Eşkiyalıktan Evliyalığa Fudayl Bin İyaz
Sohbet
Tovbe
Bugun menkıbelerini ibret ve hayretle okuduğumuz nice buyuk zat, yaşadıkları buyuk donuşum sonucunda maneviyat semamızda birer yıldız oldular
Kimi İbrahim Edhem gibi dunya sarayını terk edip gonul saraylarında padişah oldu Kimi de Fudayl b Iyaz gibi eşkıyalıktan evliyalığa terfi etti Bu donuşumun adı tevbedir Herkesi arındırmaya yetecek kadar buyuk bir okyanus olan tevbe
Tevbekarların medarı iftiharı, vera ve irfan deryası Ebu Ali Fudayl b İyaz (RhA), iki cihandan yuz ceviren şeyhlerin buyuklerinden olup, himmet ve futuvvet ehli bir sufi idi Merv, Kufe veya Horasan'lı olduğuna dair değişik goruşler var
Fudayl b İyaz, Merv ile Ebiverd arasında eşkiyalık yapardı Fakat tabiatı hayır ve salaha meyilli idi Soygun yaptığı kafilede bir kadın bulunacak olsa ona ilişmez, fakirin malını gasbetmezdi Sahranın ortasında bir cadırı vardı Adamları soydukları her kafilenin malını onune getirirler, o da dilediğini kendine ayırırdı
Bir gun muazzam bir kervan cıkageldi Eşkiyalar kervanın gelmekte olduğunu fark edip hazırlık yaptılar Kervanla birlikte gelen bir kişi haramilerin sesini işiterek, kafiledeki ağaya haber verdi Ağa da haramilerden gizlemek icin yanındaki altınları alıp cole acıldı Orada bir cadır gordu Cadırda sırtına aba giymiş biri oturuyordu Bu Fudayl?dan başkası değildi
Durumdan haberdar olmayan ağa altınları ona emanet etmek istedi Fudayl altınları cadırın icinde bir koşeye koymasını soyledi Ağa da altınları bırakıp geri dondu Kervanın yanına varınca haramilerin butun kervanı soyduğunu gordu O da geriye kalan bir kac eşyasını toplayıp, cadırın yolunu tuttu
Oraya vardığında bir de ne gorsun! Eşkiyalar oturmuş malları taksim ediyorlardı Adamcağız bir ah cekti ve,demek altınlarımı haramilerin eline teslim etmişim!diye hayıflandı Geri donmek isterken Fudayl onu gordu ve gel!diye seslendi Oraya varınca Fudayl, senin burada ne işin var?diye sordu Ağa:Emaneti almak icin gelmiştim dededi Fudayl, nereye koyduysan git oradan aldedi Adam gitti ve altınları koyduğu yerden aldı Yoldaşları Fudayl'a: Biz bu kervanda hic nakit bulamadık, sen ise bunca nakdi iade ediyorsun!dediklerinde Fudayl:
O, hakkımda husnuzan besledi ve ben de Allah Teala hakkında husnuzan besliyorum Ben onun hakkımdaki husnuzannını doğru cıkardım Ola ki Allah Teala da benim kendisi hakkındaki husnuzannımı doğru cıkarır
Naklederler ki, Fudayl (RhA) ilk zamanlarında bir kadına aşık olmuştu Eşkiyalıktan her ne elde ederse ona gonderirdi Zaman zaman da yanına gider konuşur, ağlardı Bir defasında yine akşama kadar gonul eğlemiş, tırmandığı duvar uzerinde kadınla muhabbet ediyordu
Bu esnada oradan gecmekte olan kervanda bulunan bir hafız şu mealdeki ayeti okur: Allah zikredildiği zaman, iman edenlerin kalplerinin saygıyla yumuşayacağı zaman hala gelmedi mi?(Hadid16)
Okunan bu ayet bir ok gibi Fudayl?ın yureğine saplanır Ta derinden yaralar Geldi, geldi Hatta gecti bile!diye soylenir Şaşkın ve mahcup olur, yerinde duramaz Gunahlarına icten bir şekilde tevbe eder Bundan sonra ağlaya ağlaya, diyar diyar gezerek, haksızlık yaptığı kişilerden af ve helallik diler
Fudayl, işte boyle mahcup ve mahzun dolaşırken, Ebiverd?de onu goren bir Yahudi, kendi yoldaşlarına: İşte şimdi Muhammediler ile eğlenmenin zamanı geldider Sonra Fudayl?a, eğer sana hakkımı helal etmemi istiyorsan, falan yerdeki filan kayalık tepeyi kaldır, yerini dumduz etdiye bir şart ileri surer
Tepe gayet buyuktur Fudayl, bu tepeyi gece gunduz demeden kazmaya başlar Nihayet bir seher vakti bir ruzgar cıkar O ruzgar, kayalık tepeyi yerinde hicbir şey yokmuş gibi dumduz bir hale getirir Bu manzarayı goren Yahudi bu defa, malımı iade etmedikce hakkımı sana helal etmeyeceğim, diye and icmiştim Benim şu yastığın altında altınlarım var Şimdi, sana hakkımı helal edebilmem icin onları al bana verder Aslında yastığın altına cakıl taşı vardır ve maksadı da Fudayl'ı denemektir Ama Fudayl, elini yastığın altına sokarak bir avuc altın cıkarıp Yahudi'ye verir Bu defa Yahudi, sana hakkımı helal etmeden evvel bana İslam?ı arzetder Fudayl, bu ne hal boyle?deyince Yahudi: Ben seni imtihan ettim, aslında yastığın altında cakıldan başka bir şey yoktu Elinde cakılın altın olduğunu gorunce anladım ki, samimisin ve dinin de haktırder ve musluman olur
Fudayl b İyaz (RA), daha sonraları hanımıyla birlikte Mekke'ye gitti Orada evliyanın halkasına katıldı İmamı Azam Ebu Hanife?nin sohbetlerine iştirak ederek ilim tahsil etti ve hadis rivayetinde bulunacak kadar ilimde derinleşti
Eski eşkıya Fudayl, sonraki hayatında artık bir hikmet, marifet ve hakikat pınarıdır Mekkeliler yanına gelip sohbetinde bulunmaya gayret ediyorlardı Kerametleri herkes tarafından biliniyordu Uzak mesafelerden onu ziyarete gelenlerin haddi hesabı yoktu Halife Harun Reşid de sohbetinde bulunmuştu
Nihayet h187m803 yılında vefat etti
(Kuşeyri Risalesi, Keşfu'lMahcub, Tezkiretu'lEvliya, Nefahat, Vakıatı Uftade)
Mustafa Bahadıroğlu Semerkand Dergisi Ocak 2000 13 sayı
Sohbet
Tovbe
Bugun menkıbelerini ibret ve hayretle okuduğumuz nice buyuk zat, yaşadıkları buyuk donuşum sonucunda maneviyat semamızda birer yıldız oldular
Kimi İbrahim Edhem gibi dunya sarayını terk edip gonul saraylarında padişah oldu Kimi de Fudayl b Iyaz gibi eşkıyalıktan evliyalığa terfi etti Bu donuşumun adı tevbedir Herkesi arındırmaya yetecek kadar buyuk bir okyanus olan tevbe
Tevbekarların medarı iftiharı, vera ve irfan deryası Ebu Ali Fudayl b İyaz (RhA), iki cihandan yuz ceviren şeyhlerin buyuklerinden olup, himmet ve futuvvet ehli bir sufi idi Merv, Kufe veya Horasan'lı olduğuna dair değişik goruşler var
Fudayl b İyaz, Merv ile Ebiverd arasında eşkiyalık yapardı Fakat tabiatı hayır ve salaha meyilli idi Soygun yaptığı kafilede bir kadın bulunacak olsa ona ilişmez, fakirin malını gasbetmezdi Sahranın ortasında bir cadırı vardı Adamları soydukları her kafilenin malını onune getirirler, o da dilediğini kendine ayırırdı
Bir gun muazzam bir kervan cıkageldi Eşkiyalar kervanın gelmekte olduğunu fark edip hazırlık yaptılar Kervanla birlikte gelen bir kişi haramilerin sesini işiterek, kafiledeki ağaya haber verdi Ağa da haramilerden gizlemek icin yanındaki altınları alıp cole acıldı Orada bir cadır gordu Cadırda sırtına aba giymiş biri oturuyordu Bu Fudayl?dan başkası değildi
Durumdan haberdar olmayan ağa altınları ona emanet etmek istedi Fudayl altınları cadırın icinde bir koşeye koymasını soyledi Ağa da altınları bırakıp geri dondu Kervanın yanına varınca haramilerin butun kervanı soyduğunu gordu O da geriye kalan bir kac eşyasını toplayıp, cadırın yolunu tuttu
Oraya vardığında bir de ne gorsun! Eşkiyalar oturmuş malları taksim ediyorlardı Adamcağız bir ah cekti ve,demek altınlarımı haramilerin eline teslim etmişim!diye hayıflandı Geri donmek isterken Fudayl onu gordu ve gel!diye seslendi Oraya varınca Fudayl, senin burada ne işin var?diye sordu Ağa:Emaneti almak icin gelmiştim dededi Fudayl, nereye koyduysan git oradan aldedi Adam gitti ve altınları koyduğu yerden aldı Yoldaşları Fudayl'a: Biz bu kervanda hic nakit bulamadık, sen ise bunca nakdi iade ediyorsun!dediklerinde Fudayl:
O, hakkımda husnuzan besledi ve ben de Allah Teala hakkında husnuzan besliyorum Ben onun hakkımdaki husnuzannını doğru cıkardım Ola ki Allah Teala da benim kendisi hakkındaki husnuzannımı doğru cıkarır
Naklederler ki, Fudayl (RhA) ilk zamanlarında bir kadına aşık olmuştu Eşkiyalıktan her ne elde ederse ona gonderirdi Zaman zaman da yanına gider konuşur, ağlardı Bir defasında yine akşama kadar gonul eğlemiş, tırmandığı duvar uzerinde kadınla muhabbet ediyordu
Bu esnada oradan gecmekte olan kervanda bulunan bir hafız şu mealdeki ayeti okur: Allah zikredildiği zaman, iman edenlerin kalplerinin saygıyla yumuşayacağı zaman hala gelmedi mi?(Hadid16)
Okunan bu ayet bir ok gibi Fudayl?ın yureğine saplanır Ta derinden yaralar Geldi, geldi Hatta gecti bile!diye soylenir Şaşkın ve mahcup olur, yerinde duramaz Gunahlarına icten bir şekilde tevbe eder Bundan sonra ağlaya ağlaya, diyar diyar gezerek, haksızlık yaptığı kişilerden af ve helallik diler
Fudayl, işte boyle mahcup ve mahzun dolaşırken, Ebiverd?de onu goren bir Yahudi, kendi yoldaşlarına: İşte şimdi Muhammediler ile eğlenmenin zamanı geldider Sonra Fudayl?a, eğer sana hakkımı helal etmemi istiyorsan, falan yerdeki filan kayalık tepeyi kaldır, yerini dumduz etdiye bir şart ileri surer
Tepe gayet buyuktur Fudayl, bu tepeyi gece gunduz demeden kazmaya başlar Nihayet bir seher vakti bir ruzgar cıkar O ruzgar, kayalık tepeyi yerinde hicbir şey yokmuş gibi dumduz bir hale getirir Bu manzarayı goren Yahudi bu defa, malımı iade etmedikce hakkımı sana helal etmeyeceğim, diye and icmiştim Benim şu yastığın altında altınlarım var Şimdi, sana hakkımı helal edebilmem icin onları al bana verder Aslında yastığın altına cakıl taşı vardır ve maksadı da Fudayl'ı denemektir Ama Fudayl, elini yastığın altına sokarak bir avuc altın cıkarıp Yahudi'ye verir Bu defa Yahudi, sana hakkımı helal etmeden evvel bana İslam?ı arzetder Fudayl, bu ne hal boyle?deyince Yahudi: Ben seni imtihan ettim, aslında yastığın altında cakıldan başka bir şey yoktu Elinde cakılın altın olduğunu gorunce anladım ki, samimisin ve dinin de haktırder ve musluman olur
Fudayl b İyaz (RA), daha sonraları hanımıyla birlikte Mekke'ye gitti Orada evliyanın halkasına katıldı İmamı Azam Ebu Hanife?nin sohbetlerine iştirak ederek ilim tahsil etti ve hadis rivayetinde bulunacak kadar ilimde derinleşti
Eski eşkıya Fudayl, sonraki hayatında artık bir hikmet, marifet ve hakikat pınarıdır Mekkeliler yanına gelip sohbetinde bulunmaya gayret ediyorlardı Kerametleri herkes tarafından biliniyordu Uzak mesafelerden onu ziyarete gelenlerin haddi hesabı yoktu Halife Harun Reşid de sohbetinde bulunmuştu
Nihayet h187m803 yılında vefat etti
(Kuşeyri Risalesi, Keşfu'lMahcub, Tezkiretu'lEvliya, Nefahat, Vakıatı Uftade)
Mustafa Bahadıroğlu Semerkand Dergisi Ocak 2000 13 sayı