Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Gezegenleri Güneş’in Etrafında Döndüren Ne?

Gezegenleri Güneş’in Etrafında Döndüren Ne?
0
83

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Gezegenleri Güneş’in Etrafında Döndüren Ne? gezegenler nasıl döner gezegenler niçin döner Dünya’dan bakıldığında parlayan bir topu hatırlatan Güneş’in çapı, 1400000 km’dir Güneş hakkında bildiklerimizin birçok, etrafa yaydığı ışığın analizine dayanmaktadır Takriben 56 milyar yaşında (orta yaşlı) olan Güneş’in büyük kısmını hidrojen (% 72), helyum (% 26); geri kalan kısmını (toplam % 2) oksijen, karbon, azot, alüminyum, sodyum, potasyum, bakır ve demir teşkil eder Güneş’te bulunan elementler yerkürede de mevcuttur Güneş; iç kısım, dış katman ve Güneş atmosferi olmak üzere üç bölümde incelenir Güneş’in dış tabakası, atmosferimizle yeryüzü arasındaki sınıra aynı; iç kısmı, dış tabakasına nazaran daha yoğundur Güneş’in dış kısmını kollamak olası iken, iç tabakalarını gözlemlemek imkânsızdır Bu sebeple Güneş’in iç yapısı hakkındaki bilgiler, dışarıya akım eden hâdiseler hakkında toplanan verilerin yorumuna dayalıdır Güneş’in iç kısmı; merkezî bölge, ışınım bölgesi ve konveksiyon (kuşak) bölgesi elde etmek üzere üç alt bölüme ayrılır Güneş’in maddesi, ne akışkan, ne katı, ne de gazdır; maddenin dördüncü hâli olarak kabul edilen plâzmadır Aşırı sıcaklık sebebiyle çekirdeğin etrafındaki elektronların kopup gitmesi hâli olarak tanımlama edilen plâzma durumunda yer alan elementler, yüklü partiküller (elektron ve proton) hâlinde olduğundan, manyetik ve elektrikî alanlarla reaksiyona girmeye eğilimli yaratılmıştır Plâzma formundaki iyonize gaz, Güneş’in manyetik alanını kendine doğru çeker ve onu büküp kıvırarak gerilimini artırır ve onda manyetik alan çizgileri oluşturur Manyetik alanın zinde olduğu bir takım bölgelerde ilmeğe benzeşen manyetik alanlar, egemen şekilde koparak Güneş atmosferine dağılır Kâinattaki toplam maddenin % 99’dan fazlası plâzma hâlinde bulunur Güneş’in çevresine dağıttığı enerji, fazla derinlerinden (en merkezdeki iç bölgeden) kazanç Âdeta yüksek sıcaklıktaki fırınlara benzer Güneş’in merkezinde, maddenin saf enerji hâli bulunur ya da buraya giren maddeler enerjiye dönüştürülür Merkezdeki yüksek sıcaklık aşağı gerçekleşen nükleer (çekirdek) reaksiyonlarla hidrojenler birleştirilerek, helyum elementi yaratılır Nükleer füzyon isimli bu sentez reaksiyonu esnasında kocaman miktarda enerji açığa çıkarılır Güneş’in enerji salan dış yüzeyinin toplam kapasitesi 386x1026 watt civarındadır Bu enerjinin fakat metrekare başına 1368 watt’lık kısmı yerkürenin yörüngesine ulaşır Bu enerji bizim Güneş’e baktığımızda gördüğümüz ışıktır Güneş’in en iç kısmı, Dünya’daki sudan 160 misli daha yoğundur İç kısmın sıcaklığı ise 15 milyon santigrat derecedir Güneş bu yoğunluk ve sıcaklığa sahip olarak yaratılmasaydı, sebepler plânında bu çok büyük enerjinin üretildiği bir fabrika olamazdı Güneş’in en iç kısmında ürettirilen enerji, bir üst ışınım bölgesine sevk edilir Bu bölgenin böyle isimlendirilmesinin sebebi, enerjinin burada ışınımla taşınmasıdır Güneş’in merkezinde üretilen enerji, yukarı içten hareket ederken geçtiği bölgedeki malzemeyi de ısıtır ve dış yüzeye yakınlaştıkça ısı ve enerjide azalmalar olur Meselâ ışınım bölgesinin bitimine gelinceye kadar, 12 milyon derece ısı kaybı olur Işınım bölgesinin bittiği noktada, maddenin yoğunluğu da yerküredeki suyun yoğunluğuna eşitlenir Enerji, Güneş’in iç kısmında ışınımla, dış kısmında ise konveksiyonla (ısı akımlarıyla) taşınır Güneş’i sıcak ve parlak tutan güç kaynağı, en iç kısmında bulunan fırınlardır Merkezdeki ısıtıcıdan uzaklaştıkça ısı azalır Alışılmadık olan koşul, fotosferden (ışınım bölgesi) koronaya (en dıştaki taç kısmı) içten gidilirken, Güneş atmosferindeki sıcaklığın düşmesi gerekirken, artmasıdır Sıcaklık koronanın iç kısımlarında Güneş’in merkezi kısmındaki sıcaklık değerlerine yaklaşır ve sonra koronanın dış kısmında her yerde azalmaya başlar Güneş’in merkezinden dış yüzeye doğru devam eden soğuma, bu bölgede kesilerek tekrar 100000 dereceden 15 milyon dereceye yükselmektedir Bilim adamları korona tabakasının bu değin aşırı seviyede ısıtılmasında rol bölge hâdiselerin ne olduğunu az önce anlamış değiller Bilinen şey, Güneş’in dış tabakasının fazla fırtınalı olduğudur Tencerede kaynayan suyun davranışıyla Güneş’in dış yüzeyindekiler birbirine benzerdir Güneş’in bu tabakasına konveksiyon bölgesi denir Koronadaki manyetik alan, konveksiyon bölgesine tutunmuştur Konveksiyon bölgesindeki gaz basıncı, manyetik bölge basıncına nazaran daha fazladır Bundan dolayı, manyetik alan, gazın türbülans hareketleriyle içeri içten çekilir ve bükülür Bu hareketler, koronaya doğru manyetik bölge çizgilerinin büyümesinde vazifelidir Koronada ise manyetik bölge basıncı, gaz basıncından daha fazladır Manyetik alana taşınan pozitif enerji olasılıkla koronadaki plâzmaya aktarma edilir Hidromanyetik dalgalar hâlindeki enerji, koronada sıkıştırılarak ısıya dönüştürülebilir Fakat manyetik alandaki enerjinin koronada ısıya nasıl dönüştürüldüğü tamamen bilinmiyor derhal enerjinin koronaya transferi ve depolanmasının mekanizmalarının anlaşılması en sıcak araştırma konularındandır Güneş’in iç kısmının son tabakası olan konveksiyon bölgesinde, madde ısındığından genişlemeye ve yüzeye dürüst yükselmeye başlar Dış tabakaya dürüst çıktıkça soğur, daha yoğun hâle gelir, sonradan plâzma hâlindeki madde, tekrar geriye döner; çoğaltma ve batma şeklindeki bu çevrim hareketi ‘konveksiyon’ olarak adlandırılır Bu hareket, enerjinin konveksiyon bölgesinin tabanından tavanına içten taşınmasına vesile olur Tavana yakında olacak olan madde burada nispeten soğuyup yoğunlaşırken, enerjisini de çevresine dağıtır Konveksiyon bölgesinde, plâzma formunda bulunan maddenin çıkma ve inme hareketi, tencerede fokur fokur kaynayan suyun hareketine fazla eş bir devri dâim hareketidir Bu hareketler Güneş’in dış kısmında kuvvetli manyetik sahaların teşekkülüne sebep olur Koronadaki bunaltıcı hava gaz, Güneş’cilt giderek uzaklaşır Bu sıcak gaz kitlesi gezegenlere doğru yelken açtığında ise bu sıcak gaz kitlesi, Güneş rüzgârı adını alır Güneş rüzgârları, gezegenlerin iklimlerinde şartların değişmesi için vazifelendirilmiş memurlar gibi çalıştırılır Güneş atmosferindeki bu aktiviteler, kar ve yağmur içeren atmosferik hava akımlarına sebep olur Güneş’in dış kısmında enerjik manyetik alanlar nispeten eksik iken, Güneş atmosferinde zinde manyetik alanlar çok fazladır Güneş’in manyetik alanıyla, gezegenler arası manyetik bölge şekillendirilir Taç kısmından saniyede 2000 km hızla fışkırtılarak uzaklaştırılan maddelerle 10 milyar ton plâzma da taşınır Saniyede 100 ila 1000 km çabucak yol aldıklarından, bunların yeryüzüne ulaşması birkaç gün sürebilir Güneş patlamaları, ışık hızında hareket ettiğinden 8 dakikada yerküreye ulaşır Eğer koronal madde fışkırmaları Dünya atmosferine ulaşırlarsa, jeomanyetik fırtınaların meydana gelmesini tetikleyebilir Auralar (gönder bölgelerinde çok açık görülen ışımalar) koronal madde fışkırmalarıyla bağlantılı atmosferik hâdiselerdir Büyük ölçekli jeomanyetik fırtınalar, elektrik kesintilerine ve haberleşme uydularında zararlara yol açabilir Astronomlar, Güneş’ten çıkan X ışınımlarını kaydederken, doktorlar da hastalarının ağrılarının şiddetlendiği saat ve günleri kaydetmişlerdir Güneş patlamalarının yoğunluğu ile migrenli şahısların ağrılarının çoğalması arasında zinde münasebetler bulunmuştur Oysa bu münasebet istatistikî olarak mânâlı olsa bile, bunun biyolojik açıdan bir değerinde açıklama edip etmediğinin anlaşılması için, daha artı ve kontrollü çalışmaların yapılması gerekir Güneş’in atmosferinde manyetik enerjinin depolanması ve âni patlamaya aynı şekilde fışkırması, Güneş parlamalarına yol açar Güneş’in atmosferindeki manyetik enerji, âniden hür bırakılırsa, Güneş parlamaları oluşur Patlama esnasında bütün elektromanyetik spektrumu kapsayan radyasyon neşredilir Bir patlama hemen serbest bırakılan enerji miktarı, takriben benzer anda patlatılan 100 megaton hidrojen bombasına eşittir Tek bir hidrojen bombasının bile yeryüzünü kasıp kavuracağını düşündüğümüzde, Güneş’i en yerinde mesafeye yerleştirerek bizleri ayrıca yanmaktan, hem de donmaktan koruyan Kudreti Ebedi’a ne dek şükretsek azdır Büyük parlamalar, saniyede 1027 erg enerji açığa çıkarır Bu enerji miktarı tek bir volkanik patlamadan açığa çıkan enerjiden 10 milyon kez daha fazladır Güneş’te manyetik alanın üretildiği sistem, yerküredeki bazı değişikliklerin de sebebi olabilmektedir Meselâ 15001850 yılları aralarında Güneş aktiviteleri azaldığında veya durduğunda yeryüzünde düşük sıcaklıklar (minik buz çağı) kaydedilmiştir Bir teoriye kadar buz çağında da Güneş aktiviteleri devam etmiştir Dolayısıyla yeryüzündeki iklimlerin ayarlanmasında Güneş’in faaliyetleri Emri İlâhî ile vazife görür Kuzey Kutbu’nun üstünde 10 km yukarıda (TroposferStratosfer sınırında) yapılan ölçümlerle tespit edilen sıcaklık farklılıklarının, 11 yıllık Güneş lekesi patlamalarının devri dâimiyle alâkalı olduğu tespit edilmiştir Kutup bölgesinin üzerinde stratosfer sıcaklığı, Ekvator’un üstünde stratosferik rüzgârların esmesine tabi olarak Güneş etkin olduğu süre nispeten daha az soğuk olur Oysa burada rol bahşedilen fizikî mekanizmalar henüz aydınlatılamamıştır Gezegenler Güneş’e nasıl bağlıdırlar? Bu mevzuda iki kuram vardır: Bunlardan biri, gezegenlerin Güneş etrafında belirli yörüngelerde dolanmalarını, çekim tesirinden ziyade ortak kütle etrafında harekete dayalı açıklarken; diğeri de Güneş’in iç kısmında devri dâimler şeklinde yaratılan manyetik alan kuvvetlerinin, gezegenler arası çekim kuvvetinin teşekkülünde manâlı olduğunu söyler Hipotezler arasındaki fark, sebepler açısından yörüngelerin yapısından kaynaklanmaktadır Dâirevî yörüngeler çekim kuvvetiyle oluşturulurken, elipsoid yörüngeler karşılıklı kütle hareketi olunca ortaya çıkarılmaktadır Dolayısıyla gezegenlerin Güneş’in civarda tutulabilmesinde, keza karşılıklı kütle hareketine, hem de Güneş’in iç kısmındaki salınımı hatırlatan madde devri dâimlerine ve üretilen manyetik alanlara rol verilmesi daha mâkûl bir açıklamadır Kur’ânı Kerîm’de Güneş ve gökyüzü hakkında ufuk açıcı ve tefekküre sevkedici fazla sayıda âyet vardır Bunlardan biri; “Güneş de kendisine tahsis edilmiş bir yere dürüst akıp gider âyetidir (Yasin, 3638) Bediüzzaman (ra), bu âyetten her insan tabakasının bambaşka şeyler anlayabileceğine sinyâl ederek, şâirâne bir us ve kalb sahibi olan kişiye, yukarıdaki âyetin şöyle bir mânâyı hatırlatacağını belirtir: “Güneş nûranî bir ağaçtır Gezegenler onun hareket eden meyveleridir Ağaçların hilâfına olarak Güneş silkinir, tâ o meyveler düşmesin Eğer silkinmezse düşüp dağılacaklar Bediüzzaman (ra) bir diğer yerde de şöyle der: “Evet Güneş bir meyvedâr ağaçtır; silkinir tâ düşmesin seyyar olan yemişleri Eğer sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar Ağlar, fezâda muntazam meczupları Bediüzzaman’ın (ra) Güneş’in merkezinde akıntı eden hâdiseleri, Kur’ân’dan aldığı feyizle bu şekilde bir benzetmeyle anlatması ve bunun yukarıdaki ilmî açıklamalarla da doğrulanması, Kur’ânı Kerîm’in mu’cizevî olduğuna diğer bir delildir Güneş takriben her 27 günde bir kendi ekseni etrafındaki dönmesini tamamlar Güneş lekelerinin aktif bölgeleri, Güneş’in Dünya’ya bakan yönünde olduğu vakit gözlenebilir Güneş’in hareketi acayip bir yörünge oluşturmaktadır Güneş’in dış kısmı, katı bir yapı olmadığı hâlde (gaz ve plâzma hâlinde) dış tabakası farklı enlemlerde ayrı dönme hızlarına sahiptir Meselâ, Ekvator’a yakın bölgelerde daha çabuk dönerken, kutuplarda daha yavaş dönmektedir Son yıllarda bilim adamları Güneş’ten gelen sinyalleri almada yankı detektörleri kullanmaya başladılar Güneş’in merkezinden gelen gürültünün kesintisiz izlendiği akustik dedektörler, bu gürültünün Güneş yüzeyinde yol açtığı inme ve çıkma şeklindeki dalga hareketlerinin anlaşılmasında kullanılmaktadır Bilim adamları şişe içindeki suda ve yağ, sirke gibi tabakalanma yaratıcı maddeleri ihtiva eden ortamlarda ses dalgalarının nasıl davrandığını anlamaya çalışmakta ve Güneş’teki hâdiselerle benzerlikler kurarak Güneş’in iç kısmının yapısını deşifre etmeye çalışmaktadırlar Güneş’in merkezindeki hâdiselerle bağlantılı ses dalgaları, yayınlama ilerigeri gitmesi gibi titreşir Ve hususî akustik dedektörlerle yapılan bu ölçümler, Güneş’in iç kısmındaki devri dâimleri yansıtır Güneş’in iç kısımlarından gelen ses, yukarı dürüst hareket ederken, manyetik dalgalara dönüştürülmektedir Manyetik dalgalar, önce yukarı (Güneş atmosferine dürüst) daha sonra da aşağıda içten (Güneş’in en iç kısmına) bir salınım şeklinde sürekli hareket etmektedir Havuzdaki suyun dalga titreşimleri yapmasına veya yay gibi salınıp büzülmeye aynı şekilde, Güneş’in içinde ve merkezinde olan hareketler ritmik motifler sergiler Güneş’in en iç merkezinden gelen fazla küçük frekanstaki ses dalgalarını ölçen Steven Tomczyk (1994) Güneş’in en iç kısmının Dünya’nın dönme hareketine aynı şekilde döndüğünü buldu Açarsak, Güneş’in dış kısmındaki hareketin aksine, iç kısmındaki dönmenin, enleme ve derinliğe bağlı olmaksızın gerçekleştirildiğini ve titreme yaptığını buldu Bediüzzaman (ra) Kur’ânı Kerîm’de Güneş’le ilgili âyetteki ‘limüstekar’ kelimesinin mânâsını açıklarken bu dönme hareketine şöyle atıfta bulunur: “Sânii Hakîm işlerine, görünen sebepleri perde ettiğinden çekim kanunu nâmında bir İlâhî kanunla sapan taşları gibi, gezegenleri Güneş’le bağlamış ve o çekimle, muhtelif ama düzgün hareketle, o gezegenleri hikmet dairesinde döndürüyor Ve o çekimi doğurmak için Güneş’in kendi merkezinde hareketini, buna zâhirî bir sebep etmiş Yani ‘limüstekar’ kelimesinin mânâsı, kendi hareketi içinde, manzumesinin (bütün bir Güneş sistemi) istikrarı ve nizamı için hareket ediyor Çünkü “hareket harareti, hararet kuvveti, baskı cazibeyi (çekimi) zâhiren tevlid eder (doğurur) gibi bir İlâhî adet ve Rabbanî bir kanundur (25 Söz) Güneş’in aralıksız kesin aralıklarla çalan bir zile benzetilebileceğini ifade eden bazı astronomlar, Güneş’in iç ve dış kısmında meydana gelen devri dâimlerin, buradaki manyetik alanların, çekim kuvvetinin ve Güneş’in karşılıklı kütle merkezinin teşekkülünde rol oynadığını belirtmektedirler Bütün bu faktörlerin biribirleriyle münasebetleri neticesinde, gezegenlerin Güneş etrafında dönerek (sebepler açısından saçılıp savrulmadan) tutulabilmesinin nasıl olduğunu açıklamak olası hâle gelmektedir id Her sabahleyin ufkumuzda doğmasını beklediğimiz bu heybetli yıldızın varoluşu ve bunun kontrollü bir şekilde devam edişi biz ne değin ülfetten nedeniyle uyarı etmesek de üzerinde derin derin düşünmemizi gerektirecek ölçüde ciddi bir hakikattir Güneş bizim için bu dek hayatî iken, onun üzerinde en küçük bir tasarrufumuzun bile olmayışı, bu alev topunun ne büyük bir iradenin emrinde insana hizmet ettirildiğini dobra dobra gösteriyor  
 
858,500Konular
982,380Mesajlar
32,976Kullanıcılar
arktristSon üye
Üst Alt