nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
GAMRÎ
Evliyânın büyüklerinden ve Şâfiî mezhebî fıkıh âlimi İsmi, Muhammed bin Ömer bin Ahmed elVâsıtî elGamrî elMahallî, künyesi Ebû Abdullah, lakabı ise Şemsüddîn'dir 1384 (H786) senesinde Mısır'ın Gamr bölgesinde doğdu 1445 (H849) senesi Şâbân ayının sonlarında MahalletülKübrâ denilen yerde vefât etti Yaptırdığı câminin yanına defnedildi
Gamrî, doğduğu yerde ilim öğrenmeye başladı Fakîh Ahmed edDemsîsî'den Kur'ânı kerîmi öğrendi ve ezberledi EtTenbîh adlı eseri okudu Memleketindeki diğer âlimlerin de sohbetlerinde ve derslerinde yer alan Gamrî, ilim öğrenmek için Kâhire'de Câmi'ulEzher Üniversitesine girdi Giderken fıkıh ilmini öğrendi ElMardinî'nin derslerini tâkib etti Sonra yalnızlığı seçip, ibâdetle meşgûl olduTasavvuf erbâbı ile görüştü Ömer elVefâî Ahmed ezZâhid'in sohbetlerinde bulunarak kemâle erdi Daha Sonra hocaları onu, insanlara ilim öğretmekle görevlendirdiler
Gamrî, birçok beldeleri dolaştı Buralarda insanlara vâz ve nasîhatlerde bulundu Mahalletülkübrâ denilen yerdeki Şemsiyye Medresesini genişlettirdi ve sağlam bir medrese hâline getirdi Keza oraya dahası câmi yaptırdıBu medrese ve câmide ders verdi, hutbe okudu ve vâz ve nasîhatte bulundu Bölge halkı ondan çok istifâde etti Kâhire'deki birçok câminin tâmirine vesîle oldu Hocası Ahmed ezZâhid de onun yaptırdığı imâretlerde ders verdi Gamrî'nin ismi, her tarafa yayıldı Çoğu ilim tâlibi, ders almak için yanında geldiler Tâmir ettirdiği câmilerin yanlarına dergâhlar yaptırdı Buralar, Kur'ânı kerîm okunan, sohbet edilen, ibâdet yapılan yerler oldu
Gamrî çok kere hacca gitti Bir vakit Mekkei mükerremede kaldı BeytülMakdîs'i ziyâret ettiEhli sünnet îtikâdında olup, bid'atten uzakta duran ve güçlü olarak sakınan bir zât idi Dünyâ malına düşkün değildi Kendisine getirilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı
Gamrî'nin çoğu kerâmetleri görüldü Bir gece hırsızlar, Gamrî'yi öldürmek için dergâha gelip kapıyı kırdılar Gamrî yanında bulunan talebelerine ve sevdiklerine; Onları ben karşılayacağım Hiç biriniz çıkmasın!buyurdu Dışarı çıkıp hırsızlara dürüst bir nazar etti O esnâda tümü feryâd ederek silâhlarını attılar ve tövbe ettiler
Dergâhta kandillerin yakılması unutulduğu süre, Gamrî kandillere eliyle işâret eder, kandiller yanmaya başlardı Kerâmetlerini görebilen çoğu birey, kendinden geçti Şeyh Zekeriyyâ onun yedi iklimdeki her şeye vâkıf olduğunu bildirdi
Muhammed Gamrî, talebelerini; ihtiyârlar, orta yaşlılar ve gençler edinmek üzere üç gruba ayırmıştı Her grubun yeri ayrıydı Bu gruplar birbirlerinin yerine gitmezdi Sâdece Cumâ namazına giderlerken bir araya gelirlerdi Bu Vesileyle bir hafta her tarafında öğrendiklerini müzâkere ederlerdi Muhammed Gamrî, kendisine talebe edinmek isteyeni, kendi başına sormadan iş yapmıyacağına dâir laf aldıktan sonradan talebeliğe kabûl ederdi Bundan sonradan talebe her işinde, her hareketinde tamâmen hocasına tâbi olurdu Kendi arzu ve arzuları kalmaz, hocasının dediklerine yerinde yaşardı
Gamrî, birçok eser yazmıştır Bunlardan bâzıları şunlardır: 1) ElKavâidüsSûfiyye, 2) ElHükmülMeşrût fî BeyânmeslekŞürût, 3) MenhulMinne fitTelebbüsî bisSünne (dört cild), 4) ElVasıyyetülCâmia, 5) MehâsinülHisâl fî Beyâni VücûhilHelâl, 6) EnNusratü fî AhkâmilFıtrati,
HATÂLI IŞ
Sultan Bilmek, Saîd beldesinin emîri Kalak bin Ömer'i görevden aldığı gibi, zincire vurdurarak huzûruna getirtti O esnâda yolda, Muhammed Gamrî'nin talebelerinden biri, Saîd denilen yerde şalgam satıyordu Hayvanı kaydı ve yere yıkıldı O da; Ey hocam Muhammed Gamrî! Bana destek et!diye seslendi Zincirlerle alt olan İbni Ömer bu sözü duyunca; Bu takviye istediğin zât kimdir?diye talebeye sorduTalebe de; Bu zât benim hocamdırdedi Bunun üstüne İbni Ömer; Ben de Muhammed Gamrî'ye sığınıyorumdedi
Muhammed Gamrî, dergâhında olduğu hâlde, İbni Ömer'in sözünü işitti Anında üç talebesini yanında alarak Kâhire'ye gitti İbni Ömer'i zincirlerle bağlı fark etti Yan talebesi İbni Nahhal'e; Sen saraya git Sultan, İbni Ömer'e zor gösterip, öldürülmesini emrettiği vakit, şehâdet parmağını baş parmağının üzerine koy Bunu yaptığın süre, orada bulunanların nefesleri tıkanır Sultan da boğulacak hâle gelecektirdedi
İbni Nahhal, saraya gittiğinde, MuhammedGamrî'nin dediği gibi oldu Bunun üstüne İbni Nahhal, şehâdet parmağını baş parmağının üzerine koydu ve bastırdı O anda sultan dâhil, orada bulunanlar nefes darlığından kustular Sultan, yaptığı işte bir hatâ olduğunu anlayıp, İbni Ömer'in bırakılmasını ve ona hediyeler verilmesini emretti Bunun üstüne İbni Nahhal, hemencecik oradan ayrılıp durumu hocasına bildirdi Muhammed Gamrî de; Bizim isteğimiz yerini bulmuşturdedi İbni Ömer'e bu koşul, kimse göre bildirilmedi Muhammed Gamrî dergâhına döndü ve berâberinde götürdüğü talebelerine:
Bu işi Allahü teâlâ için yaptım ve ben ölünceye dek kimseye söylemenize müsade vermiyorumdedi
1) Mu'cemülMüellifin; c11, s77
2) EdDavülLâmi; c8, s238
3) ŞezerâtüzZeheb; c7, s265
4) EsmâülMüellifîn; c2, s195
5) ElA'lâm; c6, s315
6) Câmiu KerâmâtilEvliyâ; c1, s162
7) KeşfüzZünûn; c1, s176, 674,
8) TabakâtülKübrâ; c2, s87
9) Brockelmann; Gal2; s147 Sup2, s150
10) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c12, s31 *
Evliyânın büyüklerinden ve Şâfiî mezhebî fıkıh âlimi İsmi, Muhammed bin Ömer bin Ahmed elVâsıtî elGamrî elMahallî, künyesi Ebû Abdullah, lakabı ise Şemsüddîn'dir 1384 (H786) senesinde Mısır'ın Gamr bölgesinde doğdu 1445 (H849) senesi Şâbân ayının sonlarında MahalletülKübrâ denilen yerde vefât etti Yaptırdığı câminin yanına defnedildi
Gamrî, doğduğu yerde ilim öğrenmeye başladı Fakîh Ahmed edDemsîsî'den Kur'ânı kerîmi öğrendi ve ezberledi EtTenbîh adlı eseri okudu Memleketindeki diğer âlimlerin de sohbetlerinde ve derslerinde yer alan Gamrî, ilim öğrenmek için Kâhire'de Câmi'ulEzher Üniversitesine girdi Giderken fıkıh ilmini öğrendi ElMardinî'nin derslerini tâkib etti Sonra yalnızlığı seçip, ibâdetle meşgûl olduTasavvuf erbâbı ile görüştü Ömer elVefâî Ahmed ezZâhid'in sohbetlerinde bulunarak kemâle erdi Daha Sonra hocaları onu, insanlara ilim öğretmekle görevlendirdiler
Gamrî, birçok beldeleri dolaştı Buralarda insanlara vâz ve nasîhatlerde bulundu Mahalletülkübrâ denilen yerdeki Şemsiyye Medresesini genişlettirdi ve sağlam bir medrese hâline getirdi Keza oraya dahası câmi yaptırdıBu medrese ve câmide ders verdi, hutbe okudu ve vâz ve nasîhatte bulundu Bölge halkı ondan çok istifâde etti Kâhire'deki birçok câminin tâmirine vesîle oldu Hocası Ahmed ezZâhid de onun yaptırdığı imâretlerde ders verdi Gamrî'nin ismi, her tarafa yayıldı Çoğu ilim tâlibi, ders almak için yanında geldiler Tâmir ettirdiği câmilerin yanlarına dergâhlar yaptırdı Buralar, Kur'ânı kerîm okunan, sohbet edilen, ibâdet yapılan yerler oldu
Gamrî çok kere hacca gitti Bir vakit Mekkei mükerremede kaldı BeytülMakdîs'i ziyâret ettiEhli sünnet îtikâdında olup, bid'atten uzakta duran ve güçlü olarak sakınan bir zât idi Dünyâ malına düşkün değildi Kendisine getirilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı
Gamrî'nin çoğu kerâmetleri görüldü Bir gece hırsızlar, Gamrî'yi öldürmek için dergâha gelip kapıyı kırdılar Gamrî yanında bulunan talebelerine ve sevdiklerine; Onları ben karşılayacağım Hiç biriniz çıkmasın!buyurdu Dışarı çıkıp hırsızlara dürüst bir nazar etti O esnâda tümü feryâd ederek silâhlarını attılar ve tövbe ettiler
Dergâhta kandillerin yakılması unutulduğu süre, Gamrî kandillere eliyle işâret eder, kandiller yanmaya başlardı Kerâmetlerini görebilen çoğu birey, kendinden geçti Şeyh Zekeriyyâ onun yedi iklimdeki her şeye vâkıf olduğunu bildirdi
Muhammed Gamrî, talebelerini; ihtiyârlar, orta yaşlılar ve gençler edinmek üzere üç gruba ayırmıştı Her grubun yeri ayrıydı Bu gruplar birbirlerinin yerine gitmezdi Sâdece Cumâ namazına giderlerken bir araya gelirlerdi Bu Vesileyle bir hafta her tarafında öğrendiklerini müzâkere ederlerdi Muhammed Gamrî, kendisine talebe edinmek isteyeni, kendi başına sormadan iş yapmıyacağına dâir laf aldıktan sonradan talebeliğe kabûl ederdi Bundan sonradan talebe her işinde, her hareketinde tamâmen hocasına tâbi olurdu Kendi arzu ve arzuları kalmaz, hocasının dediklerine yerinde yaşardı
Gamrî, birçok eser yazmıştır Bunlardan bâzıları şunlardır: 1) ElKavâidüsSûfiyye, 2) ElHükmülMeşrût fî BeyânmeslekŞürût, 3) MenhulMinne fitTelebbüsî bisSünne (dört cild), 4) ElVasıyyetülCâmia, 5) MehâsinülHisâl fî Beyâni VücûhilHelâl, 6) EnNusratü fî AhkâmilFıtrati,
HATÂLI IŞ
Sultan Bilmek, Saîd beldesinin emîri Kalak bin Ömer'i görevden aldığı gibi, zincire vurdurarak huzûruna getirtti O esnâda yolda, Muhammed Gamrî'nin talebelerinden biri, Saîd denilen yerde şalgam satıyordu Hayvanı kaydı ve yere yıkıldı O da; Ey hocam Muhammed Gamrî! Bana destek et!diye seslendi Zincirlerle alt olan İbni Ömer bu sözü duyunca; Bu takviye istediğin zât kimdir?diye talebeye sorduTalebe de; Bu zât benim hocamdırdedi Bunun üstüne İbni Ömer; Ben de Muhammed Gamrî'ye sığınıyorumdedi
Muhammed Gamrî, dergâhında olduğu hâlde, İbni Ömer'in sözünü işitti Anında üç talebesini yanında alarak Kâhire'ye gitti İbni Ömer'i zincirlerle bağlı fark etti Yan talebesi İbni Nahhal'e; Sen saraya git Sultan, İbni Ömer'e zor gösterip, öldürülmesini emrettiği vakit, şehâdet parmağını baş parmağının üzerine koy Bunu yaptığın süre, orada bulunanların nefesleri tıkanır Sultan da boğulacak hâle gelecektirdedi
İbni Nahhal, saraya gittiğinde, MuhammedGamrî'nin dediği gibi oldu Bunun üstüne İbni Nahhal, şehâdet parmağını baş parmağının üzerine koydu ve bastırdı O anda sultan dâhil, orada bulunanlar nefes darlığından kustular Sultan, yaptığı işte bir hatâ olduğunu anlayıp, İbni Ömer'in bırakılmasını ve ona hediyeler verilmesini emretti Bunun üstüne İbni Nahhal, hemencecik oradan ayrılıp durumu hocasına bildirdi Muhammed Gamrî de; Bizim isteğimiz yerini bulmuşturdedi İbni Ömer'e bu koşul, kimse göre bildirilmedi Muhammed Gamrî dergâhına döndü ve berâberinde götürdüğü talebelerine:
Bu işi Allahü teâlâ için yaptım ve ben ölünceye dek kimseye söylemenize müsade vermiyorumdedi
1) Mu'cemülMüellifin; c11, s77
2) EdDavülLâmi; c8, s238
3) ŞezerâtüzZeheb; c7, s265
4) EsmâülMüellifîn; c2, s195
5) ElA'lâm; c6, s315
6) Câmiu KerâmâtilEvliyâ; c1, s162
7) KeşfüzZünûn; c1, s176, 674,
8) TabakâtülKübrâ; c2, s87
9) Brockelmann; Gal2; s147 Sup2, s150
10) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c12, s31 *