enfeksiyonhastaliklaririskinasilazaltilir5c54bfaddd865alt 300 225 Daha Aşağı türlere, bir klindeki popülasyonlara ve yarı gruplarca karmakarışık bir türün tanımlanması ile ilgili herhangi bir potansiyel problemle ilgilenmeden, türleşmeyi tartışmaktayız Fakat çağdaş tür tanımının, bütün durumlara sıkıntısız uygulanabileceğini ya da gerçekte tüm durumlar için geçerli olduğunu dikkate almak yanlış olur Tanımlamanın ayrıntıları kendi içinde çelişkili olup biyologlar arasında hararetli tartışmalara niçin olabilir Biyologların birçok tanımlamanın dayandığı düşünceyi kabul etmelerine ve çoğunun aynı doğal popülasyon seti ile çalışmış olmaları halinde hangi popülasyonların bütün türü örnekleyip hangilerinin örneklemediği konusunda büyük oranda uyuşacak olmalarına karşın üstünde uyuşamayacakları ufak bir populasyon yüzdesi olacaktır Bunlar, modern cins tanımının uygulanmasının zorlama ve geçersiz olduğu durumlardır Derhal böylesi birkaç durumu inceleyelim h3Eşeysiz Üreyen Organizmalarh3 Çağdaş nesil tanımı, türün bireyleri arasında üremeyi varsaydığından bu, açıkça eşeysiz organizmalara uygulanmaz Eşeysiz üreyen organizmaların birçok gerçekten arada bir eşeysel rekombinasyon gösterse de; bir kaçı hiç bir eşeysel mekanizmaya sahip değildir Mesela, karahindibalar çiçekleri bulunmasına karşın tamamen eşeysiz olarak çoğalır Böylesi en ince ayrıntısına kadar eşeysiz organizmaların herhangi bir anlamda tür oluşturabildikleri söylenebilir mi? Ve bu cinstürler eşeyli türlerle karşılaştırılabilir mi? Bir grubun üyeleri, gen alışverişi yapamasalar bile eşeysiz olarak üreyen organizmalar tanımlanabilir gruplar ya da çeşitler oluşturabilirler Tıpkı eşeyli üreyen türlerdeki gibi öbür çeşitler arasında varyasyon, açıklıklar ya da kesiklikler oluşur Eşeysiz organizmaların her bir grubunun eşeyli bir türden evrimleştiği gruplandırmalar için getirilen açıklamalardan biridir Şu an polenleri verimsiz ve döllenme olmaksızın tohum yaratıcı verimsiz polen ve diployit yumurtaya sahip karahindibalar eşeyli atalardan türemişlerdir Süreç içerisinde oluşan varyasyonların hepsi olarak üreyen atalardan benzer şekilde uyum sağlama olasılığı düşük olduğundan karahindiba gibi eşeysiz üreyen organizmalar, tanınabilir gruplar oluşturmayı sürdüreceklerdir Sadece genotipleri daha iyi düzen karşılayan fenotipler oluşturan bireyler daha yüksek oranda var olacaklardır Buna tabi olarak daha iyi düzen bildiren alıcı sayısı eksik olarak ve böylesi bir tipin sınırları içinde kalan tüm bireyler cins denebilecek doğal bir grup oluştururlarken öteki bir uyumsal tipin sınırları içinde kalan bireyler ise ikinci bir türü oluşturacaklardır Bu şekilde tanımlanan eşeysiz türler, eşeyli üreyen türlere benzeyecektir Çünkü eşeysiz türler de eşeyli türler gibi uyumsal pikler gösterirler Dolayısıyla eşeyli ve eşeysiz türler karşılaştırılabilir ekolojik rollere sahip olup her ikisi de doğal seçilime tabi olacaklardır Fakat uzun vadede, eşeysiz üreyen organizmaların değişen koşulların tehlikesini yerine getirmek için genetik rekombinasyonenfeksiyonhastaliklaririskinasilazaltilir5c54bfae3b285pngalt 300 415potansiyelini kullanamamaları, onları çevresel değişimlerde yaşayabilme yeteneklerini azaltacaktır ve gerçekten eşeysiz üreyen organizmaların derhal tümünün evrimsel kökenleri yenidir h3Eski Kalıntı Türlerh3 Bir organizma, bir milyon sene önceki muhtemel atası ile kıyaslandığında tür içi bireylerin üreme kriteri kullanılamadığından çağdaş cins tanımlaması doğal olarak birlikte, benzer anda bulunan organizmalar için kullanılabilir böylece paleontologlar, dünyanın jeolojik tarihinin bambaşka dönemlerindeki organizmaları, sadece morfolojik kriterleri ve coğrafi dağılışları kullanarak karşılaştırılabilirler İki eski kalıntı form, arasında üreme izolasyonunun var olduğu bilinen günümüz akraba türlerinin gösterdikleri farklılıklarla aynı derecede farklı iseler bambaşka türler olarak sınıflandırılabilirler Paleontologlar, rahatlık sağlaması amacıyla organizmaların soyları arasında fiilen kesikliklerin olmadığının farkında olan olmalarına karşın fosil kayıtlarında kesiklikleri, türleri ayıran hudut olarak düşünürler h3enfeksiyonhastaliklaririskinasilazaltilir5c54bfaec14e9alt 300 120Farklılaşmanın Ara Evresindeki Popülasyonlarh3 Allopatrik türleşme modelimiz, coğrafi olarak izole olmuş popülasyonların bütün bir nesil seviyesine ulaşana kadar esasen sezilemeyen evrelerle ağır ağır farklılaşacaklarını varsayar Onları tamamen öbür türler yapan içsel üreme izolasyonu, aşamalı olarak gelişir Zaten farklılaşan popülasyonların aniden adamakıllı bambaşka türler seviyesine ulaştığı belirlenmiş bir nokta yoktur Farklılaşmakta olan iki soyun farklılaşma sürecinde açık biçimde aynı türe dahil olmaları ile açık biçimde bambaşka türlere dahil olmaları aralarında belirsiz bir ara evrenin olduğu bir dönem olacaktır Fakat bizim cins tanımımız, böyle bir ara safha öngörmemektedir sonuç olarak ara evrelerle karşılaşıldığında bir istikrarsız sistemin doğasındaki gibi katı bir gruplama gerçekleştirmek isteyen herhangi bir biyolog için her zaman sorun olacaktır Lakin ara evrelerin varlığı, türleşme kavramını geçersiz kılmaz; çünkü çağdaş türleşme şekli bunları baştan öngörür h3Allopatrik Türlerh3 İki populasyonun yakın akraba ve tamamen allopatrik iseler modern nesil tanımının uygulanmasında en net ve sık olarak karşılaşılan problemlerden biri ortaya çıkar Bunlar allopatrik olduğundan gen alışverişi yapamazlar Ama eğer populasyonlar, bambaşka türler olarak alınırsa bu, fiili ve potansiyel gen akışının olmaması demektir Potansiyel gen akışı nasıl saptanabilir? Akla ilk gelen yollardan birisi, populasyonun birinden alınan fazla sayıda bireyi, öteki popülasyonun yayılış alanına adamak ve arasında serbest olarak üremenin olup olmadığını gözlemek Eğer oluyorsa melezlerin ebeveynleri gibi yaşayıp yaşamadığını saptamaktadır Fakat bir bölgeye yabani bitki ve hayvanların sokulması nadiren istenir Sahiden, çoğu durumlarda yasal da değildirenfeksiyonhastaliklaririskinasilazaltilir5c54bfaf2e002alt 300 137 Alternatif bir yol, her iki allopatrik popülasyondan bireyler alıp laboratuvarda bir araya getirmek ve aralarında üreyip üreyemediklerini gözlemektir Ara Sıra bu işlem yararlıdır Eğer her bir popülasyonun bireyleri kendi aralarında serbestçe üreyebilirken diğer popülasyon bireyleri ile serbestçe üreyemiyorlarsa biz, iki populasyonun esas olarak izole olduklarını ve bambaşka türler olarak düşünülmesi gerektiği sonucunu çıkarabiliriz Oysa laboratuvarda ayrı popülasyonların bireyleri aralarında serbestçe üreme oluyorsa ne olacak? Bu durumda iki popülasyon da benzer türe ait olarak mı düşünülecek? Hayır İki popülasyon bireyleri arasında olan üreme, sadece popülasyonlar arasında içsel üreme izolasyonunun bulunmadığını gösterir Öteki yalıtım tiplerine ilişkin bir şey söylenemez Örneğin, doğal koşullarda ekocoğrafik ya da habitat izolasyonu bulunabilir; lakin laboratuvar koşullarında bu izolasyon çeşitleri tamamen işlemiyor olabilir veya doğada davranışsal izolasyonun işlemesine karşın laboratuvarda iyi işlemeyebilir Tavır modellerindeki manâlı farklılıklar sebebiyle yabanıl hayatta birbirleri ile ilişkisi olmayan çok sayıda hayvan türü, olağan tavır modellerinin kırıldığı laboratuvar ortamında çiftleşeceklerdir Mesela, aslan ve kaplanlar yabanıl hayatta allopatrik (farklı ortamı paylaşan) türlerdir ve yayılış alanlarının çakıştığı sıcacık zonlarda katiyen çiftleşmezler; fakat bir hayvanat bahçesinin doğal olmayan bir ortamı da çiftleşecek ve yaşamış döller vereceklerdir Dobra Dobra iki allopatrik popülasyonun üyeleri laboratuvarda çiftleşip yaşayabilen bireyler verdiklerinde bunların benzer türe mi yahut öbür türlere mi dahil oldukları sorusu yanıtsız kalmıştır Benzer değişkenlik, laboratuvar koşullarında deha üreyemeyen birçok organizma için de söz konusudur; her şeye rağmen aynı türün erkek ve dişileri çoğunlukla doğal ortamlarının dışında çiftleşmeyi ret ederler O halde çoğu durumlarda, iki allopatrik populasyonun benzer veya bambaşka türlere ait olduğunu belirleyecek iyi bir deneme yoktur Simpatrik türler aralarında kişilik değişiminin, karmaşıklığı bir aşama daha arttırırsa da böylesi durumlardaki genel başvuru formu iki populasyonu ayıran farklılıkların miktarını vermek ve bu farklılık derecesini, akraba simpatrik türlerde görülenle karşılaştırmaktır Eğer allopatrik populasyonlar aralarında görülen farklılık, akraba simpatrik türleri karışıklığa itmek için kullanılan farklılıkla aynı (veya daha fazla) ise allopatrik populasyonlar ayrıntılarıyla bambaşka türler olarak kabul edilirler Eğer farklılıklar simpatrik türleri ayırandan daha az ise iki allopatrik populasyonu aynı olarak düşünmek olasıdır Kaynakça: :wwwsciencedirectcom