nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Evliya Çelebi'nin gezdiği yerler
Evliya çelebi hangi şehirleri gezmiştir?
Evliya Çelebi nereleri gezmiştir, Evliya Çelebi'nin on ciltlik Seyahatnâme'si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında epeyce manâlı bilgiler içermektedir Eser bu yönden Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir
Evliya Çelebi nereleri gezmiştir,
Evliya Çelebi'nin on ciltlik Seyahatnâme'si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında epeyce kayda değer bilgiler içermektedir Eser bu yönden Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir
Evliyâ Çelebi, genç yaşta (1630'larda) seyâhat etmek, yeryüzünde yaşayan değişik toplulukları, kurulan medeniyetleri, mîmârî eserleri tanımak arzusuna düştü Buna, içinde yaşadığı çevrenin büyük ölçüde sebep teşkil ettiği görülmektedir Babasının Kanunî Sultan Süleyman Han devrinden kalma, güngörmüş bir kişi olması, hepsi hoşsohbet kimseler olan babasının arkadaşlarının anlattığı şeyler, zâten insanları, yeryüzünü tanımaya meraklı olan Evliyâ Çelebi'yi gezip görmeye, tanımaya daha da heveslendirdi
Bir vakit bu fikri nasıl gerçekleştirebileceğini düşündüğünü: Peder ve mâder (anne) ve üstad ve birâder kahırlarından nice halâs olup, cihânkeş olurumsözleriyle belirten Evliyâ Çelebi,Aşure Gecesi, rüyâsında, Yemiş İskelesindeki Ahi Çelebi Câmiinde kalabalık bir cemâat arasında Peygamber Efendimiz'i (sallallahü aleyhi ve sellem) görmüş, huzûruna varınca; Şefâat yâ Resûlallah!diyecekken, heyacanla; Seyâhat yâ Resûlallah!demiştir Peygamber efendimiz de gülüş buyurup, bu gence hem şefâatini müjdelemiş, hem de seyâhati ihsân etmiş, orada bulunan Sa'd bin Ebî Vakkas (radıyallahü anh) da gezdiği yerleri ve gördüklerini yazmasını nasihat etmiştir
Uykudan uyanınca birincil meslek olarak, rüyâsını zamânın meşhur yorumcularından, Kâsım Paşa Mevlevihanesi Şeyhi Abdullah Dede'ye anlatır Büyükbaba, bu parlak rüyâyı uygunca yorumladıktan sonra; İptidâ, bizim İstanbul'cağızı tahrir eyletavsiyesinde bulunur Evliyâ Çelebi'nin ilk faaliyeti olan İstanbul gezileri netîcesinde başlıbaşına bir İstanbul târihi sayılabilecek Seyâhatnâme'nin birinci cildi meydana gelmiştir Oysa, babası, Evliyâ Çelebi'nin taşraya çıkmasına uzun süre aleyhinde koyup, izin vermemiştir Lakin 1640'ta, eski dostu Okçuzâde Ahmed Çelebi ile gizli gizli Bursa'ya giden Evliyâ Çelebi'nin bu yolculuğu bir ay sürer Dönüşünde bundan böyle oğlunu tutamayacağını anlayan babası, seyâhate çıkmasına müsade verir
Türk İslam edebiyatının, dünyâca meşhur bir şahsiyeti böylece doğarİstanbul'da dört sene kaldıktan sonra, Yûsuf Paşa ile Hanya Seferine katılan Evliyâ Çelebi, daha sonra tekrar İstanbul'a döndü Ertesi sene (1647'de) Defterdârzâde Mehmed Paşa ile Erzurum'a gitti ve bu vesileyle Tiflis ile Bakü'yü gezdi Defterdârzâde'nin Şuşik Beyi üzerine yaptığı sefere de katılan Çelebi,
Azerbaycan ve Gürcistan'ı da bakmak fırsatını buldu Gürcistan Seferinde bulunduktan sonradan 1647 kışını Erzurum'da geçirdi Bu sırada devlet, Vardar Ali Paşa isyânına karşısında zorunlu işlerle uğraşırken,Anadolu'daki paşalarla anlaşmaya çalışan Defterdârzâde, Evliyâ Çelebi'yi baskı toplamak ve mektup getiripgötürmekle görevlendirdi
1650'de Melek Ahmed Paşanın sadrâzam olması üstüne, Evliyâ Çelebi'nin eline pekçok yeri gezme fırsatı geçti Celalileri cezâlandırmak üzere ordu ile Söğüt yöresine gitti Sadrâzam, Özi Beylerbeyliğine tâyin olununca, Evliyâ Çelebi'nin de birincil Rumeli seyâhati başladı (23 Ağustos 1651Haziran sonları 1653) Seyâhate, bâzan Melek Ahmed Paşa ile ara sıra de yalnız çıktı Rusçuk'tan İstanbul'a mektup getiripgötürdü Silistre'ye gitti Özi eyâletinin kasaba ve köylerini dolaştı Baba dağı köylerinde gördüklerini yazdı Sofya'da bulundu
Vasvar Antlaşmasından daha sonra elçi olan Kara Mehmed Paşanın maiyetinde Viyana'ya gitti 1668'de ise İstanbul'dan çıkıp kara yolu ile Batı Trakya, Makedonya ve Teselya'yı gezdi Mora sâhillerine ve oradan da Kandiye'nin fethinde bulunmak üzere Girit Adasına geçti Mayna İsyânı üzerine yeniden Mora'ya dönüp, Adriya sâhillerini dolaştı Senelerce at üstünde seyâhat etmesi, cirit oynaması, iyi silâh kullanması, Evliyâ Çelebi'nin çevik ve sıhhatli bir yapıya sâhib olduğunu göstermektedir Evlenmediği, çocuğu olmadığı bilinmektedir Varlıklı ve köklü bir âileye mensup olup, seyahat gâyesiyle gittiği farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerde vazîfeler almış, katıldığı böylece çok savaştan aldığı ganîmetler, verilen hediyeler ve gezdiği yerlerde yaptığı ticâretten elde ettiği para ile rahat bir hayat sürmüştür Vefat târihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1682 olduğu tahmin edilmektedir *
Evliya çelebi hangi şehirleri gezmiştir?
Evliya Çelebi nereleri gezmiştir, Evliya Çelebi'nin on ciltlik Seyahatnâme'si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında epeyce manâlı bilgiler içermektedir Eser bu yönden Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir
Evliya Çelebi nereleri gezmiştir,
Evliya Çelebi'nin on ciltlik Seyahatnâme'si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında epeyce kayda değer bilgiler içermektedir Eser bu yönden Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir
Evliyâ Çelebi, genç yaşta (1630'larda) seyâhat etmek, yeryüzünde yaşayan değişik toplulukları, kurulan medeniyetleri, mîmârî eserleri tanımak arzusuna düştü Buna, içinde yaşadığı çevrenin büyük ölçüde sebep teşkil ettiği görülmektedir Babasının Kanunî Sultan Süleyman Han devrinden kalma, güngörmüş bir kişi olması, hepsi hoşsohbet kimseler olan babasının arkadaşlarının anlattığı şeyler, zâten insanları, yeryüzünü tanımaya meraklı olan Evliyâ Çelebi'yi gezip görmeye, tanımaya daha da heveslendirdi
Bir vakit bu fikri nasıl gerçekleştirebileceğini düşündüğünü: Peder ve mâder (anne) ve üstad ve birâder kahırlarından nice halâs olup, cihânkeş olurumsözleriyle belirten Evliyâ Çelebi,Aşure Gecesi, rüyâsında, Yemiş İskelesindeki Ahi Çelebi Câmiinde kalabalık bir cemâat arasında Peygamber Efendimiz'i (sallallahü aleyhi ve sellem) görmüş, huzûruna varınca; Şefâat yâ Resûlallah!diyecekken, heyacanla; Seyâhat yâ Resûlallah!demiştir Peygamber efendimiz de gülüş buyurup, bu gence hem şefâatini müjdelemiş, hem de seyâhati ihsân etmiş, orada bulunan Sa'd bin Ebî Vakkas (radıyallahü anh) da gezdiği yerleri ve gördüklerini yazmasını nasihat etmiştir
Uykudan uyanınca birincil meslek olarak, rüyâsını zamânın meşhur yorumcularından, Kâsım Paşa Mevlevihanesi Şeyhi Abdullah Dede'ye anlatır Büyükbaba, bu parlak rüyâyı uygunca yorumladıktan sonra; İptidâ, bizim İstanbul'cağızı tahrir eyletavsiyesinde bulunur Evliyâ Çelebi'nin ilk faaliyeti olan İstanbul gezileri netîcesinde başlıbaşına bir İstanbul târihi sayılabilecek Seyâhatnâme'nin birinci cildi meydana gelmiştir Oysa, babası, Evliyâ Çelebi'nin taşraya çıkmasına uzun süre aleyhinde koyup, izin vermemiştir Lakin 1640'ta, eski dostu Okçuzâde Ahmed Çelebi ile gizli gizli Bursa'ya giden Evliyâ Çelebi'nin bu yolculuğu bir ay sürer Dönüşünde bundan böyle oğlunu tutamayacağını anlayan babası, seyâhate çıkmasına müsade verir
Türk İslam edebiyatının, dünyâca meşhur bir şahsiyeti böylece doğarİstanbul'da dört sene kaldıktan sonra, Yûsuf Paşa ile Hanya Seferine katılan Evliyâ Çelebi, daha sonra tekrar İstanbul'a döndü Ertesi sene (1647'de) Defterdârzâde Mehmed Paşa ile Erzurum'a gitti ve bu vesileyle Tiflis ile Bakü'yü gezdi Defterdârzâde'nin Şuşik Beyi üzerine yaptığı sefere de katılan Çelebi,
Azerbaycan ve Gürcistan'ı da bakmak fırsatını buldu Gürcistan Seferinde bulunduktan sonradan 1647 kışını Erzurum'da geçirdi Bu sırada devlet, Vardar Ali Paşa isyânına karşısında zorunlu işlerle uğraşırken,Anadolu'daki paşalarla anlaşmaya çalışan Defterdârzâde, Evliyâ Çelebi'yi baskı toplamak ve mektup getiripgötürmekle görevlendirdi
1650'de Melek Ahmed Paşanın sadrâzam olması üstüne, Evliyâ Çelebi'nin eline pekçok yeri gezme fırsatı geçti Celalileri cezâlandırmak üzere ordu ile Söğüt yöresine gitti Sadrâzam, Özi Beylerbeyliğine tâyin olununca, Evliyâ Çelebi'nin de birincil Rumeli seyâhati başladı (23 Ağustos 1651Haziran sonları 1653) Seyâhate, bâzan Melek Ahmed Paşa ile ara sıra de yalnız çıktı Rusçuk'tan İstanbul'a mektup getiripgötürdü Silistre'ye gitti Özi eyâletinin kasaba ve köylerini dolaştı Baba dağı köylerinde gördüklerini yazdı Sofya'da bulundu
Vasvar Antlaşmasından daha sonra elçi olan Kara Mehmed Paşanın maiyetinde Viyana'ya gitti 1668'de ise İstanbul'dan çıkıp kara yolu ile Batı Trakya, Makedonya ve Teselya'yı gezdi Mora sâhillerine ve oradan da Kandiye'nin fethinde bulunmak üzere Girit Adasına geçti Mayna İsyânı üzerine yeniden Mora'ya dönüp, Adriya sâhillerini dolaştı Senelerce at üstünde seyâhat etmesi, cirit oynaması, iyi silâh kullanması, Evliyâ Çelebi'nin çevik ve sıhhatli bir yapıya sâhib olduğunu göstermektedir Evlenmediği, çocuğu olmadığı bilinmektedir Varlıklı ve köklü bir âileye mensup olup, seyahat gâyesiyle gittiği farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerde vazîfeler almış, katıldığı böylece çok savaştan aldığı ganîmetler, verilen hediyeler ve gezdiği yerlerde yaptığı ticâretten elde ettiği para ile rahat bir hayat sürmüştür Vefat târihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1682 olduğu tahmin edilmektedir *