Medine'ye Hicret
İkinci Akabe Bey’ati’nden sonra muşrikler, Muslumanların sığınıp kendilerini koruyacak bir yere hicret edeceklerini oğrenince, yaptıkları guclukleri busbutun artırdılar Muslumanlar bu dayanılmaz işkenceler nedeniyle Mekke’de oturamayacak hale geldikleri icin, hallerini Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'e arz ettiler ve hicret icin izin istediler
Resuli ekrem Efendimiz (sav), Allah’ın izni ile Muslumanlara Medine yollarını işaret etti ve şoyle buyurdu:
“Bundan boyle sizin hicret edeceğiniz şehrin, iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gosterildi (Buhari, Kefalet, 4)
Onlara Ensar ile, ozetle Medineli Musluman kardeşleriyle kucaklaşmalarını emretti ve:
“Allah Azze ve celle sizin icin kardeşler ve huzur bulacağınız bir diyar lutfetti! buyurdu
Bundan sonra Muslumanlar, muşriklere hissettirmeden hazırlandılar, birbirlerine yardım ederek gizlice hicret etmeye başladılar
Dolayısıyla Muslumanların daha once hicret edip de husni kabul gordukleri Habeşistan, cihanşumul bir din icin merkez olabilme şartlarını haiz değildi Medine ise, hem siyasi hem ticari yonunden ve daha bircok yonleriyle İslam’a merkez olabilecek vasıfta bir şehirdi Bu yuzden topyekun hicret, o mubarek beldeye nasip olacaktı
Gercekten Medine, Muslumanlar icin bir barınak ve sığınak ortamı haline geldi ve boylece Mekkeli muşriklerin de korktukları başlarına gelmiş oldu İslam, Mekke dışına cıkmış ve Medine’de buyuk bir itibar kazanmıştı ve bu, muşriklerin, Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'i yurdundan sokup atmak icin rahatsız edip durmalarının kendileri icin ne kadar buyuk bir zarar ve kayıp olduğunu bir turlu anlayamamalarından kaynaklanıyordu Nitekim bu, onlar icin buyuk bir kayıptı Ancak goremiyor, duyamıyor, hissedemiyor, kavrayamıyorlardı
Allah Azze ve celle, Resulu’ne buyurdu:
… وَاِذًا لاَ يَلْبَثُونَ خِلاَفَكَ اِلاَّ قَلِيلاً
“…Onlar da Sen’den sonra yurtlarında pek az kalabileceklerdir! (elİsra, 76)
Zavallı muşrikler, o anki guclerine ve nefislerinin sultasına aldanarak Muslumanları alay, tehzil, tehdit, el koyma, şiddet ve işkence ile yıldırdıklarını sanıyor, boylece Mekke’deki nufuzlarını esirgediklerine inanıyorlardı Ne var ki pek yakın bir zamanda nelere şahit olacaklardır! Kendilerini acık ve caresiz bir mağlubiyet ve perişanlık bekliyordu…
Cunku akın akın Medine’ye giden Muslumanlar, onlardan korktukları icin değil, İslam’ın temellerini en mukavim bir şekilde inşa etmek uzere hicret ettiklerinin şuuru icindeydiler
İkinci Akabe Bey’ati’nden sonra muşrikler, Muslumanların sığınıp kendilerini koruyacak bir yere hicret edeceklerini oğrenince, yaptıkları guclukleri busbutun artırdılar Muslumanlar bu dayanılmaz işkenceler nedeniyle Mekke’de oturamayacak hale geldikleri icin, hallerini Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'e arz ettiler ve hicret icin izin istediler
Resuli ekrem Efendimiz (sav), Allah’ın izni ile Muslumanlara Medine yollarını işaret etti ve şoyle buyurdu:
“Bundan boyle sizin hicret edeceğiniz şehrin, iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gosterildi (Buhari, Kefalet, 4)
Onlara Ensar ile, ozetle Medineli Musluman kardeşleriyle kucaklaşmalarını emretti ve:
“Allah Azze ve celle sizin icin kardeşler ve huzur bulacağınız bir diyar lutfetti! buyurdu
Bundan sonra Muslumanlar, muşriklere hissettirmeden hazırlandılar, birbirlerine yardım ederek gizlice hicret etmeye başladılar
Dolayısıyla Muslumanların daha once hicret edip de husni kabul gordukleri Habeşistan, cihanşumul bir din icin merkez olabilme şartlarını haiz değildi Medine ise, hem siyasi hem ticari yonunden ve daha bircok yonleriyle İslam’a merkez olabilecek vasıfta bir şehirdi Bu yuzden topyekun hicret, o mubarek beldeye nasip olacaktı
Gercekten Medine, Muslumanlar icin bir barınak ve sığınak ortamı haline geldi ve boylece Mekkeli muşriklerin de korktukları başlarına gelmiş oldu İslam, Mekke dışına cıkmış ve Medine’de buyuk bir itibar kazanmıştı ve bu, muşriklerin, Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'i yurdundan sokup atmak icin rahatsız edip durmalarının kendileri icin ne kadar buyuk bir zarar ve kayıp olduğunu bir turlu anlayamamalarından kaynaklanıyordu Nitekim bu, onlar icin buyuk bir kayıptı Ancak goremiyor, duyamıyor, hissedemiyor, kavrayamıyorlardı
Allah Azze ve celle, Resulu’ne buyurdu:
… وَاِذًا لاَ يَلْبَثُونَ خِلاَفَكَ اِلاَّ قَلِيلاً
“…Onlar da Sen’den sonra yurtlarında pek az kalabileceklerdir! (elİsra, 76)
Zavallı muşrikler, o anki guclerine ve nefislerinin sultasına aldanarak Muslumanları alay, tehzil, tehdit, el koyma, şiddet ve işkence ile yıldırdıklarını sanıyor, boylece Mekke’deki nufuzlarını esirgediklerine inanıyorlardı Ne var ki pek yakın bir zamanda nelere şahit olacaklardır! Kendilerini acık ve caresiz bir mağlubiyet ve perişanlık bekliyordu…
Cunku akın akın Medine’ye giden Muslumanlar, onlardan korktukları icin değil, İslam’ın temellerini en mukavim bir şekilde inşa etmek uzere hicret ettiklerinin şuuru icindeydiler
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.