Hoş geldin kadınım Hoş geldin kadınım benim güzel geldin yorulmuşsundur; nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim değil ama ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam Hoş geldin kadınım benim güzel geldin ayağını basdın odama kırk yıllık beton, çayır çimen acilen güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde ağladın, avuçlarıma döküldü inciler gönlüm gibi zengin bağımsızlık gibi aydınlık oldu odam Hoş geldin kadınım benim güzel geldin NAZIM HİKMET