iltasyazilim
FD Üye
hekimoğlu türküsünün kısa bir hikayesi var mı?
Cevap: hekimoğlu türküsünün kısa bir hikayesi var mı?
Ordu dolaylarında yaşamış Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur Dahası yoksul bir anneden başka hiç kimsesi yok Çevresinde dürüstlüğü, akıllılığı ve yiğitliğiyle belli bir gençtir
Yörede egemenlik kurmuş bir Gürcü Beyi vardır Bu Gürcü Beyi, Ayşa adında güzel ve narin bir kızla sözlüdür Ne fakat, bu kız Gürcü Beyini sevmemekte, Hekimoğlu'na bağlanmıştır Bu, dostlukla, arkadaşlıkla karmakarışık bir sevgidir Dahası Hekimoğlu'yla görüşmeye başlamıştır
İşte Bey, iki gencin ilişkisinin bu noktaya vardığını duyar duymaz Hekimoğlu'na düşman olur ve ona savaş açar Hekimoğlu'yla teke tek görüşüp, hesaplaşmayı önerir; bir de yer belirtir Hekimoğlu, gözüpek, mert bir gençtir Aynalı mavzerini kuşanıp, kimsesiz buluşma; yerine gider Gitmeye gider ama, Bey sözünde durmamış adamlarıyla gelmiştir Bundan Başka adamlarından biri, buluşma yerine varır varmaz, sabırsızlanıp Hekimoğlu'nu yaylım ateşine miktar Ötekiler de çevresini sararlar Hekimoğlu'yla Beyin adamları arasında yaman bir çatışma olur Hekimoğlu, çatışma sonunda çemberi yararak kurtulur Olaydan hemen sonra, Bolu da tek başına yaşayan anasının yanına gider Anasına durumu anlatır ve artık şehir uygun duramayacağını bildirir Anasıyla helallaşıp, yanına Mehmet adlı iki amca oğlunu alarak dağa çıkar Çıkış bu çıkış ve ölünceye kadar Hekimoğlu bundan böyle dağdadır
Hekimoğlu'nun dağa çıkış nedenini ve biçimini haberdar olan, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü köylüleri daha da etkiler ve her açıdan kendisine destek ederler Özellikle yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara takviye eder
Hekimoğlu, artık Gürcü Beyinin korkulu düşü olmuştur Bu yüzden Bey, kendisini kesintisiz jandarmaya şikayet eder ve aralıksız izletir Hekimoğlu'nu ihbar etmeleri için değişik yörelerde adamlar tutar Lakin ırk koruduğu için, Hekimoğlu'nu bir türlü ele geçiremezler
Hatta bir defasında, Beyin adamlarından birinin ihbarı üzerine Hekimoğlu'nun kaldığı evi jandarmalar basıyorlar Bütün çevre kuşatılmıştır Evin aşağı bir fırın vardır Hekimoğlu fırıncının yardımıyla fırının Ekmek pişirilen yerini arkadan delip kaçmayı başarır
Hekimoğlu, kaçmaya kaçıyor fakat, Beyin, iki amca oğlunu öldürttüğünü haber alıyor ve içten Çiftlice köyüne iniyor Gittiği konut muhtarın evidir Bu Muhtar, Hekimoğlu'ndan yandan görünüyor, fakat gerçekten Beyin adamıdır ve onunla
işbirliği içindedir Nitekim adamlarından biri yoluyla ihbarda bulunur ve Hekimoğlu jandarmalarca sarılır Hekimoğlu, Muhtarın puştluğu yüzünden kıstırılmıştır Büyük bir çatışma çıkar taraflar aralarında Az Daha namlular kurşun kusmaktadır Özetle yaman cenk olur orada
Olayın sonucuna ilişkin iki söylenti var ahali arasında :
1Hekimoğlu, çatışma sırasında çemberi yarıyorsa da, aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşamadan ölüyor
2 Atına atlıyor, elini karın bölgesinden aldığı yaralara basarak Ordu'ya
dek geliyor ve burada ölüyor
Hekimoğlu, tipik bir erdemli başkaldırıcı örneğidir Haklı bir nedenle dağa çıkıyor Mertliği, yiğitliği ve iyilikseverliğiyle ahali arasında büyük ün yapıyor Yoksulların dostu, onları ezen varsılların düşmanıdır
Hekimoğlu denince, hemen akla gelen bir özelliği de aynalı martinidir Hekimoğlu Türküsü'nde geçen ve kendisinin adıyla özdeşleşen aynalı martinin özelliği şudur Hekimoğlu, özel olarak yaptırdığı mavzerinin üzerine bir ayna taktırıyor Çatışmaya girdiğinde, bu aynayı: düşmanının gözüne tutarak, gözünün kamaşmasına, dolayısıyla hedefini şaşırmasına yol açıyor
Bu yüzden Hekimoğlu'nun adı aynalı martinle özdeşleşmiştir *
Cevap: hekimoğlu türküsünün kısa bir hikayesi var mı?
Ordu dolaylarında yaşamış Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur Dahası yoksul bir anneden başka hiç kimsesi yok Çevresinde dürüstlüğü, akıllılığı ve yiğitliğiyle belli bir gençtir
Yörede egemenlik kurmuş bir Gürcü Beyi vardır Bu Gürcü Beyi, Ayşa adında güzel ve narin bir kızla sözlüdür Ne fakat, bu kız Gürcü Beyini sevmemekte, Hekimoğlu'na bağlanmıştır Bu, dostlukla, arkadaşlıkla karmakarışık bir sevgidir Dahası Hekimoğlu'yla görüşmeye başlamıştır
İşte Bey, iki gencin ilişkisinin bu noktaya vardığını duyar duymaz Hekimoğlu'na düşman olur ve ona savaş açar Hekimoğlu'yla teke tek görüşüp, hesaplaşmayı önerir; bir de yer belirtir Hekimoğlu, gözüpek, mert bir gençtir Aynalı mavzerini kuşanıp, kimsesiz buluşma; yerine gider Gitmeye gider ama, Bey sözünde durmamış adamlarıyla gelmiştir Bundan Başka adamlarından biri, buluşma yerine varır varmaz, sabırsızlanıp Hekimoğlu'nu yaylım ateşine miktar Ötekiler de çevresini sararlar Hekimoğlu'yla Beyin adamları arasında yaman bir çatışma olur Hekimoğlu, çatışma sonunda çemberi yararak kurtulur Olaydan hemen sonra, Bolu da tek başına yaşayan anasının yanına gider Anasına durumu anlatır ve artık şehir uygun duramayacağını bildirir Anasıyla helallaşıp, yanına Mehmet adlı iki amca oğlunu alarak dağa çıkar Çıkış bu çıkış ve ölünceye kadar Hekimoğlu bundan böyle dağdadır
Hekimoğlu'nun dağa çıkış nedenini ve biçimini haberdar olan, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü köylüleri daha da etkiler ve her açıdan kendisine destek ederler Özellikle yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara takviye eder
Hekimoğlu, artık Gürcü Beyinin korkulu düşü olmuştur Bu yüzden Bey, kendisini kesintisiz jandarmaya şikayet eder ve aralıksız izletir Hekimoğlu'nu ihbar etmeleri için değişik yörelerde adamlar tutar Lakin ırk koruduğu için, Hekimoğlu'nu bir türlü ele geçiremezler
Hatta bir defasında, Beyin adamlarından birinin ihbarı üzerine Hekimoğlu'nun kaldığı evi jandarmalar basıyorlar Bütün çevre kuşatılmıştır Evin aşağı bir fırın vardır Hekimoğlu fırıncının yardımıyla fırının Ekmek pişirilen yerini arkadan delip kaçmayı başarır
Hekimoğlu, kaçmaya kaçıyor fakat, Beyin, iki amca oğlunu öldürttüğünü haber alıyor ve içten Çiftlice köyüne iniyor Gittiği konut muhtarın evidir Bu Muhtar, Hekimoğlu'ndan yandan görünüyor, fakat gerçekten Beyin adamıdır ve onunla
işbirliği içindedir Nitekim adamlarından biri yoluyla ihbarda bulunur ve Hekimoğlu jandarmalarca sarılır Hekimoğlu, Muhtarın puştluğu yüzünden kıstırılmıştır Büyük bir çatışma çıkar taraflar aralarında Az Daha namlular kurşun kusmaktadır Özetle yaman cenk olur orada
Olayın sonucuna ilişkin iki söylenti var ahali arasında :
1Hekimoğlu, çatışma sırasında çemberi yarıyorsa da, aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşamadan ölüyor
2 Atına atlıyor, elini karın bölgesinden aldığı yaralara basarak Ordu'ya
dek geliyor ve burada ölüyor
Hekimoğlu, tipik bir erdemli başkaldırıcı örneğidir Haklı bir nedenle dağa çıkıyor Mertliği, yiğitliği ve iyilikseverliğiyle ahali arasında büyük ün yapıyor Yoksulların dostu, onları ezen varsılların düşmanıdır
Hekimoğlu denince, hemen akla gelen bir özelliği de aynalı martinidir Hekimoğlu Türküsü'nde geçen ve kendisinin adıyla özdeşleşen aynalı martinin özelliği şudur Hekimoğlu, özel olarak yaptırdığı mavzerinin üzerine bir ayna taktırıyor Çatışmaya girdiğinde, bu aynayı: düşmanının gözüne tutarak, gözünün kamaşmasına, dolayısıyla hedefini şaşırmasına yol açıyor
Bu yüzden Hekimoğlu'nun adı aynalı martinle özdeşleşmiştir *