Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Genel Bağıntılılık Kuramı Nedir?

Genel Bağıntılılık Kuramı Nedir?
0
115

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Genel Bağıntılılık Kuramı Nedir?

Einstein'ın, evrenin bütün yapısındaki bağıntılılığı tanıtlayan kuramı
Eytişimsel özdekçi dünya görüşünü evrensel çapta doğrulayan bu kuram, insan zekasının evreni kavrayış ve izah etme yolunda attığı en son ve en büyük adımdır İnsanlı çağların yetiştirdiği en büyük fizikçi olan Albert Einstein (18791955), bu kuramında, özetle şöyle der: Hareket durumları ne olursa olsun, bütün sistemler için doğa yasaları aynıdır Eytişimsel özdekçiliğin felsefe diliyle ieri sürdüğü evrensel bağıntılılık bu nedenle, fizik diliyle dile getirilmiş ve tanıtlanmış olmaktadır Bütün başarıları dogmalara güvenmemekten doğan Einstein, bu evrensel çaplı kuramını, özel bağıntılılık kuramını yayımladıktan daha sonra on yıl içinde geliştirmiştir Çıkış noktası, Newton'un süredurum ve yerçekimi yasalarıydı Einstein bu kuramında çekim gücü diye bir şeyin varolmadığını ve çekimin, küresel evren üzerinde en kısa yol olan âlem eğrisini asgari iş ilkesine uygun olarak izlemekten ibaret bulunduğunu gösterdi Bu fiziksel bulguyu Bertrand Russell ABC of Relativity adlı yapıtında, fizik bilmeyenlere şu örnekle anlatır: Karanlık bir gecede, gökteki bir balondan, dünyaya baktığınızı farz edin Baktığınız yer geniş bir ova olsun Siz görmüyorsunuz fakat ovada serpiştirilmiş köyler var, ovanın ortasında da diyelim oysa yükseldikçe dikleşen ve nihayet bir uçurumda son bulan sipsivri bir tepecik bulunuyor Sizin gördüğünüz, yalnızca, bu tepenin üstündeki büyük deniz feneriyle köyler arasında aralıklı elleri fenerli adamların ışıklarıdır Fenerli adamlar köyler arasında en kısa yollardan gidip geliyorlar Bu yollar, kesinlikle, tepeye tırmanıp uçuruma düşmemek için, tepenin arkasına geçebilmeyi sağlayacak (yani asgari meslek'i gerektirecek) çarpık yollar olacaktır Bu eğri yollar da, tepenin doruğuna ne değin yaklaşırlarsa pek belirgin bükülmeler ve ne değin uzaklaşırlarsa pek daha eksik keskin bükülmeler göstereceklerdir Balondan bakan siz, büyük ışığın sıcağından yanmamak için yollarını kırıp eğri bir yolla büyük ışıktan kaçtıklarını sanacaksınız Fakat onlar, gidecekleri köye tepeyi aşmadan varmak için en kısa yollarını izlemektedirler Acilen bu benzetmedeki büyük feneri güneş, fenerli insanları gezegenler ve kuyrukluyıldızlar, yolları da onların yörüngeleri olarak alırsanız, Einstein'la birlikte, güneşin bir uzayvakit tepesi üzerinde olduğunu ve her cismin de her lahza kendisi için en basit yolu seçtiğini, çünkü uzaysüre tepesi araya girince bu yolun bir düz çizgi olmaktan çıktığını anlarsınız Gerçekte, benzetmemizdeki her fenerli insanın (yani evrendeki her cismin) üstünde kurulup oturduğu bir uzayvakit tepesi vardır

Einstein 1918 yılında, kuramlarının kendisi kadar halka açıklanması isteğine uyarak Londra'da meydana çıkan Times gazetesine yazdığı yazıda şöyle demektedir: Bağıntılılık kuramım, iki katlı bir binaya benzer Birinci kat özel bağıntılılık kuramı, ikinci kat da genel bağıntılılık kuramıdır İkinci kuramın üzerine kurulduğu birinci hipotez, çekimden diğer tüm maddesel olaylara aitti İkinci kuramsa çekim yasasına ve bu yasanın öbür doğa yasalarıyla olan bağıntısına aittir Eistein yukarıdaki benzetmede açıklanan cisimsel uzayvakit tepelerinin gerektirdiği en kısa yol bükülmelerinin gerçekleştiği alanlara, Newton'un çekim deyimine aynı bir deyimle, çekim alanı adını vermiştir Daha açık bir deyişle, çekim farzedilen durum, sahiden, her cismin uzayvakit tepesinin çevresindeki alanda gerçekleşen, tepeyi geçmek için en kısa yolu izleme olayı'ndan diğer bir şey değildir Einstein adı geçen yazısında, eytişimsel özdekçiliğin özünü meydana getiren bu kuramı şöyle anlatmaktadır: Genel bağıntılılık kuramı, uzaysürehareket'in fiziğin öbür olgularından bağımsız olmadığını göstermiştir Cisimlerin hal ve durumu çekim alanı'na bağlıdır Çekim alanıysa özdek'le hasıl olmaktadır

Hatırlanmalıdır ama Newton, Bentley'e yazdığı bir mektupta çekim, bir takım yasalara uyarak aralıksız etki yapan bir etkenin ürünüdür Bu etkenin, maddesel veya gayrı somut olmasını okurlarımın görüşüne bıraktımdemişti ve madde'yi (idea ya da tanrı dek ilksiz ve sonsuz bir prensip saymakla beraber) küçümseyen ve aşağılayan Platon'dan beri resmileşmiş bir alışkanlıkla gayrı fiziki'liğe (özdeksizliğe) pek meraklı bulunan büyük reşitlik Newton'un çekim gücü'ne madde dışı ruh'un varlığını tanıtlamak yolunda dört elle sarılmışlardı Einstein, genel bağıntılılık kuramıyla, bu gerçek dışı kökünden yıkmaktadır Einstein'ın tanıtladığı gibi, ne saltık süre, ne de saltık mekan (uzay N) vardır Kâinat, ayrılmazca birleşik zamanuzayhareketmadde birlikteliğinden ibarettir Eytişimsel özdekçilik, bu fiziki tanıtı da kapsayan bağıntılılık anlayışına evrensel bütünlük ya da bağımlılık adını verir Einstein adı geçen yazısında, genel bağıntılılık kuramının dayandığı ilkeyi şöyle açıklıyor: Özel bağıntılılık kuramı, kendi sınırlarını aşarak yeni yollar açtıDoğayı iyi anlamak ve tarif etmek için, kendi keyfimize kadar seçtiğimiz bir koordinatlar sistemini kullanmamız gerekli olsa bile, doğa yasaları her halde bizim seçtiğimiz bir hareket biçimiyle bağımlı olmamalıdır Koordinatlar sistemi, fizik dilinde, uzaysal olayların kendileriyle oranladığı (mesela bir arabanın hareketini çakmak için durgun bir yerle oranlanması gibi) cisimleri adlandırır Einstein kuramına temel yaptığı bu ilkeyle, şu gerçeği açıklamış oluyor: Bizler, doğa yasalarını, şu hareket biçimi içinde şöyle, bu hareket biçimi içinde böyle tanımlayabiliriz Ama o yasalar, bizim kendilerine oranladığımız bu hareket biçimlerinden (koordinat sistemlerinden (sakin, ivmeli ya da ivmesiz hareket eden herhangi bir vücut, gök cismi veya gök cismi grubundan) N) egemen yasalardır, eşdeyişle nesnel'dirler Öyleyse, mesela Newton'un çekim gücü saydığı bu yasa, kendiliğinde nedir? İşte Einstein, genel bağıntılılık kuramıyla, bu soruyu karşılamış bulunmaktadır: Bu yasalar evrensel bağıntılılık'tır ve tüm hareket biçimleri için aynıdır Bu genel bağıntılılığı tanıtlamak için Newton'un süredurum (eylemsizlik N) ve yerçekimi kuramlarını vesile edinen Einstein'ın bu savı bir uçağın içinde kolaylıkla gözlemlenebilir Havada uçan bir uçağın içinde süredurum etkileriyle yerçekimi etkileri birbirinden ayrılamaz Hiçbir pilot, yüksek hızda, büyüme duygusuyla dönme duygusunu birbirinden ayıramaz Bu demektir ki, mutlak hareket diye bir şey yoktur ve hareket, fakat karşılaştırma sistemine göre düşünülebilen uzayzamanmadde'yle sımsıkı bağıntılı bir olgudur

Metafizik akıl, mutlak olmayan şey yoktur der ve Einstein kuramlarını da bu konulara yakın olmayanlara bu hatalı görelilik anlayışıyla sunmaya çalışır Oysa Einstein tanıtlamıştır ki hareket hem mutlak değil'dir ve keza de vardır Einstein kuramları, metafizik dünya görüşüyle gerekli olarak hatalı yorumlanabilir ve oysagerekli olarak mantıkla ilgili dünya görüşüyle doğru kavranabilir Bağıntılılık kavramının, fizik ve felsefe açılarından, hakiki anlamı budur *
 
858,505Konular
982,765Mesajlar
33,064Kullanıcılar
kazimdemirSon üye
Üst Alt