nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
GAVSÎ AHMED BÜYÜKBABA
On yedinci asır Anadolu velîlerinden İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir Gavsî Ahmed Büyükbaba diye meşhur olmuştur Mevlânâ Celâleddîni Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâlesindendir Büyük velî Ahmedi Bîcân hazretlerinin torunlarındandır Doğum târihi belirli değildir İstanbul'da doğmuştur 1697 (H1109) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Galata Mevlevîhânesi bahçesindedir
Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Büyükbaba, ufak yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı Selânik kâdısı İmâmzâde'nin yanında nâiblik yaptı Bu vazîfeyi adâletle yürüttü Bu sırada kalbine düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline aleyhinde büyük alâka duydu Dünyâ makam ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdiBir Allah adamına talebe edinmek niyetiyle Selânik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan Sâlih Büyükbaba Efendiye talebe oldu Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi Dört sene müddetle Sâlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı Zâten ilimde yüksek bir âlim olan Gavsî Büyükbaba, fazîlet ve güzel ahlâk sâhibi bir velî oldu Hocasının dikte ve tavsiyesi üzerine Mevlânâ Celâleddîni Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti Uzun müddet Konya'da kalıp Mevlevî dergâhının usûlüne göre hırka giydi Talebe yetiştirmek ve mevlevî dervişlerinin ihtiyaçlarını ihtiyacı karşılamak için çalıştı On altı sene müddetle değişik memleketlere seyâhat edip insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunup, istifâde etti Bu sırada Horasan'a değin gittiği, kaynaklarda bildirilmektedir
Gavsî Ahmed Dede, hocası Sâlih Dede Efendinin vefâtından sonra İstanbul'a geldi Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Ârızî Dedenin yanına Mesnevîhân yâni Mesnevî okuyucusu oldu Bu sırada birçok nâtı şerîfler yanında, tasavvufî şiirler söyledi Yazdığı şiirleri Ârizî Dedeye okuyunca, Ârizî Dede ona teberrüken Gavsî mahlasını verdi Bundan daha sonra Gavsî diye ünlü oldu Bu vazîfeye devâm ederken aldığı mânevî bir işâret üstüne Fâtih'te SultanSelîm Câmii yakınındaki evinde inzivâya çekildi İbâdet ve Allahü teâlânın ismini anıp zikirle meşgul oldu Kasımpaşa Şeyhi Seyyid Halil Dede Efendiyle zaman zaman görüşüp sohbette bulundu Seyyid Halil Büyükbaba'nin teşvikiyle Mevlevîhâne şeyhliğini dilemek üzereEdirne'de yer alan pâdişâhın huzûruna gitmeye karar verdi Bu yolculuğa çıkmadan önce Mevlânâ Dergâhı şeyhi Çelebi Efendi göre kendisinin Galata Mevlevîhânesi Postnişînliğine tâyin edildiği bildirildi Lakin Gavsî Ahmed Dede kendisinin bu vazîfeyle vazîfelendirilmesini pâdişâha arz etmek üzere Edirne'ye gitti Pâdişâha durumu arz edip konuyla ilgili berâtını alarak İstanbul'a döndü Yirmi bir sene bu makamda kalıp insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Nâyî Osman Dedenin kayınpederi olan Gavsî Ahmed Dede, Galata Mevlevîhânesi şeyhi olarak vazîfe yaptığı sırada 1697 (H1109) senesinde vefât ettiVazîfe yaptığı Galata Mevlevîhânesi bahçesine defnedildi
Ârifâne şiirleri bulunan Gavsî Ahmed Dedenin Dîvân'ı vardır
DÂVETE İCÂBET
Galata Mevlevîhânesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu büyüklerinden Muhammed Nasûhî Üsküdârî hazretleri ile görüşüp sohbette bulundu Muhammed Nasûhî hazretleri, Üsküdar'da yaptırdığı dergâhın açılışı sırasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dâvet etti
Gavsî Ahmed Büyükbaba, dâveti kabûl etti Ama Üsküdar'a gidecekleri gün sâhile vardıkları zaman hava rüzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gördüler Bu sebeple kayıklar gezgin taşıyamıyorlardı Bâzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bâzıları da dalgalar aralarında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu Gavsî Ahmed Dedenin yanına yer alan bâzı kimseler bu fırtınalı havada yola çıkılamayacağını söylediler Halbuki Gavsî Büyükbaba, verdiğimiz sözde durmalıyız ve Üsküdar'a gitmeliyiz diyordu Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilen bâzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı O sırada deniz üstünde bir gemi peyda oldu Gavsî Dede ve onun büyüklüğünü haberdar olan talebeleri hemen gemiye bindiler Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilmeyenler ise kararsızlık ettiler Lakin diğerleri binince onlar da bindiler Deniz bir müddet durgunlaştı Allahü teâlâya tevekkül edip gemiye binen Gavsî Büyükbaba, yanındakilerle birlikte sağ ve sâlim Üsküdar'a ulaştı
Allahü teâlâ Gavsî Dedeye verdiği sözde durmak istemesi, kendisine bütün tevekkül ile emrindeki olması sebebiyle kerâmet olarak bu hâli ihsân etti Gavsî Dedenin büyüklüğünü bilmeyen öteki dervişleri de onun büyüklüğünü anladılar Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dâvetine icâbet edip, dergâhının açılışında bulundu Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifâde ettiler
1) Selîm Tezkiresi; s494
2) Vekâyiü'lFüdelâ; c2, s198
3) Sefînei Nefîsei Mevleviyân; c5, s144
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s101 *
On yedinci asır Anadolu velîlerinden İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir Gavsî Ahmed Büyükbaba diye meşhur olmuştur Mevlânâ Celâleddîni Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâlesindendir Büyük velî Ahmedi Bîcân hazretlerinin torunlarındandır Doğum târihi belirli değildir İstanbul'da doğmuştur 1697 (H1109) senesinde İstanbul'da vefât etti Kabri Galata Mevlevîhânesi bahçesindedir
Âlim ve asîl bir âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Büyükbaba, ufak yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Zamânının usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icâzet, diploma aldı Selânik kâdısı İmâmzâde'nin yanında nâiblik yaptı Bu vazîfeyi adâletle yürüttü Bu sırada kalbine düşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline aleyhinde büyük alâka duydu Dünyâ makam ve zevklerini terk edip, bir gönül ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdiBir Allah adamına talebe edinmek niyetiyle Selânik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi Bursa Mevlevîhânesi Şeyhi olan Sâlih Büyükbaba Efendiye talebe oldu Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi Dört sene müddetle Sâlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı Zâten ilimde yüksek bir âlim olan Gavsî Büyükbaba, fazîlet ve güzel ahlâk sâhibi bir velî oldu Hocasının dikte ve tavsiyesi üzerine Mevlânâ Celâleddîni Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti Uzun müddet Konya'da kalıp Mevlevî dergâhının usûlüne göre hırka giydi Talebe yetiştirmek ve mevlevî dervişlerinin ihtiyaçlarını ihtiyacı karşılamak için çalıştı On altı sene müddetle değişik memleketlere seyâhat edip insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunup, istifâde etti Bu sırada Horasan'a değin gittiği, kaynaklarda bildirilmektedir
Gavsî Ahmed Dede, hocası Sâlih Dede Efendinin vefâtından sonra İstanbul'a geldi Galata Mevlevîhânesi Şeyhi Ârızî Dedenin yanına Mesnevîhân yâni Mesnevî okuyucusu oldu Bu sırada birçok nâtı şerîfler yanında, tasavvufî şiirler söyledi Yazdığı şiirleri Ârizî Dedeye okuyunca, Ârizî Dede ona teberrüken Gavsî mahlasını verdi Bundan daha sonra Gavsî diye ünlü oldu Bu vazîfeye devâm ederken aldığı mânevî bir işâret üstüne Fâtih'te SultanSelîm Câmii yakınındaki evinde inzivâya çekildi İbâdet ve Allahü teâlânın ismini anıp zikirle meşgul oldu Kasımpaşa Şeyhi Seyyid Halil Dede Efendiyle zaman zaman görüşüp sohbette bulundu Seyyid Halil Büyükbaba'nin teşvikiyle Mevlevîhâne şeyhliğini dilemek üzereEdirne'de yer alan pâdişâhın huzûruna gitmeye karar verdi Bu yolculuğa çıkmadan önce Mevlânâ Dergâhı şeyhi Çelebi Efendi göre kendisinin Galata Mevlevîhânesi Postnişînliğine tâyin edildiği bildirildi Lakin Gavsî Ahmed Dede kendisinin bu vazîfeyle vazîfelendirilmesini pâdişâha arz etmek üzere Edirne'ye gitti Pâdişâha durumu arz edip konuyla ilgili berâtını alarak İstanbul'a döndü Yirmi bir sene bu makamda kalıp insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlattı
Nâyî Osman Dedenin kayınpederi olan Gavsî Ahmed Dede, Galata Mevlevîhânesi şeyhi olarak vazîfe yaptığı sırada 1697 (H1109) senesinde vefât ettiVazîfe yaptığı Galata Mevlevîhânesi bahçesine defnedildi
Ârifâne şiirleri bulunan Gavsî Ahmed Dedenin Dîvân'ı vardır
DÂVETE İCÂBET
Galata Mevlevîhânesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu büyüklerinden Muhammed Nasûhî Üsküdârî hazretleri ile görüşüp sohbette bulundu Muhammed Nasûhî hazretleri, Üsküdar'da yaptırdığı dergâhın açılışı sırasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dâvet etti
Gavsî Ahmed Büyükbaba, dâveti kabûl etti Ama Üsküdar'a gidecekleri gün sâhile vardıkları zaman hava rüzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gördüler Bu sebeple kayıklar gezgin taşıyamıyorlardı Bâzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bâzıları da dalgalar aralarında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu Gavsî Ahmed Dedenin yanına yer alan bâzı kimseler bu fırtınalı havada yola çıkılamayacağını söylediler Halbuki Gavsî Büyükbaba, verdiğimiz sözde durmalıyız ve Üsküdar'a gitmeliyiz diyordu Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilen bâzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı O sırada deniz üstünde bir gemi peyda oldu Gavsî Dede ve onun büyüklüğünü haberdar olan talebeleri hemen gemiye bindiler Gavsî Dedenin büyük bir velî olduğunu bilmeyenler ise kararsızlık ettiler Lakin diğerleri binince onlar da bindiler Deniz bir müddet durgunlaştı Allahü teâlâya tevekkül edip gemiye binen Gavsî Büyükbaba, yanındakilerle birlikte sağ ve sâlim Üsküdar'a ulaştı
Allahü teâlâ Gavsî Dedeye verdiği sözde durmak istemesi, kendisine bütün tevekkül ile emrindeki olması sebebiyle kerâmet olarak bu hâli ihsân etti Gavsî Dedenin büyüklüğünü bilmeyen öteki dervişleri de onun büyüklüğünü anladılar Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dâvetine icâbet edip, dergâhının açılışında bulundu Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifâde ettiler
1) Selîm Tezkiresi; s494
2) Vekâyiü'lFüdelâ; c2, s198
3) Sefînei Nefîsei Mevleviyân; c5, s144
4) Osmanlı Müellifleri; c1, s101 *