Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hazar Kağanlığı-Hazar İmparatorluğu 468-965

Hazar Kağanlığı-Hazar İmparatorluğu 468-965

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Hazar İmparatorluğu kuruluşu
Hazar İmparatorluğu çöküşü
Hazar İmparatorluğu kökleri
hazar imparatorluğu hazarlar
büyük türk devletleri hazar imparatorluğu


Hazar İmparatorluğu

Hazarlar, İdil kıyıları ve Kırım yarımadası aralarında imparatorluk kuran bir Türk boyudur (468965)

Önceleri, Hazarların kaynakları ve hangi soydan geldikleri kesinkes bilinmiyordu Bu konuda değişik görüşler ileri sürülüyordu sonradan incelenen Musevî, Bizans ve Arap kaynaklarına kadar Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Uygur, Hazar, Bulgar, Sabir ve Peçenek gibi Türk boyları olduğu açıklandı

Hazarların, Batı Hun Devletinin yıkıntıları üzerinde devlet kurdukları (468), Göktürk İmparatorluğunun batı kolu olarak gelişme gösterdikleri, Göktürkler ile benzer kaynaktan geldikleri anlaşıldı Türk adını almaları da bu yüzdendir

Hazarlar, Sasanîler'le sıkça savaşırlardı Bizans'la aralarında daha çok barışa dayanan bağlantılar vardı 627 yılında yapılan Bizansİran savaşında Hazarlar, Sasanîler'e aleyhinde Bizans'ı tuttular VII yüzyıl sonlarına içten Arran Hristiyanlarının Hazarlar üzerindeki dinî baskıları arttı ağır ağır eski dinleri olan Şamanlığı bıraktılar İslâmın doğuşundan daha sonra çabucak artan Arap saldırıları, kısa bir süre içinde Âzerbaycan'a yayıldı İstanbul'u kuşatan Emevî ordularına karşısında Bizans; Hazar ve Bulgar Türklerinden yardım istedi (718) Bizans'ın yardımına koşan Hazarlar, Arapların tepkisini üzerlerine çektiler Bu yüzden, bu bölgeyi ele geçiren Araplar, 721723 yıllarında Hazar topraklarına saldırdılar, başkent Belencer'i aldılar Bunun üstüne Hazar hanı İdil ırmağı kıyısındaki Akkale ilini başkent edindi sonra Mervan bin Muhammed, bir ordu ile Belencer'e dek geldi, şehri yaktı Derbend'e Arap birlikleri yerleşti Araplar, bu saldırıların bir vakit ardını bırakmadı 737 yılında, gene Mervan bin Muhammed, yüz elli bin şahsiyet büyük bir ordu ile Etil şehri üstüne yürüdü Oldukça korkulu yollardan, derin vadilerden geçen Mervan, bu ordu ile Kür nehri kıyısındaki Kasak şehrinden Hazarların Dağıstan'daki büyük illi olan Semender üstüne yürüdü Orduyu, biri Derbend, biri de Daryal geçidi olmak üzere iki ayrı yoldan geçirerek birden Hazarlara saldırdı Hazarlar, bu beklenmedik saldırı karşı öyle tutunamadılar Mervan bin Muhammed, ordusunu zahmetsizce Etil'e gönderdi, şehri kuşattı Hazar hakanı, İdil nehrinin öteki kıyısına geçerek, tarhanlardan kurulu 40 000 kişilik bir ordu ile, Arapların nehri aşmalarını önlemek istedi Mervan, bu çarpışma sonunda, 20 000 aileyi tutsak alarak Derbend taraflarına sürdü Anberi adlı kumandanın yönetimi altına verdiği 40 000 şahsiyet seçme Arap ordusunu da tulumlara bindirerek nehrin doğu yakasına geçirdikten daha sonra, Hazar Tarhanının ordusunu dağıttı, Tarhanı öldürttü Bunun üstüne Hazar hakanı, uzlaşma dilemek ve mukavele imzalamak zorunda kaldı Mervan bin Muhammed, Hazar hakanına, Etil'e dönme izni verdi Hem, İslâm dinini Hazarlar arasında yaymak nedeniyle Değişmez elEsadî ve Abdurrahman Hulânû adlı iki Arap hukukçusunu, Hazar hakanının yanında bıraktı Araplar karşısında başarısızlığa uğrayan Hazarlar, VII ve VIII yüzyıllarda Avrupa ve Bizans ülkelerinde durumlarını korudular Kırım ve Azak ülkelerinde daha da güçlendiler Kırım Gotları, bu yüzyıllarda Hazarlara bağlıydılar Başlarında Hazar hakanı göre devir edilen bir vali bulunurdu Bu genel valilere, Göktürk ve Hazar devletlerinin öteki bölgelerinde olduğu gibi, Kırım'da da tuyun adı veriliyordu Gotlar, kendi içlerinde bağımsızdı Daha sonraki yıllarda Hazarlar, yavaşça Gotların bağımsızlıklarına son verdiler (787) Bu Arada Hazarlar, Don ırmağı üstünde, bozkır kavimlerinin saldırılarını önlemek nedeniyle, Sarhil adını verdikleri bir kale yaptılar Ukrayna'nın başkenti olan Kiev'de, Hazar hakanına yan üç kardeş tarafından yaptırılmıştı

Bu ağır yenilgiden daha sonra, Hazarlarla Araplar arasındaki gerginlik arttı Alt Tarkan kumandasındaki 100 000 kişilik bir Hazar ordusu, Kafkas dağlarından şipşak güneye indi Daha önce Arapların saldırısına uğrayan Ermeniye ve Âzerbaycan'a girdi (765) Tüm şehirleri yağma etti 100 000 Müslümanı tutsak alarak götürdü Bununla, Hazar kumandanı, otuz sene önceki ağır yenilginin öcünü aldı Güneyde Araplara yenilen Hazarlar, batıda, bilhassa Avrupa devletleri aleyhinde önemli bir varlık olarak kaldılar 787 yılında Gotların Kırım'daki kalelerini alarak, oradaki hakimiyetlerine son verdiler Araplar gibi, Bizanslılar da Hazarlarla birtakım akrabalıklar kurma yoluna gittiler İmparator II Justinianus, Hazar hakanının kızkardeşiyle, İmparator V Konstantinos bir Hazar prensesiyle evlendi Halife Harunür Reşid zamanında Hazar hakanı ve yakınları Musevî dinine girdiler

Hazar İmparatorluğu, bir yandan NormanRus, bir yandan Selçuklu ve Kıpçak saldırıları sonucu sarsıldı Gittikçe kuvvetlenen Ruslar, Kiev'i Hazarların elinden aldılar (866) Bu olaydan sonra Rusların, Hazar topraklarına yaptıkları akınlar sıklaştı 965 yılında Svyatoslav kumandasındaki bir Rus ordusu, tüm Hazar şehirlerini yakıp yıktı Dağılan Hazar halkı, bazı adalara sığınmak zorunda kaldı Hazarlar, bir vakit sonradan Azak ve Kırım'da ufak prenslikler kurarak yaşamaya başladılar Bizans'ın yardımıyla Ruslar buraları da kendi topraklarına kattılar (1016) Benzer yıllarda, Aşağıda İdil ve Terek'teki Hazar devletleri de Oğuz (Selçuklular) ve Kıpçakların saldırıları sonunda ortadan kalktı Geniş bir alana yayılan Hazarlar; Kıpçaklar, Peçenekler, Oğuzlar gibi yeni Türk boylarına karıştılar Altınordu hakanı Sürbidey Noyan, Etil şehrinde egemen yaşayan Hazarların hakimiyetine son verdi (1299), şehrin yakınlarında, Altınordu Devletininin başkenti olan Saray'ı kurdu Hazar kağanları, sırasıyla şunlardır: Bulan (620?); Ubaca; Hızkiya; Menaşe I; Hanuka; İshak; Sabulon; Menaşe II; Nisi; Harun I; Menahem; Benyamin; Harun II (?931); Yusuf (931965)

Medeniyet

Bir Takım kaynaklara tarafından Göktürk, bir takım kaynaklara kadar Rus veya İbranî yazısı kullandıkları söylenen Hazarlardan günümüze kadar, fakat iki adet yazılmış doküman kaldı Bunlardan birisi, Hazar hakanı Yusuf bin Harun kadar, Endülüslü Musevî devlet ve bilim adamı Hasday bin İshak bin Şaprût'a gönderilen mektuptur (960) Öteki ise bilinmez Hazarlı bir Musevî kadar, hakan Yusuf zamanında (931965) yazılan bir mektubun, Mısır'da KenisetelŞâmi'de bulunan parçalarıdır Birinci mektupta, hakan Yusuf, şeceresini saymakta, Musevî dinine girmekle ilgili bilgiler vermektedir Mektupta ayrıca, Hazar ülkesinde yaşamış boyları, bunların yaşayış tarzını anlatan cümleler vardır Mektuptan anlaşıldığına tarafından Hazarlar, sözde göçebe, benzeri şehir halkı hayatı yaşarlardı Nitekim, bu bilgileri bazı Arap kaynakları da doğrular Genelde yazın çadırlarda, kışın şehirlerde oturuyorlardı En ünlü şehirleri, Etil, Saksın, Belencer, Sarkil ve Semender'di Başkent Etil'in, İdil ırmağı kıyısında kurulduğu sanılır Şehrin batı kesimine Etil (Sarığşın da denir), doğu kısmına Hazarân (Hanbalığ da denir) deniliyordu Irmağın ortasında, şehrin iki yakasına dubalı köprülerle yan bir ada vardı Şehrin batı bölümü, doğu bölümüne kadar daha genişti Burada hakanın tuğladan yapılmış sarayı vardı Şehrin uzunluğu 25 km idi ve dört kapılı bir surla çevrilmişti Şehir, dağınıktı Evler, Türklerin derme evleri (hargâh, büyük çadır da denir) denen, ağaçtan yapılmış ve üstleri keçe ile örtülü türdendi Onlar, bu evlere odâde adını veriyorlardı Pek azı kerpiçten yapılırdı Hakandan diğer hiç kimse tuğla ev yapamazdı Şehirde keza çarşı ve hamamlar vardı Sarkil şehrinde yapılan son kazılardan, şehrin dikdörtgen biçimli; ev yapımında kullanılan tuğlaların, Asya kaynaklı olduğu anlaşıldı

Hazar hakanları, savaşlarda, odâde denilen, çadırlı bir arabaya binerlerdi Arabanın her tarafı halılarla döşenir, üzerinde sırmalarla örtülü bir kubbe yükselirdi Kubbenin üstünde, altından yapılmış bir armut bulunurdu Gelinlerin çeyiz arabaları da, hakanın savaş arabasını andırırdı Bu arabaların on tanesinin kapıları altın ve gümüş levhalarla astarlı olurdu Arkadan gelen 20 araba ile her türlü çeyiz eşyası, altın ve gümüş kaplar taşınırdı Hazarlar, ölülerini suya atarlardı Bir Takım söylentilere tarafından sonraları, ölüleri yakmağa başladılar Bir hakan öldüğünde her birinde birer kabir bulunan 20 odalı bir ev yapılırdı Kabirler, ufalanmış taş tozu ile döşenir, içine kireç ya da mine konulurdu Gömme işi bittikten daha sonra, hakanı gömenler de öldürülerek, öteki odalara gömülürlerdi Bu meslek, hakanın hangi odaya gömüldüğünün bilinmemesi için yapılırdı Bu geleneğin, Hunlar'da da sürdürüldüğünü bildiren belgeler vardır Hakanın kabir odası, her tarafında, altınla tamamlanmış kumaşla örtülür; tüm işler bittikten sonra suyun aşağı kalacak şekilde, nehrin suyu kabir eve boşaltılır ve yapı en ince ayrıntısına kadar su altında kalır; bu vesile ile artık, hakanın cesedine insan, şeytan, kurt ve böceklerin hasar veremeyeceğine inanılırdı Hazar hakanlarından hiçbirinin mezarının bulunamayışı, kendilerinin bu gömme geleneği yüzündendir

Ekonomi

Etil şehri, Güneydoğu Avrupa ile Asya arasındaki bir alışveriş merkeziydi Bu şehirde, dağıtılmış dinlere emrindeki yerli halktan başka, ticaret için gelmiş yabancılar da otururlardı Kent pazarlarında, çeşitli ülkelerden, farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerden gelen mallar değiştokuş edilir, satılırdı Saksın şehrinde alışveriş, kurşun paralarla yapılırdı Ayrıca, ekin denilen kumaş paralar (kâğıt para benzeri) da kullanılırdı Hazarların başlıca ihraç malı, bir değişiklik tutkaldı, öteki ticaret mallarının çoğu, Rus ve Bulgar ülkelerinden gelen maddelerdi Büyük şehirlerin çevrelerinde geniş bahçe ve bağlar vardı Yerli ırk, yazın çadırlarda büyük kasaba dışına çıkar, tarımla uğraşırdı Hazarların, milletlerarası ihraç malları arasında, Hazar süngüleri, Hazar eğerleri, Hazar zırhları manâlı yer tutardı Hazar kılıçları, Ruslar arasında da biliniyordu Hakanlar, Bulgar ilteberliğinden her evden, her sene bir samur vergisi alırlardı Ayrıca, ticaret kervanları ve gemileri, onda bir oranında aidat öderlerdi Hazar Denizinden gelen gemilerden de gümrük vergisi alınırdı

Din

Hazarlar, uzun zaman, Şaman dinine alt olarak yaşadılar Ama, Bizans ve Araplarla olan sıkı ilişkiler, hakanlarla asilzade ailelerin Musevîliği benimsemeleri, her üç dinin de ülkede yayılmasına yol açtı Müslümanlığı da (732800), Musevîliği de (800965) resmî din olarak benimsemişlerdir Hristiyanlık, resmî din olmadı, oysa, Arran metropoliti İsrail'in çalışmaları (677703) sonucu, bu din de ülkede geniş ölçüde yayıldı Halk Müziği, daha fazla Müslüman ve Hristiyan; hanlar, tarhanlar ve onlara yakın çevreler Musevî idi Hazar'da yedi başkadı vardı Bunlardan ikisi Müslümanların, ikisi Hristiyanların, ikisi Musevî Hazarların, biri de öteki dinlere ast olanların işlerini görüyorlardı Başkent Etil'de (X yüzyıl), 10 cami vardı Müslüman halkın sayısı 10 000 kadardı Genellikle Bizans sınırındaki ve Kırım'daki Hazarlar Hristiyan, Dağıstan ve Aşağı İdil'de oturanlar Müslümandı Hristiyanlar (VIII yüzyıl), teşkilât olarak yedi piskoposluğa ayrılmışlardı

Yönetim Şekli

Hazarların devlet teşkilâtında, çifte krallık düzeni uygulanıyordu Devlet başkanı olan hakan, doğrudan doğruya devlet işlerine karışmıyor, devleti sembolik olarak temsil ediyordu Idare, onun nâibi olan Hakanbeh'in elinde bulunuyordu Ama, hakanbehi başkalaşmak, görevinden olmak, daima, asıl hakanın yetkileri arasındaydı Buna karşılık, orduları, ülkeyi idare eden, savaş açabilen, hakanbeh idi Vilâyetlerle ilgili işler, memleketin adalet ve iç işleri de onların elindeydi Büyük hakan da denilen belli başlı hakanın saltanat süresi, kırk yılı aşamazdı Bu vakit içinde hakan, kendiliğinden ölmezse, maiyeti bunadı, aklı azaldıgerekçesiyle onu kendi elleriyle öldürürlerdi Hakan, düşmana karşısında dışarı giden ordudan kaçıp dönenleri cezalandırır, ordu savaşta yenilirse, Hakanbeh'in gözleri önünde, onun bayan ve çocuklarıyla mallarını başkalarına dağıtırdı Hakanbehlere, tarkan, yabgu da denilirdi *
 
858,505Konular
982,656Mesajlar
33,044Kullanıcılar
Mahmut343Son üye
Üst Alt