Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Fabl Ornekleri Kısa

Fabl Ornekleri Kısa
0
113

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Kısa Fabl Ornekleri


Fabl Ornekleri Kısa Fabl Ornekleri

İHTİYAR ve UC DELİKANLI

Seksenlik bir ihtiyar ağac dikiyormuş
Ev yapsa neyse, ağac dikiyor bu yaşta, Diye alay ediyormuş uc delikanlı, Bunamış sandıkları ihtiyarla
Allah rızası icin, demişler, soyler misin, Ne hayrını goreceksin bu yaptığın işin? Nuh kadar yaşayacak değilsin ya:
Ne diye eziyet edersin kendine Senin olmayan bir gelecek icin? Gecmişte ettiklerini duşun artık sen; Vazgec bu umutlar, bu engin duşuncelerden Bize gore işler bunlar
Hic de oyle değil, demiş ihtiyar; Her dikilen gec buyur ve az surer; Sizin de benim de omurlerimizse Birer iplik Tanrıların elinde
Kısa sayılır hepsi, uzun da surse En son hangimiz goruruz mavi gokleri? Kim bilir bir an sonra olmeyeceğini? Torunlarımın torunları, ne mutlu bana, Bu ağacın golgesinde otururlarsa Başkalarını sevindirmek az şey mi? Bu zevki almak mı istiyorsunuz elimden? Meyve kadar tatlı bu zevkin kendisi,
Hem oyle bir meyve ki bu, yarın da, Yaşadığım her gun de tadabilirim onu Kim bilir, belki siz yatarken mezarda Ben gorurum yine gunlerin doğuşunu İhtiyarın dediği gibi olmuş: Delikanlılardan biri denizde boğulmuş Amerika seferine yeni cıkmışken Oteki, devlet kuşunu avlamak icin Savaş Tanrısı'nın buyruğunda cenkleşirken Beklenmedik bir kazaya kurban gitmiş Ucuncusu aşılamak istediği Bir ağactan duşerek olmuş İhtiyar ağlamış her ucu icin de Ve mezar taşları ustune Bu anlattıklarımı yazdırmış

FARELERLE BAYKUŞ

Hic soze başlamayın sakın:
Dinleyin, bir harika anlatacağımdiye
Nereden bilirsiniz dinleyenlerin
Şaşacaklarını sizi şaşırtan şeye?
Ama alın size bir olay ki,
Bu verdiğim oğudu curutecek belki
Bir mucize size anlatacağım şey,
Masal değil, gerceğin ta kendisi
Cok yaşlı bir camı kesmiş devirmişler yere:
Bir baykuşun sarayı varmış meğer icinde
Atropos'un tercumanı bu asık yuzlu kuş
Camın zamanla oyulmuş mağaralarında
Butun bir beylik kurmuş
Kulları arasında en cok da
Yağ tulumu gibi ayaksız fareler varmış
Baykuş buğdayla beslediği bu farelerin
Ayaklarını kendi gagasıyla kesmiş
Baykuşun ince hesaplarına bakın siz:
Hazret bir tarihte suruyle fare avlamış;
Bakmış kacıyor sarayına getirdikleri,
Ayaklarını kesmekte bulmuş careyi
Ayaksız fareleri yiyormuş birer birer,
Bugun birini, yarın otekini
Hepsini birden yemek hem olur iş değil,
Hem de sağlık bakımından netameli
Bizimki kadar işliyormuş aklı
Yiyecek veriyormuş olmesinler diye
Yiyecek olduğu farelere
Gelsin şimdi bir Descartescı filozof da
Bu baykuş bir saat, bir makinedir desin bana!
Kapayıp beslediği bir suru fareyi
Kacamaz hale getirme fikrini
Hangi zemberek verebilirdi ona?
Bu da akıl yurutme değilse eğer
Ben aklın ne olduğunu bilmiyorum demektir
Baksanıza neler duşunmuş baykuş:
Fare milleti tutuldu mu kacabilir,
Onun icin tutar tutmaz yiyeceksin;
Ama hepsini birden yiyemezsin;
Kaldı ki yarınlar icin de lazım yiyecek;
Oyleyse artan fareleri beslemek gerek
Ya kacarlarsa? Bunu nasıl onlemeli?
Ayaklarını dibinden kesmeli
Hangi davranışları insanların
Bir amaca daha iyi yonelir, soyleyin
Aristo ve Aristocuların
Bu değil mi oğrettikleri, sorarım size,
Duşunebilmek icin gereğince?
Bu anlattığım bir masal değil:
Ne kadar garip, ne kadar inanılmaz da gorunse olmuş bir şey bu

Baykuşun ongorurluğunu belki abarttım biraz; hayvanların akıl yurutmesinde boylesi bir duzen olduğunu iddia edemem ama şiirde bu kadar abartma da olur, hele benim yazdığım gibilerinde


ODYSSEUS'UN YOLDAŞLARI

Odysseus'la yoldaşları,
Uyup ruzgarların keyfine,
Her gun olumle burun buruna,
On yıl dolaşmışlar en uzak denizleri
Bir kıyıya varmışlar gunun birinde
Gun Tanrı'nın kızı Kirke
Kraliceymiş orada
Gemiden cıkan yiğitleri
Sarayına buyur etmiş;
Bir icki vermiş hepsine, yaman bir icki:
İcenin aklı başından gitmiş
Sonra başlamış her biri
Yuz ve beden değiştirmeye:
Turlu hayvanlara benzemeye
Kimi ayı olmuş, kimi aslan,
Kimi fil, kimi ceylan
Kimi buyudukce buyumuş,
Kimi ufaldıkca ufalmış
Kiminin boynuz gelmiş başına;
Kiminin horguc sırtına;
Ne cıkarsa bahtına
Yalnız Odysseus kurtarmış pacayı,
İcmeyip tatlı zehiri
Cin fikirli kahraman
Guler yuz tatlı sozle Kraliceyi cıkarmış baştan:
Buyucuyu buyulemiş goz gore gore
Tanrı kızı bu, icini gizler mi?
Hemen belli etmiş tutulduğunu
Odysseus fırsatı kacırmamış,
Kraliceyi razı eermiş
Adamlarını yeniden adam etmeye
Ama git sor bakalım, demiş kralice;
Kendileri değişmek isterse, peki
Odysseus hemen koşmuş:
Dostlar, demiş; gozunuz aydın!
İctiğiniz zehirin panzehiri varmış,
İnsan olmak istiyoruz deyin,
Hemen getireceklermiş
İstemem, diye kukremiş aslan;
Deli miyim? Vazgecer miyim artık
Bu penceler, bu dişlerden?
Astığım astık, kestiğim kestik
Bir kralım bugune bugun,
İnsanken koylunun biriydim,
Donup asker mi olayım yeniden?
Odysseus aslanı bırakmış,
Ayıya koşmuş:
Aman kardeş, demiş; şu haline bak
Ha? demiş ayı homurdanarak;
Ne var halimde?
Ne kusur gordun?
Ayı dediğin boyle olur işte,
Her varlığın guzelliği kendine gore
Neden kendinle olcuyorsun beni?
Ayı cirkin olur sana benzedi mi:
Beni dişi ayı beğensin yeter
Sen beğenmiyorsan cek git yoluna
Hur ve mutlu yaşarken, hangi ayı doner
İnsanların kulluğuna?
Ne varsa ayılıkta var;
İşte benden bu kadar
Odysseus, şaşkın, kurda gitmiş:
Ahbap, demiş; bu nasıl iş?
Sen nasıl koyunlarını yersin
O fidan boylu coban kızının?
Ağlayıp dert yanıyor zavallı;
Kana boyamışsın ortalığı
Sen ki eskiden bir kahramandın
Boyle mi olacaktın?
Bırak ormanları, kan dokmeyi de
İnsan ol yine,
Namuslu, iyi yurekli bir insan
Var mı oyle şey, demiş kurt;
Ben gormedim doğrusu, bunca zaman
Gelmiş canavar diyorsun bana
Peki, ya sen? Sen nesin? Kuzu mu?
Hic koyun yediğin olmuyor mu?
Butun koy yas icindeymiş
Birkac koyun yedim diye
Ya kendi boğazladıkları?
Allah icin soyle, insan olsaydım
Daha az mı kan dokerdim?
Siz değil misiniz, zaman zaman,
Bir soz icin ortalığı kana boğan?
İnsan insanın kurdudur, diyen sizsiniz
Doğrusunu isterseniz:
İnsan olup kurtluk etmektense,
Kurt olup kurtluk etmek daha temiz:
Utanmam hic değilse
Odysseus kime ne soylese boşuna,
Buyuk kucuk seviniyormuş her biri
Hayvan oluşuna
Ozgurluk varmış, ormanlar cennet gibiymiş;
Canın ne isterse yapmak ne guzel şeymiş
Ne diye sıkıntıya girsinlermiş
İyi adam, buyuk adam olacağız diye?
Keyifleri ardından gitmekle
Kolelikten kurtulduk sanıyorlarmış
Oysa koleliğin beteri Kendinin kolesi olmak değil mi?

BİR KEDİ İKİ SERCE

Bir kediyle bir serce
Bir arada buyumuşler kardeşce
Sepet, kafes bir arada,
İctikleri su ayrı gitmezmiş
Gerci kedi ara sıra,
Serceye sinirlenirmiş,
Suratında gagasıyla sungu talimi yapıyor diye,
Ama o da zaman zaman
Bir pencecik atarmış serceye,
Fazla canını yakmadan,
Tırnaklarını tutarak
Yumuşak yumuşak
Serceyse boyuna bakmaz
Gagalarmış kediyi dupeduz
Kedi ne de olsa daha akıllı,
Hoş gorurmuş bu oyunları
Boyle şeyler olur, dermiş,
Dostlar arasında;
Dostun dosta kızması sacma
Uzatmayalım, kediyle serce
Şakayı kaka etmiyorlarmış,
Barış icinde yaşayıp gidiyorlarmış
Derken bir başka serce
Gormeye gelmiş bizimkileri
Bakmış filozof bir kedi,
Cıvıl cıvıl da bir serce
Dost oluvermiş ikisiyle
Ama bir gun barış bozulmuş,
İki kuş arasında kavga cıkmış
Kedi ne yapsın bu durumda?
Taraf tutmak zorunda kalmış:
Bu serseri kim oluyor da, demiş:
Kafa tutuyor benim dostuma?
Dağdan gelip bağdakini kovacak ha?
Yoo, demiş kedi, oyle yağma yok
Kedilik adına cıkıp ortaya,
Girmiş iki kuş arasındaki kavgaya
Bir pencede yakalayıp yemiş
Yabancı serceyi
Bir de ne baksın kedi,
Serce eti tatlı mı tatlı,
Dayanamam doğrusu, demiş;
Otekini de yemiş
 
858,500Konular
982,368Mesajlar
32,972Kullanıcılar
estergon37Son üye
Üst Alt