Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Gençliğe Hitabeyi uzun açıklayınız

Gençliğe Hitabeyi uzun açıklayınız

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Ey Türk Gençliği! Atatürk Türk Gençliğine yüksek, içten bir edayla sesleniyor Atatürk, Türk gençlerine Türk ifadesiyle seslenerek, gençlere kimliklerini, mensup oldukları ulusun kökenini, tarihini, kültürünü hatırlatıyor

Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza dek korumak ve savunmaktır Atatürk Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Atatürk Türk gençliğinin öncelikli görevinin Türk Milletinin bağımsızlığının, Türk devletinin idare biçiminin korunulması ve savunulması olduğunu vurguluyor, hatırlatıyor Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı kaybedilirse ve yönetim biçimi değişirse geriye doğru korunulması gereken bir mevzi doğal olarak kalmaz Öyleyse Türk gençliğinin hayatlarındaki ağırlık sırasına tarafından öncelikli ilk görevleri Atatürkün vurguladığı gibi bağımsızlığımızın iç ve dış düşmanlara aleyhinde, Cumhuriyet rejiminin iç ve dış düşmanlara aleyhinde korunulması ve savunulmasıdır

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur Bu cümlede bundan önceki cümlede vurgulanan konu başka bir ifade ile baştan hatırlatılıyor Hür ve bağımsız yaşayabilmemizin, Türk kimliği ile bu topraklarda varlığımızı sürdürebilmemizin tek yolu Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve idare biçiminin korunulması şartıdır

Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir Türk Milletinin var olabilmesinin temeli Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve Devletimizin yönetim biçiminin korunulmasıdır Türk kimliğiyle bu topraklarda serbest ve egemen olarak yaşayabilmemizin temeli Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsızlığının savunulması ve idare biçiminin korunulmasıdır Öyleyse en değerli hazinemiz bağımsızlığımız ve Cumhuriyet tarzı idare biçimimizdir Bu hazineyi kaybedersek her şeyimizi onurumuzu, şerefimizi, hayatımızı da kaybederiz Yakın coğrafyamıza baktığımız vakit Bosnada, Çeçenistanda, Irakta, Filistinde, Afganistanda yaşanılan emperyalist düşman işgalleri, işgallerin işgal edilen ülkelerin halkları üstünde ne gibi etkiler doğurduğunu yakinen görebiliriz O ülkelerin halkları işgaller yüzünden onurlarını, şereflerini, hayatlarını kaybetmişlerdir

Gelecekte bile, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, iç ve dış düşmanların olacaktır Bu cümlede yukarıdaki paragraflarda vurgulanan hazineden baştan laf ediliyor Gelecekte bile bu hazineden bizi yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların var olacağı hatırlatılırken anlatılmak istenen şey şudur Atatürkün Gençliğe Hitabesinin 20 Ekim 1927de Atatürk göre yazılmış olduğunu hatırlarsak o tarihte kurtuluş savaşı kazanılmıştır 29 Ekim 1923de Cumhuriyet ilan edilmiş, 24 Temmuz 1923de Lozan Uzlaştırma anlaşması imzalanmıştır Türkiye cumhuriyetinin varlığı bağımsızlığı uzlaşma anlaşmasıyla düşman ülkeler kadar tescil edilmiştir Idare biçimiz TBMM göre kabul edilip duyuru edilmiş olmasına karşın ileride bile yurt içinde ve yurt haricen Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını ortadan kaldırmak idare biçimini değiştirmek isteyecek odakların, kişilerin, devletlerin var olacağı hatırlatılıyor, vurgulanıyor

Bir gün, serbest ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Atatürk bu cümlede Türk Gençliğine seslenmeye devam ediyor Her koşulda, her halde Türk Gençliğinin görevi Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını savunmak, Türkiye Cumhuriyetinin Yönetim biçimini korumaktır İleride bir gün Türk Gençliği, bağımsızlığımızı ve yönetim biçimimizi gözetmek ve müdafaa etmek zorunda kalırsa göreve açılmak için Türk Gençliği, içinde bulunduğu ülke şartları ve kendi öznel koşullarına bakmaksızın, düşünmeksizin, korkmadan göreve atılmalıdır Açıklamaya çalıştığımız cümlenin anlamı budur

Bu olanaklar ve şartlar, hiç müsait olmayan bir durumda kendini gösterebilir Bu tümce tepede açıklamaya çalıştığımız cümlenin devamı niteliğindedir Yakın kasıt bağları vardır Türk Gençliği Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı ve idare biçimine yönelebilecek tehditlerde yapması gereken şey mazeretlere sığınmadan içinde bulunulan koşullara ve imkanlara bakmaksızın bu koşul ve imkanlar fazla sınırlı deha olsa vatanı korumak ve rejimi müdafaa etmek için hemen harekete geçmesidir Atatürk Türk gençliğine bu konuyu bu cümlede önemle hatırlatıyor ve anlatıyor

Serbest ve cumhuriyetini yıkmak isteyecek düşmanlar, dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir başarı elde edebilirler Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini çökertmek isteyecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek isteyecek iç ve dış düşmanlardan söz ediyor İç ve dış düşmanların dünya tarihinde sözde görülmemiş bir şekilde meslek birliği yaparak hedeflerine ulaşabilecekleri, bu tehlikenin defalarca var olduğu hatırlatılıyor, anlatılıyor Bitmiş vurgulayalım, bu cümlede Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen Lozan anlaşması imzalanmasına rağmen cumhuriyet ilan edilmesine karşın bir baştan işgal tehlikesinin gelecekte de var olacağı önemle vurgulanıyor

Cebren ve kandırma yapılarak kutsal vatanın, bütün esas siyasi devlet kurumları teslim gücenmiş (Siyasi kasıt) , bütün temel ekonomik devlet işletmeleri ele geçirilmiş (Hesaplı amaç) , bütün esas askeri devlet kurumları tahliye edilip farklı alanlara yönlendirilmiş (Askeri amaç) ve yurdun her köşesi tamamen işgal edilmiş olabilir Bu cümleyi açıklamaya başlamadan önce orjinal Gençliğe Hitabede bulunan 'kale' kelimesinin 'Devletin temel kurumları' manasında kullanıldığını belirtmem gerekir Bu cümleye daha detaylı bir açıklama getirmeye çalışacağım çünkü bu tümce Atatürkün Gençliğe Hitabesinin kalbidir Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyetini işgal etmek isteyecek düşmanların hangi yöntemleri kullanacaklarını ayrıntısıyla anlatıyor Düşman ülkelerin zor kullanarak, zorlama kurarak, hileli yöntemler izleyerek hedeflerine ulaşabilecekleri hatırlatılıyor, anlatılıyor Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşabilmek için öncelikle ülkemizin siyasi, askeri ve ekonomik hedeflerine saldıracaklarını büyük önder Atatürk fazla çarpıcı şekilde vurguluyor Düşman ülkeler hedeflerine ulaşabilmek için önce esas devlet kurumlarımızı ( yasama, yürütme, hak, vs ) teslim alacaklar, daha sonra stratejik hesaplı işletmelerimizi ( halk iktisadi teşebbüsleri, vs) ele geçirecekler yani düşman yabancı anapara kamu iktisadi teşebbüslerimizi, önemli şirketlerimizi, manâlı ekonomik varlıklarımızı ele geçirecek fakat idareli bağımsızlığını kaybeden bir ülkenin varlığı, birliği ve güvenliği tehlikeye girer ve en sonunda bağımsızlığımızın güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin koruyucusu, kollayıcısı olan ordumuzu ( Türk Silahlı Kuvvetleri ) tahliye edip dağıtacaklar ve bu şekilde düşman ülkeler ve içerdeki hainler hedeflerine ulaşacaklardır, düşman ülkeler böyle bir yol izleyeceklerdir Bilinmelidir ki Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyetinin esas devlet kurumlarından birisidir TSK ve TC Birbirinden öbür düşünülemez Tüm ileri ülkelerde yasama, yürütme, yargı, medya, sivil toplum örgütleri vb gibi idare erkleri arasında 'Ordu' da bulunur 'Demokrasinin gereğidir' denilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin susmasını isteyenlere bu gerçek duyurulmalıdır Atatürk düşman ülkelerin izleyebilecekleri işgal stratejisinin nasıl olabileceğini açıklamaya çalıştığımız yukarıdaki cümlede ayrıntısıyla anlatıyor Bu cümle için ayrıntıları ile belirtmek istediğim bir diğer şey de orijinal gençliğe hitabe metnin de yer alan Tersane kelimesinin idareli işletmeler manasına geldiğidir Orijinal Gençliğe Hitabedeki Tersane kelimesi katiyen gemi yapılan tersane anlamına gelemez çünkü düşman yabancı sermayenin gemi yapılan tersaneleri ele geçirmesi ile ulusal güvenliğin tehlikeye girmesi aralarında akılcı bir bağ kurulamaz1950den sonra başlayıp özellikle 1980 yılından sonra ve 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde yaygınlaşan özelleştirmeler, tanıdık olmayan sermaye girişleri ve stratejik ekonomik işletmelerimizin fazla ucuza ve güvenli olmayan bir şekilde yabancı sermayeye verilmesi Atatürkün Gençliğe Hitabesindeki uyarının hiç dikkate alınmadığını ve anlaşılamadığını kanıtlar niteliktedir Korkarım ancak olur ya 3 Kasım 2002den sonraki hükümet ve geçmişteki kimi hükümetler de Gençliğe Hitabede vurgulanan gaflet ve dalalet ve hatta ihanet içindeki iktidar sahipleridir Olur Ya 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde ve geçmişteki kimi hükümetlerdeki kimi isimler şahsi çıkarları için batılı ülkelerle gizli gizli iş birliği bile yapmaktadırlar, yapmışlardır Tüm bu durumlar Atatürkün ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunun kanıtıdır Hatırlatmakta fayda vardır ancak ekonomik bağımsızlığını kaybeden ülkeler siyasi ve askeri bağımsızlıklarını da kaybederler Birçok gelişmiş batılı ülkede ekonomi % 51 veya bu orana yakın devlet ağırlıklıdır, yani gelişmiş batılı ülkeler devletçidirler Hal böyleyken Atatürkün Devletçilik ilkesinden neden vazgeçildiği ve uygulanmadığı anlaşılır şey değildir Hem gelişmiş batılı ülkeler özel, yerli, ulusal sermayeyi koruma altına almışlardır ve tanıdık olmayan sermayeye sınırlama getirmişlerdir Tüm bunlar biliniyorken ülkemizde olup bitenler şaşırma ve şaşkınlık vericidir Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum çok hassastır Bu yüzden fazla açıkgöz davranmalı ve son dönem ulusal ekonomi siyasetimizi gözden geçirmeli, ulusal, ulusal bir ekonomi politikası yürütmeliyiz Ekonomi eğer ille de liberal olacaksa 'Kamucu, ulusal liberal' ekonomi olmalıdır Yani ulusal, yerli anapara ve milli millet sermayesi korunmalıdır Batılı, gelişmiş, gelişmekte olan ve bu yolla gelişmiş olan ülkelerdeki gibi tanıdık olmayan sermaye sınırlandırılmalıdır Şu anki NeoLiberal politikalar terk edilmeli ve özelleştirmeler durdurulmalıdır

Bütün bu koşullardan daha dokunaklı ve korkunç olmak üzere, ülkede, iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık ve hatta ihanet içinde olabilirler Atatürk bu cümlede ülkemizin kendisinden sonradan veya kendisi vaktinde içine düşebileceği durumu özetlemeye devam ediyor Atatürk iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık içinde olabilirler derken yönetici sınıfın kabiliyetsiz, yönetme görevi için ehil olmayan şahıslar olabileceklerini kastediyor Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşırken öteki yandan içerdeki hainlerin düşmanlarla yukarıdaki paragraflarda anlattığımız sahnelerden daha dramatik bir şekilde iş birliği yapabileceği anlatılıyor, vurgulanıyor

Hatta bu iktidar sahipleri bireysel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirerek düşmanla işbirliği yapabilirler Bu cümlede bir önceki cümlede anlatılan korkunç durumdan daha dehşet bir durumun daha gerçekleşebileceği anlatılıyor, vurgulanıyor İçerideki ihanet içinde olan iktidara sahip devlet ve hükümet adamlarının kişisel çıkarları için işgalci düşman ülkelerle işbirlikçilik yapabilecekleri önemle vurgulanıyor, Türk Gençliği bir defa daha bu cümlede uyarılıyor, Türk Gençliğinin uyanık olması salık veriliyor

Insanlar, yokluk ve can sıkıntısı içinde ezik ve bitkin düşmüş olabilir Bu cümlede Atatürk, ülkemizin işgal edilmesi halinde halkımızın içine düşebileceği idareli, sosyal durumu özetliyor Oysa sefalet ve sıkıntı içinde bir ülke işgale uğrayabilir Atatürk muhtemel bir işgal durumunda ya da öncesinde halkın içine düşebileceği hesaplı ve sosyal durumu ince bir ifade tarzıyla anlatıyor Halkın içine düşebileceği idareli ve sosyal durumu fakir, bezginlik içinde, ezik, halsiz kelimeleri bir şekilde anlatıyor

Ey Türk geleceğinin evladı! Atatürk Gençliğe Hitabenin başında Türk Gençliğine Ey Türk Gençliği diye sesleniyordu Bu cümlede de yine çok uygun bir ifade tarzı ile sesleniyor Gençlerin, Türk gençliğinin Türk Milletinin geleceğinin umudu olduğu Atatürk kadar ifade ediliyor

İşte, bu şart ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Atatürk Türk Gençliğine vasiyetine son verirken Türk gençliğine görevini bir kere daha hatırlatıyor İşte ifadesiyle yazısına son vermeye başlıyor Tüm Gençliğe Tavır boyunca anlatılan korkunç şartlara rağmen Türk Gençliğinin görevinin Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını ve rejimini koruması, kurtarması olduğu bir kez daha anlatılıyor vurgulanıyor

Yoksul olduğun zor, damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır! Atatürk bu cümlede yine Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Tüm Gençliğe Tavır her tarafında anlatılan bütün negatif şart ve durumlarda deha Türk Gençliğinin görevi vatanı kurtarmaktır Türk Gençliğinin bir işgal durumunda ihtiyaç duyacağı kuvvet Damarlarındaki Asil kanda mevcuttur Asil kan ifadesiyle anlatılmak istenen şey Türk Milletinin şeref ve galibiyet dolu tarihidir Yahut değilse Atatürk ırkçılık yapıyor olamaz Atatürkün ırkçılığı reddettiğini Atatürkün eylemlerinden ve açıklamalarından açık bir şekilde anlayabiliriz


Hitap eden: Mustafa Kemal Atatürk
Çeviren ve açıklayan: Mustafa Karaman

*
 
858,505Konular
982,750Mesajlar
33,062Kullanıcılar
miko4267Son üye
Üst Alt