iltasyazilim
FD Üye
Han Manas
Han Manas'ın zaferleri
Kalmuk hanı Alevke Dangu şehrinin hükümdarı Kayıp Dangı'ı saraya çağırdı
Kayıp Dang, Kara Şehir'in hanı Manas'ın sonu geldi Şehiri Tırgot, Mangullar yapmıştır İçtiği suyunu üç gün kesip ondan sonradan zehir koydur Halkını öldür, kapısını gece açtır Ardındaki ordu girecekDiye emretti Alevke
Kayıp Dang, bunu kabul etti, büyük kasaba yöneticilerini çağırıp ertesi gün Karaşehir'in suyunu kestirmek için çaktırmadan adam gönderdi Alevke'nin emrini duyan Kayıp Dang'ın rahipleri akşamleyin bu haberi Manas'a ulaştırıp karşılığında altın aldılar
Manas gün geçmeden Karaşehir'in suyuna zehir koyacak olan Kalmuk ve hain Moğol' u öldürdü O gün Dangu şehrine çabucak akın yaptılar, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar şehirden kaçtılar Kayıp Dang'ın kızı Karaberk, kırk kız arkadaşıyla halk arasında kalıp düşmana direndi ve pek çok yiğitleri atlarından devirdi Karaberk, Makay'ı da yaralamıştı
Manas, nişancı kızın yaptıklarını duyup onu canlı yakalatıp getirtti Manas han kızının güzelliğini gördükten sonra, onu öldürmeden, onunla evlenmek istedi
Kız babasının öldüğünü öğrendikten sonradan Manas'a varmak değil, babamın intikamını olmak istiyorumDiye tehdit etti: Kız nazı ile sevilirDiyen Manas, Karaberk'in aleyhinde koyuşundan, kahramanlığından hoşnut oldu
Ele geçen Kayıp Dang'ı kızının yanında getirdiler, Kayıp Dang ile Manas barıştı
Üç kahraman dost oldu Buğday ekmeğini çiğnediler, el tutuştular, çubuk kırdılar, ellerinden, kan çıkardılar
Ekmek kutsaldır Buğday gibi temiz niyetle yaşayalım! Birbirimize fena niyette bulunursak çubuk gibi kırılalım! Düşmanımıza beraber saldıralım Düşmanlaşsak kanımız aksın!diye bahadırlar Tanrının huzurunda anlaştılar
Kayıp Dang büyük bir düğün düzenledi Bay, Akbalta, Berdike, Bakay ilk kez almak üzere Dangu şehrinde âdetler uyarınca baş dünür olarak geldiler Han Manas şanına yakışır bir şekilde Karaberk ile evlendi Kayıp Dang, âdetlere kadar Türk ustalarına kızı Karaberk için on iki katlı ev yaptırıp, içerisini türlü türlü eşyalarla süsledi Bu evin güzelliğini ozan Caysang yarım gün methederek bitirememiştir
Tanrının yüce gününde Cakıp avuldan altmış akıllıyı bir araya topladı, aksakallılarla kurultay düzenledi Bu yeniden ne diyecek acaba diye Bay'ın sözünü dinlediler İhtiyarlar kısrak kesip, merasim olan eve yerleştiler
Ağzında sözü var, dilinde balı var Cakıp şöyle dedi:
Görmüş geçirmiş ihtiyarlar, size söyleyecek derdim var Görmediğimizi gördük içmediğimizi içtik Dolaştık Gördük ama Altay tanrısal yer imiş Başıboş dolaşmıştık, şimdi canlandık; kurumuştuk, derhal yeşerdik Fakat dünyalarımız çoğalıyor Kalmık ve Çinliler bize gün göstermeyecektir Halimi iyi iken yer arayalım Uygun görürseniz, hepimiz Altay'dan Ala Dağ ve Andıcan taraflarına göç edelim
Avulun büyüğü Berdike bu sözü beğenmedi
Hayvanlarına yer sıcacık geldiği için böyle söylüyorsun her hâlükarda, Düşmanlar bundan böyle yıpranıp bizden korkmaya başladılar Hemen nereye kaçacağız? Kazandığımız malı mülkü niye savuralım?
İhtiyarların sükûnetini Bay yiğit bozdu:
Cakıp'ın dediği doğrudur Gözetmek isteyeni korurum, buyurmuş Tanrım, ıssız bucaksız sınırı olan Çin'in askerlerinin hesabı değil Altay'daki Kırgız'ın ordusu kuvvetli değildir Bir gün gelip bizi yok etmesin! Doğuda Sarı Arkadaki, Kuzey tarafta İdil, Nura Su (dere)yu, Opol dağı var Oralar annemizin babamızın büyüdüğü yerdir Bu taraflara bir bakalım
Bu sırada Kambar'ın oğlu Aydarkan şöyle dedi:
Başımıza bir şey geldiği değil, niye göç edelim diye söyleniyorsunuz? Yahut Çinliler mi geliyor? Veya Kangay mı geliyor? Doğmak var, ölmek var Nereye gidersek gidelim ecelimiz gelmişse öleceğiz Alnımıza yazılanı görelim
Vay dünya! göbek kanımız damlayan topraktan iyi ne var!dedi Bay
Manas şöyle dedi:
Milletim, düşmanın gölgesinden korkup kızışmayalım Beni han yaptınız, hanın sözünü dinleyiniz! Babalarımız düşmana kanını verse de topraklarını vermiş değildir Çinliler topraklarımızı elimizden aldılar Topraklarımızı geri alalım Bunu yapamazsak Kırgız olmayalım Şerefimizi koruyarak, intikamımızı, topraklarımızı aldıktan daha sonra Ala Dağ'a göç edelim
Manas'ın sözünü herkes beğendi
Beş gün daha sonra Manas'ın karşısına muhtelif boylardan resmileşmiş sekiz yüz bin kişilik ordu geldi, bayrakları dalgalanıyor, zırhları parlıyordu
Manas ilk seferini Altay'daki büyük hana karşı, yani Kırgızlarla her zaman saldırıp topraklarını zapteden Tekes Han'a yaptı
Han Manas, Tekes Han'a mektup gönderdi:
Tekes Han, Kırgızdan aldığın toprakları geri ver, yiğitlerinin kan bedelini öde, otuz yıldan beri aldığın vergileri geri ver, aksi halde, yüzyüze gel!
Mektubu bölge Tekes Han öfkelendi:
Sürgündeki bir avuç Kırgızdan meydana çıkan nasıl bahadır imiş, Manas?
Tekes Han, Kuyas adındaki kurnaz adamına Doğudaki Kırgızları gözleyiniz, düşmanı görürseniz haber veriniz diye onu casusluğa gönderdi
Tekes, düşmana aleyhinde önlem almaya çalışırken yedi gün sonradan casuslar gelerek:
Kırgızlar bizden önce harekete geçmişdediler
Şaşkına dönen Tekes:
Kuyascığım bir tedavi bul!diye yalvardı
Ele geçiremediğimiz Kırgız kendisi geliyormuş Eceli gelmiş seslenmek, gelsin bakalım!dedi Kuyas aldırış etmeden
Kuyas gece yola koyulup Kırgızların saldıracağı tarafa varıp büyü yaptı, geniş dağ deresindeki otlar, ham (bir çeşit bitki), kuray (bitki), söğüt ve kavakların hepsini insan şekline getirip gayet fazla asker varmış gibi gösterdi
Ertesi gün Kuyaz gelip Tekes'in gönlünü avuttu
Gayet çok asker hazırladım Huduta yerleştirdim Git gör?
Tekes huduta gelip baktı fakat düşmana karşı topuzlarını eline alan, kılıçlarını hazır tutan tamamı pehlivanlardan oluşan sayısız asker var
Tekes Kuyas'ın hünerinden hoşnut olup, bununla karşılaşan Kırgızlar ölecektir diye komşu hanlara haber vermeden, yardım istek etmeden rahat yattı
Dördüncü gün Manas büyük ordusuyla Tekes'in topraklarına geldi
Ordubaşı Aydarkul Tekes'in sayısız askerleriyle karşılaştığına şaşırıp, Bahadır Manas'a geldi
Buca Kalmuk askerine gücümüz yetmez Facia olur ÇekilelimDedi bazı korkak binbaşılar
Kaçarak ensemize ak yemektense karşılaşıp ölelimDiye sinirlenen Manas gidip görmek için kimsesiz yürüdü Bahadır'ı yalnız bırakmamak için Bakay da yürüdü Yolda Bakay şöyle dedi:
Manas, onların karşısına ben varayım, ben gidip bakayım Kalmuklar yakalasa beni yakalasın, sen kurtulursun Onlara göründükten daha sonra kaçalım, sırrını bilelim
Bakay, düşmana gözükerek yürüdü Sıraya dizilen Kalmuk askerleri kımıldamadılar Bakay buna şaşırdı Bakay mızrağını uzatsa onlar da tümü pat diye mızraklarını uzattılar Bakay eline kılıç alsan, topluluk asker de aynı hareketi yaptı Bağırsa bağırdılar
Bunun hile olduğunu öğrenen Bakay, dar bir şekilde gelip durumu Manas'a bildirdi
Manas benim bildiğimi bildin mi, duyduğumu duydun mu, bu bir hileymiş Kalmuk'un sihirbazı sihir yapıp yerdeki otları, çiğ, kavak ve söğütleri asker yapmışdedi Bakay gülüp bunları dövüşerek yenemeyiz Bu Çinlilerin bilmediği aldatma yok
Kırgızlar sihirsel askerlerle dövüşmeden askerlerin ayağına alabildiğince barut koyup ateşledi Barut, alandaki kalabalık askerleri, kamış, ham ile beraber yaktı
Manas'ın askerlerinin sarayını kuşattığına sinirlenen Tekes Han yan büyücü kuyas'ı öldürüp, kendisi de canlı ele geçirmek istemiyerek kalbine hançer saplayıp intihar etti
Manas, Tekes han'ın halkını, binlerce askerini saraya toplayıp şöyle emretti:
Gök bayraklı yiğitler! Gök Tanrının çocukları! Tekes Han'ın askerlerine dokunmayınız! Kalmuk askerleri halkımıza kendi isteğiyle hamle etmiş değildir Bunların halkını, malını mülkünü talan etmeyiniz! Eğer kim Kalmuk'un Tekes'in halkına musibet ederse cezası ölümdür!
Manas Aydarkan'ı yanında alarak askerlerini denetim etti
Bu Kalmukların nesine acıyalım? Bize acımayanın günahı değil mu? Diyerek askerlerin içerisinde Manas'a küsenler oldu
Han Manas, Tekes Han'ın halkını tamamını Tötön'ün geçidine çağırttı
Toplanan Kalmuklara Manas şöyle dedi:
Ey, halk! Başınıza tasa geldi Bizi küstüren, tahkir eden hanınız ile onun mahiyetleri öldü Hanlığa alışılmış halk müziği idiniz Hansız, başsız gününüz karanlıktır, huzurunuz olmayacaktır Acilen kendi isteğinizle kendinize han seçiniz, bayrağınızı kendiniz taşıyınız
Manas'ın sözünü millet beğendi Beyaz saçlı, gözlerinden ateş saçan aksakal Manas'a döndü
Genç olsan da erkek imişsin, rehber imişsin! Senin gibi evladı olan ahali ölmezdiye, Kalmuk putlarına yalvardı dua okudu Kalmuklar aksakalasığındılar
Han adayı için birkaç beğ, bahadır ve Dang'ın adı okundu Ama kimse ben han olacağım diye çıkmadı
Bir halktan bir han çıkmazsa, o halkı Tanrı lanetmiş demektirdedi Bakay Ihtiyar olsa da han yapınız
Karaça isimli yaşı seksene gelen ihtiyarı ahali sıkıştırdı
Ben yaşlandım, yoruldum Gençlerden yapınız!dedi Karaça diz çöküp
Ihtiyar olsan da hafıza senden çıkar Kalmuklar yaşlılarına saygılıdır
Karaça bocalama etti yanında Saykal isimli kızı işve yaparak yetişip geldi
Kız çubuk gibi ince emin, erkeksi giyinen, kızıl kaş, düğme baş, süt gibi beyaz vücutlu, horoz gibi boynu olan, yuttuğu boğazından gözüken hoş biriydi *
Han Manas'ın zaferleri
Kalmuk hanı Alevke Dangu şehrinin hükümdarı Kayıp Dangı'ı saraya çağırdı
Kayıp Dang, Kara Şehir'in hanı Manas'ın sonu geldi Şehiri Tırgot, Mangullar yapmıştır İçtiği suyunu üç gün kesip ondan sonradan zehir koydur Halkını öldür, kapısını gece açtır Ardındaki ordu girecekDiye emretti Alevke
Kayıp Dang, bunu kabul etti, büyük kasaba yöneticilerini çağırıp ertesi gün Karaşehir'in suyunu kestirmek için çaktırmadan adam gönderdi Alevke'nin emrini duyan Kayıp Dang'ın rahipleri akşamleyin bu haberi Manas'a ulaştırıp karşılığında altın aldılar
Manas gün geçmeden Karaşehir'in suyuna zehir koyacak olan Kalmuk ve hain Moğol' u öldürdü O gün Dangu şehrine çabucak akın yaptılar, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar şehirden kaçtılar Kayıp Dang'ın kızı Karaberk, kırk kız arkadaşıyla halk arasında kalıp düşmana direndi ve pek çok yiğitleri atlarından devirdi Karaberk, Makay'ı da yaralamıştı
Manas, nişancı kızın yaptıklarını duyup onu canlı yakalatıp getirtti Manas han kızının güzelliğini gördükten sonra, onu öldürmeden, onunla evlenmek istedi
Kız babasının öldüğünü öğrendikten sonradan Manas'a varmak değil, babamın intikamını olmak istiyorumDiye tehdit etti: Kız nazı ile sevilirDiyen Manas, Karaberk'in aleyhinde koyuşundan, kahramanlığından hoşnut oldu
Ele geçen Kayıp Dang'ı kızının yanında getirdiler, Kayıp Dang ile Manas barıştı
Üç kahraman dost oldu Buğday ekmeğini çiğnediler, el tutuştular, çubuk kırdılar, ellerinden, kan çıkardılar
Ekmek kutsaldır Buğday gibi temiz niyetle yaşayalım! Birbirimize fena niyette bulunursak çubuk gibi kırılalım! Düşmanımıza beraber saldıralım Düşmanlaşsak kanımız aksın!diye bahadırlar Tanrının huzurunda anlaştılar
Kayıp Dang büyük bir düğün düzenledi Bay, Akbalta, Berdike, Bakay ilk kez almak üzere Dangu şehrinde âdetler uyarınca baş dünür olarak geldiler Han Manas şanına yakışır bir şekilde Karaberk ile evlendi Kayıp Dang, âdetlere kadar Türk ustalarına kızı Karaberk için on iki katlı ev yaptırıp, içerisini türlü türlü eşyalarla süsledi Bu evin güzelliğini ozan Caysang yarım gün methederek bitirememiştir
Tanrının yüce gününde Cakıp avuldan altmış akıllıyı bir araya topladı, aksakallılarla kurultay düzenledi Bu yeniden ne diyecek acaba diye Bay'ın sözünü dinlediler İhtiyarlar kısrak kesip, merasim olan eve yerleştiler
Ağzında sözü var, dilinde balı var Cakıp şöyle dedi:
Görmüş geçirmiş ihtiyarlar, size söyleyecek derdim var Görmediğimizi gördük içmediğimizi içtik Dolaştık Gördük ama Altay tanrısal yer imiş Başıboş dolaşmıştık, şimdi canlandık; kurumuştuk, derhal yeşerdik Fakat dünyalarımız çoğalıyor Kalmık ve Çinliler bize gün göstermeyecektir Halimi iyi iken yer arayalım Uygun görürseniz, hepimiz Altay'dan Ala Dağ ve Andıcan taraflarına göç edelim
Avulun büyüğü Berdike bu sözü beğenmedi
Hayvanlarına yer sıcacık geldiği için böyle söylüyorsun her hâlükarda, Düşmanlar bundan böyle yıpranıp bizden korkmaya başladılar Hemen nereye kaçacağız? Kazandığımız malı mülkü niye savuralım?
İhtiyarların sükûnetini Bay yiğit bozdu:
Cakıp'ın dediği doğrudur Gözetmek isteyeni korurum, buyurmuş Tanrım, ıssız bucaksız sınırı olan Çin'in askerlerinin hesabı değil Altay'daki Kırgız'ın ordusu kuvvetli değildir Bir gün gelip bizi yok etmesin! Doğuda Sarı Arkadaki, Kuzey tarafta İdil, Nura Su (dere)yu, Opol dağı var Oralar annemizin babamızın büyüdüğü yerdir Bu taraflara bir bakalım
Bu sırada Kambar'ın oğlu Aydarkan şöyle dedi:
Başımıza bir şey geldiği değil, niye göç edelim diye söyleniyorsunuz? Yahut Çinliler mi geliyor? Veya Kangay mı geliyor? Doğmak var, ölmek var Nereye gidersek gidelim ecelimiz gelmişse öleceğiz Alnımıza yazılanı görelim
Vay dünya! göbek kanımız damlayan topraktan iyi ne var!dedi Bay
Manas şöyle dedi:
Milletim, düşmanın gölgesinden korkup kızışmayalım Beni han yaptınız, hanın sözünü dinleyiniz! Babalarımız düşmana kanını verse de topraklarını vermiş değildir Çinliler topraklarımızı elimizden aldılar Topraklarımızı geri alalım Bunu yapamazsak Kırgız olmayalım Şerefimizi koruyarak, intikamımızı, topraklarımızı aldıktan daha sonra Ala Dağ'a göç edelim
Manas'ın sözünü herkes beğendi
Beş gün daha sonra Manas'ın karşısına muhtelif boylardan resmileşmiş sekiz yüz bin kişilik ordu geldi, bayrakları dalgalanıyor, zırhları parlıyordu
Manas ilk seferini Altay'daki büyük hana karşı, yani Kırgızlarla her zaman saldırıp topraklarını zapteden Tekes Han'a yaptı
Han Manas, Tekes Han'a mektup gönderdi:
Tekes Han, Kırgızdan aldığın toprakları geri ver, yiğitlerinin kan bedelini öde, otuz yıldan beri aldığın vergileri geri ver, aksi halde, yüzyüze gel!
Mektubu bölge Tekes Han öfkelendi:
Sürgündeki bir avuç Kırgızdan meydana çıkan nasıl bahadır imiş, Manas?
Tekes Han, Kuyas adındaki kurnaz adamına Doğudaki Kırgızları gözleyiniz, düşmanı görürseniz haber veriniz diye onu casusluğa gönderdi
Tekes, düşmana aleyhinde önlem almaya çalışırken yedi gün sonradan casuslar gelerek:
Kırgızlar bizden önce harekete geçmişdediler
Şaşkına dönen Tekes:
Kuyascığım bir tedavi bul!diye yalvardı
Ele geçiremediğimiz Kırgız kendisi geliyormuş Eceli gelmiş seslenmek, gelsin bakalım!dedi Kuyas aldırış etmeden
Kuyas gece yola koyulup Kırgızların saldıracağı tarafa varıp büyü yaptı, geniş dağ deresindeki otlar, ham (bir çeşit bitki), kuray (bitki), söğüt ve kavakların hepsini insan şekline getirip gayet fazla asker varmış gibi gösterdi
Ertesi gün Kuyaz gelip Tekes'in gönlünü avuttu
Gayet çok asker hazırladım Huduta yerleştirdim Git gör?
Tekes huduta gelip baktı fakat düşmana karşı topuzlarını eline alan, kılıçlarını hazır tutan tamamı pehlivanlardan oluşan sayısız asker var
Tekes Kuyas'ın hünerinden hoşnut olup, bununla karşılaşan Kırgızlar ölecektir diye komşu hanlara haber vermeden, yardım istek etmeden rahat yattı
Dördüncü gün Manas büyük ordusuyla Tekes'in topraklarına geldi
Ordubaşı Aydarkul Tekes'in sayısız askerleriyle karşılaştığına şaşırıp, Bahadır Manas'a geldi
Buca Kalmuk askerine gücümüz yetmez Facia olur ÇekilelimDedi bazı korkak binbaşılar
Kaçarak ensemize ak yemektense karşılaşıp ölelimDiye sinirlenen Manas gidip görmek için kimsesiz yürüdü Bahadır'ı yalnız bırakmamak için Bakay da yürüdü Yolda Bakay şöyle dedi:
Manas, onların karşısına ben varayım, ben gidip bakayım Kalmuklar yakalasa beni yakalasın, sen kurtulursun Onlara göründükten daha sonra kaçalım, sırrını bilelim
Bakay, düşmana gözükerek yürüdü Sıraya dizilen Kalmuk askerleri kımıldamadılar Bakay buna şaşırdı Bakay mızrağını uzatsa onlar da tümü pat diye mızraklarını uzattılar Bakay eline kılıç alsan, topluluk asker de aynı hareketi yaptı Bağırsa bağırdılar
Bunun hile olduğunu öğrenen Bakay, dar bir şekilde gelip durumu Manas'a bildirdi
Manas benim bildiğimi bildin mi, duyduğumu duydun mu, bu bir hileymiş Kalmuk'un sihirbazı sihir yapıp yerdeki otları, çiğ, kavak ve söğütleri asker yapmışdedi Bakay gülüp bunları dövüşerek yenemeyiz Bu Çinlilerin bilmediği aldatma yok
Kırgızlar sihirsel askerlerle dövüşmeden askerlerin ayağına alabildiğince barut koyup ateşledi Barut, alandaki kalabalık askerleri, kamış, ham ile beraber yaktı
Manas'ın askerlerinin sarayını kuşattığına sinirlenen Tekes Han yan büyücü kuyas'ı öldürüp, kendisi de canlı ele geçirmek istemiyerek kalbine hançer saplayıp intihar etti
Manas, Tekes han'ın halkını, binlerce askerini saraya toplayıp şöyle emretti:
Gök bayraklı yiğitler! Gök Tanrının çocukları! Tekes Han'ın askerlerine dokunmayınız! Kalmuk askerleri halkımıza kendi isteğiyle hamle etmiş değildir Bunların halkını, malını mülkünü talan etmeyiniz! Eğer kim Kalmuk'un Tekes'in halkına musibet ederse cezası ölümdür!
Manas Aydarkan'ı yanında alarak askerlerini denetim etti
Bu Kalmukların nesine acıyalım? Bize acımayanın günahı değil mu? Diyerek askerlerin içerisinde Manas'a küsenler oldu
Han Manas, Tekes Han'ın halkını tamamını Tötön'ün geçidine çağırttı
Toplanan Kalmuklara Manas şöyle dedi:
Ey, halk! Başınıza tasa geldi Bizi küstüren, tahkir eden hanınız ile onun mahiyetleri öldü Hanlığa alışılmış halk müziği idiniz Hansız, başsız gününüz karanlıktır, huzurunuz olmayacaktır Acilen kendi isteğinizle kendinize han seçiniz, bayrağınızı kendiniz taşıyınız
Manas'ın sözünü millet beğendi Beyaz saçlı, gözlerinden ateş saçan aksakal Manas'a döndü
Genç olsan da erkek imişsin, rehber imişsin! Senin gibi evladı olan ahali ölmezdiye, Kalmuk putlarına yalvardı dua okudu Kalmuklar aksakalasığındılar
Han adayı için birkaç beğ, bahadır ve Dang'ın adı okundu Ama kimse ben han olacağım diye çıkmadı
Bir halktan bir han çıkmazsa, o halkı Tanrı lanetmiş demektirdedi Bakay Ihtiyar olsa da han yapınız
Karaça isimli yaşı seksene gelen ihtiyarı ahali sıkıştırdı
Ben yaşlandım, yoruldum Gençlerden yapınız!dedi Karaça diz çöküp
Ihtiyar olsan da hafıza senden çıkar Kalmuklar yaşlılarına saygılıdır
Karaça bocalama etti yanında Saykal isimli kızı işve yaparak yetişip geldi
Kız çubuk gibi ince emin, erkeksi giyinen, kızıl kaş, düğme baş, süt gibi beyaz vücutlu, horoz gibi boynu olan, yuttuğu boğazından gözüken hoş biriydi *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.