iltasyazilim
FD Üye
Millet Edebiyatı hakkında veri
Ahali Edebiyatı nedir
Irk Edebiyatının özellikleri
HALK MÜZIĞI EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Dil ve anlatımda süslü söyleyişe yöneliş yoktur Genel Olarak yalın anlatım kullanılır
Söylendikleri, yaşatıldıkları ödev ve çevrenin yaygın Türkçesi kullanılmıştır
Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır
Şairler, genel olarak okumamış kişilerdir
Aşk, doğa, ayrılık, arzu, vefat, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık eğilen şairler, bunlarla ilgili eleştiriler getirirler Daha fazla maddi konular işlenir Biçimden fazla konuya tartma verilmiştir
Âşık edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır
Âşık ya da saz şairi denilen sanatçılar tarafından defalarca müzik eşliğinde söylenir Şair şiirlerini saz eşliğinde, belirli bir ezgi ile söyler
Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan irk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da kayda değer rol oynarlar
Şiirde nazım birimi dörtlüktür Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır Hecenin en fazla 7i, 8i ve 11i kalıpları kullanılmıştır Ama şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bir takım ozanlar aruzu da kullanmışlardır
Şiirler işledikleri konuya kadar güzelleme, koçaklama, matem ve taşlama, ilahigibi adlar almışlardır
Koşma, türkü, mani, epope, semâîgibi öbür nazım şekilleri kullanılmıştır
Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irtical) dayanır Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan sözlü olarak meydana getirirler Bu yüzden şiirlerde derin bir anlam, hatasız bir biçim görülmez
Dinîtasavvufî edebiyatın etkisinde kalmıştır
Irk deyimlerine ve güzel halk müziği söyleyişlerine yer verilir
Azda olsa benzetmelerden faydalanılmıştır (Yükseklik serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle)
Şiirlerin başlığı yoktur, Nazım şekilleri ile adlandırılır
Genelde yarım kafiye kullanılır Daha çok redifle armoni sağlanır Kafiyenin yanı sıra yakda laf konusudur
Konu, şekil ve dil bakımından dış tesirlerden uzaktır
Nesir alanında da eserler verilmiştir Nesir insanlar edebiyatında nazma kadar çok çok değersiz kalmıştır Çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha basit sağlanmaktadır
Nesir örnekleri arasında millet masalları, ahali hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, insanlar tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir
Bunlardan en yaygınları cins olarak masallar, hikâyeler ve efsanelerdir
Atasözü, bilmece ve deyimler zaten halkın ürünü olmakla beraber her alanda herkes kadar kullanılmaktadır
Millet edebiyatı gözleme dayalıdır Benzetmeler bedensel kavramlardan yararlanılarak yapılır Söyledikleri her şey reel yaşamdan alınmadır
Bilhassa 18 yüzyıldan itibaren millet şairleri, an şairlerinden etkilenerek aruzun açıklanmış kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir Hatta an şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır Bu durumun ortaya çıkmasında millet şairlerinin, aydınlar ve an şairlerince hor görülmelerinin, önemsiz ve cılız sayılmalarının etkisi de vardır
Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen bölge bir edebiyattır Insanlar Edebiyatı, İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın uzantısıdır Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından insanlar kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır
Irk Edebiyatı; edebî müsamaha, zihin ve anlatım gücüne ulaşmış âşık ve tekke tarzı sahibi belirlenmiş eserlerle, malzemesi dile dayalı destan, efsane, insanlar şiiri, mani, ağıt, türkü, bilmece, masal, ahali hikâyesi, fıkra, atasözü, deyimler, tekerlemeler gibi sözlü gelenekte yaşayıp kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerden oluşur
Halk Müziği Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü günümüzde de bazı bölgelerde devingen olarak yaşamaktadır
Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devamlı Âşıklar geleneği, kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleştirirken, aynı zamanda dinleyenleri düşündürmekte ve eğlendirmektedir
Nasrettin Hoca, Bektaşî, Laz ve güya tipler civarda teşekkül etmiş ve etmekte olan fıkralar güldürürken düşündürmekte toplumu ve kişileri eleştirirken anlatanı ve dinleyenleri daha iyiye, daha güzele yöneltmektedir
Bilmeceler yetişen genç nesillerin fikir gelişimine tezgâhtar olmaktadır
Atasözleri ve deyimler eski nesillerin tecrübelerini ve tavsiyelerini yeni nesillere aktarmaktadırlar
Millet hayatındaki, savaşlar, göçler, destanlarda anlatılmış, ölenlerin arkasından yakılan ağıtlar ve her konuyu işleyen türküler kederi, neşeyi ve sevgiyi yansıtmaktadır
Dini yaşayıştaki heyecan ve vecd ilâhîlerle anlatılmış, âşıklar Türk dilinin anlatım gücünü, inceliğini musiki ile dile getirerek yüzyıllarca yaşatmışlardır *
Ahali Edebiyatı nedir
Irk Edebiyatının özellikleri
HALK MÜZIĞI EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Dil ve anlatımda süslü söyleyişe yöneliş yoktur Genel Olarak yalın anlatım kullanılır
Söylendikleri, yaşatıldıkları ödev ve çevrenin yaygın Türkçesi kullanılmıştır
Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır
Şairler, genel olarak okumamış kişilerdir
Aşk, doğa, ayrılık, arzu, vefat, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık eğilen şairler, bunlarla ilgili eleştiriler getirirler Daha fazla maddi konular işlenir Biçimden fazla konuya tartma verilmiştir
Âşık edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır
Âşık ya da saz şairi denilen sanatçılar tarafından defalarca müzik eşliğinde söylenir Şair şiirlerini saz eşliğinde, belirli bir ezgi ile söyler
Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan irk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da kayda değer rol oynarlar
Şiirde nazım birimi dörtlüktür Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır Hecenin en fazla 7i, 8i ve 11i kalıpları kullanılmıştır Ama şehirde yaşamış, medrese eğitimi almış bir takım ozanlar aruzu da kullanmışlardır
Şiirler işledikleri konuya kadar güzelleme, koçaklama, matem ve taşlama, ilahigibi adlar almışlardır
Koşma, türkü, mani, epope, semâîgibi öbür nazım şekilleri kullanılmıştır
Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irtical) dayanır Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan sözlü olarak meydana getirirler Bu yüzden şiirlerde derin bir anlam, hatasız bir biçim görülmez
Dinîtasavvufî edebiyatın etkisinde kalmıştır
Irk deyimlerine ve güzel halk müziği söyleyişlerine yer verilir
Azda olsa benzetmelerden faydalanılmıştır (Yükseklik serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle)
Şiirlerin başlığı yoktur, Nazım şekilleri ile adlandırılır
Genelde yarım kafiye kullanılır Daha çok redifle armoni sağlanır Kafiyenin yanı sıra yakda laf konusudur
Konu, şekil ve dil bakımından dış tesirlerden uzaktır
Nesir alanında da eserler verilmiştir Nesir insanlar edebiyatında nazma kadar çok çok değersiz kalmıştır Çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha basit sağlanmaktadır
Nesir örnekleri arasında millet masalları, ahali hikâyeleri, efsaneler, atasözleri, deyimler, insanlar tiyatrosu, bilmeceler, fıkralar sayılabilir
Bunlardan en yaygınları cins olarak masallar, hikâyeler ve efsanelerdir
Atasözü, bilmece ve deyimler zaten halkın ürünü olmakla beraber her alanda herkes kadar kullanılmaktadır
Millet edebiyatı gözleme dayalıdır Benzetmeler bedensel kavramlardan yararlanılarak yapılır Söyledikleri her şey reel yaşamdan alınmadır
Bilhassa 18 yüzyıldan itibaren millet şairleri, an şairlerinden etkilenerek aruzun açıklanmış kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir Hatta an şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır Bu durumun ortaya çıkmasında millet şairlerinin, aydınlar ve an şairlerince hor görülmelerinin, önemsiz ve cılız sayılmalarının etkisi de vardır
Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen bölge bir edebiyattır Insanlar Edebiyatı, İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın uzantısıdır Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından insanlar kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır
Irk Edebiyatı; edebî müsamaha, zihin ve anlatım gücüne ulaşmış âşık ve tekke tarzı sahibi belirlenmiş eserlerle, malzemesi dile dayalı destan, efsane, insanlar şiiri, mani, ağıt, türkü, bilmece, masal, ahali hikâyesi, fıkra, atasözü, deyimler, tekerlemeler gibi sözlü gelenekte yaşayıp kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerden oluşur
Halk Müziği Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü günümüzde de bazı bölgelerde devingen olarak yaşamaktadır
Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devamlı Âşıklar geleneği, kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleştirirken, aynı zamanda dinleyenleri düşündürmekte ve eğlendirmektedir
Nasrettin Hoca, Bektaşî, Laz ve güya tipler civarda teşekkül etmiş ve etmekte olan fıkralar güldürürken düşündürmekte toplumu ve kişileri eleştirirken anlatanı ve dinleyenleri daha iyiye, daha güzele yöneltmektedir
Bilmeceler yetişen genç nesillerin fikir gelişimine tezgâhtar olmaktadır
Atasözleri ve deyimler eski nesillerin tecrübelerini ve tavsiyelerini yeni nesillere aktarmaktadırlar
Millet hayatındaki, savaşlar, göçler, destanlarda anlatılmış, ölenlerin arkasından yakılan ağıtlar ve her konuyu işleyen türküler kederi, neşeyi ve sevgiyi yansıtmaktadır
Dini yaşayıştaki heyecan ve vecd ilâhîlerle anlatılmış, âşıklar Türk dilinin anlatım gücünü, inceliğini musiki ile dile getirerek yüzyıllarca yaşatmışlardır *