri, sâliha hanım… (Bkz Nesâî, Işretü’nNisâ, 10)
Bu sâliha hanımlar, sabahları kocalarını geçirirlerken de:
“?Aman bize yanlış lokma getirme! Biz dünyada her şeye katlanırız, fakat Cehennem azâbına katlanamayız derlerdi
İşte yavrularımızı bu şekilde yetiştirmek lâzım Cenâbı Hakk?ın sevgisiyle, Rasûlullah Efendimiz?in sevgisiyle, Kur?ân sevgisiyle, İslâm?ın sevgisiyle
Bir imtihan dershanesindeyiz Esas hayat, âhiret hayatı Âhiret için dünyaya geldik… Bizim, kendimizin takvâ sahibi olmamız kâfî gelmez Evlâtlarımızdan da bize sadakai câriye gelecek veyahut da seyyiei câriye gelecek
Cennete girenler;
??????? ??????? ???? ????? ???????
(“Onlara merhametli Rabb?in söylediği selâm vardır Yâsîn, 58)
Büyük bir ihtişamla karşılaşacaklar
“Yevmü?lfasl olacak bir “ayrılış günü olacak Fakat, diğer, mücrimlere ise;
???????????? ????????? ???????? ??????????????
“Mücrimler! (Siz günahkârlar!) Ayrılın bu tarafa! (Siz Cehennem tarafına geçin!) (Yâsîn, 59) diyecekler Onun için Cennet?in pazarlandığı yer burası
Cenâbı Hak; “canlarıyla, mallarıyla Cennet?i satın aldılar buyruluyor (Bkz etTevbe, 111)
Demek ki bize Cenâbı Hak ne nîmet verdi? Evlât nîmeti verdi Ondan sorumluyuz biz Evlâdımızı Allah yolunda yetiştireceğiz, kız ve erkek
???????? ???? ????? ???? ????????????
(“…Rabbimiz! Bize eşler… elFurkân, 74)
Demek ki zevceler… Nasıl bir zevce? “Gözümüzün nûru olacak âyeti kerîmede buyruluyor Anababanın sîmâsını da o kıyâmet günü ağartacak
Ondan sonra “zürriyet geliyor Öyle bir zürriyet ki o da göz nûru olacak bir zürriyet, hayırhah olacak zürriyet Bak dedelerimiz, hayırlı zürriyetler neticesinde bu vatan bize kaldı Onlar sayesinde ezanlarımız bütün semâyı kaplıyor Onlar sayesinde bayraklarımız hür olarak dalgalanıyor
Ondan sonra:
???????????? ?????????????? ????????
(“…Ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! elFurkân, 74)
Biz de takvâ sahibi olacağız Takvâ da o da kâfî değil takvâda önder olacağız, rehber olacağız Zira Cenâbı Hak:
“…Biz sizleri hayırhah bir ümmet olarak yarattık Allâh?ın yeryüzündeki şâhitlerisiniz Peygamber de size şahit olsun… Yani Allâh?ın dînini temsil edersiniz İbadette, muâmelâtta, muâşerette, ahlâkta temsil edersiniz Peygamber de size şâhit olsun, buyruluyor (Bkz elBakara, 143)
Velhâsıl evlâtlarımızı israfa alıştırmayalım kardeşler!
?????? ???????????? ?????????? ????? ????????????
(“…Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! elFâtiha, 7) Dalâlettekilerin giysisine vesâire, şuna buna alıştırmayalım, makyajlarına vesâiresine…
Dâimâ düşüneceğiz: Cenâbı Hak bana akıl verdi Ben bu aklı nerede kullanacağım? Güçkuvvet verdi Nasıl kullanacağım güçkuvveti Allah yolunda? Malmülk verdi Malımülkü ben nasıl kullanacağım?
Rûhu?lBeyân tefsîrinde güzel bir hâdise naklediyor, İsmâil Hakkı Hazretleri:
Geçmiş peygamberlerden birine vahyoluyor ki:
“?Sen o âileye söyle, ona baştan mı zenginlik sonra fakirlik yahut baştan fakirlik, sonra mı zenginlik verelim? diye
Adam diyor ki:
“?Gidip hanımla bir istişâre edeyim diyor Hanımına anlatıyor:
“?Ben (diyor), baştan (diyor) fakirliği istiyorum (diyor), yaşlılıkta zenginlik daha rahattır diyor
Hanımı:
“?Yok (diyor), sen (diyor) bu işi bana bırak diyor Firâsetli bir hanım
“?Biz (diyor), baştan zenginlik isteyelim O?nun bir ihsânını görelim diyor
Gidiyor peygambere:
“?Ey Rasûl (diyor), biz baştan zenginlik istiyoruz diyor
Cenâbı Hak zenginlik veriyor
Kadın kocasına diyor ki:
“?Bak (diyor), bir kap yemek biz yersek, aynı kabı gidip bir fakire vereceksin Üzerine bir elbise alırsan, bir elbiseyi de fakire vereceksin Kendine ne alıyorsan onun bir mislini de fakire vereceksin
Şükreden bir kul… Cenâbı Hak da onlara bir daha fakirlik vermiyor (Bkz Ramazanoğlu Mahmud Sâmî, Bakara Sûresi Tefsîri, s 3334)
Çünkü zenginliğin şükrünü yapıyorlar, îfâ ediyorlar Onun için kardeşler, maalesef bazı yerlerde tabi sizi tenzih ederim düğünlerde takı yarışları oluyor Bunlar güç gösterisi Allâh?ın sevmediği şeyler bunlar
Hâlbuki bir insan, fazîletiyle, şahsiyetiyle, karakteriyle insandır Taktığı takıyla değil Kuyumcu dükkânı gibi takılarla geliniyor Olmaz! Bu, Allâh?ın, Rasûlullâh?ın istemediği bir hâdise bu Sonra huzur olmuyor, birbirlerine giriyorlar
Cenâbı Hak bizden böyle bir âile düzeni istiyor Bir asrı saâdet düzeni
Diğer husus; çocuklarımız, Rabbimiz?in en büyük lûtfu bize, ihsânı Evlâtlarımız bize Allâh?ın emâneti Onlar, boş bir kaset misali Annebaba onları güzel ahlâk ve meziyetlerle doldurması lâzım Bilhassa kız çocuklarına Efendimiz buyuruyor daha çok îtinâ göstermesi lâzım ki, zira onlar yarın âileyi fazîletle onlar donatacaklar
Anne; “ ????????? ?????????? buyruluyor “Anne bir mektep olacak
Bir düşünür onu söylüyor:
Anneye dikkat edin diyor Her bir erkeği doğuran, bir hanımdır diyor O diyor, hanıma çok îtinâ edin Diyor ki, peygamberleri bile doğuran, bir hanımdır Onun için tekrar tekrar bugün bunu tekrarlamaktan maksadım nedir? Bugün televizyon, internetin bazı sokakları, çıkmaz sokakları, insanımızı savurup atıyor Reklâmlar, dünya hevesini artırıyor, âhireti unutturuyor Reklâmlar hâkezâ Onun için âilede evlâtlar, anababaya, topluma yabancılaşıyor Başka toplumların evlâdı olmaya başlıyor Kötü şeylere alışıyor Tâ bu narkotiğe kadar gidiyor maalesef
Çocuklar büyürken annebabaya muhtaç Fakat hayatın sonlarında annebabalar da evlâtlara muhtaç Bir
İkincisi; eğer yavrularını Allah yolunda yetiştirmişse, çocukların yaptığı her güzel hareketten annebabaya hisseler gelecek
Eğer, yok;
“?Canım şu tahsili yapsın da ondan sonra, din nasıl olsa kolay, işte yatıp kalkar bir namaz kılar vs başını da yarım yamalak bir örter…
Ne oluyor? Bir felâket! O zaman, annebabadan o kız, evlât yarın davacı olacak:
“?Anambabam, yâ Rabbi, beni ihmâl etti diyecek
Yine bir, âhiretten bir manzara Ebû Hüreyre naklediyor:
“Kıyâmet günü gelip birisi birisinin yakasına yapışıyor O diyor ki:
“?Ne istiyorsun benden bu zor günde? (Diyor) Ben seni tanımıyorum ki! diyor
“?Yok (diyor), biz (diyor) dünya hayatında seninle beraberdik (diyor) Sen beni ihmâl ettin, gelip bana doğru yolu göstermedin diyor (Bkz Münzirî, etTerğîb ve’tTerhîb, III, 1643506; Rudânî, Cem’u’lFevâid, V, 384)
Şimdi kardeşler! Bir kendimizin mes?ûliyeti var; ferdî mes?ûliyet Bir de ictimâî mes?ûliyetimiz var Ferdî mes?ûliyetlerin başında “namaz geliyor Biz namaza dikkat edersek kalp ve beden âhengi içinde kılarsak, Cenâbı Hak fahşâdan münkerden korur Bir kale gibi olacak namaz bize
İkincisi, ictimâî ibadet O da “hizmet Kendimizi, kendimizin dışındakilerden zimmetli olarak addedebilmek Onların mes?ûliyetini taşıyabilmek
Hadîsi şerîfte:
“Hepiniz çobansınız (buyuruyor Rasûlullah Efendimiz) Hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz Erkek, âilesinin çobanıdır, sürüsünden sorumludur Kadın, kocasının evinin çobanıdır O da sürüsünden sorumludur (Buhârî, Vesâyâ, 9; Müslim, İmâre, 20)
İbrettir; Cenâbı Hak peygamberlere hep çobanlık yaptırıyor Çobanlık, küçük görülen, esasında insana büyük meziyetler taşıyan bir husûsiyet
Demek ki “çobansınız buyuruyor Efendimiz Çoban ne yapar? Güttüğü sürünün hâleti rûhiyesini bilir Ona göre onu kumanda eder
Demek ki bir baba, bir anne de âilesinin durumunu bilecek Çocuklarının meziyetlerini, kâbiliyetlerini, müsbet ve menfîlerini bilecek, ona göre istikâmetlenecek
İkincisi; çoban, sürüsünü otlak yerde yayar Onları dinlendirir, orada gıdâlandırır, kurak yere sürmez Demek ki bir annebaba da evlâdına mâneviyat verecek En büyük ziynet, takı değil, mâneviyattır
Üçüncüsü; çoban, sürüsünü kurtlardan ve canavarlardan korur Hattâ yanına çoban köpekleri arar, yardımcılar bulur Demek ki bugün de o kurtlardan korumamız lâzım evlâtlarımızı
Bu vatanın kıyamete kadar devam etmesi lâzım Vatan, Allâh?ın bir emâneti Kolay, bize kadar gelmedi Her tüten, Anadolu?da bir yuvanın, tüten ocağın muhakkak Çanakkale?de bir şehidi vardır Bir İstiklâl Harbi şehidi vardır
Çoban, hasta kuzuyu ne yapar? Orada bırakmaz kurtlara Onu kucağına alır, onu sürüye yetiştirir
Velhâsıl bir bu, çobanlıktan Efendimiz misal veriyor Demek ki kendimize ve âile efradımıza çok dikkatli olmamız îcâb eder
Diğer bir husus, babanınannenin şeyi (mes?ûliyeti); evlâdına güzel bir isim koyacak İsim, müsemmâyı çeker çünkü İsimde bir câzibe vardır Anababa dînî tahsile birinci derecede ehemmiyet verecek Zira ahlâkî yapı ona bağlıdır
İkincisi; annebaba evlâdına örnek olarak güzel davranışta bulunacak Bunun zıddı, münâkaşalı, kavgalı ortamda yetişen çocuklar, huysuzlaşır, hırçınlaşır Huzurlu ve dengeli bir ortamda güzel huylar, terbiye ile çocuk büyür
Üçüncüsü; çocukların davranışlarını, onlara hissettirmeden kontrol edilmelidir Göz önünde yapmadıkları kabahatleri gizli ve tenha yerlerde işlemeye meydan verilmemelidir
Efendimiz?e hicrette bir kadın geldi, Ebû Talha?nın hanımı
“?Yâ Rasûlâllah! (Dedi) Bir tek yetimim var hayatta (dedi), onu ben (dedi) sizin hizmetinize veriyorum dedi
Sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, o yetimi hizmetine kabul etti Tabi bu hizmete kabul etmesi, bize bir örnek 10 yaşındaydı Enes, Efendimiz 53 yaşında 53 yaşındaki bir peygambere, “???????? ?????????????? (Âlemlere Rahmet), 10 yaşındaki çocuk ne hizmet edebilir? Fakat Efendimiz bizlere bir numûne Onu öyle bir yetiştirdi ki Diyor ki Enes:
“Allah Rasûlü beni takip ederdi Bir yere gönderirdi (diyor), takip ederdi (diyor) Ben mahalle çocuklarıyla oyuna dalardım (diyor) Arkamdan gelir Rasûlullah:
«?Enesçik! Ben seni şuraya göndermiştim değil mi?» deyip tebessüm ederdi
«?Aman yâ Rasûlâllah! Ben hemen koşup yapayım» derdim (Bkz Müslim, Fedâil, 54)
Buna benzer çok misaller var Anlatmayacağım şimdi Fakat Enes diyor ki:
“Ben çocuktum (diyor) Hatalarım çok olurdu Allah Rasûlü beni muhabbetiyle terbiye etti diyor O bakışlarıyla terbiye etti diyor
Enes 100 yaşına kadar yaşıyor Efendimiz vefat ettiği zaman 20 yaşındaydı:
“Rüya görüp de Allah Rasûlü?nü görmediğim bir rüya yoktur diyor
Yine bir gün, tabi Enes, Efendimiz?in yanında yetiştiği için üstad oluyor Bir gün talebesi diyor ki:
“?Üstad (diyor), sanki (diyor), bakarken (diyor), bir yere (diyor), sanki Allah Rasûlü?nü arıyorsun (diyor), bakarken (diyor) Sanki (diyor), konuşurken (diyor), O duyuyormuş gibi konuşuyorsun diyor
“?Evet, öyleyim (diyor) Hiç sorma (diyor) Hasret içindeyim (diyor) Yarın (diyor), kıyamet günü (diyor), O?nun yanına gideceğim; «?Yâ Rasûlâllah, ne olursun, Sen?in küçük bir, âciz bir hizmetçin geldi, ne olursun yanına kabul et» diyeceğim diyor
Velhâsıl yavrularımızı yetiştirmekte ayrı bir îtinâ Yani bugün bu çok ehemmiyetli olduğu için mevzuyu daha ziyade buraya getiriyorum
Yavrularımız, onlara hissettirmeden takip edilmeli
Yine bir delikanlı geldi Onu da bizim talebelerden biri getirdi Bir arkadaşımız mahvoldu dedi
“?Oğlum (dedim), neydi durumu? dedim
“?İşte hocam ben, Anadolu?nun şu vilâyetindeydim (dedi) Babamannem ayrıldı (dedi) Fabrikatördü (dedi) İstanbul?a geldim tahsile Burada beni narkotiğe alıştırdılar (dedi) Kurtulamıyorum (dedi) Ben artık bittim (dedi) Ne okuyabilirim, ne bir iş yapabilirim Ölmüş bir insanım (dedi) Fakat size tavsiye ediyorum (dedi), aman bu gençlere çok ehemmiyet gösterin (dedi) Benim âkıbetime düşmesin dedi
“?Oğlum (dedim), sen zamanında namaz filân kılar mıydın, camiye gider miydin? dedim
Hocam dedi:
“?Ben beş vaktimi kılıyordum (dedi) Şimdi caminin (dedi) içinin geometrisini bile kaybettim ben dedi
Yani bugün maalesef kardeşler, insanımız ziyan oluyor Müesseselerle sahip olmamız lâzım Şahsî gayretlerimizle sahip olmamız lâzım Çocuklarımızın güzel işleri takdir edilmeli, mükâfatlandırılmalı
İmam Mâlik Hazretleri, Mâlikî mezhebinin imamı, diyor ki:
“Babam (diyor, İmam Mâlik) bir hadis ezberletirdi bana, bir hediye verirdi (diyor) Ben sevinirdim (diyor), o hediyeyi almak için bir hadis daha ezberlerdim Ertesi gün tekrar gelip babamın yanında bir hadis daha okurdum (diyor) Öyle bir hâle geldim ki (diyor), babam (diyor), bana bir hediye vermese de (diyor), o hadîsi şerîfin bana getirdiği rûhâniyetten, feyizden (diyor), ben (diyor) devamlı hadis ezberlemeye devam ettim diyor
Onun için kıymetli kardeşler; evlâtlarımızı, torunlarımızı bir bisküvi alıp, çikolata alıp câmiye getirelim Onları biz alıştıramazsak şimdi, onlar zor alışır sonra
Sık sık ceza vererek arsız da yaptırmamak, arsız da olmaması lâzım O zaman kendisine yaptığımız nasihatlerin de faydası olmaz
Emirleri, yasakları, kâideleri, dînî mevzuları öğretirken de kavrayabileceği şekilde anlatmalı onu İyice müşahhas şekilde açarak Âdâbı muâşeret üzerinde ciddiyetle durulmalı Anababa, çocuğuna şahsiyet ve kimlik kazandırmalı Kibar, zarif, ince ruhlu, cömert, diğergâm olmalı
Talihli birisi:
“Ben (diyor), babam yoktu (diyor), öyle büyüdüm (diyor) Fakat (diyor), beni (diyor), Rasûlullah Efendimiz hizmetine aldı (diyor) Terbiyesine aldı (diyor) Bana derdi, bana yemek yerken, bana dikkat ederdi (diyor) Elimi tabağa uzattığım zaman:
«Oğlum! Önünden al» derdi bana «Başlarken yemeğe besmele çek oğlum» derdi Bitirdiğim zaman; «Elhamdülillah de yavrum» derdi (Bkz Buhârî, Et’ime, 2; Müslim, Eşribe, 108)
Yani Efendimiz her şeyle meşgul olurdu Buna benzer hâdiseler de çok
Yine diğer bir çocuk:
“Küçükken ben (diyor), hurma ağacını taşlıyordum (diyor), oradan hurma almak için (diyor) Efendimiz yanıma geldi (diyor Nasıl Efendimiz takip ediyor toplumu?)
«?Çocuğum (diyor), niçin hurma ağacını taşlıyorsun?»
Ben de:
«Yemek için, açım yâ Rasûlâllah!» dedim
«?O zaman ağacı taşlama, yere düşenlerden al» dedi Başımı okşadı Sonra bana duâ etti: «Yâ Rabbi! Bunun karnını doyur» buyurdu (Bkz Ebû Dâvûd, Cihâd, 852622; İbni Mâce, Ticârât, 67)
Velhâsıl çocuklarımıza meşrû sınırlar dâhilinde çocukluğunu yaşamaya imkân verilmeli, lâkin hudutları da iyi tayin etmemiz lâzım
Bilhassa onları besmele, hamd, abdestli dolaşmaya, şükre onu hazırlamamız lâzım Muhakkak, eğer annebabalar kusursuzsa o yavruların da çocukları, kusursuz olur…
Osman Nûri Topbaş,2019 Sohbetleri