Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Görgücülük (Ampirizm) Nedir?

Görgücülük (Ampirizm) Nedir?

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Görgücülük (Ampirizm) Nedir?

Bilginin tek kaynağının görgüsel deney olduğunu ileri süren öğreti

Bilginin yalnızca duyumlardan geldiğini ve görgüsel deney dışında hiçbir yoldan veri edinilemeyeceğini savunan bu doktrin, Türkçe yazımıyla ampirizm adıyla anıldığı gibi deneycilik deyimiyle de dile getirilmektedir Batı dillerindeki kökü, deney ve adap anlamlarını dile getiren Yu Empeiria deyimidir Bu Yunanca deyim, bilimsel bilgi anlamındaki Yu Episteme deyimiyle sezgisel ve tinsel veri anlamındaki Yu Gnosis deyimine karşıt bir manâ taşır ve görgüsel veri (insanın direkt gördüklerinden çıkardığı bilgi) anlamını dile getirir

Görgücülük çoğu yanılgılarına karşın, felsefe alanında temel öğretilerden biridir Çünkü felsefenin temel sorunu üzerinde alt miktar, özdekçi bir anlayışa dayanır ve bilimsel bilgi kuramının gelişmesinde katkın olmuştur bilginin görgülere dayandığı savı, ustan ve doğuştan olmadığı anlamını içerir Bu bakımdan görgücülük, usçuluğa ve doğuştancılığa karşıt bir düşünce akımıdır Bilginin görgüselliği duyulardan algılardan, deneylerden geldiği savını kapsar Bu bakımdan görgücülük, her türlü deney öncesini, eşdeyişle önselliği yadsır Görgücülüğün babası farzedilen İngiliz düşünürü John Locke zihinde bulunan hiçbir şey oktur ama duyularda bulunmasınder ve insan anlığını doğduğu sırada bir boş levha (La Tabular rasa) sayar Duyumculuk görgücülüğün temelidir Bunun içindir ki antikçağın Demokritos ve Epikuros gibi büyük Yunan düşünürleri birincil görgücüler sayılırlar Insanlar gerekircilik düşüncesine de görgül denemelerine dayanarak varmışlardır Görgücülük özdekçiliğin sağlam temellerinden biri olmakla beraber Hegel ve ondan daha da açık bir dille de Engels kavramlar, benzeyen deyişle ussal soyutlamalar olmadan bilim yapılamayacağını göstermişlerdir Ne var ancak bu kavramların ve bu kavramları kullanım sanatının temeli de deneydir Kavramlar gibi onları faydalanma bilgisi de doğuştan gelmemektedir Bunlar, doğa bilimlerinin ve felsefesinin iki bin yıllık gelişmesinin sonucudurlar Görgücülük anlayışı John Locke'un duyumculuğuyla biçimlenmiş olduğu halde temelleri Francis Bacon ve Hobbes tarafından atılmıştır İngiliz düşünürleri David Hume ve John Stuart Mill taraflarından da geliştirilen bu kavrama bir yanda 18 yüzyıl Fransız özdekçilerince BaconHobbesLocke'un attıkları özdekçi temele uygun olarak gelişirken öbür yanda Berkeley, Hume, Mach, Avenarius ve çağdaş mantıklı görgücülerce düşünceci bir doğrultuda geliştirilmiştir Düşünceci doğrultu, deney verilerini duyumlarla sınırlar ve dış dünyayı yadsıyarak tarafsız gerçekliği sadece duyumlara veya onlardan elde edilen nosyonlara özgü kılar Bundan ötürü özdekçi doğrultuda gelişen görgücülüğe özdekçi görgücülük, düşünceci doğrultuda gelişen görgücülüğe düşünceci görgücülük denir

Görgücülük şu önemli yanılgıları taşır:

Eytişimden yoksun olduğu için tek yanlıdır, veri sürecinde deneyin rolünü metafizik bir tutumla saltıklaştırır

İkinci olarak ve bundan ötürü bilgi sürecinde düşüncenin rolünü küçümser

Üçüncü olarak ve bundan ötürü data sürecinde düşüncenin göreli bağımsızlığını yadsır

Dördüncü olarak ve bütün bunlardan ötürü de öznel öğrenme sürecini, etkin bir süreç olarak değil, edilgin bir süreç olarak görür

Görgücülüğün bütün bu yanılgıları eytişimsel ve tarihsel özdekçi felsefenin veri kuramıyla aşılmıştır *
 
858,505Konular
982,701Mesajlar
33,053Kullanıcılar
gakgunSon üye
Üst Alt